45 yıldır tüm Santana hayranları tarafından merakla ve bir o kadar da şüpheyle beklenen o efsanevi III albümünün devamı olan IV nihayet 15 Nisan cuma günü yayımlandı. Grup, söylentilerin ortaya çıktığı 2013 yılından beri aralıklarla stüdyoda kayıt yapıyordu. Santana`nın Woodstock`ın gerçek yıldızı olan kadrosu ile yaptığı 3. ve son albüm olan bu albüm III, Third, ve hatta hatta akılda kalıcı güzel kapağı nedeniyle “Man with an Outstretched Hand” diye de biliniyordu. Santana`yı bu kadar sene sonra hala ilk kadrosunun yaptığı bu muazzam müzikle hatırlıyor o günkü, bir sonraki ve bugünkü nesiller. Dolayısıyla, bu kadrodan yine o zamanları hatırlatacak, acid-rock, afro-rock bazlı yeni bir repertuvar tüm Santana hayranlarının beklentisiydi.
* * *
Köprünün altından çok suyun aktığını söylemeye gerek var sanırım. 45 sene önceki kadrodan kalanlar Carlos Santana (gitar), Gregg Rolie (klavye), Michael Shrieve (davul), Michael Carabello (konga) bu albümünde çekirdeği doğal olarak. 2000 yılında aramızdan ayrılan ve 3 , 4 notalık harika rifflerle grubun günümüzde özlenen ve bu albümün sebebi olan kendine has müziğinin büyük bir parçasını oluşturan harika bir bas gitarist olan David Brown yerine Carlos`un Miles Davis`ten transferi, Spirits Dancing In The Flesh (1990) albümünden beri beri beraber çalıştığı Benny Rietveld ve artık sağlık sorunları ve mental olarak emekli olmuş olan Jose “Chepito” Areas yerine yine çeyrek asırdır Santana Timballerinin emanet edildiği Karl Perazzo bulunuyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi bu tarihten beri değişmeyen tek müzisyen olan Carlos Santana`nın gemisi bu grup. Santana ilk yıllarında tüm üyelerin eşit söz hakkı bulunan bir kardeşler grubundan 6, 7 sene içerisinde Carlos Santana`nın orkestrası haline gelmişti. Grubun ilk dönemdeki acid-rock, afro-rock bileşimli daha sonra Carlos Santana`nın doğu mistisizmi ile bezeli, ezoterik ve yoğun uyuşturucu etkisinde şekillendirdiği caz-rock, (Caravanserai, Lotus, Wellcome albümleri), funk, soul etkileşimli Amigos, Festival albümleri, Tom Coster`ın rüzgarı ile başlayan ve ondan sonra da etkisi süren esşiz caz-rock, fusion dönemi (Borboletta, Moonflower, Oneness, Swing Of Delight albümleri) Inner Secrets, Zebop ve Shango albümleri ile latin rock`un AOR ile harika uyumu ile bir çok farklı tütü başarı ile uyguladı. 80`lerde 60`lı yıllarda kariyerine başlayan bir çok müzisyenin düştüğü sentetik klavye ve davul sesleri ile örülü kötü işler de yaptı(lar) (Beyond Appearances). Arada ıskalanan, müzikalite olarak iyi bir geri dönüş olan Milagro ile kimselere yaranamadılar. Ama benim de dahil olduğum, Santana forumlarındaki iflah olmaz Santana hayranlarını en çok rahatsız edenler 1999`da çıkan, ticari olarak en başarılı albümü olan, onu 30 sene sonra tekrar 1 numara yapan, Clive Davis`in ticari dehası ile zamanın popüler yıldızlarının konuk olarak katılması ile kotarılan, prodüksiyon dersi olarak bir vaka olan Supernatural (15 platin plak, 9 grammy, 30 milyon adet satış!). Ve ardından bu formülün zorlanması ile ard arda piyasaya sürülen Shaman, All That I am, Guitar Heaven, Corazon.
* * *
Grup, Santana Blues Band ismiyle kurulduğu 1966`dan itibaren 50 sene içerisinde 77 (yetmişyedi !!) müzisyenin oluşturduğu 72 (yetmişiki !!) farklı kadro ile bu farklı müzik türlerini denedi. Dolayısıyla grubun hayranlarının da farklı, farklı favori dönemleri var doğal olarak. Fakat tüm Santana sevenlerin ortak paydası 1969 – 1973 arasında o efsanevi kadronun acid rock, afro-rock, latin rock öğelerinin eşsiz karışımı ile yarattığı “klasik Santana tarzı” tabii ki. Ve hala Santana denilince akla gelen bu titreşimler.
Son 3, 4 senedir bu ucuz müzikleri unutturacak, eski güzel günleri hatırlatacak haberler gelmiyor değildi. Yeni eşi Cindy Blackman ile kotaracağı, Hancock`lu McLaughlin`li, gerçek bir süper grup olacak Supernova projesi ile Woodstock ruhunu diriltecek Santana IV projesi çoktandır konuşuluyordu camiamızda. Ve beklenen albüm çıktı, ben de edindim hemen dijital bir kopyasını.
* * *
75 dk. süren uzun bir albüm. Parçalar beklenebileceği gibi Santana, Rolie ve Schon ağırlıklı. Albüm Timbalci Karl Perazzo ile Carlos Santana`nın ortak bestesi Yambu ile açılıyor. Parça orta karar temposu, tom tom davullarla kurulan ritm dokusu ile konser açılışları için de çok uygun.
* * *
2. parça Shake it 20 sene öncesinde neredeyse aynı kadronun Carlos Santana olmadan yaptığı proje olan Abraxas Pool`un yayınlanmamış kayıtlarından biri sanki. Laf aramızda Abraxas Pool, yazının konusu IV projesine göre çok daha uygun rock tavrıyla bestelenmiş, herkesin özlediği tonlarla kaydedilmiş bir albümdü. Ama bu albümde yapımcı Carlos Santana. Ne yazık ki bu albümü de çıfıt çarşısına benzetmeye çalışan o. Ondandır ki 70`lerin ünlü soul-funk grubu Isley Brothers`ın vokalisti Ronald Isley`in Santana`nın son 15 seneki repertuvarına paralel 2 parça ile arzı endam etmesi. Ondandır ki bazı parçalarda kendini tutamayıp, davullarda Michael Shrieve`nin maharetli ellerini değil 80`lerde kulaklarımızın ırzına geçen elektronik davullara tercih etmesi. Benny Rietweld`in davul programlarını duyunca hortlak görmüşe döndüm.
Gördüğünüz gibi, elimizde artık yeni Türkiye gibi yeni bir Santana var. Hemen her Cazkolik yazımda Santana referansı veren biri olarak beklentilerimin yüksek olmasını anlayabilirsiniz sanırım.
* * *
Albümün ilk single`ı Anywhere You Want To Go`daki Carlos`un kart zampara edası ile söylediği lüzumsuz giriş cümleleri dışında eleğin üstünde kalan bir parça. Akılda kalıcı ve en azından konserlerde tüm grubun bir arada eski günlere yükselebileceği bir yapısı olan bir parça. Aynı şekilde grubun en güzel hatıralarını yaşadığı Bill Graham`ın Fillmore East konser salonu için yazdıkları enstrümental parça da bu tekrar birleşmenin nimetlerini sunuyor bizlere. Sıradaki Choo Choo albümün neden 75 dakika sürmemesi gerektiğinin kanıtlarından biri. Bu albümden beklenen en son şey sequencer ritm olmalı. Ayrıca sözler Justin Timberlake parçasından kaçmış gibi. Gregg Rolie`nin Hammond`ı olmasa biri albümü kapatıp Power FM açtı zannedebilirsiniz. Bu parçaya aralıksız bağlanan All Abroad ise kabustan uyanmamıza vesile oluyor. Adından da anlaşılabileceği gibi tüm grubun döktürdüğü kısa fakat etkili bir jam session. Bize bunlarla gelin arkadaşlar.
* * *
Albüm bir kaç hayal kırıklığı dışında giderek beklentilerimizi karşılayacak gibi; Suenos modern zamanların düğün seremonilerinde emektar Europa`nın yerini alacak kadar iyi bir latin rock balladı. Trafiği, yükselişi, akustik gitarlı meoldi, elektrik gitarlı solo ile aynı eşsiz formülle imal edilmiş bir iksir. Caminando yine tüm grubun ortak bestesi ve Carlos & Neal gitarlarını bizden esirgemiyor artık. Wah, Fuzz, ellerine ne geçerse atıyorlar üstümüze. İhya oluyoruz tabi.
Eski tüfeklerden gitar dinlemek isteyenleri Blues Magic, Michael Shrieve`ın Soul Sacrifice davullarının müptelalarını da Echizo bekliyor. Echizo albümdeki bence en iyi parça. Master teypler arasından 40 sene sonra bulunan bir mücevher gibi. Tamam gönlümü aldılar artık. 40 sene sonra onlardan bir Batuka, bir No one to depend on beklemek insafsızlık zaten. Bunları yapmaları yüzümü güldürmeye yetiyor. Leave me alone Güira ritmli, Hammond sololu bir Gregg Rolie & Michael Shrieve bestesi. Gitar solo ise Neal Schon`e ait. Sonrasındaki Gregg Rolie bestesi You & I çok iyi düzenlenmiş ve icra edilmiş kuvvetli bir ballad, albümün yüz aklarından biri.
* * *
Come as you are tüm stadyumu dans ettirebilecek, grubun eski günleri gibi parladığı hareketli bir samba. Gregg Rolie yine eski günlerdeki gibi kükrüyor. Neal & Carlos coşkuyla düet yaptırıyorlar gitarlarına. Albümü bu festival şarkısı ile bitirmeyip, kapanışa en karanlık parça olan 7 dakikalık Forgiveness`ı koymuşlar. Grup albümün tanıtım konserlerindeki olumlu tepkiler ile bunu devam ettirebileceklerini fısıldıyorlarmış sağa sola. Bir daha ki sefere 50 dakikalık bir albüm yeter bize.
Cenk Akyol
Cazkolik.com / 27 Nisan 2016, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.