Emre Kartarı çok yoğun geçen son aylarını anlatıyor...

Emre Kartarı çok yoğun geçen son aylarını anlatıyor...

Dinlemeye başladığınız müzik Emre Kartarı`nın "Perpetual Anxiety" isimli albümünde yer alan bir Ornette Coleman bestesi "Blue Connotation"dur.


Sevgili Cazkolik okuyucuları,

Öncelikle, son yazımdan bu yana geçen uzun zaman için sizlerden özür dilemek istiyorum ancak bilmelisiniz ki geçtiğimiz son birkaç ayda yaşadıklarım iz bırakacak kadar derin deneyimlerdi. Bu sebepten olaylara geniş çerçeveden bakabilmem biraz zamanımı aldı.

2010 yılı yaşadığım en stres dolu yıl olmasına rağmen, duygusal olarak en yoğun ve cömert yıldı benim için. Gerçekten o kadar yoğun ve yorucuymuş ki ancak şimdi dönüp baktığımda kavrayabiliyorum bazı şeyleri.

Çocukluğunu Türkiye’de geçirmiş ancak Amerika’da büyümüş ve yakın zamana kadar da orada yaşamış biri olarak, kendimi hep iki kültür arasında sıkışmış hissettim. Çok kültürlü olmanın psikolojisi üzerine pek çok kitaptan ve yayımdan alıntı yapabilir, iyi-kötü yanlarından bahsedebilirim ancak şimdilik bunu sadece aileme ve yakın arkadaşlarıma saklayıp derinlere inmiyorum. Yalnız şöyle söyleyebilirim; bu iki kültür arasında yerimi bulmaya çalışma çabam, kişisel yolculuğumun da başlangıcı oldu aslında. Bitmek bilmeyen bir içsel çatışma yaşadım hep bu iki farklı dünyayı bir araya getirmeye çalışırken. Bu mücadele, Türkiye’deki davulcu dayıma daha yakın olabilmek için Amerika’dayken almaya karar verdiğim davul dersleriyle başladı, şimdi ise, benim bir caz müzisyeni olarak Amerika’dayken tattığım deneyimleri ve müzikal değerleri öğrencilerimin de tatmasını istemek şeklinde amansız bir tutkuyla devam ediyor.

Bildiğiniz gibi konservatuvardaki etkinlik trafiğimiz baya yoğundu bu dönem. Ankara Amerikan Büyükelçiliği ve Fullbright Komisyonu’nun desteğiyle, arkadaşlarımı & hocalarımı konser ve workshoplar için Ankara’ya davet etme şansım oldu. (Burada mütevazılığı bir nebze olsun bırakıp söylemeliyim ki, ‘arkadaşlarım’ dediğim müzisyenler aynı zamanda dünyanın en iyi caz müzisyenleri arasında ve onların ‘arkadaş’ı olabilmek büyük bir onur kaynağı benim için.) Öğrencilerimi hocalarımla çalışırken izlemek, onları bir zamanlar benim de olduğum kadar istekli ve ilhamla dolu görmek dünyadaki en büyük ödül benim için.

Hacettepe Caz Festivali

Hâlâ bir rüya gibi geliyor belki ama, evet, gerçekten bir caz festivali düzenledik biz. Yine Amerikan Büyükelçiliği’nin cömert desteği ve Virginia Commonwealth Üniversitesi’nin bağışı sayesinde, VCU’daki ‘Big Band’ ve ‘caz aranjmanı’ derslerimin hocası eski VCU Jazz Studies bölüm başkanı Doug Richards ‘Ben Seni Sevdiğimi’ isimli Türk halk müziği şarkısını, Hacettepe Senfoni Orkestrası, Amerikalı müzisyenlerden oluşan 8 kişilik caz ansamblı ve kanun (Ahmet Baran’ın icrasıyla) için yeniden aranje etti. Caz ansamblındaki konuk sanatçılar Howard Curtis, Mike Richmond, Skip Gailes, Rex Richardson, Bob Hallahan, Adam Larrabee ve Tim Collins hafta boyunca hem kendi dallarında teker teker workshop verdiler, hem de jam sessionlara katıldılar. VCU ayrıca bize yardım etmeleri ve bu güzel deneyimden faydalanmaları için en başarılı üç tane öğrencisini gönderdi: Lucas Fritz, Andrew Randazzo ve Benjamin Heemstra. Bu güzel proje için emek harcayan tüm dostlara en içten şükranlarımı sunuyorum.
Lucas’ın festival hakkında yazdığı bu güzel yazıyı okumak isterseniz, işte linki:? http://rvanews.com/features/jazz-in-the-east/34801

