Parallax dinleyeni paralize eden bir albüm.

Parallax dinleyeni paralize eden bir albüm.

İngiliz yapım şirketi Editon Records’un coşkulu ve saygılı çabalarını takdirle karşılamışımdır hep. Genç, gelecek vaadeden, altıncı hissi kuvvetli bir firma. Yayınladıkları albümler müzikseverler arası mesafeleri ortadan kaldıran çalışmalar olmakla kalmayıp bana göre temiz ve çağdaş görsel anlatımlara da sahipler.

 

Phronesis`in 8 Nisan günü bu firmadan yayınlanacak yeni albümü Parallax’ı dünyada ilk dinleyen şanslı insanlardan biri olma ayrıcalığını, mutluluğunu yaşıyorum. Albüm, çatısı altında bulunmanın kendilerini iyi hissettirdiği Abbey Road Stüdyoları`nda Phronesis’in canlı kayıtlar serisinin devamı olarak kaydedilmiş. Müziği, enstrüman ve kayıt mekanı ekseninde takip etmeyi seven dinleyiciler için tarihi öneme sahip bu stüdyo güzel bir referans olarak hemen başta dikkati çekiyor. Abbey Road neresi mi diye soran olursa eğer Google’a “dünyanın en ünlü stüdyosu" diye yazarsanız karşınıza çıkan stüdyo deriz.

 

Phronesis, Parallax’ta, dinleyicinin bütün dikkatini toplamaya aday bir kayıtla diskografisini iyice parlatmış. Yarattıkları müzik pür dikkat dinlenilmesi gereken bir müzik, yani, öyle bir kenarda çalsın diyenler için değil, aksine, her zamankinden daha fazla odaklanma talep eden bir çalışma. Bu demek değil ki snob ve abartılı entelektüel bir müzikle karşı karşıyayız. Evet, belki biraz mesafeli ama dinleyicisine saygı duyan, ayırdığı zamanı önemseyen ve hakkını vermek isteyen dürüst bir albüm.

 

 

Davulun, albümün dinamizmine sağladığı katkının derinliğini kesinlikle hissediyorsunuz. Zaman zaman ses paletinin zenginliği dediğimiz kavrama karşılık gelebilecek duygunun davulcu Anton Eger’in yemek bıçağını baget olarak kullanmasıyla açıklamak mümkün. Davul kasnakları ve deriye vuran, temas eden, çarpan bıçağın sesinin doğaçlamanın çarpan etkisine katkısı olağanüstü. Duygusal kreşendolar kesinlikle yerli yerinde. Düzenlemelerdeki teknik üstünlük ve üst düzey icra yetkinliğine müzisyenlerin insanî dokunuşlarındaki sıcaklık başarıyla yansıyor. Müzikteki naif öğeler `free` patlamalı harmoniyle eş `izogonik` (eş açılı) ifadeyle icra ediliyor. Eğer farklı açılardan bakılırsa kademeli bir boyut farklılığı da var. Piyanist Ivo Neame’in sıcacık tuşesi Jasper Hoiby’nin kompozisyonların icrasındaki yırtıcı ahşap tonu ve Anton Eger’in gösterişli davulu müziğin perspektifini iyice derinleştiriyor.

 

Yüksek uçuşla başlayan Anton Eger bestesi "67000 MPH" adeta direksiyonunda sizin olduğunuz spor bir otomobilin ön camından yolu seyretme keyfi yaşatıyor. İcraların genelinde tüm parçalarda baştan sona kopmalara, anlamsız yoğunlaşmalara, tatsız durağanlaşmalara yer yok. Avrupa cazı olarak dinlediğimiz müziklerin çoğu yerel motiflerle uğraşadursun Avrupa’nın karanlık kasvetli havasından kurtulmuş Phronesis aynı coğrafyada yapılan en kaliteli müziklerden birini icra ediyor.

 

Ülkemizde kendine has bir hayran kitlesi olan üçlünün bana göre yine takipçilerini mutlu edecek bir albüm geliyor.

 

Burak Sülünbaz

 

Cazkolik.com / 04 Nisan 2016, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.