Leyla Diana Gücük, doğaçlama vokalin önde gelen ismi Lauren Newton ile özel bir söyleşi yaptı

Leyla Diana Gücük, doğaçlama vokalin önde gelen ismi Lauren Newton ile özel bir söyleşi yaptı

Photo: Joerg Becker

 

 

Albert Mangelsdorff Ödüllü Lauren Newton ile röportaj

 

 

1994 yılından itibaren Almanya’daki caz müzisyenlerine iki yılda bir verilen prestijli Albert Mangelsdorff Ödülü’nün yeni sahibi Lauren Newton oldu. Cazkolik olarak değerli sanatçıyı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Vokal ustası Lauren Newton ile tanışma fırsatını bulduğumda Cazkolik için röportaj ricasında bulunmuştum. Bizi kırmadığı için teşekkür ederim. Sizi, sesin ve enstrümanın renklerini, dokularını hatta günlük hayatın sıradan gürültülerini oluşturan o gizli katmanlardan oluşan evrene kapı aralayarak müzikal farkındalığınızı genişletmeye davet ediyoruz. Röportajı aşağıda okuyabilirsiniz.

 

 

Photo: Ulla C. Binder- Manfred Schoof, Lauren Newton, Michael Griener

 


 

 

Lauren Newton: "Her performans yeni bir maceradır"

 

 

Leyla Diana Gücük: Oregon'da aldığınız klasik şan eğitimi ve Stuttgart'taki vokal performans derecesi sizi serbest doğaçlama ve sözsüz şarkı söyleme tekniklerini geliştirmeye nasıl yönlendirdi? Klasik disiplinden aldığınız eğitim avangart ifadenize nasıl bir katkı sağladı?

 

Lauren Newton: Üniversitede okurken sözsüz icra edilebilecek klasik şarkıların olup olmadığına dair merakım giderek arttı. Şarkının melodisinin, sözlerinin ve armonilerinin anlamına derinlemesine bakmamı teşvik eden, gözlemci ve açık fikirli şan eğitmenlerinin yanında okuma şansına sahip oldum. Klasik bariton şarkıcısı Profesör Neil Wilson, Oregon Üniversitesi'ndeki lisans eğitimim boyunca bana ders verdi ve "Sözsüz herhangi bir vokal repertuvarı var mı?" gibi sorular sorduğum bir zamanda meraklı zihnim için hayati bir katalizör oldu. Beni çeşitli klasik şan repertuvarı türleriyle tanıştırdı ve yeni gelişen sesime ve bireysel karakterime en uygun parçaları bulmama yardımcı oldu.

 

Benim yetiştirilme tarzım (ve cesaretim), klasik repertuvarıma caz şarkıları eklemeye karar verdiğimde ortaya çıktı ve diğer öğrencilerin desteği ve eğitmenimin onayıyla, 1974'teki üçüncü sınıf lisans bitirme sınavı konserimde hem klasik besteleri hem de caz standartlarını seslendirdim ki bu o zamanlar duyulmamış bir şeydi. Aynı yıl, heyecan verici bir teklif ortaya çıktı ve bir okul yılı boyunca yurt dışında okumak üzere yüksek lisans öğrencileri ve müzik öğretmenlerinden oluşan bir gruba katılabildim. Merkezimiz Almanya'nın Stuttgart kenti yakınlarındaydı, bu nedenle 1974-75 yıllarında bol miktarda 'canlı' müzik ve diğer sahne sanatlarına maruz kaldım. 

 

Eğitimin o ilk yıllarında odağım doğal olarak klasik vokal tekniklerindeydi ve adanmış ve çok çalışkan bir şan öğrencisiydim ancak bilinmeyen bir nedenle zihnimde, tüm öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın arzu ettiği geleneksel 'bel canto' (güzel şarkı söyleme) sanatına dair belli belirsiz bir soru vardı. Şarkı söylemenin tek yolu bu muydu?

 

Aynı dönemde, bestelenmiş melodiler çalan ancak bunlar üzerinde serbest doğaçlamalar yapan Stuttgart'taki bir jazz rock grubuna katıldım. Sağlam bir şan tekniği öğrenme ile (meraktan) bu teknikle doğaçlama yapmanın bu çeşit karışımı, benim "kendi" eğitimimin asıl başlangıcı oldu. Eskiden Ella Fitzgerald'a hayranlık duyardım ancak Cathy Berberian'ı daha sonra keşfettim.

 

 

Doğaçlama yapmak, tarif edilemez bir şeye teslim olmak demektir!

