Klasik müzik konserleri kültürel ritüeller bakımından diğer müzik türlerine göre daha disiplinli bir alandır. Yüzyıllar içinde gelişen bu teamüller halen tartışılabilir olsa da konser esnasında salondaki dinleyicilerin dinlediği müzikten âzamî zevki alması, müzisyenlerin en iyi şartlarda müziği icra etmesi bakımından önemlidir. Genellikle kulaktan kulağa öğrenilen bu teamüllerin kayıtlı bir metin halinde okuyucunun elinin altında olmasını önemli bulduğumuz için Gloucestershire Üniversitesi'nin hazırladığı bir kaynak metni aşağıda özetleyerek paylaşıyoruz.
Cazkolik.com
Her türden müziğin kendine has ritüelleri vardır. Sahnede müziği icra eden sanatçıların ve dinleyicilerin icra edilecek müziğe konsantre olmaları ve icra edilen müziğin konser esnasında açığa çıkaracağı duygusallığı kontrol edebilmesi için bu ritüeller gereklidir.
Klasik müzik ritüelleri kafa karıştırıcı gelmesin. Bu ritüeller yüzlerce yıllık tecrübe ve geleneklerle gelişmiş, farklı ülkelere ve günümüzden farklı toplumlara kadar geri gidebilir.
Konser ritüelleri hep aynı değildir ama ne beklemeniz gerektiği hakkında fikir edinmek faydalı olacaktır.
Bir orkestranın keman bölümünün şefine başkemancı denir. Başkemancılar genellikle orkestranın geri kalanı konsere hazır olana kadar sahne gerisinde kalır ve ardından orkestraya döner. Müzisyenler enstrümanlarını akort ederken dinleyiciler akort esnasında mümkünse sessiz olmalıdır. Ardından orkestra şefi sahneye teşrif eder, orkestrayı ayağa kaldırarak dinleyicilere alkışlatır. Orkestra şefi orkestrayı temsilen başkemancıyla el sıkışır. Orkestra yerine oturduğunda şef onlara dönerek müziği başlatır.
Şef, orkestrayı baton adı verilen küçük beyaz bir çubuk veya elleriyle yönetir. Dinleyiciler orkestra şefini önden görmez, ilk parça bitene kadar -ki bu ilk parça kısa veya uzun sürebilir- şefin yüzü orkestraya dönük olur.
Müzik, eser aralarında birkaç kez durabilir, yeniden başlayabilir, bu esnalar konser içinde birkaç kez tekrar edebilir. Eser aralarındaki geçişler sırası genellikle alkış olmaz. Dinleyici, eser tamamlanınca alkışlamaya başlar, orkestra şefi dinleyiciye dönerek alkışları kabul eder ve ardından sahneyi terk eder. Alkışlar devam ediyorsa orkestra şefi sahneye geri döner, şef, orkestradan veya müzisyenlerden bazılarının alkışları paylaşmak amacıyla ayağa kalkmalarını isteyebilir, ardından bir kez daha sahneyi tek eder ama alkışlar devam ettikçe bu ritüel tekrarlanır.
Eğer konserde yeni bir eser daha icra edilecekse konsere ara verilir, orkestra ve dinleyiciler salonun dışına çıkar, sahne yeni müzisyenler için düzenlenir, gerekirse yeni enstrümanlar getirilir veya çıkarılır, herkes hazır olduğunda dinleyiciler ve orkestra tekrar sahnede yerini alır. Şef yeniden sahneye teşrif ederek icra edilecek yeni eser için (varsa solist ile) sahneye gelir. Eğer solist var ise alkışlar esnasında orkestra şefi solistin ilgi odağı olması amacıyla daha geri plânda kalır.
Günümüzün orkestraları esnek fikirlere sahiptir ve standart enstrüman grubu sayılmaz. Çağdaş besteciler çılgın yeni fikirler geliştirdiği için orkestraların yapıları zorlanabilir, orkestralar genişler, küçülür, farklı mekânlara uyum sağlar ve geleneksel orkestralarda yer almayan saksofon, akordeon, davul, sintiler veya elektrikli gitarlar orkestralara dahil edilebilir.
Oda müziği ritüelleri
Bir oda müziği konseri veya resitalinde genellikle şef yoktur, dolayısıyla müzisyenlerin eğilme, selamlamlama gibi reveranslarına pek ihtiyaç kalmaz.
Opera ve bale ritüelleri
Opera ve bale sahnelerinde orkestra sahne üstünde değil, orkestra çukuru adı verilen yerde konuşlanır. Başkemancı özel giriş yapmaz. Orkestra akordu tamamladıktan sonra şefin çukura gelişi alkışlanır.
Opera ve bale gösterilerinin kendilerine has farklı ritüelleri olabilir. Bu ritüellerin en ilginci sahnede anlatılan hikâyenin uyarı yapılmaksızın selamlama amacıyla kesilebilmesidir. Sanatçılar, bu esnada yoğun alkışları kabul etmek amacıyla kısa süre karakterinden çıkabilir, seyircilerin alkışını selamlayabilir veya alkış esnasında kısa rolde bir donma/durma anı yaşanabilir, alkış kabul edilir ve aksiyona geri dönülür.
Ayağa kalkmak, bağırmak, ıslıklamak vs
Seyirciler, sanatçılara yönelik ekstra coşkularını ayağa kalkarak alkışlayarak gösterdiği gibi arada Bravo gibi seslerle bağırarak da beğeni gösterebilir, burada dikkat gereken detay kadın sanatçılar için Brava!, grup ve orkestra için Bravi! denilmesi gerektiğidir. (Ülkemizde Bravo dışındaki kelimeler pek kullanılmıyor ama yurtdışında konserlere gidenler dikkat etmeli).
