Soner Egesel hayatı boyunca etrafına ışık, sevgi, müzik, neşe ve umut saçtı

Soner Hoca'yı vaktimin çoğunun Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda geçtiği zamanlarda tanıdım. İstisnasız her öğrenci ve öğretmene gülümseyip, selam vererek geçen ışıl ışıl bir insandı.

Geçtiğimiz kış Ankara’nın en soğuk günlerinden birinde yetiştirmem gereken bir evrak için acele etmem gerekiyordu. Yollar buzlu olduğu için toplu taşıma araçları çalışmıyor, gideceğim yere yürüyerek gitmem ise imkansız görünüyordu. Halimi gören Soner Hoca arabasıyla imdadıma yetişerek gitmem gereken yere bıraktı. Üstelik, o güne kadar benimle bir samimiyeti de yoktu. Onun hakkında bu ve buna benzer hikâyeleri olan o kadar çok insan vardı ki etrafımda...

Hiç yorulmadan pozitif enerji dağıtan, bütün öğrencilerine özel olduğunu hissettiren bir ruhu vardı.

Öğrencilerine sadece müziği değil, aynı zamanda, müziğin ardındaki ruha, amaca, sevgiye, saflığa ve birliğe sahip çıkılması gerektiğini anlatarak onlarla uzun uzun sohbet eden biriydi.

Soner Hoca, Polonya’da lisansını gitarist Ireneusz Strachocki ile çalışarak “Yüksek Onur Derecesi” ile tamamlayan; yüksek lisansını da yine “Yüksek Onur Derecesi“ ile tamamlamış, yurtiçi ve yurtdışında pek çok önemli konsere imza atmış bir sanatçıydı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırma Merkezi, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi ve son olarak, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı'nda öğretim görevlisi olarak çalışıyordu.

Türkiye’de ise “Bilkent Gitar Üçlüsü“ ile muhteşem konserler veren Egesel, gitarından çıkan eşsiz melodileriyle hafızalara kazındı.

Hayattayken yaptığı başarılı işler, daima sergilediği o güzel ruh ve yoldaşlık ettiği tüm melodiler için şüphesiz kelimeler yetersiz kalır. O, yaşadığı zamana yapabileceğinin en iyisini her alanda yapmak için mükellefmiş gibi saygı duyarak aramızda oldu daima. Bazen hepimiz, ihtiyacımız en fazla ne ise onu dağıtırız etrafımıza... O, bunun için etrafına ışık, sevgi, müzik, neşe ve umut saçtı. Bizim için ne kadar erken ise onun için o kadar yorucuydu belki de...

Öğrencileriyle olan videosunda “Son mesaj” olarak konuşmayı bitirdiğinde şunları söylüyordu; "Birlik olun... Yukarılardan değil, tam kalbinizin olduğu yerden yapın ve anlayın müziği; birbirinizi severek, destekleyerek... Yarışarak ve kötü duygulara kapılarak, korku ile değil... İşte o zaman müzikte her şey yerine oturuyor..."

Sizi sevenleri hissederek müziğin olduğu yerde huzurla uyuyun.

Şenay Ocak

Cazkolik.com / 26 Ağustos 2020, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN