Caz trompetinin ’en hızlı’, ’en uzun’, ’en yüksek ve ’en enerjik’ çalan efsanevi ismi Freddie Hubbard Sherman Oaks hastanesinde yaşamını yitirdi. Tüm zamanların en önemli isimlerinden Hubbard, Miles Davis, Dizzy Gillespie sonrası kendi kuşağının ismi birlikte anılan Clifford Brown ve Lee Morgan, Eric Dolphy gibi dev isimlerin talihsiz ve çok erken ölümlerinin ardından uzun yıllar caz trompetinin güçlü isimlerindendi. Caz tarihçisi Joachim Berendt Hubbard’dan; "Bir ayağıyla hard bop’ta, diğeriyle ise fusion kampında duran bir kuşağın en iyi trompetçisidir. Max Roach Ensemble’da, Friedrich Gulda’nın kurduğu büyük bir stüdyo orkestrasında olduğu kadar, kendi adına doldurduğu sayısız plakta da çok iyi şeyler yaptı. Plakları, cazın hard bop’tan 60’ların ’serbest’ tarzına, 70’li yılların elektronik sound’una doğru evrimini yansıtır. Hem Eric Dolphy ile, hem de 1976’da Dexter Gordon’ın muhteşem dönüşüyle yönettiği grupta harikalar yarattı." diyerek anlatır.
Döneminin tüm büyük müzisyenleri ile çalan Freddie Hubbard’ın gerek kendi adına kaydettiği, gerekse de ’sideman’ olarak çaldığı albümlerin sayısı 300’ü geçmektedir. 1960’lı yıllardan bu yana herhalde Hubbard kadar çok sayıda caza katkı yapan projenin içinde yer alan birini bulmak zordur.
Son yıllarda meslek hastalığı olarak yaşadığı dudak problemi nedeniyle teknik kapatesi azalmış olsa da, son albümünü, son günlerini yaşadığımız 2008’in Haziran ayında 70. yaşgünü sebebiyle Times Square Records’tan "On The Real Side" adıyla yayınlayan Hubbard, içlerinde Columbia, Elektra, MPS, Telarc, Enja, Blue Note, Atlantic Records, CTI Records gibi isimlerinde olduğu bir çok dev firmayla çalışmış, albümlerini yayınlamıştır.
1938 yılında Frederick DeWayne Hubbard ismiyle Indianapolis’te doğan müzisyen 35 yıllık karısı Briggie Hubbard ve oğlu Duane ile birlikte yaşıyordu. Kısa başlıklar halinde bahsedersek eğer, ilk çalışmalarını Wes Montgomery ile yapan Hubbard 1958’de New York’a taşındı ve Eric Dolphy ile aynı evde oturdular. 1958-59’da Philly Joe Jones’un grubunda çaldı, 1960-61 arasında Sonny Rollins, Slide Hampton, J.J. Johnson gibi isimlerle Avrupa turnesine çıktı. John Coltrane ve Ornette Coleman’la birlikte free jazz albümlerinde kayıtlara katıldı. 1961-64 yılları arasında Art Blakey’nin Jazz Messengers’ına katıldı.
The New York Times, Hubbard’ın ölümü üzerine yazdığı yazıda "Freddie Hubbard bulaşıcı enerjisi, güçlü melodi duygusu ve mükemmel virtüozitesiyle dinleyenleri etkisi altına alan bir caz trompetçisiydi." der.
Hubbard’ın 1960’lı yılları caz açısından büyük bir verimlilik ve kendini büyük caz resminin güçlü bir parçası yapacak albümlere ve kayıtlara katılmakla geçti. Jazz Messengers ile geçirdiği yıllar, Ornette Coleman, Eric Dolphy, Coltrane gibi isimlerle yaptığı çalışmalar hep bu yıllardadır. Bugünden geçmişe bakıldığında, 1970’lerde pek çok caz müzisyenini saran fusion tutkusunun peşinden koşmayı tercih eden Hubbard’ın o dönem çalışmaları bugünkü gözle bakıldığında çok da başarılı bir dönem olarak telaffuz edilmemektedir. Elektrik enstrümanlarla yaptığı çalışmalar, rock ve funk ritimlerini kullandığı, pop ve R&B şarkılarına dadandığı dönem hem caz kariyerine fayda sağlamamıştır hem de ticari ve niteliksiz bulunan çalışmalar olmuştur. Pek çok caz tarihçisi Dizzy ve Miles sonrası dönemin trompet ilahı olma fırsatını kaçırma nedenini bu dönemiyle ilişkilendirmektedirler.
Los Angeles Times’ın haberinde vaktiyle yapılmış röportajında kendisinden ve ailesinden bahseden Hubbard şöyle der; "Kızkardeşim piyano çalar, spiritual şarkılar söylerdi, annem piyano çalardı, ilk müziği ondan duydum, erkek kardeşim bas ve tenor çalardı, anlayacağınız müzik evin içinde heryerdeydi. Biri şarkı söyler, biri piyano çalar, öbürü plak dinler böyle bir evde büyüdüm ben."
Cazkolik.com / 30 Aralık 2008, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.