Hoşgeldin Hayati Kafe

Hoşgeldin Hayati Kafe

10 Mayıs 2019 akşamı 23. Ankara Caz Festivali kapsamında Sibel Köse ile Samm`s Bistro`da birlikte düet yapacak olan Türkiye caz tarihinin efsanevi ismi Hayati Kafe`ye Sevin Okyay`ın yıllar önce kaleme aldığı bir yazıyı yeniden yayına alarak hoşgeldin diyoruz.

 


 

Yıllar önce Outlook Express`imde, `Hello Sevin` diye başlayan bir mesaj vardı. İngilizce olarak devam ediyor ve `Benden haber almak istemen ne hoş` diyordu. Her şey yolundaymış. Web sitesi yapım halindeymiş, çok geçmeden ziyaret edebilirmişiz. Biraz güncelleşme, biraz içerik değişikliği. Standart cevap mesajı işte. En iyi dileklerini sunup `Adres` diyordu, “www.hayatikafe.com”.

 

NTV Radyo`daki bir caz programında onun `The Crooner` albümünü çalmıştım, hakkında güncel bilgiler bulmak için net`te dolaşırken de sitesine girmiş, bültenine abone olmak istemiştim. Katıksız bir nostalji olayıydı. Hayati Kafe, Allah bilir 20 yaşından bile küçükken dinlediğimiz o harika şarkıcı. Adını da severdim, komik gelirdi. Sonra Hülya Tunçağ`ın emriyle 35`inci yılını kutlama gecesinde misafir DJ olmuş biri sıfatıyla `The Crooner`dan bir parça çaldım: `Bewitched`. Elimde albümü görenler nezdinde de bayağı sükse yaptım. Taleplerle karşılaştım, ama benim sayılmazdı.

 

Aslında Kafe`nin albümünü, caz ve sinema konusunda genellikle kurtarıcım olmuş Ali Sönmez`e borçluyum. Bana programda çalmam için ikinci parti albümleri ödünç verirken (müthiş bir koleksiyonu var), Hayati Kafe`yi ister miyim diye sordu. Tabir caizse, üstüne atladım. Bence çok iyi caz şarkıcılarının albümlerini çaldığım o programların, Arthur Prysock ile birlikte ikinci `sürpriz` starıdır. Peki, Kurt Elling`i de unutmuyoruz.

 

Hayati Kafe, 1960`ların başlarında İstanbul`a gelen İsveçli bir menajer tarafından keşfedilince, onun teklifini kabul edip üç aylık bir turneye çıkmış. Çıkış o çıkış, halen de İsveç`te. Bu keşif meselesinden önce, `Secretamente` plağı Türkiye`de en iyi 10 plak arasında ikinci sıraya çıkıp 10 hafta orada kalmış. Ne kadar iyi bir şarkıcı olduğunu gayet iyi hatırlıyorum, sadece radyodan da değil. Hilton`du sanırım, `live` olarak dinlemiştim. Pek çok hayranı vardı, özellikle hanımlar...

 


 
1964`te İsveç`in saksofon efsanesi Carl-Henrik Norin ve grubuyla çalmaya başladı. Bir yıl sonra da, İsveç`te ilk kaydını gerçekleştirdi: `When you wish upon a star` ya da `Ser du stjarnan I det bla`. 1968`de çıkardığı Bobby Darin `cover`ı `Things` ya da `San`t`, `Svensktoppen` hit listesinde iki numaraya çıktı ve 11 hafta orada kaldı. Ama ilk LP`si `Ha det sa kul`u yapması 1973`ü buldu. Plak, bir İngiltere turnesi dönüşünde çıktı. Ertesi yıl `Hayati`s Cafe` adlı gece kulübünü açtı ve hayatında yeni bir bölüm başladı. Şov dünyasından arkadaşlarının uğrak yeri oldu. Hayati de özel durumlarda kendi kulübünde sahneye çıkıyordu elbet.

 

1983`te ise şarkıcılık ve kulüp sahipliğinin yanı sıra, menajerliğe başladı. İki yıl sonra da TV özel programı “Kvällen är din”de sunuculuk yaptı. 1988`de ise şarkıcılığa gene dört elle sarıldığını görüyoruz. Sandvigen Big Band ile bir LP yayınlayıp çok popüler televizyon şovu “Notknäckarna”ya çıktı. Ondan sonra da ‘big band’ler ile İskandinavya ve Avrupa’yı dolaşmaya başladı. Birçok uluslararası yıldızla, bu arada cazcı Herb Geller’la sık sık birlikte çalıştı. Hamburg’daki Birdland’de iki konser verdiler, Stokholm Caz ve Blues Festivali’ne katıldılar.

