Fabrizio Bosso: Charlie Haden'dan ne öğrendim?

Fabrizio Bosso: Charlie Haden'dan ne öğrendim?

2 Temmuz Pazartesi akşamı, 25. İstanbul Caz Festivali kapsamında etkileyici Venedik Sarayı Bahçesi’nde dinlemeye hazırlandığımız Avrupa’nın önemli trompetçilerinden Fabrizio Bosso ile konser öncesinde bir görüşme gerçekleştirdik. Charlie Haden, Enrico Pieranunzi, Carla Bley gibi sanatçılarla çalışan Fabrizio Bosso festivalde State of Art projesi dörtlüsü ile sahne alacak.

 

Fabrizio Bosso, arkadaşımız Nazlı Toprak’ın sorularını cevaplayarak Avrupa cazı ile Amerika cazına bakışı, Charlie Haden’den ne öğrendiğini, müzikle olan aşk-nefret ilişkisini, çocukluğundan itibaren trompete olan ilgisini, yeni projesi State of Art projesinde dörtlüsüyle yakaladığı uyumu ve İstanbul konserini anlattı.

 

Cazkolik.com

 


 

 

Charlie Haden bana birlikte çalmanın, ortak bir “grup sound”u bulmanın önemini gösterdi

 

Nazlı Toprak: Merhaba, Avrupa cazı ile çok yakından ilgilendiğim için sizinle görüşmemiz benim için ayrıca mutluluk. Onun için hemen sormak isterim, Avrupa caz sahnelerini Amerika caz sahneleriyle nasıl karşılaştırırsınız, belirgin bir yakınlaşma gözlemliyor musunuz?

 

Fabrizio Bosso: Avrupa ve Amerikan caz sahneleri artık eskisinden çok daha birbirine benziyor. Tabi o büyük Amerikan müzisyenlerini düşünürseniz, aradaki boşluk hala, özellikle sahne performansında oldukça büyük. Unutmamak gerekir ki, caz onların müziği, içine doğuyor ve caz dinleyerek büyüyorlar. Ve, Amerika’daki müzik okulları daha organize durumda. Ancak İtalya’yı daha iyi bildiğimden ona örnek verebilirim, İtalya’da da durum gelişiyor ve pek çok genç müzisyen destekleniyor.

 

Müzikle aile bağları

 

Nazlı Toprak: Peki işin başına dönecek olursak, trompet çalmaya 5 yaşında başladığınızı okudum. Buna sebep olan ne idi?

 

Fabrizio Bosso: Babam trompet çalardı, bir grubu vardı ve ben onları dinlemeye giderdim, babamla birlikte trompetçilerin albümlerini dinlerdik. Hatta, babamı taklit etmek için ben de plastik trompetler çalar ve çoğunu da kırardım! Böylece sanıyorum kafama bu enstrümanın sesi yerleşti. Bunun tam benim için bir enstrüman olduğunu hemen hissettim, bir daha da şüphe duymadım bundan.

 

Nazlı Toprak: Aileniz de bu ilginizi desteklemiş.

Fabrizio Bosso:
Hatırlıyorum, ailem benim bu enstrümana karşı ne kadar ilgim olduğunu görünce 5. yaşgünüm için bana gerçek bir trompet almışlardı ve ilk notalarımı böylece çalmaya başladım.

 

Nazlı Toprak: Babamı taklit etmek için dediniz, ailenizin tüm fertleri her zaman müzikle ilgilimiydi?

 

Fabrizio Bosso: Hepsi değil, sadece babam trompet çalardı. Ancak, ailemin tüm fertleri müziği sever ve bir bağları mutlaka vardır. Evimizde müzik hep mevcuttur.

 

Nazlı Toprak: Özellikle?

 

Fabrizio Bosso: İtalyan ve Amerikan müzikleri.

 

Nazlı Toprak: Peki, bir enstrüman çalıyor olmanın, başarılı müzik kariyerinizin yanı sıra, hayatınıza başka nasıl katkıları oldu?

 

Fabrizio Bosso: Enstrüman çalmanın bana hem yardımları oldu, hem de beni zor durumlara soktuğu oldu, müzik müzisyenleri çökertebilir de! Entsrümanla ile olan ilişki durumu hep “karışık” ve tartışmalıdır, bir çeşit aşk-nefret ilişkisidir, çünkü her zaman istediğiniz gibi çalamayabilirsiniz ve bu sinir bozucu olabilir. Ama sonunda müzik aşkı ve müzisyen için hayat her zaman kazandığı için müzik beni hep olumlu olarak etkilemiştir.

 

Elektroniğin etkisi

 

Nazlı Toprak: Son yıllarda müzik endüstrisinde ne gibi değişiklikler görüyorsunuz?

 

Fabrizio Bosso: Elektroniğin caz müziğine girişiyle akustik cazı biraz kaybettik. Ama tabi yine de caz sound’unun özü, kaynağı duruyor. Elektronikle olumlu bir şekilde “kirlenir” ve çok güzel (veya çok kötü!) müzik yapabiliriz, fakat akustik caz ve cazın dili, yeni sound yaratmanın temelidir.

