Kaş, yaz ve caz yolcusu kalmasın!

Kaş, yaz ve caz yolcusu kalmasın!

Bu yıl ikincisi gerçekleşecek Kaş Caz Festivali’nin direktörü Serdar Karatepe, Cazkolik’e konuştu. Karatepe, festivalde öne çıkan türler arası geçiş esnekliğini, 'buna zenginlik de diyebilirsiniz deformasyon da ama bilinen bir gerçek var ki müzik türlerinin oluşumları bulundukları coğrafi konum ve halkın sosyo-kültürel durumlarından kaynaklı olarak varlık gösterir' diyerek açıklıyor.

 

Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl müzik sektörü ve canlı performanslar büyük yara aldı. Festivaller ve konserler ya iptal edildi ya da ertelendi. Bu süreçte, rota açıkhava etkinliklerine çevrildi. Kaş Caz Festivali de bunlardan biri. İlki geçen yıl Eylül ayında gerçekleşen festival, bu yaz 28-29-30 Ağustos’ta Setur Marina ev sahipliğinde müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Ilık esintiler ve gece yıldızlar altında müzikseverleri ağırlayacak olan Kaş Caz Festivali’nde solo ve grup performansları yer alacak. Panama organizasyonu tarafından gerçekleştirilen festivali Serdar Karatepe ile konuştuk.

 

Işıl Çalışkan

 


 

 

Işıl Çalışkan: Kaş Caz Festivali ile yolculuğunuz nasıl başladı?

 

Serdar Karatepe: Festival fikri uzun zaman öncelerine dayanıyor. Kaş’ın doğası, çeşitliliği, sunduğu zenginlik insanı farklı yolculuklara çıkarıyor. Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerin müzik ve kültür zenginliği dünya müziğine büyük ölçüde yön vermiştir. Bu da Kaş ve Kaş gibi kendi içinde ruhunu yaratmış yerleri diğerlerinden ayırıyor. Burada yaşayan müzisyenler, sanatçı dostlar da bu değerlere nitelik kazandırıyor. Böylelikle, Kaş'a gelen hemen herkesi içine çekmeye yetiyor, bizde olduğu gibi. Festival, Kaş'ı müzikle yaşamanın bir yoluydu.

 

Işıl Çalışkan: İlk yıl dönüşleri nasıl? Beklediğiniz gibi oldu mu?

 

Serdar Karatepe: Genelde festivallerin ilk yılı doğal olarak soru işaretleriyle doludur. Geri dönüşlere bakıldığında iyi müziğin yanı sıra, harika gün batımının harika bir mekânla birleşmesi festivali başka bir boyuta taşıdığını gösterdi.

 

 

Önlem alındığında yapılmaması için sebep yok

 

Işıl Çalışkan: Koronavirüs canlı müzik sektörünü durma noktasına getirdi. Festivallerin çoğu ya iptal edildi ya da ertelendi. Siz aslında belki ‘cesurca’ denebilecek bir adım attınız. Çünkü, aslında bu bir anlamda sorumluluk olarak da görülebilir.

 

Serdar Karatepe: “Cesurca” kelimesini abartılı buluyorum, sadece zamanlama bizim festivalimiz için tedirginliklerin daha az olduğu döneme denk geliyor, önlemler doğru alındığında ve sağlık koşulları yerine getirildiğinde festivalin yapılmaması için bir neden yok. Biliyorum ki diğer festivallerde inanılmaz istekli ve iyi hazırlanmıştı, ama tarihler ve durumlar o kadar çıkmaza soktu ki, yapılmaması (ertelenmesi) daha doğru bir karar oldu. Seneye umarım hepsi daha enerjisi yüksek festivallerle karşımıza çıkacak.

 

Işıl Çalışkan: Bu sene farklı neler olacak?

