Bir müzik şirketi kurmak hiç bir zaman kolay olmadı ve olmayacak. Hele hele son dönemlerde müziğin beklenmeyen dalgalanması sonucu firmaların para kazanması çok zor bir ihtimal olarak tasarlanmakta. Aksi söz konusu olduğu durumlarda “mucize” kelimesinin kullanılmaya başlandığı bir dönemdeyiz.
Ortada suçlu aramaya gerek yok zira bunun başlıca nedeni elbette internet ve onun doğurmuş olduğu farklı kollar, fırsatlar ve yaratıcı çözümler. Adeta müzik endüstrisinin nabzını, yaşama ve var olma biçimini temelden değiştirdi. Grooveshark, Spotify, last.fm ve Pandora gibi dijital müzik sayfalarının dramatik ilgi çekmesi bir anda herkesi heyecanlandırmış olsa bile Digital Music News sitesinde yazan Paul Resnikoff’a göre burası tamamıyla “para kaybetme çukuru”.
Büyük müzik firmalarının cebelleşmeleri sürecinde aradan ufak pek çok müzik firması türeyiverdi. Bu firmaların deklare ettikleri rakamlara göre bir albümü üretmek anlatıldığı kadar da korkunç bir maliyet değil. Örnek alınan Local 638 Records`ın istatistiklerine göre bir albümü kaydetmek için yaklaşık 10.000 USD harcamak gerekiyor. Aylık olarak 1.000 USD ile 6.000 USD arasında tanıtıma harcamak gerekiyor. Son olarak CD’leri basmak ise ortalama 1.000 USD’ye geliyor. Tüm bunları bir havuza koyup hesap yapınca söz konusu albüm 10 USD’den 2.500 adet satınca kar eder hale geliyor. Hele bir de biraz eleştirmen pohpohlaması ile söz konusu albüm iyi satanlar arasına bile girebiliyor. Ancak bu sanal bir gerçeklik zira bu yıl başarılı kabul edilen bu albüm ertesi yıl yerlerde sürünüyor olabilir, kısacası, eskilerde olduğu üzere sürdürülebilirlik yok. Belki de hiçbir zaman olmayacak...
Geçen sene ortalama 77 bin adet albüm piyasaya sürülmüş ve bunlardan sadece 13 tanesi 1 milyon sınırını aşmış (bu 13 albümün içerisinde bazıları tam sınırda). Hesaplamaya göre bu %.00016 yapıyor, içler acısı değil mi? Yirmi yıl öncesine kıyasla tamamen farklı sulardayız. Bazılarına göre bu sular zifiri karanlık, bazılarına göre ise aydınlık. Ben karanlık sular tarafındayım maalesef. Her ne kadar internet yüzyılın icadı olsa bile müzik sektörüne çok ciddi darbe vurmuş bir oluşum. Öncelikle internet sayesinde korsancılık hiç olmadığı kadar tavan yaptı hatta şu sıralar göklere ulaşmakta. Bir grubun aylarca emek verdiği albüm daha resmi deklarasyonu bile yapılmadan internete sızabiliyor. Bazılarına göre bu kasti yapılıyor ancak ben bu görüşe pek sıcak bakamıyorum. Kimse bu kadar çaba harcadığı bir ürünün beleşe gitmesini istemez.
Yukarıdaki orana bakarsak müzik sektöründe bence bir devrime ihtiyaç var. Yeni bir format, sunum biçimi, bir şey... Zira şu an müzik dinleme kalitesi sıkıştırılmış bir dosya üzerinde dönüyor. Bunun ne kadar düşük kalitede olduğunu tartışacak değilim zira hepimiz konuya vakıfız ama tek bir kelime “sıkıştırılmış” zaten kendisini fazlasıyla ifade ediyor. Üye olduğum internet sitelerinden artık Flac formatında müzik almaya başladım, evet birkaç kuruş daha fazla ödüyor olabilirim ama nispeten daha kaliteli müzik dinliyorum veya kendimi kandırıyorum. Oysa bu üretimlerin hepsine büyüdüğüm CD veya plak formatında ulaşabilsem bütçem kapmasında alacağım. Ama bu dönemde bile ülkemize gelmeyen o kadar çok üretim var ki. Nedeni belki yeterince satmaz, haklıdırlar da ama bir şeyi zorlamadıkça o kanı hep kalır ve en sonunda kurallaşır.
Var olduğumuz şu dönemde müziğin kalitesi iPod’un standardı kadar. iPod jenerasyonu, kaliteli müzik nedir bilmiyor, bir ses siteminden AAA kalitesinde CD’den çıkan müziği veya temiz bir plağın verdiği kalite mefhumu yok. Öyle bir algı beklenti yok, tam bir sıkıştırma zihniyet var ve bu bence asıl karanlık su.
Zekeriya S. Şen
Cazkolik.com / 20 Haziran 2014, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Serkan S
Zekeriya Bey bence Müziğin bir tarafta ruhu kayboldu Albümlerin düşen kalitesi tek parça iyi kalanı kötü ve işin fazlaca ticarileşmesi o tarafta büyük bir kayıp. Piyasının bir kısmıda sahne showuna döndü,diğer kısmıda tamamen parasal yaklaşır oldu. Bazı muzik türleri bundan en az etkileniyor çünkü tekrar tekrar dinleyebileceğiniz kalitede ve emek sarfedilmiş mutlu eserler ve albümler kitlesi az olsada alıcısı bulunuyor Diğer konu teknik yönde CD formatı muziği taşıyamayan eksik örneklenmiş ve derinliği kısıtlıdır,LP"lerden sonra ilk cd dinlediğimde üst tonlardaki kırpılmalar göze çarpıyordu.(16/44) Artık 24/96 24/192 yada 32/192 master kayıtlara ulaşmak mümkün ve kesinlikle üst tonlarda ve enstürman derinliği ayrışması ok çok ileride FLAC,APE ..vs farketmez önemli olan master kayıtta stüdyo kalitesi. Ben artık CD almıyorum CD"nin yanına ekipmanı olan için MASTER"da eklesinler o zaman gidip satın alabilirim. Yüksek kalitede satılanları şuan için yurdışından temin ediyorum. teşekkürler
Bu Yoruma Cevap Yazın »