 

Nazlı Toprak: Müzikal olarak kimlerden etkilendiniz?

 

Fabrizio Bosso: Etkilendiğim pek çok isim var, ama bir tanesini seçmem gerekirse Clifford Brown derim.

 

Nazlı Toprak: Neden?

 

Fabrizio Bosso: Üzerinde çalıştığım ve derinlemesine ve aşkla incelediğim ilk trompteçidir.

 

Nazlı Toprak: Enrico Pieranunzi, Charlie Haden, Carla Bley gibi sanatçılarla çalıştığınızı biliyoruz. Charlie Haden ile çalışmak nasıldı?

 

Fabrizio Bosso: İlk başta gerçekten epey gergindim, çünkü insanlar Charlie Haden’ın ciddi ve katı birisi olduğunu söylüyorlardı, fakat gerçekte herşey gayet iyi gitti. O deneyim benim kariyerimde gelişmeme yardımcı oldu ve 3500 kişi önünde nasıl yumuşak ve hassas çalmam gerektiğini, seyircilere nasıl yaklaşmam gerektiğini öğretti. Daha da fazlası Charlie Haden, bana birlikte çalmanın ve seyircilere ulaşmak için enerjik ortak bir “grup sound”unu bulmanın önemini gösterdi.

 

 

Nazlı Toprak: Klasik Bop müziği modern çizginiz ile nasıl birleştiriyorsunuz?

 

Fabrizio Bosso: Müzik lisanınım temeli her zaman bop’tur. Pop veya Latin müzik çalmam gerektiği zaman, “imzamı” ve en sevdiğim notaları bazı değişiklikler gerekse de yanımda getiriyorum. Caz müziği çalmak istiyorsanız, özellikle üçüncü milenyumda, bop’u kullanmanız ve potansiyelinden mutlaka yararlanmanız gerekir.

 

Nazlı Toprak: Peki doğaçlama çalmaya bakışınız?

 

Fabrizio Bosso: Doğaçlama elbette çalmamın bir parçasıdır. Kitaplarla uğraşmak gibidir, dikkati canlı tutmaya yardımcı olur. Güzel bir tema çaldıktan sonra, solo sırasında sorumluluk da gerektirir doğaçlama. Temayı güzel çaldıktan sonra, doğaçlamaya başlayabilirsiniz.

 

Yeni albüm "State of Art"

 

Nazlı Toprak: Fabrizio Bosso 4et ve çift “State of the Art” albümü, müzik kariyerinizde nasıl bir dönüm noktası oldu? Piyanoda Julian Oliver Mazzariello, basta Jacopo Ferraza ve davulda Nicola Angelucci ile birlikte dörtlünüzle performansınızı nasıl buluyorsunuz?

 

Fabrizio Bosso: 2 yıl boyunca bu dörtlü ile çıktığımız turneden sonra farkettim ki ben en iyi performansımı onlarla çalınca veriyorum. Hepsi müthiş müzisyen ve onlarla birlikte çalmak beni çok tatmin ediyor. Sahnede birlikte olmak heyecan verici, motive edici. Dördümüz arasında epey empati var ve o mutlu anları ölümsüz hale getirmek istiyoruz, bu nedenle de canlı, çift albüm yapmaya karar verdik.

 

İstanbul konseri

 

Nazlı Toprak: Evet, İstanbul konseriniz var çok yakında. Daha önce gelmişmiydiniz?

 

Fabrizio Bosso: İstanbul’da daha önce 2 kez daha çalmıştım, 15 yıl kadar önce. Ama 2 yıl önce turist olarak gelip yeni yılı kutlamıştık.

 

Nazlı Toprak: Konseri tarihi Venedik Sarayı atmosferinde çalacaksınız. Bu mekan hakkında yorumlar duydunuz mu?

 

Fabzirio Bosso: Evet tabi, bir de Amerika’da turnedeyken konser organizasyonları yapan bir Türk ile tanıştım, ona nerede çalacağımı söyleyince müthiş bir mekan olduğunu söyledi.

 

Nazlı Toprak: Konserde sadece “State of the Art” albümünüzden mi çalacaksınız?

 

Fabrizio Bosso: Hayır, konserlerimizde gecenin ruh haline uygun caz standartlarını da seçeriz.

 

Nazlı Toprak: İstanbullu seyirciler nasıl bir konser izleyecekler?

 

Fabrizio Bosso: Umuyorum, bir saat boyunca birlikte iyi müzik dinleyip güzel vakit geçireceğiz. Kesinlikle enerji eksik olmayacak! Bize güvenin, konsere gelin, pişman olmayacaksınız?

 

Nazlı Toprak: Çok teşekkürler vakit ayrıdığınız için.

 

Fabzirio Bosso: Ben de teşekkür ederim, keyifle yanıtladım.

 

Nazli Toprak

 

Cazkolik.com / 01 Temmuz 2018, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Nazlı Toprak

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.