 

Sonra, 1994’te çok beğendiğim (herkesin beğendiği) albümü `The Crooner`ı, Metropol Orkestrası ve NDR Big Band`le kaydetti. 1995`te de Frank Sinatra`nın 80`inci doğum günü kutlaması için Berlin`e davet edildi. Bunu, `big band`lerle verdiği 40`ı aşkın Sinatra konseri izledi. `For All We Know` 2000’de çıktı, çok iyi eleştiriler aldı. Bir yıl sonra ise, oğlu Adam Nordén`in bestelediği şarkı `Alltid undrar / Beck’s Theme”i kaydetti. Nordén, Beck filmlerinden iki tanesinin de müziklerini yapmıştı. Bu arada Hayati’nin de bazen filmlerde küçük roller oynadığnı hatırlatalım. Bunlardan biri 2002 tarihli bir Fransız filmiydi. Daha sonra bir İsrail filminde, inşaat işçiliği yapan Türk siyasi mültecisini oynadı. Türkçe sözlü “Canım Canım”ı söyledi. Gece kulübünü ise yeniden hayata geçirdi. Eş-dost, müdavimler ısrar etmiş.

 


 

 

1 Eylül 1961 günü Hilton`un bahçesindeki konserde çekilen fotoğrafta imzası olanlar İsmet Sıral, Günnür Perin, Ayhan Yünkuş, Turhan Eteke, Metin Örser ve Hayati Kafe.

 

Jan Lundgren’in de dahil olduğu bir turneye çıktı. 2006’da birinci Ladino Festivali’ni düzenledi. Yasmin Levi, festivalin kraliçesi oldu. Ertesi yıl “The Copenhagen Session” yayınlandı. Kafe, Jan Lundgren ile iki konser verdikten sonra Paris’e “Chez Papa” caz kulübünde çalışmaya gitti. 2009’da yeniden “Chez Papa”ya döndü. Jan Sigurd’la çalışmaya başladı. 2010’da ikisinin de yeni CD’leri çıktı.

 

Hayati Kafe’nin web sitesindeki ‘timeline’ 1961’de Secretamente’nin Türkiye`de en iyi 10 plak arasında ikinci sıraya çıkıp 10 hafta orada kalmasıyla başlıyor ve bugüne kadar geliyor. O zamandan beri İstanbul’a hiç gelmemiş. Ama iki yıl önce Bilgeler, Selçuk’ta, basının ve dinleyicilerin hayran kaldığı, Hayati’yi ertesi yıl da davet etmelerine neden olan bir konser vermiş. Bu arada, “Chez Papa” seferleri devam etti. Hayati de “I Love Language / Lisan Severim” TV şovunda geçmişini ve anadili olan Ladino’yu anlattı. Şovu çeşitli yerlerden davet aldı.

 

Hayati Kafe, çeşitli ülkelerde, tanınmış müzisyenlerle birlikte sahneye çıkıyor, TV programları yapıyor. Bu arada, sıra İstanbul’a da geldi. Nardis Jazz Club’de sahneye çıktı, karşılıklı hasret giderdikz. Uluslararası Müzik Festivali’nde Ankara’da bir konseri verdi. Onlarca yıl sonra İstanbullu dinleyicilerine kavuştu. Doğrusu, yıllardır bu bizim de hayalimizdi. Hoşgeldin, Hayati! Umarız bundan sonra İstanbul’u daha sık ziyaret eder, hayranlarını sevindirirsin.

 

Sevin Okyay

 

Cazkolik.com / 08 Mayıs 2019, Çarşamba

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sevin Okyay

  • Email

YORUMLAR

  • Füsun Levet
    09 Nisan 2019 Perşembe 10:50

    Merhaba, Hayati Kafe 50 yıl sonra ilk kez Türkiyeye, tarafımdan caz programlarını yaptığım 7 Bilgelere davet edilerek gelmiştir. Değişik tarihlerde ağırlamaktan onur duyduğumuz bu sanatçı,en son 2018 Eylül ayı içinde Kuşadası Kültürel etkinlikler kapsamında Sibel Köse ile iki konser vermiştir. Bilgilendirmek istedim...

    Bu Yoruma Cevap Yazın »
  • Emre Göksu
    01 Şubat 2021 Pazartesi 09:58

    👏👏👍💚

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.