Aslına bakarsanız, 1992 yılından beri devam eden bu köklü ekibin her yaptığını anlatabilmek için oldukça uzun birkaç yazı yazmam gerekiyor. Özet olarak tutmak istediğim bu yazıda ben sizlere 23 Kasım 2012’da İstanbul Ghetto’da sahne alacak Nils Landgren Funk Unit’in neden Avrupa’nın en önemli funk gruplarından biri olduğunu ve neden onları dinlemeye gitmeniz gerektiğini kısaca anlatmaya çalışacağım.
Nils Landgren Funk Unit grubuna ismini kurucusu ve halen lideri İsveçli ünlü trombon üstadı ve vokalist Nils Landgren veriyor. 1956 yılında doğan Nils Landgren çok küçük yaşta davulla başladığı müzik hayatına klasik trombon ile devam etmiş. 1980 yılından başlayarak İsveçli efsane Bengt-Arne Wallin ve tromboncu Eje Thelin’den etkilenerek doğaçlamaya yönelmiş ve profesyonel müzik hayatında öncelikle İsveç’in ünlü pop ekiplerinde, sonrasında ise jazz, soul ve folk türlerde birçok farklı albümde yer almış.
1992 yılına gelindiğinde Nils Landgren, Unit adı altında funk türünde performans vermeye başlamış. Bu ekip Funk Unit olarak 1994 yılında Almanya’nın Salzau şehrinde düzenlenen Jazz Baltica festivalinde boy gösterdiğinde dikkatleri üzerine toplamış ve 1995’te ACT firmasından Live in Stockholm albümünü yayımlamış. (Piyasada rahatlıkla bulabileceğiniz bu albümü kesinlikle dinlemelisiniz!) 1992 yılında Unit adındaki ilk ekipte gördüğümüz Nils Landgren (trombone, vokal), Henrik Jansson (gitar), Jesper Mejlvang (klavye), Lars DK Danielsson (bas), Per Lindvall (davul) isimlere, 1995 yılındaki ilk albümde Ake Sundqvist (davul, perküsyon ve trompet) ve Jan Ugand (Sound Wiz) eklenmiş. Bu albümde ayrıca konuk sanatçı olarak Maceo Parker ve sonrasında ekibin ayrılmaz üyesi olan Magnum Coltran Price’ı görmek mümkün.
1997’de Alman Caz Ödülünü alan Paint It Blue, 1999’da basılan Live in Montreux ve 5000 Miles, 2001’de çıkan Fonk Da World albümleri ve bu süre zarfında başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde verdikleri sayısız enerji dolu konserle funk ve caz dinleyiciyileri için çok önemli bir grup haline gelmişler. Spiegel 2001 yılındaki turneleri sonrasında onları Avrupa’nın en önemli funk grubu olarak nitelendirmiş. Bu yıllarda çıkan albümlerde Nils Landgren, Esbjörn Svensson ve Magnum Coltrane Price değişmez isimler olarak göze çarpmakla beraber alto saksofonda Per Rusktrask Johansson bir albümde konuk sanatçı diğerinde ana üye olarak görülmekte. Yine Esbjörn Svensson Trio’dan hatırlayacağınız davulcu Magnus Öström ve basçı Dan Berglund, Michael Brecker, Randy Brecker, Roy Hargrove, Till Brönner ve Viktoria Tolstoy’un adlarına da albümlerde konuk sanatçı olarak rastlamak mümkün.
2004 yılında İsveçli ünlü pop grubu Abba’nın eserlerini yorumladıkları Funky Abba albümü, 2007 yılında basılan Licence To Funk ve 2010’da Nairobi’de bulunan Médecins Sans Frontières (Sınırı olmayan doktorlar) projesine destek veren Funk for Life albümü ekibin daha güncel stilini yansıtan çalışmalar. Ekibin, Funky Abba albümünde piyanoda Robert Di Gioia’ya davulda ise Wolfgang Haffner’e yer verdiğini görüyoruz. Bununla birlikte, Licence To Funk’ta piyano ve vokalde Ida Sand ve üflemelilerde Magnus Lindgren’in yer aldığı çok daha minimal bir ekibe rastlıyoruz. Son albüm Funk For Life’da kadro şu şekilde: Nils Landgren (trombon, vokal), Magnum Coltrane Price (bas, vokal) Magnus Lindgren (üflemeliler, back vokal), Jonas Wall (üflemeliler, back vokal), Sebastian Studnitzky (klavye, trompet, back vokal), Andy Pfeiler (gitar, vokal) Robert Mehmet Ikiz (davul, back vokal), Wolfgang Haffner (davul-iki davul olan yerlerde).
Nils Landgren Funk Unit, İstanbul’daki konsere de Funk For Life kapsamında geliyor. Albüm kadrosunda da gördüğünüz İsveç’te yaşayan Türk davulcumuz Mehmet İkiz’i de bu konserde dinleme şansı yakalayacaksınız.
Devamlı değişen, gelişen ve yenilenen ekiplerle Nils Landgren Funk Unit bir nevi İsveç müzik okulu gibi de çalışmakta. Esbjörn Svensson’un bu ekiple çalarken Siggi Loch ile tanıştığını unutmayalım. Nils Landgren şu an hem müzisyen hem de yapımcı olarak Alman ACT firmasının en önemli isimlerinden. Keşifleri ile özellikle İskandinav cazına ve bu coğrafyadan çıkan harika vokallere verdiği destek takdiri hak ediyor. Devamlı farklı projelerde, aralarında efsane isimlerinde olduğu sayısız müzisyenle beraber çalmakta. Bütün bu devinen yapıda değişmeyen tek şey Nils Landgren’in müziğin sınırlarının olmadığına ve paylaşılması gerektiğine dair müzik felsefesi. İşte bu yüzden bu iyi müzik yapan iyi kalpli müzisyenleri dinlemeye gitmelisiniz bence. Konserden önce, bahsettiğim albümleri de (özellikle canlı kayıtlar ve Fonk Da World albümü) dinlemenizi tavsiye ederim.
Fatih Erkan
Cazkolik.com / 19 Kasım 2012, Pazartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.