Yeni albümler Kasım-Aralık 2018 dosyası: 9 yeni albüm notları

Yeni albümler Kasım-Aralık 2018 dosyası: 9 yeni albüm notları

Yeni albümlere ne kadar yer vermeye çalışsak giderek o kadar geri kalıyoruz. Tek tek yazıp çizmek de fayda etmiyor. Bu kez, elimiz erdikçe yenilerini bu sayfaya ekleyerek upuzun bir başvuru kaynağı, bir nevi dinleme listesi, adına ne dersek diyelim bir derleme yapmaya çalışalım, bakalım, umarız cazseverler için faydalı bir dosya olur. Hani, bir laf vardır ya, işe neresinden başlasanız kârdır diye tam öyle.


Efsane davulcuya saygı albümü


Müzik hayatını New York’da sürdüren Hollandalı basçı Joris Teepe’nin 2018’in ilk dönemi yayınladığı “In the Spirit of Rashied Ali” albümü dürüst bir sanatçının ustasına saygısını sunduğu bir kayıt olarak arşivlere girdi. Teepe, burada belki az tanınıyor olabilir ama New York’da yaşayan gitarist Timuçin Şahin’le İstanbul konserinde birlikte çalmıştı, başka ziyaretlerini de hatırlıyoruz. Sevgili Şahin, ben, Alper Maral ve Joris ile beraber konser öncesi yemek yerken bir önceki albümü “Conversations”ı da hediye etmişti içtenlikle. Zaman hızlı akıyor. Üzerine yeni bir albüm daha çıktı. Yeni albümü hakkında Down Beat’in ocak 2019 sayısında Stephanie Jones’un kaleminden ayrıntılı bir yazı çıkınca biz de konuya hakim olduk.


Teepe ve arkadaşlarının New York Small’s Club’da tanıttıkları albüm John Coltrane, Alice Coltrane, Archie Shepp ile birlikte çalmış efsanevi davulcunun ani ölümünün ardından yayınlanmış bir çalışma. Teepe, 2001 ile 2009 arası Ali’nin topluluğunun daimi müzisyenlerinden biri olarak çalışmış. O günleri “gerçekten bir şeylerin içinde olduğumuzu hissettiğimiz bir dönemdi” diye hatırlıyor. Tenor saksafoncu Lawrence Clark, trompetçi Josh Evans ve piyanist Greg Murphy’nin yer aldığı dönemin grubunda Ali’nin ani rahatsızlanması ve vefatı sonrası grup üzüntülü bir ikilemle karşı karşıya kalmış ama sonuçta Ali’nin grubunu Ali olmadan sürdürme kararı almışlar fakat menajerler, organizatörler bu kez onlarla uyum sağlamak istememiş, Ali olmadan gruba konser bağlamakta sorun yaşamışlar ve muhtemelen devamında herkes kendi yoluna gitmiş olmalı.


“in the Spirit of Rashied Ali” dijital olarak tüm platformlarda mevcut ama bulursanız orijinalini satın almayı tercih edin çünkü hem önemli bir hatıra olacaktır hem CD orijinaliyle birlikte 66 sayfalık bir kitabın sahibi olacaksınız. Kitapta Rashied Ali’nin hayatı ve sanatı hakkında fotoğraflar, verdiği röportajlar var. Teepe, Ali ile tanışmadan önce “müziği rasyonel bir şey olarak düşünmeyi tercih ediyordum, onunla çalmaya başladıktan sonra Ali bizi müziği kişisel ifade alanı olarak görmeye yönlendirdi, bu bence oldukça dürüst bir icra şekli” diyor. John Betsch, Wayne Escoffery, Johannes Enders, Michael Moore, Freddie Bryant gibi isimlerin yer aldığı ve tüm düzenlemeleri Teepe’nin yaptığı albüm hakkında Joris “albümde müziğin gideceği yer hakkında çok net fikirlerim olmakla birlikte müzikte birçok özgürlük alanı da var” diye toparlıyor.


Feridun Ertaşkan


Cazkolik.com / 30 Aralık 2018, Pazar



Ahh o klüpte olsaydım dedirten kayıtlar


Dusko Goykovich bizim ‘buralardan’ bir Amerikalı trompetçi. Balkanların çocuğu ama uzun yıllardır o bir Amerikalı. İsmi her geçtiğinde akla Tom Hanks’in calandırdığı bir film karakterini getiren bir trompetçi. Babası Benny Golson hayranı bir Rus’u oynayan Hanks babasının vefatından sonra Golson’ı aramaya ABD’ye gider. Golson’ı nasıl bulacağına dair hiçbir fikri yoktur, hatta sağ mıdır onu bile bilmez. Dusko Goykovich’in niyeyse böyle bir çağrışımı var, ya da benim için var. Dusko Goykovich tam bir ‘eski toprak’. 87 yaşındaki büyük sanatçı geçen sene Birdland’deki performansının kaydını yayınladı. Yaş 87. Alto saksofonda Jesse Davis, piyanoda Dado Moroni, basta Mads Vinding ve davulda Alvin Queen. Tam bir ustalar topluluğu. Yaşlarının toplamı 334, böl beşe; 66,8. Ama albümü bir veteran albümü sanmayın. Böyle isimlerin buluştuğu albümleri daha fazla seviyorum. Geçekten cazı kalpten sevdiklerine inandığım eski usül ustalar. Çaldıkları cazın gizli silahı bilindik standartlar ama öyle içten çalıyorlar ki. Hep ‘ah o klüpte olsaydım’ dedirten kayıtlar işte bunlar. Gel de sevme...


Feridun Ertaşkan


Cazkolik.com / 20 Aralık 2018, Perşembe



Avrupai fingirdeklik


İtalyanların uluslararası alanda sevilen başarılı piyanisti Stefano Bollani hayata iyimserlik, canlılık ve triplerle tepinilen cinsten değil de iç dürtüleri hareketlendirerek kaliteli enerji katan müziğiyle ‘geldik gidiyoruz işte, şu hayatta bu kadar kasmak niye’ felsefesine uygun yeni müziklerini bu felsefenin dünya üzerindeki en tecrübeli müzisyenleri Brezilyalı ustalarla beraber kaydetmiş. Albümün bir ‘house’ kadrosu var, bir de ‘guest’ kadrosu. İlkinde kontrbasta Jorge Helder, davulda Jurim Moreira ve perküsyonda Armando Marçal var. ‘Guest’ kadrosunda ise ritmci takımından dünyaca ünlü isimler; Thiago de Serrinha, Caetano Veloso, João Bosco, Jacques Morelenbaum ve Hamilton de Holanda gibi küresel yıldızlar var.


Bollani’nin, dinleyene bulaşıcı güzellikte hisler aşılayan albümü perküsyon ustalarının ince işçiliklerle örülü birer zarafet örneği adeta. Bollani’nin bu albümdeki teması daha önce başarısı kanıtlanmış bir tecrübe. 2008 yılında yayınladığı “Carioca” yine Brezilyalı müzisyenlerle yaptığı ve toplamda 70 binin üzerinde satan albüm olmuştu. O albümde de Bollani’nin klavyesinden samba dalgaları yükseliyordu. Zaten, müziğinde, Avrupai ciddiyete İtalyan kaygısızlığı ve rahatlığı katan Bollani yeni markası “Alobar” adı atında bundan sonrası da var mesajı veren “Que Bom” her anıyla hayatın tadını çıkarın diyen bir albüm.


Cazkolik.com / 01 Aralık 2018, Cumartesi



İnsan gerçekten hayret ediyor


Brian Newman 37 yaşında genç bir trompetçi. Müthiş tekniği var, hızı var, akıcı, esnek, tecrübeli cümleleri, tempolu müziği var. Kaygısız bir müzik. Neşeli. Uçarı. Belli iyi bir kumaş. Gerçekten iyi bir caz müzisyeni. Albümler çıkarmış ama bunlar ona yetiyor mu? Yetmiyor. Yeteneğini daha büyük hedeflere yönlendiriyor. Kendi müziğimi kendime ayırdığım zaman yaparım, o benim keyfim diyor ve Lady Gaga gibi çok büyük bir pop ikonunun orkestra şefi olacak kadar sürekli, düzenli birlikte çalışıyorlar. Bu, aynı zamanda zamanın en az 4/3 kısmı demektir, hadi diyelim yarısı. Yetmiyor, Jose Feliciano gibi starlarla da çalışıyor. Yetmiyor, Boardwalk Empire, NBC’nin Rockefeller Center’daki Christmas şovunda, MTV’nin Video Music Awards törenlerinde, The Tonight Show, Watch What Happens Live, Marc Jacobs’un moda gösterileri ve moda markası H&M’in reklam cingıllarında çalışıyor. Ticari olarak müthiş bir kariyer, üst düzey bir profesyonel. Neticede o, kendine ayırdığı zamanda iyi bir caz müzisyeni ama müziğine kulak verince daha fazla zamanı olsa çok daha sofistike müzikler üretecek biri de değil, bu belli, yetenekli bir müzisyen olarak kendini tanıyan, bilen, amacını belirleyen bir müzisyen için harikulade bir örnek. Saygı duyulacak biri. Yeni bir albüm çıkardı Brian Newman. Belli ki müzisyen kimliğinin bütün özelliklerini yeterince sergilediği bir albüm olmuş. Açıkçası, aynı kulvarda sayılırlar diyebileceğim son Akbank Caz Festivali’nde dinlediğimiz Till Brönner’den -bence- iki gömlek daha iyi. Üstelik, albümünde Lady Gaga’ya bir Nina Simone klasiği okutmuş, epey emek verilmiş, Gaga’nın yorumda özendiği bir kayıt olmuş. Yorumun ses/performans/icra//kabiliyet kısmına gösterilen özen içtenliğe de yansısaymış parça dört dörtlük olurmuş sanırım ama, orası da ama olarak kalsın.


Cazkolik.com / 22 Kasım 2018, Perşembe



Simyacı sihrine sahip bir kayıt


Davulcu, besteci, prodüktör gibi çok yönlü müzisyen kişiliğiyle Macaya McCraven ABD’de yeni müziğin hangi yöne aktığına dair en yeni ve net fikirleri son çalışması “Universal Beings” ile veriyor. New York, Şikago ve Londra’da stüdyoya girdiği kadar Los Angeles`daki evinin garajında kendi ekipmanıyla da kaydedilen albüm polimorfik nabız, atmosferik ışıltılarla yüklü ve bir simyacının sihrine sahip bir kayıt. Saksofonda Josh Johnson, kemanda Miguel Atwood (ki onun tellerinden çıkanların albümdeki seslerin oluşmasında belirleyici etkileri var), arpist Brandee Younger, Dezron Douglas, Tomeka Reid gibi sanatçılarla ‘organik beat’ doğaçlama müziğin çehresi şekilleniyor, müzik ütopik üslupta akıyor, bir tür ‘art music’ olarak dinleniyor. Özellikle albümün dokuzuncu parçası "Atlanta Black" saksofoncu Shabaka Hutchings`in de katkısıyla yılın en etkileyici `track`lerinden birine dönüşüyor.


Cazkolik.com / 17 Kasım 2018, Cumartesi



Canlı, parlak, hayat dolu, inandırıcı ve yalın bir ses


Cazkolik olarak internetin sağladığı hızı yeni albümleri bu sayfalardan aktarma konusunda yeterince kullanamıyorduk, bu köşeyle kapasiteyi biraz olsun artırdığımız iyi oldu. Burada aktarmaya çalıştığımız albümlerin kendi içinde çeşitli ve renkli işler olmasına özen gösteriyoruz. Bu işlerden biri oldukça tecrübeli bir sanatçı, vokalist, müzisyen, besteci, söz yazarı ve eğitimci Fay Victor’ın sıradışı vokal sanatı [ve kapasitesi]. Bir çoğumuz belki ismini geç duyduk ama Fay 53 yaşında ve oldukça etkileyici bir sanatçı. Sözsüz vokal tekniğinde onun gibi çarpıcı sesler pek yetişmiyor, ayrıca, süreklilik sağlamak da zor, sesin sağlığını ve performansını kontrol etmek hiç kolay değil. Fay Victor bu yıl sesiyle birkaç albümde göründü. Daha da sık göreceğiz. SoundNoiseFUNK olarak kaydettiği “Wet Robots” Fay’i tanımak için harika bir albüm. Daha da keşfetmek isterseniz eğer içinde Fay’in de olduğu Other Dimensions in Music projesinin yine bu yıl çıkan “Kaiso Stories” albümüne, yetmediyse Marc Ribot’nun Cazkolik’te yer verdiğimiz “Songs of Resistance” albümündeki yorumuna kulak verebilirsiniz. Fay’in çalışmaları özgür doğaçlama alanında yaklaşık 30 yıl önceye uzanıyor. O kadar eskileri buraya yazmayalım, meraklısı “Wet Robots”la başlasın, merak derinine inerse eğer işleri sizi bekliyor olacak.


Cazkolik.com / 02 Kasım 2018, Cuma



Genç değil tecrübeli aslanlar


Seksenli yıllarda Amerikan caz sahnesini ‘genç aslanlar’ kaplamıştı. Gerçekten güçlü, sağlıklı bir jenerasyondu. Bugünün ustaları olan o zamanın gençleri temel olarak yetmişlerden sarkan füzyon müzikten yorulmuş, sıkılmış bir grup gencin füzyon temelli karman çorman müziklere geleneksel caz damarının devamı olan post-hardbop üzerinden isyanı idi aslında olan ve estetik müziklerdi.


Bu isimler artık büyüdü, ustalaştı, orta yaşlara ulaştı, hepsi enstrümanının dünyaca ünlüsü haline geldi ama köklerinden onları birbirlerine bağlayan temel kimi şeyler yerli yerinde durmaya devam ediyordu. Neydi bunlar? Seksenlerden bu yana gelen müzikal tavırları ve ırk bilinçli yaklaşımları. Trompetçi Jeremy Pelt, tenor saksafoncu Wayne Escoffrey, davulcu Jonathan Blake beş yıl kadar önce “Black Art Collective” isimli gruplarını kurdu. Müzikleri seksenlere göre daha olgun, üst kalite estetiğe sahip ve daha virtüöz bir müzikti. Bir şekilde seksenlerin Tony Williams’ı ile Art Blakey’nin Jazz Messengers’ını hatırlatan bir sextet. Topluluk, şimdi "Armor of Pride" (Gurur Zırhı) isimli yeni bir albüm çıkardı. Aralarına biraz daha genç tromboncu James Burton III ile piyanist Xavier Davis ve basçı Vicente Archer’ı da olan grup sağlam duygu aktarımlı, kendilerini iyi ifade eden, ateşleyince güçlü, balad ise ustalıklı icralarla dolu, perdahlı soloların çarpıcı renk paletlerine dönüştüğü bir albüm yapmış. Bize düşen de tecrübeli aslanları övmek oluyor bu durumda.


Cazkolik.com / 01 Kasım 2018, Perşembe



Japon denizinden Portekiz kıyılarına


Saykodelik müziklerin geçmişi eski olduğu gibi gelecekte de önü açık. Altmışların sonu, yetmişli yıllarda caz ve rock bileşimlerinde dönemin ‘güzel kafa’ intibaı yüksek müziği sonradan kendi kültürel kulvarını yarattı. Japon saykodelik caz topluluğu, adı Japoncada “Geometrik Desenler” anlamına gelen Kikagaku Moyo dördüncü stüdyo albümünün esintilerini Japon denizinden Portekiz kıyılarına kadar ulaştırdı. Portekizli caz müzisyeni Bruno Pernadas’ın dahil olmasıyla müziği dinlemeden kapağına bakarak elektronik müzik hissi veriyor mu bilmiyoruz ama çoğunlukla akustik, yumuşak bir müzik bekliyor bizi. Saykodelik dalganın içinde farklı müzik türleri kendi yolunu kendi buluyor gibi. “Nana” gibi bir parçada kulağa kraut rock çarparken “Amayadori”de meditatif-spiritual folk dokunuşlar yelpazaleniyor. Ayrıca kapak görseli de dikkat çekici. Ekşi Sözlük ahalisinin ıskalamadığı topluluk Türkiye’de kendine çevre edinmiş görünüyor. Bir not da Portekizli gitarist Bruno Pernadas için edelim; 36 yaşındaki gitarist ülkesinde caz eğitimi almış. Dört yıl önce solo projesi “How can we be joyful in a world full of knowledge”da caz, space rock, pop, folk, world music ve elektronik öğeleri buluşturan sanatçı iki sene önce iki albüm çalışması içinde bulunmuş. Hayatını çoğunlukla Lizbon’da geçiren sanatçı caz, pop ve doğaçlama müzik alanında dersler veriyor.


Cazkolik.com / 30 Ekim 2018, Salı



Kontrbas ile trompet/flugelhorn buluşursa


Avrupa cazın iki usta sanatçısı basçı Lars Daniellsson ile trompet-flugelhorn ustası İtalyan Paolo Fresu bas-trompet duosu usta işi bir kayıtla karşımıza çıktı. Albüm basın bülteninde `bazıları çok konuşurken bazıları çok iş yapar` diyor. Bu iki ustanın tavrı aynen öyle. Gerçekten çalışkan müzisyenler. Danielsson zaten bas melodileri kuvvetli bir sanatçıydı, Fresu da öyle (Fresu ayrıca konserlerde iyi poz vermesiyle caz fotoğrafçılarının çok sevdiği biri). İkilinin ortak stüdyo çalışması “Summerwind” yılın en yüz güldüren işlerinden biri oldu. Biz yeni yazıyoruz ama albüm 30 temmuzda yayınlandı. İyi bir müzisyeninin nasıl biri olması gerektiği konusunda örnek iki isim Danielsson ve Fresu. Melodiyi şiirsel ifadelere dönüştürme olsun, meditatif duygu yaratma başarıları olsun, derinlik ve his oluşturmadaki ustalıkları olsun sağlam iki Avrupalı sanatçı. Albüm Alman ACT firmasından çıktı. İkiliyi buluşturma fikri firmanın sahibi ve kurucusu Siggi Loch’a ait. İyi bir prodüktör zaten bu işleri yapmalı, hazır gelen albümleri ver fabrikaya, sonra dağıt... bu prodüktörlük değil, bunu biraz iş tecrübesine sahip herkes yapar. Siggi Loch iki müzisyenin stüdyoda kurduğu telepatik ilişkiden etkilendiğini belirtiyor ve Avrupa repertuvarına ne zaman dinlesek memnun kalacağımız bir albüm hediye ediyor.


Cazkolik.com / 27 Ekim 2018, Cumartesi


BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.