51. Grammy’lerde dağıtılan caz ödüllerinin etkisi ve öyküleri halen devam ediyor. "Yılın En İyi Caz Albümü"nü "Randy in Brasil" ile kazanan Randy Brecker ödüle kadar uzanan yaşadığı sancılı süreci anlatıyor. Uzun yıllar, esasen çok başarılı bir caz müzisyeni olmasına rağmen ikonik bir caz figürü olan kardeşi Michael Brecker’ın ismi ardında yaşamak zorunda kaldı hep. Kardeşi ile öyle yakın ve özel bir ilişkileri vardı ki, başkasının sorun edeceği bu konumlanma onları birbirlerini daha da yakınlaştıran bir etkene dönüştü yıllar boyunca. Aradan geçen yıllar Michael’ın uzun ve acılı bir kan kanseri hastalığı ile boğuşmasına rağmen müzisyen direncini kıramadı ve ölümüne çok yakın bir zamanda çıkardığı son albümü "Pilgrimage" ile geçen yılın en iyi caz albümü ödülünü 13. ve son kez almayı başardı. Randy Brecker ise tüm bu süreçte onun hemen yanı başındaydı. Acımasız hastalığın alıp götürdüğü birbirine aşırı bağlı iki kardeşin birinin ölümünün ardından geçen süreç Randy’yi içine kapanan biri yapmak yerine, adeta mirası devralan biri gibi müziğine daha büyük bir hırsla sarılmasını sağladı ve aradan çok geçmeden yeniden hayata dönüş ve bir yıl sonranın ödülünü yine ailenin içinde tutma başarısı. Bu Randy Brecker’ın ilk ödülü değil elbette ama aşağıda okuyacağınız röportaj onun geçen bu sancılı süreci nasıl atlattığını ve ödüle giden yolu anlatıyor.
Geçen Ekim, ben Seattle Washington’da ki The Triple Door isimli caz kulübünün yeşil duvarlı odasının içinde bir aşağı bir yukarı dolanırken, Brecker ise odanın ortasındaki sandalyede oturuyordu, üzerinde blue jean vardı ve Sean Connery tarzı sakalı, alamet-i farikası olan şapkası da başındaydı. Grammy ödüllü Randy Brecker muhabirin sorularına karşı dikkatliydi ki o Brecker muhtemelen bu tarz soruları uykusunda bile yüzlerce hatta binlerce kez cevaplamıştır. Randy Brecker gerçek bir caz ikonu ama uzun zamandır ilk kez bir muhabirin birazcık olsun sorularıyla gözünü korkuttuğunu düşündüm. Böyle olduğunu biliyor olmanın verdiği bir rahatlık gelmişti üstüme ama bu rahatlık fazla uzun sürmedi, hemen ürkeklik çöktü üstüme, ben ne yapıyordum?
Brecker aynı zamanda flugelhornda çalan, yıllardır içlerinde modern cazın şekillenmesinde büyük katkısı olan saksafoncu ağabeyi Michael Brecker’ında olduğu, müzik sektörünün en büyük müzisyenleriyle konserlere, kayıtlara katılmış biriydi. 2006’da, Brecker Brothers “Some Skunk Funk” isimli son bir kayıt yapmak için yeniden bir araya geldiler. Yıllardır Randy Brecker, Blood Sweat & Tears’ın ilk albümü “Child is Father to the Man” olsun, Bruce Springsteen, Chaka Khan, George Benson, Horace Silver, James Taylor, Art Blakey olsun bir çoğuyla pek çok projenin içinde yer almıştı.
Birden, “Gelecek hafta ben 62 yaşında olacağım, sen de benim yaşıma geldiğinde, gelecekten çok geçmişe doğru bakmaya dönük olacaksın, işte o zaman pek çok şey sana o kadar da iyi görünmeyecek” dedi, birlikte huzursuz bir gülümsemeyi paylaştık o anda. Her ne kadar ondan genç olsam da bir an için yorumlarını kendi hayatıma uyarlayıp dediklerini düşündüm.
Ardından devam etti; “En iyisini yapmaya uğraş ve 60 olduğunda bu yaş senin için bir kambur olmasın, üstesinden gel. Geçmişine dönük geniş bir perspektifi gerçekleştir. Ben bunu yapmayı seviyorum, eski isimleri, eski anılarla eşleştirmeye çalışıyorum. Nerede olduğumu anlıyorum. Seattle’ın (röportajı yaptıkları şehir) benim gönlümde özel bir yeri var çünkü 1964 yılından kalma bir çok isim var aklımda, o yıl bir yazı burda geçirmiştim, Indiana Üniversitesinden ilk kız arkadaşlarımı buralarda edinmiştim. Seattle hayli parlak bir müzikal ortama sahipti, en iyi müzikal yazlarımdan biriydi. Buralardan öyle çok isme ve yere sahip ki hafızam.”