 

 

 

Photo: Mike Baumgartner

 

Leyla Diana Gücük: Serbest doğaçlamada kurallar ya da kuralsızlık konusu üzerinde durmak istiyorum. Dışarıdan bakıldığında hiç dinlemeyenler için bunu anlatmak gerektiğinde nasıl ifade edersiniz?

 

Lauren Newton: Serbest doğaçlamadaki kurallar ve kuralsızlık, yaptığımız ve olduğumuz şeyi, sahte ve gerçek benliğimizi, iç ve dış yönelimimizi açıklığa kavuşturur ve hayatımıza muazzam bir içerik ve öz zenginlik getirir. Doğaçlama yapmak, doğal oluşum sürecinin bir parçası olmak demektir.

 

Ne zaman serbest doğaçlama çalıştayı yönetsem, müziğin her an her yerde mevcut olduğunu ve tek yapmamız gerekenin ona dokunmak olduğunu iddia ederim. Bu, Japonların birinin önünden geçmeleri gerektiğinde elleriyle yaptıkları nazik kesme hareketine benzetilebilir. Sanki kendilerine yer açmak için uzayda bir yol kesiyorlarmış gibi. Demek istediğim, bu maceranın, müziğin sürekliliğine nasıl uyumlu bir şekilde katkıda bulunabileceğimizi keşfetmekle ilgili olduğudur.

 

Leyla Diana Gücük: Caz müziği, kimi zaman bir kaçış veya sığınak olarak görülürken, sizin çalışmalarınızda (özellikle Joëlle Léandre ile yaptığınız "ıslıklar ve çığlıklar" içeren çalışmanız) bir isyan veya meydan okuma hissi var. Sizin için vokal performans, bu "alevler içindeki dünyada" bir sığınak mı, yoksa bir manifesto mudur?

 

Lauren Newton: Joëlle Léandre ile çalışmak benim için her müzikal anda derin bir bağ anlamına geliyor. Ruh hallerimiz her an yıldırım hızıyla değişebilir ve müzikal yolu değiştirebilir. Bazen büyük, bazen sadece küçük müzikal farklılıklar olur. Ancak müzik, bizim için her zaman hayatın, her açıdan tüm zıtlıklarıyla bir kutlamasıdır. Bu nedenle her performans yeni bir maceradır.

 

 

Photo: Ulla C.Binder- Newton-Léandre 1.11.25

 

 

Leyla Diana Gücük: Dansçılar, ressamlar ve performans sanatı projeleriyle iş birliklerinizde sesin sınırlarını aşmayı hedefliyorsunuz. Vokal, bir enstrüman olmanın ötesinde, bu tür multidisipliner çalışmalarda nasıl bir köprü görevi görüyor?

 

Lauren Newton: Ses, kişinin mevcut duygusal yaşamıyla doğrudan ilişkilidir ve eğer bu kişi serbestçe doğaçlama yapıyorsa, bazen beklenmedik (gizli) duygular ses, enstrüman veya beden aracılığıyla yüzeye çıkabilir. Sesi ister tonlar, ister sözler olsun, sahnedeki tüm sanatçılar ve aynı zamanda izleyici için bir köprü olarak görüyorum.

 

Vokal 'renk' paleti, dikkatli öz farkındalık yoluyla ve şarkıcının alternatif ses tekniklerini ve fikirlerini keşfetmeye açık olması durumunda sayısız şekilde zenginleştirilebilir. Bir fikri ikna edici bir şekilde aktarabilmek için üç temel şeye dikkat etmeniz gerekir: nefes, beden ve rezonans. Bu hem şarkıcılar hem de enstrüman çalanlar için geçerlidir!

 

Leyla Diana Gücük: Kariyerinizde David Friedman, Masahiko Togashi ve Fritz Hauser gibi perküsyoncular ve vibrafoncularla sıkça çalıştınız. Bu enstrümanların (vibrafonun "hoş sesi" ve perküsyonun ritmik zorluğu) vokal ifadenizle yarattığı zıtlık ve uyum arasındaki dengeyi ya da uyum/suzluğu nasıl tanımlarsınız?

 

Lauren Newton: Vurmalı çalgıcılarla şarkı söylemek her zaman heyecan verici bir meydan okumadır çünkü bu müzisyenlerin her biri çalma tarzında benzersizdir. Benim sesim konuşma gibi perküsyonel sesler üretebilir ve bununla ritmik çalışabilirim. Ancak aynı zamanda uzun notalar, melodiler ve farklı aralıklar üretmek gibi "normal" şarkı söyleme yeteneklerine de sahiptir. Daha iyi iletişim kurmak için her şeyden önce ilgili kişinin kişisel tavrına veya aurasına dikkat ederim.

