"Bir müddet kendini dinle; Çünkü ya sessiz kalmak ya da onu bozmaya değecek daha kıymetli bir söz söylemek gerekir..."
Pisagor
Bazı şeyler vardır hayatta... Özellikle iletişim kurarken eğer insanî bağlamda iki kişi bunu aynı anda düşünmezse, taraflar daima şüphe içindedir. Ve eğer dile getirilirse de bu o ilişkinin değerini insanî anlamda zedeleyecektir.
Taraflar için biriken, o kadar çok ''konuşulmayan'' ve ''konuşuldukça değerinden olan'' olay ve olgu vardır ki, görüneni kör etmeye ve kalpleri sağır etmeye başlar.
İyilik yapılıp denize atılmazsa balık ölür ve en kötüsü balık vapurun varlığını ağırlık olarak görürse altında ezilir durmadan... Aynı şekilde insan şarkı söylerken de başkası beğensin kaygısından kendi sesini duymayabilir ve hiç sesini duymayacak birine de şarkılar söylemek çok yorucu olabilir.
Paul Desmond Amerikalı bir alto saksofoncu ve besteci... Dave Brubeck Quartet, Chet Baker, Ed Bickert ve albümde yine birlikte çalıştığı Jim Hall gibi pek çok isimle başarılı işlerin altına imzasını atmıştır. Özellikle Cool Caz, West Coast Caz ve Mainstream Caz tarzında kendini ifade etmiş, bu tarzları her albüm, eser ve sanatçıyla en uygun şekilde yorumlamaya özen göstermiştir.
''Take Ten'' isimli albümünü 1963 yılında piyasaya sürmüş, müzik tarihinin önemli gitaristlerinden Jim Hall ile albüm hazırlıkları yaparak 1959 yılından itibaren üzerinde çalışmaya başlamışlardır. Onlara Gene Cherico ve Eugene Wright bass'larda, Connie Kay ise davulda eşlik etmiştir. Parçalar üzerine tüm melodik fikirler dahice bulunmuş, yıllarca adından söz ettirmiştir.
''Take Ten'' harekete geçmeden, ya da tepki vermeden içinden ona kadar saymak ya da söz söylemeden bir müddet onu içinde dinlemek ve muhakeme etmek anlamına gelir. Albümün melodilerinin ve arajmanlarının çıkış noktasının, onun en güzeli olması için; önceden dinlenildiği yüzlerce olasılık olduğunu düşünürsek, Desmond gerçekten albüm içinde eşsiz bir tanımlama ile onu adlandırmıştır. Besteler ''Bossa Nova'' ritimlerinin adeta bir şölen gibi sahnelenişiyle de coşkusunu ve enerjisini korumuştur.
Hüzünlü ve romantik melodileri bile eğlenceli hale getiren şahane ritimler hiç şüphe yok ki dramatik temalara ironi katmıştır.
Anlaşılmadığında susmak, elin acıdığında halatı bırakmak ve birlikteyken yalnız olduğun yerleri terketmek albümün en can alıcı parçaları ''Black Orfeus'' , ''Alone Together'' da asaletini sergileyerek çalınır kulaklarınıza.
Ve albüme ismini veren ''Take Ten'' gibi insan da, ruhu için olasılıklardan en güzelini içinde dinledikten sonra bulur ve cesaret eder en doğru şeylerin akmasına kolayca izin vermeye...
Akışta sevdiği şarkıyı en güzel yapacak düzenleme,ritim ve melodiyi seçebilmeye...
Olasılıklardan en güzeli, dinleyeni ve söyleyeni en çok iyileştirecek olanıdır çünkü...
Sukünet ve umut ile bizi kendimize yaklaştıran en güzel melodiyi bulabilmemiz dileğiyle...
Şenay Ocak
Cazkolik.com / 19 Kasım 2020, Perşembe
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
gizem karavit
Albüm fonda çalmaya başlarken yukarıdaki satırları adım adım takip etmek çok keyifliydi. Bir müzisyenin zihninden ve kalbinden geçenleri, samimi bir o kadar da yalın bir şekilde keşfetmiş gibi hissettim.
Bu Yoruma Cevap Yazın »Elvan Kurşun
"Take ten" :)🤗 Ha dinlerken yazıyı okumak ha arka fonda bu albümün çaldığı bir cafede yazanla bu albümün muhabbetini yapmak. 💙🥰 https://cazkolik.com/icerik/karantina-gunleri-hergun-1-caz-albumu-dinliyoruz?s=09
Bu Yoruma Cevap Yazın »