“2007 Ocak ayında, dünya gerçek bir dostunu ve ben ağabeyimi kaybettim, uzun ve sancılı bir kan kanseri hastalığıyla uğraştı ama 13. kez “Pilgrimage” isimli albümüyle Grammy ödülü aldığını da gördü sonunda. Benden ağbimle ile ilgili ilişkimizle alakalı bir şeyler öğrenmenin nasıl üzücü, nasıl insanın kalbini parçalayan bir şey olduğunu bilemezsin .”
“Bir caz ikonu olarak Michael ile ilgili bir şeyler söylemek, onun beni nasıl etkilediğine dair şeylere odaklanmam benim için çok zor çünkü o benim hala ağabeyim, öyle hissediyorum. Geçmişe dönüp de uzaktan şöyle bir bakabilseydim eğer, beni en çok etkileyen iki kişiden biriydi derdim Michael için, diğeri de Coltrane’dir. Michael vizyona sahibi, gerçekten iyi olan bir kaç kişiden biriydi. Onu takip eden büyük bir hayran kitlesi oldu her zaman. Yapmayı istediği müzikal farklılıkların hepsini gerçekleştirmeyi başarıyordu. Caz tarihinde hakettiği özel bir yere sahip şu anda ve kesinlikle yaşamış en etkileyici saksafonistlerden biriydi.” dedi Brecker.
“Michael ile olan bağımızın özel bir şey oluşunu isimlendirmek, adlandırmak gerekirse sanırım düşündüğüm şey aramızda güçlü bir sevgi bağı olmasıydı. Öncelikle düşündüğüm şey onun benim ağabeyim oluşudur ve ardından müzik gelir tabii. Birlikte çok çaldık, 69’dan beri, vay bee! İyisiyle, kötüsüyle 35 yıl, hepsi de dolu dolu yıllardı. Benim kişisel gelişimime doğrudan etkisi olmuş yıllardı ve zannederim onun da gelişimine de aynı şekilde etki etmiş yıllardır bunlar.”
Brecker devam eder; “Biz Michael ile çalarken hep ileriye baktık, daha ötesini görmeye çalıştık, birlikte oluşturduğumuz benzersiz bir ilişkiydi bu. Birbirimizin yaratıcılığını teşvik ederdik, aramızda sağlıksız bir çekişme olmazdı. Birimiz diğerimizi hep desteklerdi, o benim en büyük dinleyicimdi mesela. Onun artık çevrede olmayışıyla ilgili hissettiğim bir başka şey ise, beraberken onun beni dinlemesi için çok sık çalardım, müzik yazmam için gerekli pek çok sebebi verirdi bana, şimdi o enerjiyi yeniden bulmayı öğrenmem lazım.”
Randy Brecker, kolej günlerinde flugelhornu seçtikten sonra bu enstrümanda hep en iyilerden biri oldu. “Flugelhorn çalmaya başladığımda bana özellikle baladlarda gerekli ifade zenginliği ve genişliği veren bir enstrüman olduğunu anladım. Size teknik özellikli bir çalıştan ziyade lirik bir ifade kazandırır. Gerçekten doyurucu ve yüksek bir ifade zenginliği yaşarsınız. Duygusu oldukça güçlü bir enstrümandır.”
Akşam, 2 set program yapacak olan Brecker, “Bu ekiple flugelhorn çalmaya çalışmak zor bir seçim çünkü gürültülü bir grup.” Avrupalı cazseverler için o halen bir şampiyon. Uzun zaman önce Doğu Avrupa ve Asya’da caz müzisyenleri için turneye çıkmak modaydı. 1989’un başında, eski Sovyetler Birliği’nin komünist yönetimlerinin Doğu Avrupa’da çöküşü başlamıştı. 1994’de Michael ile yeni bir ekip kurup Çin Halk Cumhuriyeti’ni ziyaret eden ilk popüler caz müzisyenleri oldular. Randy Brecker 1995’de Japon ve Polonya’lı dinleyicilerin önünde konser verdi.
"Dinleyiciler tümüyle hoşnuttu ama Doğu Avrupalı müzikseverlerin çoğu zaten müziğe ve özgürlüğe öylesine susamışlardı ki, öyle uzun süredir yoksunlardı ki özellikle de Rusya’da ki insanlar. İşte böyle bir ortamda kendimi Rusya, Polonya, Macaristan yolunda buldum. Herkes bizi müthiş bir coşku ile karşılıyordu. Kendimi Beatles gibi hissettim” dedi Brecker.
