Avrupanın aksine caz müziğini neredeyse hiç tanımayan Amerika`nın hip hop kuşağından genç müzisyenler kendi kökenlerini araştırıyorlar...

Avrupanın aksine caz müziğini neredeyse hiç tanımayan Amerika`nın hip hop kuşağından genç müzisyenler kendi kökenlerini araştırıyorlar...

Yukardaki başlığı fazla iddialı bulanlarınız olabilir, yani, ’ne demek caz müziğini neredeyse hiç tanımayan genç kuşak’ diyenleriniz olabilir ama ikibinli yılların Amerika gerçeği böyle, evet, bunu Amerikan Başkanı Obama ve karısı bile söylüyor. Genç neslin hip hop, rap, (pop dahi azalıyor) türlerinden başka neredeyse hiç bir müzik dinlemedikleri gayet iyi biliniyor. Hatta Amerikan hükümeti bu konuya el atıp kendi ulusal müzikleri kabul ettikleri Jazz’ın yeni nesiller tarafından yeniden keşfedilmesi için farklı programlar bile geliştirip uygulamaya geçiriyorlar. Obama’nın başkan seçildiği zaman i-pod’un da John Coltrane ve caz müziği kayıtlı olduğunu söylemesi sizce sadece bir tesadüf müydü? Kesinlikle değil... Aşağıdaki yazıyı biraz da bu bilgilerin ışığında okursanız daha faydalı olabilir diye düşünerek başa bu açıklamayı koymayı uygun görüyoruz.


Aşağıda okuyacağınız yazı 31 Ağustos 2010 tarihinde Jared Wattananon tarafından NPR sitesinde yayınlanmıştır.


Berklee Music öğrencisi Meghan Stabile’in yaşıtları olan caz müzisyeni dostları hip hop dinleyerek büyümüş çocuklardı. Bu durumun uzun zamandır farkında olduğunu söyleyen Meghan geçen sömestr bu konuda bir çalışma yapmaya karar verdi, amacı hip hop dinleyerek büyüyen bugünün caz müzisyenlerine sorarak iki tür arasında kurdukları kendi kişisel bağlantılarını ortaya çıkarmalarını sağlamaktı. Bu çalışma için New York’u seçen Meghan, Revive Da Live isimli ilginç bir prodüksüyon grubu ile bağlantıya geçti. Revive Da Live Robert Glasper, Jaleel Shaw ve Esperanza Spalding gibi isimlerle konser organizasyonları yapan, bu isimleri sahnede sık sık Talib Kweli, Pete Rock, Large Professor gibi hip hop müzisyenleriyle buluşturan bir prodüksüyon şirketiydi, halen de öyleler, başta New York olmak üzere önemli performanslara imza atıyorlar. Revive’nin temel amacı canlı performanslarda hip hop kalabalıklarını cazla buluşturarak bir çeşit cazla yeniden tanışmalarını sağlamak.

Bu çalışmayı için Meghan Stabile, MC/DJ Brian “Raydar” Ellis ve piyanist, yazar Jared Pauley ile birlikte oturup hip hop cemaati için caz müziğini konuştular. Raydar “Daha önce yapılmış olan çalışmalara bakarak, yani bir anlamda geriye dönüş yaparak günümüzün 13-14 yaşındaki çocuklarının da seveceği caz şarkıları yazmanın bir yolu mutlaka vardır.” diye başladı. “Geçmişte yapılanların izini sürerek bu keşfi yeniden yapabiliriz...”

Tartışmaya böyle başlayıp üzerinde fikirler üretecekleri 6 albümü masaya yatırmaya karar verdiler. İşte o 6 albüm ve üzerine yapılan konuşmalar.

Dorothy Ashby; “Afro-Harping” (1968)



Meghan:
Pete’e dinlemesi için bir dolu şey geliyor. Bir çok sample kaydı yaptı, dün Pete ile Dorothy Ashby hakkında konuşuyorduk, Raydar’da bize bu kayıttan bahsetmişti.

Patrick: Peki, o kaydı bu kadar özel ve ilginç yapan şey ne?

Raydar: Kaydın yapılma şekli, yani ‘sonic’ olması. Audiophile bir kayıt bu, kayıt ve mixing’i ilginç. Dorothy Ashby’nin harpının kayıtta güzel bir gecikmesi var. Ashby’nin bu kayıtta yaptığını Stevie Wonder’ın kimi kayıtlarında da bulabilirsin.

Donald Byrd; “Stepping into Tomorrow” (1975)

Raydar: İşin garibi, bunda beni caza çeken şey Incognito’nun “Pieces of Dream”i oldu. Babam radyoda bu tarz pek çok smooth jazz parçası çalardı, iyi hatırlarım...

Hip hop dinleyicisinin anladığı perspektiften gelen sample’ların örneğin Donald Byrd’ün “Stepping into Tommorrow” parçasından geldiğini tahmin ediyorum, “Think Twice”, “Looking Out The Front Door”... bunlar bence doğrudan kullanılan ana kaynak niteliğindeler. Aynı zamanda J. Dillla “Welcome 2 Detroit”te kullandı, Erykah Badu da öyle... Hatta, tek bir parça, tek bir albüm değil, tüm kataloğu...

Miles Davis; “In A Silent Way” (1969)

Jared: Miles’ın “In A Silent Way”i tüm dinleme şeklimi değiştirmiştir. Ben “organik” sözcüğünü kullanmaktan hoşlanmıyorum ama bu albümde herşey organik bir karışım. Miles, progresif müziğini “Bitches Brew” ve “On The Corner”da fusion’ı da işin içine katarak yeni bir evreye taşımış oldu. Belki biraz daha kaotik bir hal almıştı. Bugün ise Teo Macero “In A silent Way”i elektrik piyano ile yeniden edit’leyerek tanımlaması zor, soyut ve atmosferik bir müziğe dönüştürdü.

Charlie Parker; “A Night In Tunisia”(1946) ve

McCoy Tyner; “Impressions” (1975)

  

Meghan: “Hip Hop 1942” (Revive Da Live’in başını çektiği bir konser organizasyonu) ile elliler, altmışlar, yetmişlerden gelen ve özellikle seçtiğimiz şarkıları kullandık, örneğin, Charlie Parker’ın “A Night in Tunisia”dan ürettiği versiyonu Gang Starr “Words I Manifest”i için kullandı. Biz bu tarz yorumları yapıp kullandığımızda konserde olan dinleyicilerin hiç biri dinledikleri parçaların orijinallerini bilmiyorlardı, daha önce hiç dinlememişlerdi. Sahnede söylenirken bu albümlerin orijinal kapaklarını sahnedeki ekranlarda bir yandan gösteriyorduk.

Bir diğeri de benim kişisel favorim olan McCoy Tyner’ın “Impressions”ı idi. Bu albümde yer alan Ron Carter’ın bas solosunu Black Sheep “The Choice is Yours”da kullandı. Bu solo, Ben Williams’ın kullanmayı hayal ettiği bir soloydu.

Robert Glasper; “Double-Booked” (2009)



Raydar: Ben, bu albümün hip hop ile cazın iç içe geçmesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü Rob (Robert Glasper) her iki müziğin de içine doğmuş bir müzisyendir.

Cazkolik.com / 07 Eylül 2010, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • kemal kamer
    15 Eylül 2010 Çarşamba 04:07

    hiphop müziğinin jazzın köklerinden nasıl beslendiğini çok iyi anlatan bir yazı olmuş,hiphop düzgünü seçildiğinde gerçekten çok lezzetli bir müzik.hiphop ile alakalı yazılar beklemekteyiz teşekkürler

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.