Yeni kuşak cazcıların geliştirdiği eklektik vizyonerliğin öne çıkan ismi Aaron Parks 10 Nisan`da Salon`da!

Yeni kuşak cazcıların geliştirdiği eklektik vizyonerliğin öne çıkan ismi Aaron Parks 10 Nisan`da Salon`da!

Yazıda adı geçen üç albüm, üç parça sırasıyla Aaron Parks "Invisible Cinema"dan Travelers, Brad Mehldau`nun "Ode" isimli yeni albümünden albüme adını veren Ode ve son olarak Esbjörn Svensson Trio`nun ölümünden sonra yayınlanan ilk albümü "301"den alınan Inner City, City Lights`tır.


Yirmili yaşlarının ortasındaki Aaron Parks kendi kuşağının vizyoner müzisyenlerinden biri. Müziğin bir kıyısındaki Progressive Rock`tan Hip Hop`a, oradan caz kıyısına geçip Herbie Hancock`tan, Brad Mehldau, Terence Blanchard hatta Esbjörn Svensson`a uzanan dalgalanmada sürüklenirken bir yerlerde bıraktığı kendi müzikal ayak izlerini yeniden bulup kendi yolunda yürümek müzikte ve cazda hiç kolay bir iş değil. Ama bunu yapabilme gücü olduğunu bize gösteriyor...

Madem gösterebildiğini söylüyoruz o halde işte size Aaron Parks`ın müziğini anlama yolunda çapa işlevi görebilecek -kendi müziği dahil- üç güzel örnek. İkisi en az dört yıllık kayıtlar. Parks`ın ilk albümü -ki yeni bir albümünü henüz duymadık- 2008 tarihli Invisible Cinema`dan Travelers, yine aynı yıllarda kaydedilmiş ama şimdilerde yayınlanan Ebsjörn Svenssen Trio`nun son albümü 301`den alınan örnek Inner City, City Lights ve Brad Mehldau`nun en yeni albümü Ode`den albüme adını veren parça.

Bu üç parça bize ne söylüyor?

Yukarda sözünü ettiğimiz örtüşen ayak izlerinden hangi izin kime ait olduğunu anlamamıza ve ayırd etmemize yardımcı olmasını ve tabii diğer iki büyük müzisyenin cezbedici müzikal dehlizlerinde kesinlikle kaybolmadan, en azından öyle olacağını umarak.

İlk sırada Parks`ın Salon sahnesinde çalacağını umduğumuz Travelers var. Boston Globe albüm yayınlandığında Invisible Cinema`yı hayli farklı bir caz piyano albümü olarak takdim etmişti. "Her şey içiçe geçmiş" diye bağırıyordu gazete! Klasik müziğin yadsınamaz etkisinden tutun, dramatik film müziği duygusuna, rock tavırlarından, hip hop dokularına oradan bop temelli groove`lara kadar her şey... Ama bir yandan "harika bir karışım bu!" diyordu eleştirmenler.

* * *

Bizce üç ayaklı çapa örneklememizin Brad Mehldau örneği bunu `digital player`lık olmadan çok daha entelektüel üst düzeyde yapıyor. Mukayese etmek için değil ama kesişen noktaları bulmak açısından önemli (ama digital alt çizgilerin ne denli etkileyici görsellikte kullanılabileceğinin belki en iyi örneklerinden birini burada Svensson`dan dinlediğimizi de hatırlatalım). Böylesi mukayeseler bir yana Parks`ın bir ilk albüm olarak Invsible Cinema`sı muhteşem bir yola koyulma öyküsü. Bizzat Parks`ın kendisi albümüne koyduğu isim üzerinden açıklamasını şöyle yapıyor; "Albümün adının farklı anlamları var. Invisible Cinema bir anlamda müzik nedir`i soruyor. Onu göremezsin ama müzisyenlerin tümünde bu dramayı bulabilirsin, anlatılan tüm öyküler size bunu söyler. Bir de albümü kimseye heceleyerek anlatmak durumunda kalmadan farklı tariflere ihtiyaç duyabilecek ucu açık şekilde bırakmak istiyorum."

Kılavuz üçlemesinin son ayağını oluşturan kıta Avrupalı Esbjörn Svensson Trio ise eski kayıt-yeni albümü 301`de ise digital bir çizgi olarak ısrarlı ve sabırlı ilerleyen tek düze tonun önündeki ikinci katman olarak `gıcırtılı` seslerin yarattığı tedirginliği piyanonun umut veren etkisiyle tamamlar. Ama hep bir karanlık hakimdir müzikte. Lanet olası bir kehanet hüküm sürer sanki. İşte, size Invisible Cinema. Bergmanvari bir hüküm, bir çeşit Yedinci Mühür! (*) Ama ne muhteşem! Ne yüce!


(*) Ingmar Bergman`ın 1957 tarihli filmi.

Cazkolik.com / 03 Nisan 2012, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.