Büyük bir sanatçıyı kaybettik

Büyük bir sanatçıyı kaybettik

Tomasz Stanko da artık yok

Trompet benim için bir `leydi`

Geçen haftanın PUL`unda `Polonya caz tarihi satıldı` diye yazmıştım. O yazıda adı geçiyordu Tomasz Stanko`nun. Hayatta en sevdiğim caz müzisyenlerindendi. Kaç kez geldi buraya bilmiyorum ama çoğunda izlemişimdir. Başlık da Cazkolik olarak sevgili Sami Kısaoğlu ile Burak Sülünbaz`ın röportajından. Son röportaj olacağını nereden bilelim. Sahnede ilgisiz ve dalgın bulurdum onu. Sanırım öyle bir insandı. Son iki albümünün biri Nobelli şair Wislawa Syzombarska içindi diğeri Nazilerce öldürülen bir yazar için. Şiir tutkusunu biliyordum. Müziği onun şiiriydi. Bugün zihnimdeki Polonya Tomasz Stanko ile eş. Bunu artık ne yapsam silemem. Silmem de zaten. Hep biraz siyah beyaz, hep biraz `kara film`, hep biraz toplama kampları, hep biraz konuşmadan karanlıkta oturan bir kadınla bir erkek, hep biraz fötr şapka, kesif bir ferâset, hiçbirimizin bilmediklerini bilen biri hali. Sanki bir `hayatta kalandı` o. Hayatı boyunca hep özlediği kadını bulmuş muydu acaba?


Ödüllü seriye bir ödül daha

Yılın en iyi albümü seçildi

Ödüllü The Bootleg Series albümleri bildiğim Bob Dylan ile ünlendi ama aynı seriden tarihi özellikle caz albümleri de çıkıyor. Bu yıl John Coltrane`in "Both Directions at Once" albümü medyayı o kadar kapladı ki benzer özelliklere sahip bir çok albüm aynı dönem yayınlanmasına rağmen aynı ilgiyi görmedi. Geçen hafta birini yazmıştım. Bu hafta da "The Final Tour"u yazayım daha doğrusu hatırlatıyım. Miles Davis`le ilgili ayrı bir Bootleg serisi var, bu serinin altıncı albümü olarak çıktı bu çalışma. Serinin son albümü Davis ile Coltrane`in 1960 yılı Avrupa turnesine odaklanıyor. Davis`in ilk büyük beşlisi dağıldıktan sonra Davis bir sextet kurmuştu, o ekip efsanevi "Kind of Blue"yu kaydetmişti hatırlarsınız, işte, o ekipten Davis ile Coltrane`in son Avrupa turnesi 4 CD olarak "The Final Tour: The Bootleg Series, Vol.6" adıyla yayınlandı. Downbeat son eleştirmenlerin seçiminde bu albümü yılın en iyisi seçmiş. Uzun lafın kısası; değmeyin keyfimize.


Tozlu rafları kurcalamaya devam

Eskilerin kıymeti

Şu adresi bir not alın bence; wewantsounds.com. Benim de yeni tanıdığım bir firma. Altmışlardan seksenlerin ortalarına muazzam bereketli dönemin kıyıda köşede kalmış albümlerini bulup çıkarıyorlar. Genellikle funk albümler. Ben Don Cherry albümü sayesinde duydum ama tam deli keşif işler var. Katalog cılız, çoğalır mı bilmem ama şimdilik çıkanlar da yeter. Cherry`nin 1986`da sadece Fransa`da yayınlanmış albümü mesela, Harold Land`in 1971 albümü ki içinde vibrafoncu Bobby Hutcherson da var. Tenorcu Buddy Terry`nin zımba gibi albümü "Awareness" mesela. Gitarist Jack Wilkins`in 1973 albümü "Windows"da çaldığı "Naima" tam bir külttür. Yıllar sonra yeniden hatırladım, albümün tamamı değil sadece bu parça benim eski kasetlerimden birinde vardı, nerden bulmuşsam, nasıl kaydettiğimi de hatırlamıyorum, şimdi albümü görünce çocuklar gibi sevindim (tabii buldum dediğim dijitalleri). Size de tavsiye ederim.


