İstanbul seması altında daha önce Lars Danielsson ve Ulf Wakenius`u canlı sahnede izlemiş miydik? Galiba hayır! Ama işte bu akşam İskandinav cazının iki önemli ustasını aynı sahnede izleme şansımız var. Ve onları Sevin Okyay gibi bir usta kalemin elinden okumak da öyle...

İstanbul seması altında daha önce Lars Danielsson ve Ulf Wakenius`u canlı sahnede izlemiş miydik? Galiba hayır! Ama işte bu akşam İskandinav cazının iki önemli ustasını aynı sahnede izleme şansımız var. Ve onları Sevin Okyay gibi bir usta kalemin elinden okumak da öyle...

Akşama Borusan Müzik Evi’nin sahnesine iki İskandinav cazcı çıkıyor. Bir tanesini son zamanlarda hayli sıkça gördük. Akbank Sanat’ta, Arkeoloji Müzesi’nde, Salon’da çaldı. Çok takdir ettiğimiz bir bas / kontrbas / çello ustası. Piyano ve synthesizer da çalıyor (Ulf Wakenius albümlerinin yalancısıyız) ama bize ‘live’ olarak onları dinlemek nasip olmadı diye hatırlıyorum. 22. Akbank Caz Festivali’nin ACT ekibinde de yer alıyordu. Lars Danielsson, sadece Avrupa’nın en iyi cazcılarından biri olmakla kalmıyor, pek de güleryüzlü bir lider. Arkeoloji Müzesi’ndeki konserlerinde, severek çalan bir ekibi dinlemenin safasını sürmüştük.

* * *

Ulf Wakenius’u ise daha yeni, geçen yıl izledik. Üstelik aynı mekânda, Borusan Müzik Evi’nde. O akşam Güney Koreli caz vokalisti Youn Sun Nah’ı dinlemeye gidenler, bu olağanüstü şarkıcıdan da hoşnut kaldı elbette ama, daha önceden tanımıyorlarsa eğer, gitarist Ulf Karl Erik Wakineus’u da keşfettiler. Facebook’a Pat Metheny ile çaldığı Angel Eyes’ı koydum. 1997’den itibaren Oscar Peterson dörtlüsünün bir üyesiydi. Ray Brown üçlüsünde de çaldı. Çok daha önceden keşfedilmişti yani. Wakenius ile Danielsson, İskandinav ikliminden gelenler içinde beni en çok etkileyen cazcılar arasında yer alır. Başta EST elemanları olmak üzere, eski dostları inkâr etmiyoruz elbette,

* * *

Ulf Karl Erik Wakenius, 1958’da Stokholm’da doğdu, Gotenburg’da büyüdü. Çocukluğundan beri gitar çalıyor. Önce kendi kendine öğrendi, sonra Gotenburg Konservatuvarı’na gitti. İlk gözdesi, çağdaş blues. Derken caza kaydı. Yirmi yaşına gelmeden güvenilir bir stüdyo kayıt müzisyeni olarak adını duyurmuştu. 1970’lerin ortası ve sonlarında İsveç grupları Sundance ve Mwendo Dawa ile çalıştı. 1980’lerin başında gitarist Peter Almqvist ile Guitars Unlimited’i kurdular, iki albüm kaydettiler. Bir yandan Avrupa’da ve Latin Amerika’da turneler yaparken, basçı Niels-Henning Ørsted Pedersen ile de çalışmaya başladı. Bu işbirliği, Pedersen’in 2005’teki ölümüne kadar sürdü.

* * *

90’ların başında, Dennis Chambers’ın da üyesi olduğu Graffiti’deydi. Çalışıp kayıt yaptıkları arasında, bugün birlikte sahne alacağı Lars Danielsson ile, Chris Minh Doky, Art Farmer, Benny Golson, Jim Hall, Herbie Hancock, Roy Hargrove, Joe Henderson, Milt Jackson, Michel Legrand, James Moody, Max Roach, Clark Terry ve Toots Thielemans gibi isimler var. 90’larda, Ray Brown ve Michael Brecker’in de dahil olduğu Stellar Quintet’i unutmuyoruz ama adını asıl, Barney Kessel, Herb Ellis ve Joe Pass gibi gitaristlerin izinden gidip, 1997’de Oscar Peterson’ın dörtlüsüne katılınca duyurdu. On yıl onunla çalıştı. Çok daha önce kurulmuş olan kendi grubunun üyeleri ise davulda Jack DeJohnette, saksta Bill Evans, trompette Randy Brecker, piyanoda Niels Lan Doky ve basta Lars Danielsson’dan oluşuyor.
Wakenius, 2000’lerin ortasından beri ACT şirketine albüm yapıyor. En son dinlediğim (ve programda çaldığım) albümü “Vagabond”.

* * *

Bir başka albüm, “Liberetto” ise, Lars Danielsson’un gittikçe ne kadar geliştiğinin kanıtı. Danielsson, en aşina melodilere bile farklı bir renk, ayrı bir zenginlik katan bir müzisyen. Liberetto’da farklı kültürleri de bir araya getiriyor. Danielsson, başka bazı İskandinav yaratıcılar gibi folklorik öğelerden yararlanmış, klasik müzik etkisini hiç saklamamıştır. Niye saklasın ki, sonuçta önce klasik müzik eğitimi görmüş birinden söz ediyoruz.

* * *

2010’da Akbank Sanat’taki konseri öncesinde Cazkolik`ten Sami Kısaoğlu, enstrümanına melodik bir üslup getiren Danielsson’u "kontrbasın İsveçli zarif şairi" diye tanımlamıştı. Konser öncesinde de herkesi aynı tatlı telaş sarmıştı: çello çalacak mı, çalmayacak mı? Hatta bana soranlar bile oldu ama ben de merakla bekliyordum. Çaldı, neyse ki. Ben şahsen Lars Danielsson’u esas olarak albümlerinden tanısam da (ACT sağolsun) ilk kez önceki yıl Akbank Sanat sahnesinde onu birinci elden izledim. Aynı programda yer alan müthiş Mich Gerber ile ikisi yaz başında bizi gerçekten de mutlu etmişlerdi. İstanbul Caz Festivali’nde önce, EST’den Magnus Östörm’ün de üyesi olduğu grubuyla Arkeoloji Müzesi Bahçesi’ndeki, severek çaldıkları, severek dinlediğimiz konser geldi. Sonra da Bilal Karaman ile ikisi European Jazz Club’ın konuğu oldular.

* * *

Aralarında Libera Me, Mélange Bleu’nün de bulunduğu seçkin albümler yapmış Lars Danielsson on sekiz yıldır birlikte olduğu dörtlüsünün yanı sıra Randy ve Michael Brecker, John Scofield, John Abercrombie, Kenny Wheeler, Peter Erskine, Jack DeJohnette, Mike Stern, Billy Hart, Charles Lloyd, Trilok Gurtu ve Tigran Hamasyan gibi isimlerle de çalıştı. Bu akşam da “Duo-Extraordinaire” Borusan Müzik Evi’nde. Hatta, “Vagabond” ve “Libretto” albümlerinden de parçalar çalacakları söyleniyor. Kaçırmayın...

Sevin Okyay
12 Ocak 2013, Cumartesi
Cazkolik.com

 

 

 

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sevin Okyay

  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.