Şevket Uğurluer ile bir ömür müzik

Şevket Uğurluer ile bir ömür müzik

En az üç nesil Şevket Uğurluer’i her daim yaşından genç sesi, yüzünden eksilmeyen gülümsemesiyle dinleyerek büyüdük. TRT ekranlarında 19 yıl aralıksız sürdürdüğü “Anılarla Müzik” programında ya da çaldığı klüplerde dinlerdik. Cazla popüler müziğin içiçe olduğu eski yıllar. Uğurluer farklı bir neslin insanıydı. Müziği yaşayarak öğrenmiş insanlar. Herşeyi el yordamıyla yerli yerine oturtmaya çalışan, dünyada olan biteni Türkiye’ye binbir zahmet ulaşan bilgilerle öğrenmeye çalışan insanlar. Saf bir müzik sevgisi. Yeni ve iyi olan her şeye koşulsuz bir merak, tutkulu bir sevgi ve onlar gibi yapma merakı. Önce o müziklerin yeniden aranjesi, seslendirilmesi, söyleye söyleye öğrenilmesi. Melodiyi söyleyerek keşfetme, söz yazmayı dinleyerek öğrenme. Zaten o neslin üstüne inşa edildi popüler müzikler, pek tabi caz da.


Müzik merakı çocukluğunda başladı


İlkokulda mandolinle başladı. Bağlama, akordiyon, gitar ve piyanoda buldum kendimi diyordu. Sonra, orkestra ve triolar kurdu. Ankara’da geçen ilk tahsil sonrası üniversite eğitimine İstanbul’da devam etti. İlk öğretim dönemi mandolinle başladı demiştik ki 2. Dünya Savaşı’na denk gelen yıllardan sözediyoruz ama Uğurluer müzikle dolu bir ailede büyüyen şanslı bir çocuktu. İki ablası TRT sanatçısıydı fakat Şevket Uğurluer’in gönlü çocukluğundan beri batı müziği, popüler müziklerden ve cazdan yanaydı.


Şevket Uğurluer şimdi o yeşil kırlıklarda


Şevket Uğurluer’in Türkiye’de ünlü yaptığı çok sayıda şarkı var. Oirjinalinde kimini Nat King Cole, kimini Frant Sinatra kimini Dean Martin ya da başkası söylerdi. Sesinde Elvis Presley havası sezilirdi. Yirmi yıl boyunca onbinlerce defa söyledim dediği “Green Fields” şarkısını ondan dinlediniz mi? Bu şarkıyı söylerken nasıl her seferinde içten ve her notaya hakim olduğunu, ruhunun bir parçasıymış gibi özdeşleştiğini. Bunu kendi de söylüyor zaten.


Artık azınlıkta kaldık


Zamanla küskünlük mü dersiniz, bir devrin sona erişi mi emin olması zor ama son yıllarda kendi döneminin kapandığını söyleyip hem televizyon hem sahne programlarını sona erdirdi. Aslına bakarsanız içinde hâlâ o istek, o iştah vardı ama dünyanın değiştiğini görebiliyordu. Emekli olup hayatının son döneminde huzur bulmayı tercih etti.


Anılarla Müzik programı


Radyo Cazkolik’te sevgili Leyla-Diana’ya 1980 yılından itibaren bazı gece klüpleri eski müzisyenlere yeniden dönmeye başladı diye anlatıyor. Onun programı şimdi kendi sesinden yâdigâr kaldı bize. “Bize bir teklif geldi” diyor, “Ayten Alpman, Erol Pekcan, ben ve Eray Turgay bir klüpte çalmaya başladık. Bu ekip dikkat çekti ve yeni teklifler gelmeye başladı. TRT’de seneler önce de çalışmalarım olmuştu, beni iyi tanıyorlardı, işte tam o sıra TRT’den `gelin bir program yapalım` dediler. Her hafta bir sanatçı konuk etme formatında eski şarkılardan oluşan “Anılarla Müzik” programı böyle başladı. 1988 yılıydı. Tam 20 sene durmaksızın devam ettik. Beşyüze yakın konuk ağırladık. Aynı programa TRT’den sonra TV8’de bir süre devam ettik ama baktık fazla yürümeyecek, ben de müziği bırakmaya, emekli olmaya karar verince tümden bitmiş oldu”.


‘Yaşamboyu Başarı Ödülü’


Sahnelerde son göründüğü dönem geçen sene 25. İstanbul Caz Festivali açılış gecesinde İKSV Genel müdürü Görgün Taner’in elinden ‘Yaşamboyu Başarı’ ödülünü aldığı günlerdir. Cazın popüler müziklerle beraber anıldığı günlerin, bugünlerin yolunu açan efsanevi şarkıların, artık hayatta olanı fazla kalmayan bir kuşağın hatıralarla dolu yılların anısına Türk müzikseverin de gönlünü memnun eden bir ödül oldu o gece. Şarkılarınla sesinle hep yaşa Şevket ağabey...


Leyla-Diana`nın 30 nisan 2015 tarihinde yayına giren Şevket Uğurluer ile Radyo Cazkolik söyleşini dinlemek için tıklayın.


Cazkolik.com / 23 Nisan 2019, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.