Viktoria Tolstoy bu akşam (10 Şubat, 2014) Caz Şubatı şemsiyesi altında Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun sahnesine çıkıyor. Umarız salon Buika’da olduğu gibi dolar, çünkü Tolstoy gerçekten de güçlü, hatta olağanüstü bir sesin sahibi. Yorumuyla da dikkati çekiyor. Şan dersi almadan kendini yetiştirmesi onun söyleyişine bir saflık katmış.
İlk önce herkesin aklına takılan soruya cevap verelim: Evet, Lev Nikolayeviç Tolstoy, sanatçının büyük büyük büyükbabası. Yazarın eşi Sofia ile çocukları (13 çocuktan 10’u sağ kalmıştı), Ekim Devrimi’nin ardından Rusya’yı terk etti, çeşitli Avrupa ülkelerine yayıldılar. Bugün Fransa, İtalya ve İsveç’te Tolstoy soyundan gelen kişiler yaşar. Hatta Urguay, Brezilya ve A.B.D.’de de Tolstoy’lara rastlayabilirsiniz.
* * *
Böylece, damarlarında Rus kanı akan Louise Viktoria Tolstoy (asıl adıyla Louise Viktoria Kjellberg) 1974’te Stockholm yakınlarındaki küçük Sigtuna kasabasında dünyaya geldi. Çocukluğu Uppsala’da geçti. Müzik eğitimini cazcı babası Erik Kjellberg üstlendi, onu caz dünyasına tanıtan da babası oldu. 1990’ların ortalarında Stokholm’deki bir kulüpte şarkı söylerken, bir plak şirketi tarafından keşfedildi, ona bir kontrat sundular. Peri masalı gibiydi. İlk albümü “Smile, Love and Spice”ın birçok parçasını babası besteledi. Albüm Arne Domnerus, Putte Wickman ve Svante Thuresson gibi önde gelen İsveçli cazcıların ilgisini çekti.
Daha iki yıl geçmeden, pop etkili albümü “För Älskad” çıktı ve onu listelerin tepesine savururken, ülkesinde bir gecede şöhret haline getirdi. Böylece masalın devam ettiği de anlaşıldı. Aslında albümün bunca heyecan yaratmasının nedenlerinden biri de bu kadar genç yaşta Blue Note ile çalışmasıydı, tabii. 1997’de ise, o sırada henüz 23 yaşında olan Viktoria Tolstoy unutulmaz pop/caz albümü “White Russians”ı gene Blue Note’tan çıkardı ve İsveç’te kalıcı bir yıldız oldu. Besteleri Esbjörn Svensson’la yapmıştı. Esbjörn aynı zamanda albümün yapımcısıydı, zaten turneye de birlikte çıktılar, Almanya’ya gittiler.
* * *
Blue Note markası onu caz dünyasının büyüklerine de tanıttı. Tolstoy, meslek hayatını İsveç’te geliştirmeye odaklanırken, Ray Brown ve McCoy Tyner gibi büyük cazcılarla da çalıştı. 2000’de gene Blue Note’tan ve kendi dörtlüsüyle, bir caz standartları albümü çıkardı: “Blame It On My Youth”. Nils Landgren onu zaten 1999’da Funk Unit albümü “5000 Miles”a konuk olarak dahil etmişti. Üç yıl sonra Tolstoy’un sesi, Landgren’ in balladlardan oluşan albümü “Sentimental Journey”den yükseliyordu.
2004 Şubat’ın ACT’den ilk albümü “Shining on You”yu çıkardı. Albüm bir haftada İsveç caz listelerinde 2. ve pop listelerinde 26. sıraya yükseldi. Şarkılarının “inanılmaz derecede güzel ve samimi melodileri” gene Esbjörn Svensson imzasını taşıyordu ama bu sefer albümün yapımcısı Nils Landgren’di. “Shining on You” Alman Caz Ödülü’nü aldı, basın onun “cam gibi berrak, kısaca harikulade” sesini övdü. Sesinin doğal ve dumanlı olduğundan söz ettiler ve onu “daha az olan çoğu kez daha çoktur” deyişinin kanıtı ilan ettiler.
* * *
Tolstoy yıl boyu Avrupada kendi şovuyla turnede kaldı. Ama bu arada Nils Landgren Funk Unit’i, “Funky ABBA” albümlerinde iki şarkıyla desteklemeyi ihmal etmedi. Bunlardan biri “When All Is Said and Done”dı ve piyanoda da ABBA’dan Benny Andersson vardı. İnsan daha ne isteyebilir? Viktoria Tolstoy, Funk Unit’e Çin’deki “Funky ABBA” turlarında da refakat etti.
2005 Nisan’ında ise, sevdiğimiz pek çok kuzeyli cazcının albümlerinin çıktığı, Akbank Caz Festivali’nde muhteşem bir konserlerini izlediğimiz ACT’den ikinci albümünü çıkardı: İsveç’te cazın 50 yılına sevgisini ifade edip selam yollayan “My Swedish Heart”. Albüm, Jan Johansson, Börje Fredriksson, Lars Gullin besteleri ile, yeniden yorumlanmış geleneksel parçalardan oluşuyordu. Örneğin, Monica Zetterlund’un 1964’te Bill Evans Trio ile kaydettiği ve herkese tanıttığı halk şarkısı “Jag Vet en Dejlig Rosa” gibi. Viktoria’nın dostları ve meslektaşları Esbjörn Svensson, Lars Danielsson, Anders Jormin ve Jacob Karlzon’un besteleri de albümde yer alıyordu. “My Swedish Heart” İsveç çaz listelerinde 1, Almanya’da 2 numaraya yükseldi. “İskandinav halk ve caz müziği arasında dengede duran” bu albüm, Tolstoy’un Avrupa ve Kanada’da çok başarılı turneler yapmasını da sağladı.
Üçüncü ACT albümü “Pictures of Me”, Eylül 2006’da yayınlandı, o da Viktoria Tolstoy’un her türlü yeniliğe, çeşitlenmeye açık oluşunun bir başka kanıtını oluşturdu. Bu albümde Viktoria Tolstoy ile uzun süredir birlikte çalıştığı piyanisti Jacob Karlzon ve şimdiki yapımcısı, yakından tanıdığımız kontrbas ve çello sanatçısı Lars Danielsson; Paul Simon, Prince, Peter Gabriel, Stevie Wonder, Seal, Van Morrison, Eric Woolfson ve Alan Parsons şarkılarını yeniden yorumladılar, uyarladılar. Albüm gene bir Avrupa turnesiyle kutlandı. 2008’de ise, Viktoria’nın ikili kimliğini tamamlayan “My Russian Soul" albümü geldi. Hep dediği gibi, İsveçli kalbiyle Rus ruhu, nihayet tamamlanmıştı.
* * *
Ben onu ne yazık ki ancak 2011’deki "Letters to Herbie" ile tanıdım. ACT albümlerinin burada bulunmaya başladığı sıralardı. Diğer albümlerinin bir kısmını sonradan edindim. Tolstoy, Herbie Hancock’ın müziğiyle bir albüm yapmanın ona çok doğru geldiğini söylüyor, çünkü onun şarkı olarak söylenmeye çok uygun, harikulade besteler yaptığını düşünüyor. Daha ‘funky’ olan geç dönemi üzerinde odaklanmayı tercih etmiş.
Bu akşam CRR sahnesine büyük bir şarkıcı çıkacak. Sarı saçlı, mavi gözlü, hem İsveçli, hem Rus Viktoria Tolstoy. Gerçi kendisini geç kaşfettik ama erkenden salıvermeye hiç niyetimiz yok. Eh, bir anlamda da Esbjörn’ün emaneti sayılır.
Sevin Okyay
10 Şubat 2014, Pazartesi
Cazkolik.com
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.