Bu yıl ikincisi gerçekleşen Antalya Akra Caz Festivali başarılı bir organizasyonla sona erdi. Festivalde iki önemli sanatçıyla röportaj yapma imkanı buldum, tüm bunların yanında baştan sona festivalde neler olup bittiğini size anlatmak istiyorum.
Öncelikle Akra Hotel yönetim Kurulu Başkanı sayın Haydar Barut’u içtenlikle tebrik etmek istiyorum. Kültür ve sanata değer veren biri. Sadece inanmak yetmez, faaliyete de geçmeli, işte, Akra ekibi iki yıldır bunu gerçekleştiriyor.
Dee Dee Bridgewater ve Engin Recepoğulları
Festival’in Sanat Direktörü Kadir Dursun ile uzun sohbet etme fırsatı bulunca, festivalin nasıl oluştuğunu öğrendim. Kadir Dursun yıllardır Antalya’da yaşayan, birçok etkinliğin oluşmasını sağlamış, Antalya Piyano Festivali`nin kurucusu olmuş bir kültür girişimcisi. Asıl çabası, Antalya’yı Türkiye ve dünyada önemli bir şehre dönüştürmeye katkıda bulunmak ve bunu sanatla, müzikle yapmak isteyen bir idealist.
Bir gün lobide otururken, otelde canlı caz çalınması önerisi gelince karşı çıkmış. Haklı sebeplerim vardı, sebeplerin ötesinde büyük hayallerim vardı diyor. Akra Hotel’de bir caz festivali yapalım demiş. Akra adını cazla buluşturan Akra Caz Festivali’ne böyle karar verilmiş. Yıllarca Fazıl Say’ın menajerliğini yapan Kadir Dursun müzik dünyasını yakından tanıyor. Kurulan bağlantılar ve oluşan güven ile bu yıl ikincisi gerçekleşen festival dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yaptı.
Dee Dee Bridgewater ve Igor Butman arkada orkestranın genç, başarılı gitaristi
Derken, bir de otelin içinde The 251 Soul isimli bir caz bar açılmış. Dünya standartlarında diyebileceğim bar birbirinden önemli müzisyenleri ağırlıyor. Akra bir şehir oteli olmayı hedefliyor ve bunu lifestyle bir festivalle bir araya getiriyor.
Festivalin bir diğer özelliği de dünyaca ünlü isimlere yer verirken bizim sanatçılarımıza da aynı oranda yer vermesi. Dünyaca ünlü müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşacak müzisyenlere sahip olmamız hem dünyaya kendimizi tanıtmak, hem de müzisyenlerin kendi kendi ilişki ağlarını genişletmeleri için önemli bir fırsat.
Önder Focan
Evet, biraz da konserlerden sözedeyim. Bu yıl 19-29 Haziran 2019 tarihleri arasında gerçekleşen festivalin ilk haftasında açılışı Portekizli ünlü fado ve pop şarkıcısı Monica Molina yaptı. Öncesinde, Antalya`da yaşayan Türkiye caz sahnesinin önde gelen sanatçılarından basçı Çağlayan Yıldız`ın kurucusu olduğu Akra Jazz Band ve Şallıel Kardeşler aynı sahneyi paylaştı. İkinci gün, Kübalı caz piyanist Robert Fonseca “Havana Gecesi” ile Ece Göksu Quartet sahnedeydi. İlk haftanın son sanatçısı ise soul ve RB’nin güzel sesi, Nijerya kökenli Amerikalı şarkıcı Iyeoka ve öncesinde ise; New Orleans ve New York sokaklarından gelen Amerikan Halk Müziği, caz ve blues müziğinin yüksek enerjili gruplarından Tin Pan Band sahne aldı.
İstanbul seçiminin ardından festivalin ikinci haftası ben de Antalya’ya giderek konserleri yerinde izleme imkanı buldum. Davet ettikleri için de teşekkürlerimi özellikle iletmek istiyorum.
Fazıl Say
İkinci haftanın ilk konseri Çarşamba akşamı Fazıl Say ile başladı. Say o gece ilk bölümde Truva Sonatı ve İzmir Süiti’ni yorumladı. İkinci bölümde ise klasik repertuvardan aşina olduğumuz eserleri kendi yorumuyla seslendirdi. Her şey iyi hoştu ama işte Antalya’nın sıcağı durduğunuz yerde erimenize neden olurken müziğin güzelliği sayesinde konseri tamamlayabildik. İkinci konser Cuma akşamı idi. Rus saksofoncu ve big band şefi İgor Butman sahne alacaktı. O gün kendisiyle bir de röportaj yapma fırsatı elde ettim (röportajı okumak için). Önder Focan grubuyla sahnede konserini verdikten sonra Igor Buttman Moskova Caz Orkestrası ile sahneyi aldı. O akşamki konser özel bir konserdi. Zira, Butman’ı izlemek hakikaten bir ayrıcalık ama gecenin bir de sürprizi vardı, o sürpriz de, ertesi gün konser verecek Dee Dee Bridgewater’dı. Konserin bonusu hatta festivalin bonus gecesiydi bana göre. İsteseniz bu iki sanatçıyı bir arada bulamazsınız. Gerçi, geçen Mayıs Moskova’da bir araya gelmişler ama bize ne fayda...
