Motema firmasının önemli keşfi Tessa Souter sesi ve güzelliğiyle dikkat çekiyor

İyi bir ses, iyi bir vokalist hem cazın hem de genel olarak müziğin en bereketli, her yıl onlarca, yüzlerce yeni ismine kucak açan alanı olmasına rağmen gerçekten ayırdedici özelliklere sahip bir vokal bulmak aslında o kadar da kolay bir şey değil. Kimi zaman belli bir isim tüm sektörü alır arkasından yıllarca sürükler durur, o ismin peşi sıra pek çok yeni isim ortalığa çıkar ama çoğu bir versiyon olarak algılanırlar.

Bu anlamda son yılların bu anlamdaki baskın seslerinden biri de Norah Jones olmuştur, peşisıra müzik firmalarınca ortalığa sürülen pek çok yeni ses Jonesvari isimler olmaktan öteye gidememişlerdir. Cazın popla içiçe geçtiği farklı ara yolda böylesi arayışlar daha da dikkat çekici hale geliyor ister istemez.

Tecrübeli müzik firması Motema'nın ilk albümünü yayınladığı Tessa Souter bize yukarda saydıklarımızdan ayrı bir kulvarın oyuncusuymuş gibi geldi. Kristal berraklığındaki sesi, yorumlarında dinleyeni olmadık vokal oyunları içinde boğmak gibi süslere kaçmaması, sınırlarını bilen bir sesin dramatik yapısını içtenlikle kullanması anlaşılan sadece bizim değil albüm çıktığı andan itibaren dünya basınının da ilgisi çekmiş olacak ki ilgi çekici yorumlar gelmeye başlamış genç ve güzel vokaliste. Örneğin Los Angeles Times "Dünya çapında caz severler için..." diye tanımlamış, Philadelphia Inquirer "Mükemmel kesilmiş bir elmas, kristal berraklığında bir ses..." diyor, New York Times ise; "Yetenekli ve yaratıcılığı, sınırları geniş bir ses..." olarak tarif etmiş okurlarına.

Evet, yukardaki gazetelerde yorumlarımızı destekler nitelikte. Genç ve güzel Tessa Souter New York'lu, multikültürel bir yapısı var müziğinin. Caz, flamenco, indian style ve hatta ortadoğu soundlarından ortaya bir şölen çıkartıyor.

Şimdiye kadar sahne aldığı Dizzy's Club, Ronnie's Scott, Blue Note gibi birinci sınıf mekanlarda olağanüstü ilgi görmüş ve satılmadık sandalye bırakmamış... Uluslararası alanda da ilgi görmeye başlayan güzel şarkıcı örneğin Moskova Uluslararası Performans Sanatları Merkezi'nin 1700 koltuklu salonunda tek bir boş koltuk dahi bırakmamış, ayakta alkışlanmış.

Birazda albümüne geçelim; 12 parçadan oluşan albümünde 3 parça cover, hangileri bunlar, "Eleanor Rigby", White Room" ve "Love Theme from Spartacus". Bunların ikisi film müzikleri malumunuz. Özellikle "Eleanor Rigby"nin oldukça başarılı orkestrasyonu var, zaten müzik sektörünün A1 dediği yerde duruyor albümde, belli ki yapımcıları da bu parçaya epey güvenmiş. Parça sanki üç katmandan oluşmuş, hoş ve kontrollü yaylı fonunda gitar arpeji üzerine Souter'ın kendine güvenen, net ve açık yorumu cesur ama güçlü ve başarılı. Albüme adını veren "Obsession"da "Eleanor Rigby" gibi, gitarda Ansel Matthews oldukça başarılı. Düzenlemeleri tanınmış müzisyen ve aranjör Todd Reynolds yapmış.

Albüm henüz buralarda yok bildiğimiz kadarıyla ama gelmemişse de gelmesi yakındır. Yine de beklemek istemiyorum diyorsanız emusic.com'da ya da amazon.com'dan yasal olarak bedeli karşılığında satın alabilirsiniz.

Cazkolik.com / 16 Ağustos 2009, Pazar

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN