Geçen haftanın sihirli anahtar kelimeleri "italya", "ney" ve "caz"dı. Doksanlarda hayatını garantiye alacağı finans işini terkederek kendi kendini müzisyen olarak yetiştiren 42 yaşındaki İtalyan neyzen Andrea Romani`nin "Alonisma Vtet / Çekirdek" isimli albümünü yılın son günleri Kalan Müzik`ten yayınlaması ve mütevazı duyuru albüme haksızlık, daha fazla konuşulmayı hakediyor. Bu albümdeki gibi müzisyen kesişmeleri ilgi çekicidir. Farklı kültürlerin müzisyenleri doğal olarak merak uyandırıyor, sadece müzikleri değil, birlikte ortaya çıkışları da ayrı bir hikaye olabilir. Nitekim, Romani`nin İtalya`dan Fransa`ya, oradan Yunanistan ve sonra Türkiye`ye içinde bolca rastgeleliliğin, kendiliğindenliğin olduğu bu seyahatlarin diğer müzisyenlerle buluşması da Romani`nin albümdeki doğaçlama müzikleri gibi bir nevi bilinçli tesadüfler buluşması adeta ama bu tesadüfler sonuçta yeni bir müzik grubuna, yani, "Alonisma"ya dönüştü.
Albüme adını veren "Alonisma" varış yeri olmadan seyahat etmek anlamında, içerdiği müziğin ruhunu iyi özetleyen, doğaçlama unsurların bol olduğu bir kelime. İtalya`dan başlayan yolculuğun Türkiye`de albüme dönüşmesi sürecin nihaî amacı. Romani albümde flüt ve ney çalıyor, Estreilla Besson ise piyanist. Diğer müzisyenler bizden; Tamer Temel saksofon, Apostolos Sideris bas ve İzzet Kızıl perküsyon. Ney deyince tipik bir neyzen gelmesin aklınıza, hatta, albümün ilk parçası "Çekirdek"te ney müziğe girdiğinde aklınıza gelen ilk fikirler de albümü tarif etmek için yeterli olmaz. Romani, neyi sufî bir enstrüman olarak kullanmamış, gerçi, ney algısını yönlendirmek kolay değilse de albüm genelinde ney sanatçının diğer enstrümanı flütle bir anlamda `münavebeli` yani sıralı bir ilişkiye sahip (acaba iki enstrüman üst üste kaydedilseydi nasıl olurdu?).
Alonisma, evet, yukarda tarif edildiği gibi ama farklı bir anlamı da var, hasatın en iyi kısmının seçilmesi olarak da kullanılıyor. Bu tarif de bizi müziğin akışında gelişen doğaçlama unsurlar olarak ney ve saksofon gibi farklı dünyalara ait enstrümanların birlikte ürettiği müzikal gerilim içindeki çatışma ve buluşma anlarına götürüyor. Bu anları tamamlayan yan unsurların başında ses geliyor. Kısacık bir an Tuva tarzı gırtlak oyunları, bir başka kısa an flüt veya piyanoyla bazen meditatif bazen birbirlerini tamamlayıcı eşlikler dinliyoruz.
İtalya ve Fransa`da yaptığı işlerin yanında son yıllarda sıklıkla yolu Yunanistan ve Türkiye`ye düşen Romani bu iki ülkede makam ve modal müzik konusunda Girit`te Ross Daly, İstanbul`da neyzen Ömer Erdoğan`la çalıştı, beraberinde, bu iki ülkenin ortak hamuru müzikal duyguları da Harris Lambrakis`le çalıştı. Alonisma isimli grubunu aslında üç yıl önce, ressamlar, filmciler, aktörler, akademisyenler ve terapistlerle beraber yaratan Romani topluluğunu dinamik tutmayı, tıpkı albümdeki gibi rüzgara ve serüvene açık bir yelkenle sürüklemeyi seviyor olmalı.
Cazkolik.com / 21 Aralık 2017, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.