Skip Gailes

Skip’in Hacettepe öğrencilerine ve Ankara’daki caz panoramasına olan katkısını kelimelerle ifade etmek imkansız… İki buçuk aylık ziyareti boyunca Skip bize, hayatını caza adamış bir müzisyenin ve öğretmenin disipliniyle yaklaştı ve bunun bizzat canlı bir örneği oldu. Ankara’da geçirdiği bu on hafta sonunda fark ettik ki ben, öğrencilerim, hatta Skip; hepimizi değiştirmiş yaşadığımız bu yoğun deneyim. Teşekkürler Skip… Hatta Skip de bu yoğunluğa öyle alışmış ki Amerika’ya döndükten sonra ilk iki hafta boşluğa düşmüş.

Skip geçtiğimiz hafta Ankara Caz Festivali için buradaydı. Önümüzdeki ay bu sefer de Ankara Film Festivali ve İstanbul konserleri için gelecek.

Howard Curtis

Geçen hafta Ankara’ya gelen Howard, iki günlük bir workshop verdi ve iki kere sahne aldı. Burada bulunduğu günler süresince caz davulu tarihi üzerine 4 saatlik bir workshopın ardından Fige Restaurant’ta Hacettepe Caz öğrencileriyle yapılan bir jam session, son gün ise Duke Ellington’ın müziğini solo olarak perküsyon enstrümanlarıyla çaldığı bir konser gerçekleştirdi.

Türkiye’deki caz konserlerini izlerken genellikle müzisyenlerin tavır ve söylemlerinden ‘Bunun için çok çalıştım.’, ‘Hızlı çalmak zordur.’ yada ‘New York’taki ünlü müzisyenler de böyle çalıyorlar.’ demek istiyorlarmış gibi bir izlenim ediniyorum. Howard’ın solo konserinde gördüğüm ise müziğin kendisinden başka bir şey değildi. Dinlediğim müzik egosuzdu… Howard da Skip gibi Mart ayında tekrar bizimle olacak.

İmer Demirer ve Tuna Ötenel

Geçtiğimiz sömestrın benim için büyük önem taşıyan diğer olayları ise Skip Gailes ve değerli piyano-saksofon-trompet ustası Tuna Ötenel ile aynı sahnede birlikte çalmak ve Türkiye’nin en değerli trompetçilerinden İmer Demirer ile Ankara Caz Festivali’nde sahne almaktı. Amerika’da bir caz müzisyeni olmak istediğinizde gereken her imkana sahipsinizdir; iyi öğretmenler, iyi müzisyenler ve sahne almak için iyi kulüpler. Ancak Türkiye’de bu müziğin köklerinden çok uzaktayız. O yüzden düşünüyorum, Tuna Ötenel ve İmer Demirer gibi müzisyenler nasıl olmuş da bu müziği bu kadar iyi özümseyebilmişler? İkisini de düşününce aklıma gelen özellikler aynı aslında: Kendini adama ve samimiyet.

Yazar Elif Şafak bir keresinde demişti ki: ‘Türkiye’de mütevazı olmak gibi bir lüksün yok.’ Bu görüşe katılmamakla birlikte şu şekilde değiştirmek istiyorum: ‘Türkiye’de mütevazı kalabilmek için daha güçlü olmaya ihtiyaç var.’

Bazen şana, şöhrete ve iyi reklama kanıp, spotlarla değil müziği gerçekten iyi icra etmekle ilgilenen samimi müzisyenleri göz ardı ediyoruz. Tuna Ötenel ve İmer Demirer işte bu kategoriye giren tanıdığım en samimi ve alçakgönüllü müzisyenlerin arasında. Umarım ki gelecekte pek çok kez daha birlikte çalabilme şansımız olur…

Emre Kartarı
Mart 2011


Reflecting on 2010

Dear Cazkolik Readers,

I sincerely apologize for the long break since my last article. These last months mark as a very significant moment in my life and I needed some time to digest everything that has happened. 2010 must have been one of the most overwhelming, emotional and rewarding year of my life. It was so overwhelming and busy that, I can only now reflect back and put everything in order.

Having spent my childhood in Turkey, but grown up and lived in USA until recently, I`ve always been somewhat stuck in between the two cultures. There has been many books, articles, discussions, conferences about being multi cultural and what it means, so I will not get into it deeply here. Trying to understand my place in my cultures has been a personal journey - so I kept the difficulties, joys, and revelations mainly to my family and close friends. To sum it up shortly, I have been in a constant struggle to tie my two worlds, Turkey-and America, together. It begun when I began taking private drum lessons in USA to feel closer to my drummer uncle in Turkey, and now it continues with my relentless obsession of wanting my students to experience the same musical values and experiences I`ve had as a jazz musician in USA.

