Yıllar önce İKSV film festivalinde, sanırım doksanların ortasıydı bir Macaristan filmi seyretmiştim. Türkçeye Büyücüler olarak çevirdiklerini hatırlıyorum ama İKSV`nin sitesinden araştırdım bulamadım gerçek adını. İki büyücünün birbirlerine meydan okuması ve sonunda düellosu ile gerçekle fantasmanın gerçekten büyüleyici bir etkileşimiydi. (*)
* * *
Macar gitarist Gabor Szabo`nun bir çok bestesinde ve yorumlarında bu büyülü gerçeklik (G.G. Marques`i de andık bu arada) beni ele geçiriyor her dinlediğimde. İlk dönem albümlerinde kullandığı büyü, büyücü, sihir gibi isimler müziğini tarif etmek için gerekliymiş gerçekten de. 1966 yılında neredeyse bir çırpıda yayınlanan ilk üç albümü Gypsy` 66 ve başeserleri Spellbinder ve Jazz Raga`nın 50. yılı nedeniyle genç yaşta ölen bu usta gitaristi tekrar hatırlamak ve hatırlatmak istedim.
* * *
Babamla aynı yılda, 1936`da Budapeşte`de doğan Gabor Szabo gitara 14 yaşında kendisine hediye edilen ilk gitarla birlikte sunulan bedava gitar dersi ile başlamış. 1956 yılında Sovyet rejimine karşı girişilen ayaklanma başarısız olduğunda ailesi ile birlikte soluğu Amerika`da da almış. (Tıpkı ondan 10 sene önce kaçan bir diğer büyük Macar gitarist Attila Zoller gibi.)
* * *
Bir çoğunuz gibi adını ilk defa Santana`nın gelmiş geçmiş en meşhur parçası Black Magic Woman/Gypsy Queen`in bestecisi olarak duymuştum. Black Magic Woman`ın belki de bir süre sonra ağdalı gelecek yapısı Gypsy Queen ile bir voodoo ayinine dönüyor, Michael Shrieve`ın davul atakları ve Chepito ve Carabello`nun latin vurmalılarıyla insanın kanını kaynatıyordu.
* * *
Müzik dünyasındaki isimsiz kahramanların ve gerçek müzisyenlerin büyük topluluklarca tanınması için böyle fırsatlara ihtiyaçları oluyor. İşte tam bu yüzden Tito Puente de Carlos Santana`ya Oye Como Va`yı meşhur ettiği için teşekkür etmişti. "Herkes Santana`yı duydu. Santana! Güzel Santana! O müziğimizi tüm dünyanın önüne serdi. Latin Rock bütün dünyanın gözü önünde. Ona herkesin önünde teşekkür etmek istiyorum. Bestemi kaydedip, hakkımı verdi. O günden beri çaldığımız Santana müziği” Ben de kendi adıma Carlos Santana`ya Gabor Szabo, Willie Bobo, Babatunde Olatunji, Gene Ammons gibi nispeten arka planda kalan büyük müzisyenleri bana tanıttığı için teşekkür etmek istiyorum.
Budapeşte`deki ilk gençliğinde hayalini kurduğu Amerikan rüyasını göç ettiği San Bernadino`da bulamadığını 1967`de Melody Maker dergisine söyle açıklıyordu. "Demir perde ülkelerinde Amerika ve caz hakkında inanılmaz bir tahayyül var. Her köşe başında Miles Davis, Gerry Mulligan ile karşılaşacağımı, Shorty Rogers`ın sütçü, Bud Shank`ın postacı olduğunu düşünüyordum neredeyse. Voice Of America batı yakası cazının o günlerdeki en büyük olaylardan biri olduğundan bahsedip duruyordu. Ama geldiğimde batı yakasının öldüğünü ve bütün olan bitenin doğuda, New York`ta olduğunu anlayacaktım."
* * *
Bu yüzden kısa süre sonra dört sömester okuduğu Berklee kolej için Boston`a taşındı ve hemen klüp çevrelerinde tanınmaya başladı. 20 yaşında ilk yayınlanmış plağı da genç müzik öğrencilerinin yer aldığı International Youth Band`in Newport festivalindeki kaydıydı. Geleceğin bir çok caz yeteneğini barındıran bu toplulukta sonralarda herkesin ismini duyacağı müthiş 2 diğer müzisyen Yugoslavya`dan genç yetenek trompetçi Dusko Gojkovic ve “Federal“ Alman tromboncu Albert Mangelsdorff da yeralmaktaydı.
* * *
Nesuhi Ertegün vasıtasıyla tanıştığı davulcu Chico Hamilton`ın yeni kurduğu ve saksofoncu Charles Lloyd`un da yer aldığı beşliye katılmak üzere tekrar batı yakasına, Los Angeles`a taşındı. Hamilton ilk zamanlarda çalışından hoşlanmadığı Szabo`yu grubundan kovdu. Bunun üzerine piyanist Les McCann ile çalışmaya başlayan gitarist Hamilton`ın pişmanlığı ile uzun zaman geçmeden gruba müzikal direktör olarak geri döndü. Beşli Chico Hamilton`ın en güçlü albümleri Passin` Thru (1963) ve Man from Two Worlds (1964)`un da bulunduğu yedi albüm yayınladı.
* * *
Szabo da Hamilton`ın hakkını teslim ediyordu "Berklee`de okurken gitarı hakkıyla çalamadığımı düşünürdüm. Çünkü kendi cümlelerimi, numaralarımı daha önceki düzenlemelere oturtamazdım. Chico, grubuna katıldığımda kendi tarzımı bulmamda çok yardımcı oldu. Parçaların yapılarında her hangi bir forma bağlı kalmamı istemedi ve enstrümanımı çalarken kendim gibi olmam için beni yüreklendirdi.”
* * *
Chico Hamilton Quintet`te bestelerin büyük çoğunluğu Charles Lloyd`a aitti. 2 kuvvetli beste Lady Gabor, Child`s Play bu dönemde Szabo`nun Lloyd`un bestelerinin arasında rahatlıkla yer alabildi. 1960`larda caz plaklarının bir çoğunda yükselen pop müziği bestelerinin yorumları da yer almakta, klüp ve dans salonlarında bu karışımla belki de ilerideki yıllarda smooth caz adı verilecek popüler cazın örnekleri veriliyordu. Chico Hamilton, Mongo Santamaria, Antônio Carlos Jobim, Tito Puente`nin sürüklediği Latin, Bossa Nova etkili müzikler özellikle A.B.D.`de rağbet görmekteydi.
* * *
1964`te Chico Hamilton beşlisi Gabor Szabo`lu kadrosu ile Londra`ya giderek Lena Horne`nin eşlik grubu olarak yeraldı. (McCarthy dönemindeki “kızıl korkusu” sebebiyle yasaklanan ve baskı gören aktivist Lena Horne gibi bir çok sanatçı sanatını A.B.D. Dışında icra etmek zorunda kalıyordu.) Bu sırada beşli yine o sıralarda yükselen film yönetmeni Roman Polanski`nin “Repulsion” filminin orijinal müziklerini de kaydetti.
* * *
1965`te Down Beat dergisinin gitar klasmanındaki “Daha çok ilgiyi hakeden genç yetenek” ödülünü aldı. Ödülü diğer bir Macar gitarist Attila Zoller`i ile paylaşması da ilginç gerçekten. Bir sene önce Chico Hamilton`ın kanatlarından ayrılan Charles Lloyd gibi Gabor Szabo da artık cümle aleme kanıtladığı müzisyenliği ile farklı müzik gruplarında rahatlıkla yer almaya başladı. Charles Lloyd`un kurduğu yeni dörlüyü Tony Williams !! Ve Ron Carter !! ile beraber oluşturdu.
* * *
Bu yıllarda özellikle A.B.D.`nin batı yakasında yükselen, beat edebiyatının aleviyle yükselen saykedelik rock kültürü, elektrikli gitarda yeni sentetik sesler, distorsiyon pedalları, feed back tekniği gibi numaralar gitaristler için çok etkileyici ve “zihin açıcı”ydı. Bunların yanında George Harrison`un Ravi Shankar`la hasbıhali, Hippy kültürü ile Hindistan`ın, Nepal`in yeniden keşfi ile Doğu özellikle Hint müziği. Sitarın batı müziğinde yoğun yer alması kendini çingene olarak kabul eden ve Amerika`da kimliğini oluşturmasına yardım eden orta avrupa çingene müziği Gabor Szabo`nun müziğini şekillendirmesindeki en önemli unsurlardı.
İlk albümü Gypsy` 66 Berklee`den arkadaşı Gary McFarland`ın dönemin popüler bestelerinin “easy listening” düzenlemeleri ile şekillenen bir uvertürdü. Ardından gelen Spellbinder ve Jazz Raga caz dünyasında Wes Montgomery`den sonraki yeni, yepyeni caz gitarını müjdeliyordu. Jazz Raga`nın açılış parçası Walking in Nails scat vokal & unison gitar tekniğinden bir adım öteye gidiyor, on sene sonrasında herkesce kullanılacak talk box pedalını / efektini müjdeliyordu. Scat vokali ile beraber icra edilen enstrüman sololarının tek bir potada eritildiği, vokal ile gitara ton ve yön verildiği Talk Box efektinin fikir noktasıydı belki de. ilk defa Jazz Raga için kaydedilen onun en bilinen bestelerinden Mizrab (evet bildiğimiz mızrap) Bernard “Zarif” Purdie`nin her zamanki eşsiz eşlikçiliği, diğer bir dünya harikası davulcu Ed Shaughnessy`nin tabla performansı ile o zamandan beri ölümsüz.
* * *
Bu yazıyı yazan bendenizin kendisini keşfetmemi sağlayan Gypsy Queen ise belki de en iyi albümü olan Spellbinder`da yer alıyordu. Albümün kapağındaki kendi naif çizimi o yıllarda neredeyse tüm caz müzisyenlerinin sevgilisi uyuşturucuların etkisi ile yapıldığını hissettiriyor. Carlos Santana`nın altmışların ikinci yarısında San Fransisco`da seyrettiği ve hayran olduğu Gabor Szabo Carlos Santana`dan 3,5 sene evvel o zamanların gazoz gibi tüketilen uyuşturucuları amfetamin, asit türevleri ile dans etmeye başlamıştı.
* * *
Altmışların ortalarında kem kendi kariyerini birbiri ardına çıkardığı solo albümler ve Charles Lloyd Quartet ve Gary McFarland`ın grubu ile büyük bir üretkenlikle geçirdi. McFarland ve Cal Tjader`le beraber kurdukları Skye Recordings ile çoğunluğu kendilerinin yirminin üzerinde plak çıkardılar. Gitarını sitar gibi çaldığı Bacchanal (1968), Dreams (1968) albümlerinde kendi bestelerinin yanında Lucy In The Sky With Diamonds, Sunshine Superman gibi dönemin popüler şarkılarının caz düzenlemelerini içeriyordu.
Gabor Szabo`nun diskografisini incelerken çok farklı sandığınız müzisyenler arasındaki ilişkilerin ne kadar yoğun olduğunu görebilirsiniz. Örneğin Jim Keltner; George Harrison, John Lennon, Bob Dylan, James Taylor, Ry Cooder gibi folk rock müzisyenlerinin vazgeçemediği davulcunun kariyerinin ilk basamaklarında Gabor Szabo vardı. Gabor Szabo`nun Santana bağlantısı sadece meşhur Gypsy Queen de değil. Santana`nın 70lerin ikinci yarısındaki klavyecisi Tom Coster da Gabor Szabo ile çalmış bir müzisyen. Ha keza Santana`nın babam dediği perküsyoncu Armando Peraza Skye Recordings`den albümünü çıkarmış. Yetmişlerin ünlü fusion gitaristi İsveç`li Janne Schaffer`le de Small World (1972) ve Belsta River (1978) albümlerinde beraber çaldı. Small World albümündeki Foothill Patrol parçasındaki Schaffer ve Szabo`nun gitar düellosunu kimsenin ıskalamasını istemem.
* * *
Bir de George Benson`ı dünya çapında yıldız yapan Bobby Womack`ın Breeze`ini ilk önce ve George Benson`ın da kullandığı düzenlemeyle kaydeden (High Contrast, 1971) gitarist George Benson`ı her fırsatta iğnelediği söylenir. Fakat burada suçlanacak birisi varsa George Benson değil her iki albümün yapımcısı Tommy LiPuma olmalı bence. Creed Taylor`ın CTI`ından çıkardığı albümler Mizrab (1972), Rambler (1974), Macho (1975), Nightflight (1976) çıkış yaptığı yıllardaki açık fikirlerden ve saykedelik emprovizasyonlardan ziyade dönemin caz eğilimlerini yansıtan ama birinci sınıf müzisyenlerle kotarılan güçlü yapımlardı.
* * *
Down Beat dergisinde 9 Eylül 1965`te yayınlanan söyleşisinde gitar stili hakkındaki bir soruya “Kendi tarzını aramak değil benimki, tarzım en başta bana gelmişti. Benim yaptığım onu kaybetmemeye çalışmak” diye cevap veriyordu. Ornette Coleman`ın avantgarde caz yaklaşımına kendini çok yakın gördüğünü, Jim Hall ve Wes Montgomery`nin piyasadaki en en iyi gitarcılar olduğunu belirtmişti.
* * *
Billboard`un 10 Haziran 1967 tarihli sayısında Eliot Tiegle her zamandaki köşesinde Szabo`nun kontrollü feedback kullanımını tanıtıyordu. İlk defa Sorcerer (1967) albümünde kullandığı bu tekniği Tiegle`a anlatırken “Gitarda notaları trompet gibi uzatamamanın sıkıntısını çekiyordum. Artık feedback tekniği sayesinde iyi bir performansta aynı anda iki, üç notayı elde edebildiğim oluyor." Eskiden gitaristlerin hoparlörlerden geri gelen sesi kısarak seyirciyi rahatsız etmemesini sağladıklarını ama bunun kontrollü ve planlı kullanılırsa bu amfi – hoparlör arasında dönüp duran bu sesin elektrikli cazda bir çığır açacağını söylemektedi.
1974`de onsekiz sene sonra Budapeşte`ye geri döndüğünde sokakların kot pantolonlu, uzun saçlı gençlerle batı modasına uyum sağladığını fark etti. İlk bir kaç hafta ülkeden geri çıkamayacağını gördüğü kabuslar peşini bırakmıyordu. Macaristan televizyonundaki söyleşisinde o yıllarda yurt dışında isim yapan Locomotive GT grubunu çok beğendiğini belirtti. Bu ziyaretin müziğini şekillendiren Macar kültürünü tazelemesine fayda sağladığını belirtti. 1975`de CTI`dan çıkardığı Macho albümündeki Liszt`in Macar Rapsodisi`nin Bob James düzenlemesi ile yer alması bunun sonuçlarındandı doğal olarak.
* * *
Yetmişlerin sonunda uyuşturucu bağımlılığına çözüm olarak Chick Corea tarafından Scientology tarikatına dahil olan gitarist bu yıllarda tarikat/hareket yararına bir çok konser verdi. Scientology`e yakın Vanguard Records ile sözleşme imzaladı. Burada beklediğini bulamayan gitarist ayrıldı ve sonradan kendilerini dava etti.
* * *
Yetmişlerde sıklıkla Avrupa`ya gidip konser ve kayıt yapan Szabo`nun 1978`de Budapeşte Hilton`da Macaristan televizyonunca kaydedilen ve yayınlanan genç Macar müzisyenlerle verdiği konser Youtube`da bulanabiliyor. Müzisyenin olgunluk dönemindeki bu konser fusion gitar sevenler için bulunmaz nimet olacaktır. Caz rock meraklılarına küçük bir tüyo; Kadro`daki müzisyenler (Gyula Babos, Imre Koszegi , Peter Dando Bela Lakatos Szackci) daha sonra çok iyi bir fusion grubu olan Saturnus`u kurdular. 1980 ve 1982`de iki albüm yayınladılar.
