Bilgisayarın kaotik gerçekliğinden sıradanlığın sinir edici sınırlarına

Cazseverlerin almaması gereken albümler için iyi bir örnek CD.

Birazdan okuyacaklarınızın aslında bu yazının konusu olması gereken Miles Davis hakkında yayınlanan yeni albümle bir yere kadar ilgisi var, bir yere kadar da yok, yok ama niyesi önemli!

İnternetin gücü kimi zaman sizi de şaşırtmıyor mu? Şöyle ki, sabah bilgisayarın başına geçip neler oluyormuş diye bakınırken, bookmarks bar’ günün gelişen son haberlerini birbiri ardına ekrana yığmaya başladı. Almanya'da bir festival sırasında geçitte sıkışıp ölenler, Alzheimere karşı bulunan yeni bir proteinin faydası. Biliyorsunuz, browser'ların artık böyle imkanları var. Gelen yüzlerce haberden en üstteki özellikle ilgi çekiciydi. New York Times'dan Dan Bilesfky Suriye ile Gaziantep arasındaki verimli ticari ilişkinin her iki ülkeyi de nasıl olumlu etkilediğini, adeta eski dostların birbirlerine yeniden kavuştuğunu, bundan her iki tarafında, özellikle iki halkın duyduğu mutluluğu anlatıyordu. Dikkat çekilen önemli kısım Gaziantep'in Suriye için Avrupaya bir çeşit çıkış kapısı olması. Antep'in gözde alışveriş merkezleri vs. vs. İyi işte ne güzelmiş, üstelik bu bakış açısıyla Türk basınında bir habere doğrusu rastlamadık, elin oğlu ta Amerikadan yazıyor işte diye düşünürken, haber listesinin daha alt sıralarında yeni çıkan albümlerin kapakları sıralanmıştı. Neler çıkmış diye hızla bakmaya çalışırken yeni bir Miles Davis Top 10 albümü tabii bir anda parlayıverdi. Albüme tıklamamla bilgisayarda ardı ardına hareketlenme oldu, sanki kontrolü yitirdim, bir yanda iTunes açılıp, albümdeki parçaların kısa klipleri hoparlörlerden yayılmaya başlarken, bir yanda albümün satış kanalı belirip hemen satın alıp yüklememiz için gözümün içine bakmaya başladı. Korktuğum kısım işte tam da burası... Bir albüm kapağına tıklıyorsunuz ve bir anda karşınıza üç ayrı pencere açılıyor, biri müzikleri çalmaya başlarken diğeri içeriğine dair olabilecek en kısa ve özensiz bilgileri ekrana dolduruyor öbürü de hemen satın almak için gerekli altyapıyı tek tıklamalık hale getiriyordu.

Bundan korkacak ne var demeyin! Sizi sadece satın almaya teşvik eden dehşet bir sistemin içine yuvarlanmış ve bir daha oradan çıkamayacakmışsınız gibi hissediyorsunuz. Günün moda tabiriyle kontrolün sizde olduğunu sandığınız anda karşınıza çıkan her şeyin aslında sizi nasıl yönlendirdiğini ve buna karşı koyamadığınızı anlıyorsunuz. Sorun karşınıza çıkan şeyi satın alıp almamayı istemeniz değil, sorun sizin içine yuvarlandığınız kaotik çukurdan sadece satın alma seçeniyle çıkabilecekmişsiniz hissi!

Neyse, belki de kötümser bir bakış açısıdır bizimkisi! Gelelim bu kötümser başlangıca sebep olan albüme, bu cephede dikkat çeken yeni ve iyi bir şey var mı? Maalesef yok, çıkan her yeni Miles Davis albümü mutlaka dikkat çeker ama hepsi de mutlaka iyi albümlerdir demek değildir! Cazkolik olarak her ne kadar albümler satsın filan diyorsak da buram buram para kokusu da artık ayıp oluyor? Adı Miles Davis mi, ne olsa satar, kapağına modern metropol romantizminden bir resim koy, parçalar nasılsa güzel, gerisi kendiliğinden gelir, 0,99 $'a binlerce parça anında bilgisayarında, yok artık, o kadar da değil, kimse kusura bakmasın.

Herhalde hava sıcaklığından mıdır nedir, iyi bir temenniyle bitirmeyi isterdik ama maalesef beceremedik, sanki böyle albüm mü yok kardeşim, buna niye parladın ki diyenleriniz haklı olabilirsiniz ama siz de hak verin lütfen, iki ayrı açıdan köşeye kıstırılmışlık hissi ve sizi sadece 0,99 $ olarak gören iTunes tarzı bir zihniyetle 'jazz' kelimesinin de büyüsü bozulmuyor mu allahaşkına, hayatının her anında sıradan olmamayı başaran Miles gibi bir isme haksızlık olmuyor mu, bu itiraz elbette sadece bu albüme ait değil, bu yazıyı böylesi bir dolu albüm için yazılmış ortak bir itiraz olarak kabul edin lütfen.

Cazkolik.com / 25 Temmuz 2010, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN