Mulatu Astatke müziği bulduğu yerden alarak bir üst rafa taşıyan, kendi sesini bulan bir müzisyendir ve onu orijinal yapan da bu zaten.
Zorlu PSM müthiş bir Mayıs ayı geçiriyor, dün akşam da (26 Mayıs 2022) böyle gecelerden biriydi ve Studio sahnesinde etkileyici bir konser izledik.
Salon, ne dinleyeceğinin gayet farkında ve anons edilen parçalara daha önce dinlediği belli nidâlarla tepki veren bir müziksever kitlesi tarafından tıklım tıklım doluydu. Daha girişte uzayan kuyrukları görünce bu kadar yoğun ilgi olmasına sevindim ve şaşırdım, Mulatu'nun bu denli takip edildiğini bilmiyordum ama sonra, Babylon konserlerinin de dolu geçtiği aklıma geldi.
Astatke genç müzisyenlerden oluşan etkileyici bir grup kurmuş. Trompet, tenor saksofon/flüt, vibrafon, piyano/synth, çello, kontrbas, davul ve perküsyondan oluşan sekiz kişilik topluluğun toplam sesi liderleri büyük abinin sayesinde iyi örülmüş, sıkı dokulu, iyi çalışılmış, hatasızdı. Hepsi müthiş çocuklar. Müzisyenlere ve icraya dair eksik gedik bulmak adeta mümkün değil, bahsedeceğim, aklıma takılan şey bu değil, ama bir şey var! Vardı bir şey!
Fotoğraf: Leyla Diana
Mulatu Astatke konserinden sonra ertesi gün müziklerini bir daha dinledim
Etiyopya cazının kurucu babası Astatke konserde çoğunu geçmişten tanıdığımız Motherland, Tezeta, Mulatu gibi parçalarını seslendirdi. Aslına bakılırsa, bu müziklerin orijinal tarihlerinde seslendirilişi ile bugün seslendirilişi arasında ciddi fark olduğunu söylemeliyim, ki bu da normal!
Doğrusu dün gece konserde bunu farkettiğimi söyleyemem, müziğin akışı etkileyici, sahneyi takip etmek güzeldi ama bir şey dikkatimi çekmiş olmalı ki ertesi gün yeniden dinleme ihtiyacı hissettim ve o zaman farkı keşfettim.
Bu fotoğrafı cep telefonumla ben çektim ama ne çektiğimi bilmeden öyle çektim, ertesi gün bilgisayara aktarınca böyle bir kare ortaya çıktı. Fotoğrafçılar böyle kaydırmalı şeyleri ustalıkla yaparlar ama benimki şans oldu.
Bu değişim belki de doğaldır!
Öyle midir?
Üzerinden elli yıl geçmiş o şarkıların dünkü hali, orijinallerini yeniden dinleyince, tamam, hepsi iyi müzisyenler ama orijinallerinden uzaklar dedirtti bana. Bunu ille bir eksiklik olarak söylemiyorum, orijinalleri başkaydı diyorum, o sesin, o müziğin doğası sahiciydi, elli yıl sonra bugün bile dinlediğimde içimi acıtan bir çöl kokusu ve yoksunluğu vardı ama dün akşamkiler o şarkıların notaları üzerine inşa edilmiş birer replika idi, iyi birer replika, ama replika.
Ve bu farkı normal buluyorum. O müzikleri çalanlar bambaşka insanlardı ve ilk çalındığında hayatta bile olmayan dünkü gençler ne kadar iyi müzisyen olursa olsun içlerine doğmadıkları o duyguyu anlamaktan elbette uzak olabilirler. Diyorum ya, tenor saksofonun soloları, trompetin lirik çizgileri harikaydı ama bir fark vardı işte, vardı, vardı kardeşim!
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 27 Mayıs 2022, Cuma
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.