* * *
Gabor Szabo 1982 yılında doğduğu ve büyüdüğü ve onun caz dünyasında farklı ve ayrıcalıklı bir yer etmesinde büyük payı olan müzikal köklerinin memleketine yaptığı seyahatta doğduğu Budapeşte`de 45 yaşında hayata veda etti. Django ruhlu gitarist caz dünyasında uyuşturucudan kendini harap eden ve genç yaşta ölen müzisyenlerin yanına kendini de ekledi.
* * *
Szabo`nun yetmişlerin başında San Fransisco`da elektrik caz grubunda çalan, sonradan herkesin Santana ile tanıyacağı klavyeci Tom Coster onu ve uyuşturucunun onu nasıl mahvettiğini Doug Payne`e 2002`de anlattı.
Günün birinde bana bir standardı alıp nasıl yeniden harmonize ettiğini gösteren bir tabloyu verdi. Berklee`ye gittiğini biliyordum ama bu kadar derin müzik bilgisi olduğunu farkedince çok şarırmıştım. O çok yetenekli ve eksiksiz bir müzisyendi. Ne yazık ki uyuşturuculara bulaşmıştı. Bu meretlerle daha “cool” çalacağını söyleyen müzik çevresinin kurbanı oldu. Gerçeklikle ve ailesiyle tüm bağlantısını koparan da bu bağımlılığı oldu. Gerçekten trajik bir hayattı onunkisi. Bir gece programdan sonra eve benim arabamla dönüyorduk. Arka koltukta elinde sigarayla uyuya kaldığını elinin yanık kokusuyla anladım ve uyandırıp söndürdüm. Yarası uzun zaman geçmedi. O günler sonun başlangıcıydı sanki...”
* * *
Uzun yıllar grubunda ikinci gitarı çalan Jimmy Stewart Szabo`nun kendisi ile bütünleşen tonunu DeArmond manyetkli Martin akustik gitarları ve Fender Twin Reverb amfisi ile elde ettiğini söylüyor. Nadiren Howard Roberts Epihone ve çok daha nadiren çaldığı (Janne Schaffer`li Small Word albümünde gözüken) tremolo kolu olmayan Fender Stratocaster da diğer gitarlarıydı.
* * *
Başta Carlos Santana üzerindeki etkisi malumunuz. Santana bunu 1995`te Guitar Player dergisi ile ortak olarak yayınladığı Carlos Santana Influences videosunda ayrıca bir çok albümünde ona adadığı parçalarda da belirtmektedir.
* * *
Lee Ritenour da müziğinde Szabo`nun etkisini hissedenlerden biri. 1982 albümü RIT 2`yi Szabo`ya ithaf etmiştir. Yine batı yakasının blues rock gruplarından A.B. Skhy Gazebo isimli parçalarını ona ithaf etmişti.
* * *
Eski Santana elemanları (Shrieve, Schon, Rolie, Chepito) tarafından doskanların sonunda kurulan Abraxas Pool`da Szabo isimli besteleri ile ona özgü caz gitar baladına öykünerek, kendisini yadetmişlerdi.
* * *
Gitarist Andy Summers da yayınlanan biyografisinde etkilendikleri arasında Gabor Szabo`dan bahsetmekte.
* * *
Çağdaşı olan diğer bir usta gitarist Keny Burrell arkadaşından “Gabor yirminci yüzyıl doğaçlama müziğindeki en önde gelen gitaristlerdendir” diye bahsediyor.
* * *
Ünlü caz eleştirmeni Leonard Feather`ın deyimiyle Gabor Szabo “Gitarın Nureyev`i” idi.
* * *
(*) Bu yetersiz açıklama sizde bir şey çağrıştırdıysa ve filmi hatırladıysanız hangi film olduğunu bilgilendirirseniz çok sevinirim.
Yazıdaki bir çok tarihi bilgi ve detay için Gabor Szabo hakkındaki en büyük kaynak olan Doug Larson`un web sitesinden yararlandım. Kendisine teşekkür ederim.
Cenk Akyol
Cazkolik.com / 24 Şubat 2016, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.