Çıkacağı uzun seyahat öncesi programlarını kaydedip yeni yazısını yazan sevgili Tunçel Gülsoy son notlarını okurlarıyla paylaşıyor.

Çıkacağı uzun seyahat öncesi programlarını kaydedip yeni yazısını yazan sevgili Tunçel Gülsoy son notlarını okurlarıyla paylaşıyor.

Tunçel Gülsoy`un bu hafta yayında olan programını dinlemek için bu satıra tıklayabilirsiniz.


Sevgili Müzik Dostlarım,

Sonbahar kapıya dayandı, gündüzler hala sıcak ama akşam oldu mu insanın eli üstüne geçirecek hafif bir şeyler arıyor.

Dün okullar da açıldı, Cihangir`deki evimin karşısındaki ilkokulda çocuk cıvıltılarını işitmek bana olağanüstü bir keyif verdi.

Rakamlara göre Türk ekonomisi çok iyi gidiyor, siyasi durum ise yoruma bağlı. Kimine göre komşularla sıfır sorun politikası başarı ile yürütülüyor, kimine göre ise komşularla sıfır çözüm üzerinden bir sıfır sorun hedefine yürüyoruz. Benim gördüğüm şey ise sıfır tartışma ortamına doğru geldiğimiz, ama bu hayırlı mı olur yoksa günün birinde insanlar bu duruma hayır diyebilirler mi bilemiyorum.

İki hafta önce Hindistan’ın Mumbai şehrine gittim, ne gördüm derseniz şöyle diyebilirim; Sarî, Safran, Sıcak, bunlar oranın 3 S’si.

Hindistan benim için eski ve yeninin iç içe yaşadığı, gelenek ile modernitenin el ele var olduğu, egzotik ve aynı zamanda pragmatik bir ülke.

Kültürlerimiz hem benziyor hem farklı. Kokteyl partide alkol yok, yemek mönüsünde çorba var, az ve yavaş yemek yiyorlar, sohbetler koyu, farklı olana hoşgörü ve merak bol.

Kadın elbiselerinde form çok az, renk ve desen sonsuz çeşit ve güzellikte, sarî giyen her kadın güzelliği yaşıyor.

İnşaat işi Ali Ağaoğlu’nun hayallerini de geçmiş vaziyette, her yer Ataşehir, bizde gecekondu kalmamış sadece çarpık yapılaşma varmış orada fark ettim, Mumbai’de gerçek gecekondular dev binalar ile koyun koyuna iç içe, insanların mutluluk anlayışı en azından şimdilik kapitalist ekonominin buyruklarından azade, ama bu yavaş yavaş değişiyor.

Otuzlu yaşlarımda olsaydım mutlaka Hindistan’a gider ve orası ile Türkiye arasında bir şeyler yapardım. Ama hala kendime sormaya devam ediyorum, neden şimdi gitmiyorsun diye, gün ola hayrola deyip etrafıma bakıyorum.

Ülkede Nehru tarafından temelleri atılmış elit bir üniversite var, Indian Institute of Technology, her yıl bu üniversitenin 14 ayrı şehirdeki bölümlerine girmek için 500,000 genç yarışıyor, fizik, matematik ve kimya sınavlarından giriyorlar, 8,000 tane süper zeka bu yarışı kazanıyor. Bunların %30 u ise Amerikanın en üst düzey üniversitelerine doktora yapmaya gidiyor.

Tevekkeli değil ülkenin tanıtım sloganı “The Incredible India”. Çok etkileyici.
 
Bu hafta size başka bir incredible konudan bahsetmek istiyorum, değerli arkadaşım, aile dostum, çok beğendiğim ve çalışmalarını yıllardan beri takip ettiğim müzisyen Yahya Dai yıllar sonra ilk defa kendi adına bir albüm yaptı; Ümit Var Mavi. Bu güzel çalışma pek yakında AK Müzik tarafından piyasaya sürülecek ama biz size önden bir lokma tattıralım istedik ve stüdyoya girdik.
 
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / HALK PAZARI
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / PROUD OF A CHILD
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / WALTZ FOR OTENEL
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / FUNCKLE
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / DATÇA YOLU
- Yahya Dai Quartet / Ümit Var Mavi / SECOND CHANCE TO LIVE
 
Önümüzdeki 2 hafta boyunca uluslararası Koçluk Federasyonu toplantısı için Las Vegas’a gidiyorum, o arada bir aksilik olmazsa size sırasıyla İKSV Salon etkinlikleri ve Akbank Caz Festivali için hazırladığımız programları sunacağız, "Evde Çalamadıklarım" her zaman olduğu gibi taze pişirilerek ve sıcak servis edilerek gönül sofralarınızda yer almaya devam edecek.

Umarız öyle olur.
 
Son söz: Bir değil binlerce dünya var bu dünya üzerinde ama soru şu, biz neredeyiz, nelere bakıyoruz, neleri görüyoruz?
 
Sevgiyle kalın,
Tunçel GÜLSOY

Cazkolik.com / 21 Eylül 2011, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Tunçel Gülsoy

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.