As you know, there has been a very busy traffic at the conservatory. Through the trust of the American Embassy in Ankara and the Fulbright association, I was able to invite my friends and teachers for performances and workshops in Ankara. (I need to be a little less humble here, my "friends" also happen to be among the best jazz musicians and educators in the world. I`m honored to have them as my friends.) Watching my students study with my teachers, and become as inspired as I once was when I was their age, is the most rewarding feeling in the world.

Hacettepe Jazz Festival

This still sounds like dream and I can`t believe it really happened! Through the generous support of the American Embassy and Virginia Commonwealth University, I was able to invite some very beautiful cats to Ankara. My big band and jazz arranging teacher, and the former director of the jazz studies at VCU, Doug Richards, arranged the Turkish folk song "Seni Sevdigimi Dunyalara Bildiririm" for a jazz group, Hacettepe Ankara State Conservatory Orchestra, and the Kanun soloist Ahmet Baran. The jazz group included an all star cast of my former teachers and friends: Howard Curtis, Mike Richmond, Bob Hallahan, Skip Gailes, Rex Richardson, Tim Collins and Adam Larrabee. Their visit included a week long workshops and jam sessions. VCU also sent three great young musicians to help us out, Lucas Fritz, Andrew Randazzo, and Benjamin Heemstra.

I want to express my deepest gratitude to everybody who worked for this beautiful project. What a life changing event it was, and what an incredible piece of music Doug Richards composed. You can read a more about the Festival from a very nice article by Lucas Fritz: http://rvanews.com/features/jazz-in-the-east/34801

Skip Gailes

It is impossible to sum up Skip`s contribution to the Hacettepe students and the Ankara jazz scene with words. During his two and a half month stay, he showed us the discipline of a dedicated musician and teacher. His ten weeks in Ankara changed all of the students and myself. Thank you Skip! Apparently it changed Skip too- He told me that he went through a depression for two weeks when he first went back to Richmond! Skip was back last month for the Ankara Jazz Festival, and he will be coming back again in two weeks to perform in Ankara and Istanbul.

Howard Curtis

Howard was recently back in Ankara for a two day workshop and two concerts. He gave a four hour lecture on jazz drum history, performed at the Fige restaurant with the students, and played a solo percussion concert of Duke Ellington. At many jazz concerts, I get the following message from the performer: "I have practiced a lot for this" or "Playing fast is hard" or "I think the famous people play like this in New York". At Howard`s solo concert, the message was simply music itself. There was no wall between his ego and the music. Like Skip Gailes, he too will be coming back to Ankara.

Imer Demirer and Tuna Otenel

Other highlights for me this semester was playing with the wonderful pianist Tuna Otenel and Skip Gailes together, and playing at the Ankara Jazz Festival with the great Turkish trumpet player, Imer Demirer.

In USA, all the tools to become a jazz musician are given: you can find good teachers, good musicians, and venues to perform in. In Turkey, you are far removed from the roots of this music. So how did Imer Demirer and Tuna Otenel absorb this music the way did? When I think of Imer and Tuna, two qualities come to mind: dedication, and sincerity.

Turkish writer Elif Shafak once wrote "You don`t have the luxury to be humble in Turkey." I have to disagree with her statement, and change it a little. I think it should be, "You have to be stronger in Turkey to be humble."

Sometimes we are too concerned with the new and upcoming, and tend to forget the sincere musicians who are more concerned with music rather than the spotlight. Tuna Otenel and Imer Demirer are among the most sincere and humble musicians I`ve met. I`m looking forward to performing with them again in the near future.

Emre Kartari
Cazkolik.com / Mart, 2011

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Emre Kartarı

  • Email

YORUMLAR

  • Özge Ünsal
    08 Mart 2011 Salı 11:31

    şu yeni şarkı modülünüz ne kadar güzel olmuş. yazıyı okumayı bitirmemle şarkının bitişinin aynı anda olması da hoş oldu:)

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Mustafa Emir
    21 Mart 2011 Pazartesi 10:17

    Yazdıklarınızı bir solukta okuyup, İmer Demirer ile ilgili yazdıklarınıza katılmakla şunu ekliyorum; ""Türkiyede daha değeri bilinmeyen bir çok caz müzisyeni var ve maalesef ülkemiz bu konuda biraz acımasız davranıyor.."" Evet bende bir caz albümü yapmak istiyorum ama Türkiye şartlarında ne kadar mümkün olucaktır? orası tartışılır. Ellerinize sağlık . Ve yeniden hoşgeldiniz..

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.