 

Serdar Karatepe: Geçen seneye göre farklılık gösterecek ve heyecanlandıran bir konu MUME de (Mehmet Uluğ Müzik Evi) yapacağımız session ve farklı müzik gruplarının emprovizasyon çalışmaları olacak. Dinleyiciye açık olan bu müzik kıymeti, festivalin program dışında en etkileyici tarafı olacak.

 

 

Türkiye farklılığına zenginlik de diyebilirsiniz deformasyon da

 

Işıl Çalışkan: Bu yıl da geçen yıl olduğu gibi yalnızca isimler değil türler arasında geçiş de esnek. Bu caz festivalleri için sıkça konuşulan bir konu. “Ama bu caz değil” diyenler için ne söylersiniz?

 

Serdar Karatepe: Geçtiğimiz yıl yaptığımız türler arası geçiş esnekliği aslında “Ama bu caz değil” söyleminin çıkış sebebi. Buna zenginlik de diyebilirsiniz deformasyon da ama bilinen bir gerçek var ki müzik türlerinin oluşumları bulundukları coğrafi konum ve halkın sosyo-kültürel durumlarından kaynaklı olarak varlık gösterir. Bu da diğer coğrafyalarda bu müzik türünün kendi konumlarına göre ister istemez evrilmesine olanak sağlar.

 

 

Dinleyicisinin beklentisini karşılamıyor endişesi, bir diğer caz dinleyicisi için iyi müzik anlamına gelebilir

 

Işıl Çalışkan: Türkiye’de birçok caz festivali var. Bunlar arasındaki rekabet ve birbirini besleme durumu ile ilgili neler söylersiniz?

Serdar Karatepe: Türkiye’de birçok caz festivalinin olmasını fazlasıyla olumlu değerlendiririz. Festivaller arası rekabeti pozitif değer olarak görürüz. Türkiye ilginç ve zengin bir coğrafya, bir müziği peri bacalarında dinlerken diğer bir müziği üzüm bağlarında, bir diğer müziği deniz kıyısına bir metre uzaklıkta dinleyebilirsiniz. Her festivalin, her yerin kendine ait bir ruhu oluşur zamanla, bu da tarihi gelince festival programına bakmadan bilet alan kitleyi oluşturuyor. Bizce doğru yapılan her festival, her nitelikli müzik, diğer bir festivale ışık, yol kardeşliği yapacaktır. Türkiye’de çok güzel işler yapılıyor Kaş Caz Festivali bunlardan biri.

 

Işıl Çalışkan: Festival hazırlığında ekonomik sıkıntıların yansıması oldu mu?

 

Serdar Karatepe: Tabii ki herkesin etkilendiği kadar biz de etkilendik. Bu festivali düzenlerken elbette maddi kaygılarımız ve düşüncelerimiz oldu fakat bu yıl her anlamda planlı bir yapılanmanız var. Pandemi sürecini düşünürsek bu tür festivaller topluma fayda sağlayacaktır.

 

Işıl Çalışkan

 

Cazkolik.com / 07 Temmuz 2020, Salı

 


 

 

28-29 ve 30 Ağustos 2020 günleri gerçekleşecek Kaş Caz Festivali programı aşağıdadır;

 

BİRİNCİ GÜN:
⟩ Mesut Yücel (Happy Hour)
⟩ Kolektif İstanbul
⟩ Uç Uç
⟩ Sattas
⟩ Jam Session

 

İKİNCİ GÜN:
⟩ Ahmet Nebi (Happy Hour)
⟩ Social Inclusion Band
⟩ Jülide Özçelik
⟩ Korhan Futacı
⟩ O2 Pub After Party

 

ÜÇÜNCÜ GÜN:
⟩ Happy Hour
⟩ Esen-Dündar-Banar Trio
⟩ Birsen Tezer
⟩ Aydın Esen & Randy K. Esen
⟩ Jam Session

 

⟩ Bilet almak için tıklayın.


BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Işıl Çalışkan

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.