2007 yılını adeta havada geçirdi. Eğer doğru sayabildiysem yalnızca 2007 sonbaharında 3 Avrupa turuna çıktı. Aralarında Almanya, İsveç gibi durakların olduğu turneye sonradan Japonya’da eklenmişti. Bu turnelerin her birinin sonu Kuzey Amerika’da ki performanslarla sona erdi. 2007 yılının sonlarına yaklaştığımızda bir hafta süreyle Lincoln Center’da ki ünlü Dizzy’s Club’ta sahne aldı. Yılı ise Türkiye’de verdiği bir konserle bitirdi. Yılbaşı gününü sahnede Türk gitarist Timuçin Şahin’le geçirdi.
Brecker, yurtdışında turnedeyken ya da Amerika’dayken de iyi müzisyenlerle ve bunun değerini bilen iyi dinleyicilerin önünde çalmaktan her zaman büyük keyif alan biri oldu. “Piyanistlerle çalmayı seviyorum, kendim için piyano çalmayı da seviyorum çünkü armonik bir enstrüman, farklı duyguları yaratabilen, bir anlamda kolay sonuca giden bir enstrüman. Saksafonistlerin ve davulcuların büyük bir hayranıyım. Müzik dinlemek için iyi zaman ayırırım. Trompet ise diğer enstrümanlardan biraz daha önde bana göre. Gerçekten halen başka bir enstrümanı tercih etmiyorum. Trompetle ömrümü geçirdim, bana diğer enstrümanlara göre çok daha yakın ve önde geliyor. Elbette, pek çok piyanist, saksafoncu ya da davulcu benimle kesinlikle aynı görüşte olmayacaklardır, bunu da anlıyorum. Caz da zaten tüm bunların toplamı değil midir? Keyif alarak dinlediğimiz şeyde de enstrümanlar birbirlerini tamamlayarak bize bu müziği iletirler. İşte o da yaptığımız müziğin zevkle dinlenmesidir."
Brecker’ın bu esnada değindiği notlar ise genellikle yaptığı işler esnasında zevk aldığı durumlar ve tespitler üzerineydi. “Birileri birbirlerini gerçekten duymay› başarırsa o zaman herkes çalmaktan zevk alır. Eğer dinleyicilerde sizinle ilişki kurabilmişse sizde onlardan iyi geri dönüşler alırsınız. Kendisiyle ilişki kuramamış, sahnede varolmakta sorun yaşayan müzisyeni dinleyici bir anlamda mimler, hatta azarlar, onaylamaz.”
Bu günlerde Randy Brecker, karısı Ada Rovatti tarafından büyük destek ve ilgi gördü. Ada, kendisi de bir tenor saksafoncu olarak iki albüm yayınladı. John McLaughlin ve Mahavishnu Orchestra ile bir kaç kayıtta bulunmuştu. Ada ve Brecker sıklıkla birbirleriyle çalar ve böylelikle birlikte çok daha zevk aldıkları zamanlar geçirirler.
Brecker karısı Ada’nın müzisyenliğini coşkuyla över ve “Birlikte çaldığımızda, birlikte takıldığımızda aynı şeyleri yaşıyoruz. Trompet ve tenor saksafon si bemol enstrümanlar. Hiç birimiz yerimizi değiştirmeden birlikte düet yaparız. Birlikte zevkle çalan iki kişiyiz.” der
Karısı ile ilgili şöyle tamamlıyor Brecker; “O benim için çok büyük bir eş, büyük bir tenor ve büyük bir aşçıdır.”
Söyleşimiz bir saatten biraz fazla sürmüştü, Brecker, beraberinde Brian Bromberg’li Downright Upright All Star Band’ın müzisyenleriyle birlikte “The Triple Door"da ki sahnenin yolunu tutmuştu. Sahne olağanüstü sololara, büyük performanslara ve dinleyicilerin büyük bir keyif aldıkları anlara gebeydi.
Cazkolik.com / 12 Şubat 2009, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
murat akı
İyi günler dilerim,atlanmaması gereken bir detay olduğunu düşündüğüm için yazdım,normal şartlarda belki çok mühim olamayabilir ama yazıda birkaç kez geçtiği için okumaya başlayınca garipsiyor insan,randy breckerın albüm tanıtımındada aynı hata mevcuttu,randy brecker michael breckerin abisidir esasen, randy brecker 4 yada 5 yaş büyüktür, yanılıyormuyum diye defalarca baktım wikipedia vs ve birçok kaynaktan ona mukabil yazdım,sürçi lisan ettiysem affola lütfen,ama sadece belirtmek istedim,saygılar
Bu Yoruma Cevap Yazın »