Fahir Atakoğlu yayınladığı iki albümle yurtdışında daha fazla dikkat çekiyor

Fahir Atakoğlu yayınladığı iki albümle yurtdışında daha fazla dikkat çekiyor

Sorulduğunda kendisine caz müzisyeni demek yerine daha genel bir müzisyen tanımlaması yakıştıran Fahir Atakoğlu`nun oysa yayınladığı albümler, katıldığı caz festivalleri ve konserleri bize tam tersini söylüyor. Yılın büyük bölümünü Amerika`da geçiren Atakoğlu Türkiye`ye geldiğinda başta Sezen Aksu olmak üzere pek çok popüler projede konser konser koştururken yurtdışında ismini taşıyan çalışmaları ise ağırlıklı caz projeleri oluyor.

 

Fahir Atakoğlu 2016`da hızlı bir albüm trafiği içine girdi ve iki albüm birden yayınladı. Bu albümler Türkiye`de fazla yazılıp çizilmedi mi yoksa biz mi duymadık bilmiyoruz ama her iki kayıtta son derece dikkat çeken çalışmalar halbuki.

 

Live at Umbria Jazz

 

Bu albümlerin ilki başarılı piyanist ve bestecinin Umbria Jazz Festival`inde verdiği konserin canlı kaydı. "Live at Umbria Jazz" adıyla yayınlanan albümde Atakoğlu düzenli çaldığı Kanadalı bas virtüözü Alain Caron ve perküsyoncu Horacio "El Negro" Hernandez ile çalmış. Bu üçlü, yurtdışı basınında yazdığı gibi gerçekten bir `power trio`. Bunu anlamak için konser performanslarının sonundaki alkışlara kulak vermek yeterli.

 

Atakoğlu`nun kendi kökeninden Türk melodileriyle Horacio "El Negro" Hernandez`in Cuban ritmlerinin aynı havayı soluyarak birbirine karışması dinlemesi çok zevkli bir aromaya dönüşmüş. Konserin bir de festival kapsamında Perugia`nın dünyaca ünlü The Teatro Morlacchi`sinde gerçekleştğini düşünürseniz 1781 yılında inşa edilen, yüzyıllardır duvarlarında barok müziğin yankılandığı bu özel salonun müziğe -en azından- duygusal katkısı konserin lezzetini çok daha artırmış. Atakoğlu `ben Türkiye`de tek sesli bir kültürde büyüdüm bu yüzden kendi müziğimi dünya müzikleriyle çoksesli hale getirmeyi seviyorum` diyor. Sanatçı esasen bu tarz çalışmaları yeni yapmıyor. 2008 yılında yayınladığı "Faces Places" albümü trompetçi Randy Brecker, gitaristler Wayne Krantz ve Romero Lubambo ile Yellowjackets`ın ünlü saksofoncusu Bob Mintzer ve günümüz en önemli bas virtüözlerinden John Pattiucci`li albümünde belki bu kadar Türk motifli değil ama Brezilya`dan Akdenize uzanan bir Rhythm-Fusion duygusu vardı kaldı ki bu kadar ünlü ismi ağırlayan bu albüm bile burada hakettiği kadar yazılıp çizilmedi. Dünyanın bunca farklı rengi ancak New York`da bu kadar güzel karışır diyerek "Faces Places"den "High Street"e kulak vermenizi hararetle öneriyoruz ki aynı parça içinde döngülü olarak İspanya`dan Türkiye`ye kompleks ritmik ve melodik yolculuğa siz de tanık olun.

 

Banksy`nin müzikal izleri

 

Fahir Atakoğlu`nun bu yıl yayınladığı diğer albüm daha farklı bir çalışma. Albümün yola çıkış noktası ilginç. Son yıllarda dünyanın en gizemli sanatçısına dönüşen Banksy`nin eserlerine bir bakış açısı ya da bir çeşit yorum getiren albüm "Musical Reflections of the Art of Banksy" adını taşıyor. Bu albüm Atakoğlu`nun kendini tanımladığı caz ya da şu bu değil `müzisyen` tanımlamasına daha uyan bir kayıt. Elektronik klavyelerle boşlukta soyutlaşan ses dokularının yarattığı müzikal atmosfer uluslararası politik gündemden sosyal göndermelere her tür uyarıya açık ve kapağında Banksy`nin ünlü kırmızı balonu elinden kaçan küçük çocuk graffitisi var. Albümde yeralan "Come" isimli parça Mevlana`nın "Gel, her ne olursan ol gel" cümlesiyle kapsayıcı kavramlar üretiyor.

 

Cazkolik.com / 13 Mayıs 2016, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.