Dinlemekte oldğunuz müzik piyanist Craig Taborn`un El Dorado Trio adıyla yayınladığı, Louis Sclavis`in de klarnet ve saksofon çaldığı albümden büyük Fransız müzisyen Steve Lacy`e ithaf edilen parça "Steve Lacy"i dinliyorsunuz.
18. İzmir Avrupa Caz Festivali bitti ama festival konserleri sırasında yaptığımız söyleşileri halen bir bir yayınlamaya devam ediyoruz. Kimi zaman öyle oluyor ki bir önce yayına girmiş olan bir yazıyı çok daha kısa sürede yayından almak durumunda kaldığımız için gerçekten üzülüyoruz.
Festival süresince müzisyenlerle yaptığımız konuşmaların sonlarına geldik. Son konser olan Erkan Oğur haberini dün yayına girmiştik, bugün Louis Sclavis ile konuşan arkadaşımız Ceren Erdur`un haberini yayınlıyoruz. Günümüz Fransız caz müziğinin en üretken ve önde gelen isimlerinden olan Louis Sclavis`in sahip olduğu dil modern avantgart eğilimlere paralel. Bir başka büyük Fransız müzisyen Steve Lacy`nin ardılı bir müziğe sahip olan usta klarnetçi enstrüman olarak klarnetiyle tanınsa da soprano ve tenor saksofonda çalıyor. Müzisyenliği yanında prodüktörlük ve bestecilik yaparak müziğe bir çok noktadan katkıda bulunuyor.
Lyon konservatuvarında okuyan Sclavis ilk albümünü kendisi için geç bir yaş sayılabilecek 1987 yılında 35 yaşındayken yayınladı. Michel Portal, Bernard Lubat, Henry Texier, Aldo Romano gibi öncü nitelikli müzisyerle çalan Sclavis`i en son 2010 yılında ünlü piyanist Craig Taborn`un El Dorado Trio adıyla yayınlandığı albümde saksofon-klarnet çalarken gördük. Şu anda bir yandan dinlediğiniz müzik de bu albümden alınma bir parça zaten.
1953 yılında dünyaya gelen Sclavis 62 yılında yaşadığı mahallede müzik yapan bir grupla başladığı müzik onu klarnetle tanıştırmış. Günümüze dek yaptığı müzikle kendini özgür ve mutlu hisseden müzisyenlerden biri Sclavis... Tüm bu özgür ruh ve mutluluğu röportajımıza, ardından da verdiği konserde hissedildi. Fransızca gerçekleştirdiğimiz söyleşide kendi dilini konuşuyor olmamıza önce şaşıran sonra da memnuniyetini aktaran müzisyen ile yaptığımız söyleşiye davet ediyoruz.
Cazkolik: Türkiye`ye, İzmir`e hoşgeldiniz.. Daha önce İzmir`de bulunmuş muydunuz? Türkiye`ye geldiğinizi biliyoruz ama İzmir ile ilgili herhangi bilgiye rastlayamadık.
Louis Sclavis: Hoşbulduk. İzmir`e geleli yaklaşık 25 yıl olduğu için bulamamışsınızdır :) Ankara ve İstanbul`da da sahne aldım ancak yine de uzun zaman olmuş... Türkiye benim sevdiğim bir ülke. Kültürünü, müziğini beğendiğim, bildiğim ve ilgimi çeken bir ülke... İzmir de çok güzel, cazın da yakıştığı şehirlerden biri.
Cazkolik: Enstrümanınız klarnetin Türk müziğinde de önemli bir yeri var...
Louis Sclavis: Evet. Türk kültüründe müziğin yeri oldukça fazla ve geleneksel Türk müziğinde klarnetin oldukça önemli bir yeri olduğunu biliyorum. Ülkenizin klarnetçilerini beğeniyorum, müziğinizi takip etmeye çalışıyor ve keyif alıyorum.
Cazkolik: İzmir Avrupa Caz Festivali`ni nasıl buldunuz? Programı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Louis Sclavis: Öncelikli olarak müziği seven, müziğe önem veren bir kitleye hitap edecek olmaktan çok mutluyum. Programı çok beğendim. Farklı ülkeler, farklı tarzlar var, oldukça geniş bir yelpazede hazırlanmış, farklı zamanlarda birlikte çaldığım, tanıdığım müzisyenler de yer alıyor. Türk müzisyenleri ile birlikte, karma programlar da hazırlanmış. Ben de böyle bir festivalde yer almaktan çok mutluyum. Türkiye`yi Avrupa`dan ayrı bir yerde görmüyorum. Bu nedenle ülkenizde, şehrinizde olmaktan çok hoşnutum.
Cazkolik: Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Avrupa cazı içerisinde mi yer alıyor?
Louis Sclavis: Ben cazın Amerikan ya da Avrupa ya da başka bir şey olarak tanımlanmasına karşıyım. Müzikte sınırlar kalkmalı inancındayım... Hele ki doğaçlamayla beslenen caz müziğinde sınırların kalkması, yeni cesur keşiflerin her zaman peşinden gidilmesi taraftarıyım, bu nedenle müziğimi hiçbir tanımlamanın içerisine koymuyorum. Cazda pasaporta ihtiyacınız yoktur, bir araya gelir ve müziğinizi yaparsınız.... Enstrümanınız elinizde sokak sokak yürüyebilir, ülke ülke gezebilirsiniz. Yaptığım müziği bu nedenle hiçbir şekilde kategorize etmiyor ve sınıflandırmıyorum. Bu işi yapmaktan da çok mutluyum, öyle olmasa zaten devam etmezdim.
Ayaküstü yaptığımız bu kısa sohbetin ardından konsere geçtik. Davulda François Merveille, bas gitarda Olivier Ete`nin eşlik ettiği konserde Louis Sclavis`e ait kompozisyonları dinledik. Yaptıkları müzikten dolayı hissettikleri mutluluk ve özgürlük salondaki izleyici tarafından da çok net hissedildi ve böylelikle 18. İzmir Caz Festivali`nde bir konser daha sona ermiş oldu...
Söyleşi: Ceren ERDUR cerenerdur@cazkolik.com
Fotograflar: Yasemin Seymenoğlu yaseminseymenoglu@cazkolik.com
Cazkolik.com / 23 Mart 2011, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.