 

 

Fritz Hauser, Lauren Newton

 

Leyla Diana Gücük: On yılı aşkın süre boyunca Mathias Rüegg'in post-modern besteleriyle tanınan Vienna Art Orchestra'nın (VAO) tek vokalisti olmak nasıl bir deneyimdi? VAO'nun o dönemdeki vizyonu, yani bestelenmiş yapı ile doğaçlama arasındaki denge, sizin vokal ifade arayışınızı nasıl etkiledi ve bu büyük toplulukta bir solist olarak kendi sesinizi nasıl konumlandırdınız?

 

Lauren Newton: Mathias Rüegg'in özellikle 80'li yıllardaki besteleri ve aranjmanları, ses tekniklerimi geliştirmem ve hassaslaştırmam için bir fırsattı. Müzik, her turne için belirli bir tema veya bir bestecinin onuruna yeni bestelenirdi. Mathias, farklı solistlerin parçanın müzikal odak noktasına veya karakterine uygun olarak kendilerini ifade etmeleri için her zaman alan bıraktı. Benim sololarımda bazen temel ritmik, bazen metinli, bazen lirik, bazen mizahi vb. olurdu. Bu benim için çok heyecan vericiydi çünkü anın içinde çok fazla olmamı, tam olarak odaklanmamı gerektiriyordu! Sesim, topluluk sesinde kişisel, insani bir ses yönü gibiydi. Yani, büyük bir enstrüman grubu arasında insan sesi.

 

 

Vienna Art Orchestra

 

Leyla Diana Gücük: "Evolutism" kelimesi ve Almanca/İngilizce harflerden kelimeler üretme yaklaşımınız ("kelime dağarcığınızın her performansta değişmesi") bu müziğe getirdiğiniz edebi ve linguistik bir doğaçlama biçimi midir? Bu kelime oyunları, müzikteki serbest formunuzun bir yansıması mı?

 

Lauren Newton: Evolutism, vibrafoncu Dizzy Krisch'in Lonely Woman kaydındaki bir bestesinin adıdır. Dizzy bununla özel bir şey kastetmemişti, sadece kelime oyununu sevmişti. Ben de ona, bu kelimeyi parçadaki doğaçlamam için temel olarak kullanmak istediğimi söyledim ve böylece 2016 yılındaki kayıtta o solo ortaya çıktı. Bu tür kelime oyunları bana insan dilinin mizahi yönlerini dahil etme imkânı veriyor ve benim için şarkı söylemek kadar müziğe ait. Uzun yıllar çalıştığım ünlü Avusturyalı yazar ve şair Ernst Jandl benim rol modelimdi.

 

Leyla Diana Gücük: Vocal Adventures Kitabınız 2022'de yayımlandı. Kitabınızda "Ses, Mekân, Ruh ve Şarkıda Serbest Doğaçlama" konularını ele alıyorsunuz. Günümüzün caz ve doğaçlama vokalistlerine, teknik becerilerin ötesinde ruhsal ve mekânsal olarak neyi keşfetmelerini öneriyorsunuz?

 

Lauren Newton: Günümüzün doğaçlama vokalistlerine, otantik, yenilikçi, sezgisel fikirlerin doğduğu yer olan içsel canlılıklarını (spirit) dinlemelerini tavsiye ediyorum. Yapılması gereken iş, onları en çok neyin ilgilendirdiğini, kendilerine özgü bir "şeyi" tanımaktır. Teknik beceri, fikrin amaçlandığı gibi duyulmasına yalnızca yardımcı olur.

 

Leyla Diana Gücük: Lucerne Müzik Üniversitesi'nde caz vokali ve serbest doğaçlama profesörü olarak, günümüzün genç müzisyenlerinde gördüğünüz en büyük potansiyel ve en büyük zorluk nedir?

 

Lauren Newton: Meydan okuma, yalnızca o müzisyene ait olan bu "şeyi" araştırmak ve geliştirmektir. Bu süreç, temel olarak karakter veya kişilik, zevk ve özellikle şarkıcılar için kişiden kişiye farklılık gösteren bir fenomen olan ses tınısına dayanır.

 

Leyla Diana Gücük: Bu yıl Berlin Festivali kapsamında Albert Mangelsdorf ödülüne layık görüldünüz. Mangelsdorf ile kendinizde ortak gördüğünüz noktalar var mı, varsa neler?

 

Lauren Newton: Albert Mangelsdorff ile çeşitli gruplarda defalarca sahne aldım. Bir keresinde benden şan tekniği konusunda tavsiye istemişti; o sıralarda polifoni ve aynı anda şarkı söyleyip çalarak iki ses çıkarma konusuyla yoğun bir şekilde ilgileniyordu. Bu teknik onun alameti farikası haline geldi ve bu beni çok heyecanlandırdı.

 

Leyla Diana Gücük: Eşiniz de sanatçı ve birlikte bir çok performansta yer aldınız. Birlikte yürüdüğünüz yolda birbirinizden nasıl etkileniyorsunuz ve bunu sanatınıza nasıl yansıdığından bahseder misiniz? Sanatçı çiftlerin yaşadığı avantaj ve dezavantajlar neler sizce?

 

Lauren Newton: Koho Mori-Newton görsel sanatçıdır ve ana eseri Çizim'dir. Ona göre çizginin bir hikayeyi veya nesneyi temsil etmesi gerekmez, kendi başına durmalıdır. Bir çizgi, ister tek başına ister başka çizgilerle bağlantılı olsun, bir çizgidir. Yalnızca izleyenin görebileceği şeydir. Bu, birlikte çalıştığımızda da geçerlidir. Onun görsel sanatı ve benim şarkı söyleme tarzım, izleyicilerdeki her insan için farklı bir anlam ifade edebilir. Bizim için mesele, bize dokunan ama açıklanamayan bir şeyi iletişim kurmaktır.

 

 

Performance part 1, Koho Mori-Newton Lauren Newton, Augsburg 2018

 

Leyla Diana Gücük: Türkiye’deki caz müzisyenlerimizi tanıyor musunuz? serbest doğaçlama yapan müzisyenlerimiz ile tanışma fırsatınız oldu mu? Eğer tanıyorsanız kimler? Bugüne kadar tanıma fırsatı olmadıysa Türkiye’deki Ortak proje yapma konusuna nasıl bakarsınız?

 

Lauren Newton: Zürih'te yaşayan ve aynı zamanda serbest doğaçlama yapan şarkıcı Saadet Türköz'ü tanıyorum. Geçenlerde tekrar karşılaştık ve ikimiz beraber bir proje yapmaya hevesliyiz.

 

Leyla Diana Gücük: Sorularımıza zaman ayırdığınız için size çok teşekkür ederiz. Sizi yakında Türkiye'de ağırlamaktan büyük mutluluk duyarız.

 

 

Leyla Diana Gücük ve Lauren Newton birlikte, 2025

 


 

 

Sanatçı hakkında

 

 

ABD, Oregon doğumlu Lauren Newton, Oregon Üniversitesi ve Almanya, Stuttgart'taki Devlet Müzik Yüksek Okulu'nda klasik şan eğitimi alan sanatçı 1974 yılından beri vokalist olarak Stutgart'ta yaşamakta ve çalışmaktadır.

 

Newton öncelikle vokal ifadeye odaklanarak sözsüz şarkı söyleme teknikleri yelpazesini genişletmeye başlayarak caz ve avangart müzik çevrelerinde tanındı. Solist olarak sahne alarak çeşitli topluluklarla ABD, Güney Kore, Hindistan, Japonya, Rusya ve Avrupa'nın tamamında turneler yaptı. Grup lideri olarak yaptığı Timbre adlı ilk kaydıyla 1983 yılında yıllık Alman Plâk Eleştirmenleri Ödülü'nü kazandı.

 

 

Konser ve kayıt işbirlikleri

 

 

Vienna Art Orchestra (1979-90), Vocal Summit (1982-83), Vokalquartett Timbre (1990-2007), Anthony Braxton, George E. Lewis, Fritz Hauser, Joëlle Léandre, Koichi Makigami, Maria Joao, Phil Minton, Barre Phillips, Aki Takase, Myra Melford, Heiri Känzig, Vladimir Tarasov ve Avusturyalı şair Ernst Jandl (ve diğerleri) ile çalışmıştır.

 

Kendi projeleri arasında müzik ve tiyatro prodüksiyonları, küçük ve büyük topluluklar, korolar ve radyo oyunları için besteler bulunmaktadır. Graz (Avusturya), Essen (Almanya) ve Luzern'deki (İsviçre) üniversitelerde caz vokali ve serbest doğaçlama dersleri vermiştir. Halen konserler, ustalık sınıfları ve atölyeler vermeye devam etmektedir.

 

 

Diskografisi yaklaşık 87 kayıt içermektedir. 2020 yılında Baden-Württemberg Eyaleti'nden Caz Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü almıştır. VOCAL Adventures, Free Improvisation in Sound, Space, Spirit and Song (Vokal Maceraları, Ses, Mekan, Ruh ve Şarkıda Serbest Doğaçlama) başlıklı kitabı 2022 yılında Wolke Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.

 

Leyla Diana Gücük

 

Cazkolik.com / 23 Aralık 2025, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Leyla Diana Gücük

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.