Konser âdabı
Konserlerde nasıl davranılması gerektiği gizemli bir mevzu değildir. Dinleyicilerin sağduyulu olması yeterlidir. Müzisyenler ve dinleyiciler müziğe konsantre olmak ister bu yüzden salonun sessizliğe ihtiyacı vardır. Konser adabı sadece bir konuda kafa karıştırıcı olabilir, o da ne zaman alkışlanacağını bilmektir. Klasik müzik dışındaki türlerde insanlar parça bittiğinde alkışlar ama klasik müzikte eser sona erene kadar beklenir ve dinlenen eserin sonunda alkışlanır.
Klasik müzikler çoğunlukla orkestral müzikler olduğu için gürültü yapmak, koltuklarda hareketlenmek, diğer dinleyicilerin dikkatini dağıtıcı hareketler yapmak, cep telefonlarıyla sahnedeki müzik arasına girmek, etrafta dolaşmak, salona girmek, çıkmak gibi şeyler kabul edilemez, orkestranın ve salonun dikkatini dağıtır. Hatta, müzisyenler ve orkestra yönetimleri der ki, bu alkışlama ritüeli ve dinleyici dürtüsünü bastırmak zalim bir karar gibi görünebilir ama emin olun her beğendiğiniz an alkışlamak icra edilen parçayı ve salonun dinleme dengesini bozar. Bestenin finali alkışlanması gereken andır.
İlginç bir tarihi bilgi olarak, alkışlamanın klasik müzik konserlerinde disiplin altına alınması nispeten yeni bir gelişmedir. Örnek vermek gerekirse, Mozart babasına yazdığı bir mektupta, son senfonisinin seslendirilmesi esnasında eser bitmeden çılgınca alkışlanmaya başlandığı için ne kadar memnun olduğunu yazmıştır.
Klasik müzik konserlerinde genellikle konser öncesi basılı program dağıtılır. Konser öncesi dağıtılan bu programları okumak konser hakkında bilgilenmek bakımından faydalı olacaktır.
Klasik müzik konserlerinde keyif alınacak bazı detaylar;
Dinleyicilerin, dinlediğe müziğe dair detaylara dikkat etmesi dinlenen müzikten alınacak zevki artıracaktır, bu detaylar, müziklerin alçalıp yükseklişleri ve yumuşaklığı olabildiği gibi müzikteki ani değişim ve dönüşümler, daha önce bilinen bir detayın anlık tanınması, farklı hızlar, enstrüman sesleri, melodiler, ritmler, müzikal desenler, dikkat çeken performanslar, enerjik gel-gitler, enstrümanların karşılıklı müzikal sohbetleri, müziğin tetiklediği anılar veya akla getirdiği imgeler müziğin içinde yaşadığınız anların farkında olmanızı sağlar.
İcra esnasında neyi izlemeliyiz?
Klasik müzik konserleri elbette dinlenen bir müziktir ama gözleri meşgul edecek detaylar da vardır. Müzisyenleri izleyebilir, enerji ve yoğunluklarını gözleyebilir, enstrüman seslerinin çıkarılması için neler yapıldığını takip edebilir, müzisyenler arası ilişkileri gözleyebilir veya orkestra şefinin olayları nasıl kontrol altında tuttuğunu inceleyebilirsiniz.
Ya sıkılırsam?
Endişelenmeyin, utanmayın, bu herkesin başına gelebilir, bazen müzikle temas kuramazsınız, bu normaldir, böyle durumda müziğin keyfini çıkarmanın farklı yanlarını keşfedebilirsiniz.
Dinlediğim konseri nasıl değerlendirebilirim?
Bu konu oldukça subjektif bir alandır. İzlediğimiz konseri değerlendirmek, yorumlamak isteriz ama klasik müzik konserlerinde dinleyici yargılamak yerine etkilenmeye açık olmalıdır. Kendinize 'bu izlediğim ne kadar iyi?' ya da 'bunu seviyor muyum?' diye sormak yerine 'şu anda ne oluyor?' diye sorabilir.
Klasik müzik dinleyici züppeliğine açık bir türdür
Klasik müzikte züppelik sık rastlanan bir davranış biçimidir. Züppeler bilgiçlik ve üstünlük gösterisinde bulunmak ister. Bu gösterişlere aldanmamak gerekir, çoğu dinleyici yalnızca müziğin tadını çıkarmak ve sunulan güzellikleri yaşamak için konsere gider, asıl önemli olan zihninizi ve kalbinizi dünyaya açma isteği içinde olmaktır.
Sanatçılarla tanışmak
Çoğu sanatçı konser sonrası dinleyicilerle buluşmayı ve imza vermeyi sever. Örneğin, Leonard Berstein konser sonrası dinleyicilere iki saate yakın zaman ayırır, sohbet eder, imza verirdi. Müziğin sizi nasıl etkilediğini sanatçıya veya besteciye sormaktan çekinmeyin. Bazı müzisyenler konser arası ve sonrası lobide imza dağıtabilir, plâk imzalayabilir. Müzisyenlerle nerede ve nasıl buluşacağınızı görevlilere sorarak öğrenebilirsiniz. Belki bazen kapıda beklemek gerekebilir ama çoğu sanatçıyla tanışmak emin olun beklemeye değecektir.
Bu metin Gloucestershire Üniversitesi'nin "Contemporary Audience at Classical Concerts" isimli çalışmasından derlenerek çevrilmiştir.
Çeviri Cazkolik.com / 27 Şubat 2024, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.