Dediğim gibi, çok özel bir konser oldu. Çünkü, şunu söylemek isterim ki, Moskova Caz Orkestrası herhalde sayılı iyi orkestralardan biri. Çok genç müzisyenlerle oldukça donanımlı bir şefin yönetimi ve disiplininde ancak bu kadar başarılı olabilir. Her bir müzisyenin yüzündeki mutluluk, gözlerindeki parıltı tüm dinleyicilere yansıyordu. Genç yetenekli piyanist Oleg Akkuratov ayrıca sesiyle de büyüledi. İgor Butman’in o nefis tenor saksofonunu dinlerken resmen beni orkestranın içine çekti. Dinleyiciler adına bu kadar büyük bir laf edemem ama, kendi adıma bunu deme cesaretini gösterebilirim. Ardından Dee Dee Bridgewater’i anons edip de şarkılarını söylemeye başlayınca artık siz düşünün bu iki müthiş performansın gücünü. İki ya da üç parçanın ardından Dee Dee veda ederek çekildi, ertesi gün buluşuncaya dek bekleyecektik. Konser bittikten sonra “after party” için The 251 Soul bara geçtik. Gecenin en güzel anları orada devam ediyordu, çünkü, caz müzisyenlerinin en sevdiği şey jam session yapmak. Bu ayrı bir keyif ve yerli yabancı bir çok müzisyen aynı sahnede çalma fırsatı buluyor. Dee Dee ve İgor sahnedeydi. Ne büyük keyif, ne büyük haz...
Son geceye geçmeden evvel, Dee Dee Bridgewater ile röportaj imkanı bulur muyum diye rica ettiğimde olumlu cevap almak beni çok heyecanlandırdı. O gün saat 14:00-17:00 arası olabilir dediler. Saat 15:30 gibi bir araya geldik. Ben bunu böyle adım adım anlatıyorum ama, bu çok özel anlarımdan biri olarak tarihe geçecek. Bazı insanlar özeldir. O da öyleydi, oldukça mütevazı, içten ve samimiydi. Röportajı ayrıca yayınlayacağız ama, özetle bir iki şey söylemek gerekirse şunları diyebilirim. Festival için grubuyla değil yalnız gelmişti. Ona sahnede Akra Big Band eşlik edecekti, bununla ilgili görüşlerini sordum. Şarkılarınızı Akra Big Band ile söyleyeceksiniz, ne düşünüyorsunuz dedim. Bu son dakika gelişen bir şey oldu dedi. Basçımın zamanı uymadı, gitaristim hastalandı ve diğer müzisyenlerle eksik olacaktı başka çözüm bulduk ve Akra Big Band ile anlaştık. Bu benim için büyük bir onur. Çok yetenekli, değerli müzisyenlerle aynı sahnede olmak çok heyecan verici olacaktır dedi.
Yeni projelerinden bahsetti. İki yeni projesi var. Biri Memphis projesinin devamı, diğeri ise yolda olan bir düet albüm kaydından bahsetti. Piyano ve vokal. Piyanodaki isim sürpriz. Biraz daha beklemeniz gerekecek. Ve onu çok heyecanlandıran bir sanatçı var, o da Tına Turner. Sanıyorum onunla Kasım ayında Amerika’da aynı sahneyi paylaşacak. Bana bunları anlatırken çocuk gibi mutluydu. “İnanılmaz” diyordu. Uzun uzun konuştuk, fotoğraflar çektik ve kendisine çok teşekkür ederek ayrıldım.
Dee Dee ve Leyla röportajda
Evet, ve akşam olunca Dee Dee için geri sayım başlamıştı. Ancak konser öncesi bir haber geldi, Akra Hotel Genel Kurul Başkanı sayın Haydar Barut basın mensupları için bir yemek veriyormuş. Otelin bir başka güzel yeri Asmani Restaurant’ta eşsiz bir manzara ve harikulade ortamdaakşam yemeğine bir baktım Dee Dee de gelmiş. Haydar Bey’in davetinden sonra konseri izlemek için aşağı indik. Ve final gecesi Dee Dee Bridgewater’ın performansıyla sona erdi. Bitti mi? Bitmedi. After Party’de artık son performanslara tanık olduk. Güzel bir festival dört dörtlük bir kutlamaya dönüştü.
Yaşanan tüm güzellikler için başta sayın Haydar Barut ve zarif eşi Zerrin Barut’a, festival direktörü sevgili Kadir Dursun’a, otelin genel müdürü sayın Gökhan Polat`a, otelin sosyal medya sorumlusu sevgili Özgü Ekin Çayır’a, İgor Butman röportajında Rusça’dan Türkçe’ye tercümesiyle yanımızda olan Sandra’ya, Dee Dee Bridgewater’da bize eşlik eden Selin Kahraman’a, beş gün boyunca bize enfes yemekler tattıran harika aşçılara, otel personeline ve herkese teşekkür etmek istiyorum. Güzel bir ekip ve güzel bir festival henüz ikinci yaşında önemli isimleri ağırladı, geleceğe dair birçok iyimser heyecan yarattı. Kutlarım.
(Fotoğraflar: Leyla Diana Gücük)
Leyla Diana Gücük
Cazkolik.com / 03 Temmuz 2019, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Osman Denizer
Harika bir deneyim ve anlattıklarınızla adeta oradaydım yaşadım. Aktarımınız için çok teşekkürler. AKRA"yı da mutlaka ziyaret edeceğim. Teşekkür ederim Leyla Diana
Bu Yoruma Cevap Yazın »