Sevgili müzik dostlarım merhaba,
Son günlerde insanlarımızın büyük ilgi ve sevgisini çeken bir film var, "Nefes" güneydoğuda savaşan askerlerimizin bir öyküsünü anlatıyor ve filmi gösteren sinemalar ağzına kadar doluyor. Cumartesi günü gazetelerde korsan film satıcılarının beyanı vardı, filmin gelirinin bir kısmının Mehmetçik Vakfı’na bağışlanmasından dolayı ordumuza saygı olarak bu filmin korsan DVD ve VCD’sinin piyasaya sürülmeyeceğini söylüyorlardı. Düşündüm, hem çok gurur duydum hem de içim parçalandı. Hiç bir kurumun ve bilumum adında SIAD olan derneğin gösteremediği duruşu Türkiye’nin korsan film satıcıları gösteriyorlar.
Bu ülkenin gerçek dinamiklerini anlamak çok zor, ama şurası muhakkak, mensuplarının bireysel kusurları olsa da kişileri kurumlardan ayırarak seven, ordusuna sahip çıkan insanlarımız var. Ne mutlu bizlere. Bundan sonra yolda yürürken rastladığım korsan film satıcılarının önünden geçerken onlara daha farklı bakacağım.
Gene gazetelerde okuduğuma göre çıplak kadın bedeni üzerinde suşi servisi yapan restoranın Türkiye şubesi açılmış, açılmış ama bizimkinde kadınlar çırılçıplak değiller, üzerlerinde mayo varmış. Sanırım belli bir noktadan sonra yerel kültür devreye girmiş. Bir bu eksikti demeyin, demek eksikmiş ki birileri bu hayırlı girişimi yapmış. Restoran sahibi istihdam sağlıyorum, boğaz doyuruyorum diyordur. Tabii bu arada insanın aklına binbir türlü hınzırca soru da gelmiyor değil. Örneğin, acaba ekmek arası yapıyorlar mı? Evlere servis var mı? Acaba yemekten sonra tabaklar yıkanıyor mu? Acaba yemekten saç çıkıyor mu?
Bir de benim aklıma bu tip bir restoranın Türk ruhuna daha uygun bir yorumu geliyor. Acaba aynı şekilde bir çiğ köfte restoranı yapılamaz mı? Girişimcilere benden bedelsiz bir ilham, taklitçi olmayın, gelin özgün Türk modeli çıplak bedende yemek modelini birlikte geliştirelim.
Gördüğünüz gibi Türkiye’de gündem hızla gelişiyor, geçen hafta pastadan Atatürk çıkartan bizler bu hafta yeni fantezilere doğru yelken açıyoruz. 10 Kasımda mecliste Kürt açılımı tartışılacak, Sudan devlet başkanı son dakikada kuş gribinden korkarak İslam konferansına gelmekten vazgeçti, MHP kongresinde aynı hamam aynı tas, başbakan aşı olmam diyor, halk da oynatmaya az kaldı diye yerel bir türküde teselli buluyor.
"Evde Çalamadıklarım Turizm" ile yapmış olduğunuz ’Benim Güzel Ülkem Türkiye Turu’ burada bitiyor, artık ağlar mısınız, güler misiniz size kalmış bir şey.
Bu hafta "Evde Çalamadıklarım" 381. defa karşınızda olacak, konuğum değerli arkadaşım ve aile dostum, ülkemizin bana göre en özgün müzisyenlerinden birisi olan Ayşe Tütüncü olacak. Birlikte onun geçmişten geleceğe uzanan müziklerinden seçilmiş bir ses buketini sizlerle paylaşacağız.
1) Ayşe Tütüncü ve Piyano ve Perküsyon Grubu / CD: Çeşitlemler / Bora
2) Ayşe Tütüncü ve Piyano ve Perküsyon Grubu / CD: Çeşitlemler / Kapılar
3) Ayşe Tütüncü Üçlüsü / CD: Panayır / Carla’nın 2. tangosu
4) Ayşe Tütüncü Üçlüsü / CD: Panayır / Panayır
5) Ayşe Tütüncü ve Piyano ve Perküsyon Grubu / CD: Yedi Yer, Yedi Gök / Neredesin
6) Ayşe Tütüncü ve Piyano ve Perküsyon Grubu / CD: Yedi Yer, Yedi Gök / Buradan Ötesi
7) Ayşe Tütüncü ve Piyano ve Perküsyon Grubu / CD: Stüdyo Kaydı / İsimsiz
Radyo Cazkolik’te tüm eski programlar ve yazılar sizler için bir arşiv olarak duruyorlar, program sayfasına girerek önceki parça sonraki parça tuşlarına tıklayarak ne zaman isterseniz onları yeniden dinleyebilir ve yazıları kendi köşemdeki arşivimden okuyabilirsiniz.
Bize gösterdiğiniz sevgi ve ilgi için tüm dinleyicilerimize ve okuyucularımıza teşekkür ederiz.
Hepinize iyiliklerle dolu güzel bir hafta diliyorum. Sevgi ve güzellikle kalın.
Tunçel Gülsoy
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.