Graffiti ve caz

Üstteki Resim René`nin alttakinin sanatçısı bilinmiyor

İlhan Mimaroğlu`nu 2012`de kaybettik ama şahsen sürekli onun bir yanını keşfetmeye devam ediyorum. "Caz Sanatı" kitabı biz cazseverler için bir çeşit amentüdür ama yazdığı diğer kitaplar da meraklısınca keşfedilmeyi bekliyor. Ben, bu kez size "New York Kapı Dışı Sanatı" kitabını hatırlatmak istiyorum. Hayatını New York`da geçiren Mimaroğlu gibi görsel sanatlara çok yakın bir müzisyen olarak New York duvarlarındaki resimleri kendi kaleminden metinlerle bir kitapta toplaması önemli. Düşünüyorum da, o duvar resimlerinin çoğu artık yok ama ne hoş ki Mimaroğlu`nun kitabında yaşıyorlar. Mimaroğlu duvar resimlerinin yazgısının yokolmak olduğunu söylüyor. 1988 yılında bir duvara "Dünyanın en iyi sanatçısı benim" yazan René o duvar yıkıldığında bu kez başka bir duvara yazmış ama, şimdi 30 yıl sonra ben bir İstanbullu olarak onun `dünyanın en iyi sanatçısı` olduğunu Mimaroğlu sayesinde biliyorum.


Bir İstanbul gözlemcisi

Guillien Perez`in fotoğrafı çok güzel

Yayınladıkları yazıları takip ettiğim catapult.co isimli bir web sayfası var. Paul Osterlund`u burada yazdığı yazılardan tanıdım. İstanbul`da yaşayan bir gazeteci olan Osterlund yazılarını sokaktan, siyasetten, memleketin enerjisinden ve heyecanından ilham alıyor. Her yazdığına katılmasam da yazılarındaki dil renkli, gözlemleri keskin ve burada yaşasa da buralı olmadığı belli, belki şaşkınlığı da bu yüzden. Bir yazısında, düzenli artan içki fiyatlarına rağmen İstanbulun gece hayatının dayanıklı olduğunu söylüyor. Tespitlerinde hayret var. Doğru, İstanbullular dayanıklıdır, kendi hayatımdan biliyorum. Kırkbeş yıl önce her akşam pardesüsünün cebinde gazeteye sarılı bir adet 35`lik tekel rakısıyla eve gelen babamın sanki tek derdi sürekli zamlanan rakı ve içtiği Gelincik sigarasıydı. Son kadehi doldururken şişeyi ters tutarak bekletir, son damlanın dahi ziyan olmasına razı olmazdı. Ama Osterlund`un şu dediği doğru; "Türkiye doğu/batı, laik/dindar, eski/yeni diye tezatlı kavramlara hapsolmayacak kadar karmaşık bir ülkedir".


Eleştirmenlerin seçimleri belli oldu

Vijay Iyer eleştirmenlerin tercihi

Down Beat dergisinin bu yıl 66. kez düzenlediği eleştirmenlerin seçimleri belli oldu. Caz dünyasının bu saygın seçimleri şüphesiz 66 yıllık tecrübesiyle son derece önemli ve belirleyici. Eleştirmenler Amerikan caz sahnesi bakımından kimleri seçmiş derseniz, hemen söyliyim; yılın sanatçısı ve grubu Vijay Iyer. Yılın albümü ise Cecile McLorint Salvant`ın "Dreams and Daggers"ı. Bu yıl hall of fame için Benny Golson seçilmiş. Yılın tarihi albümü seçimiyse yukarda adı geçen Miles Coltrane albümü. Yılın kadın şarkıcısı Cecil McLorint Salvant olmuş. Yükselen yıldızı daha yeni izledik; Julian Lage. Bir diğeriyse trompetçi Amir ElSaffar (bu tercihe bayıldım). Yılın bestecisi son kayıplardan Muhal Richard Abrams. Yılın big bandı Maria Schneider Orchestra. Blues albüm dalında Taj Mahal Keb` Mo`nun (ben sevmedim) "Tajmo"su. Blues sanatçısı Bettye Lavette olurken bu yılki seçimlerin sürprizi beyond artist ve albüm kategorisinde Kendrick Lamar olmuş.


Caz dünyası Kendrick Lamar`ı transfer edebilir mi?

Kendrick Lamar

Caz dünyasının bütcçesi Lamar`a yetmez ama bir önceki PUL`da Down Beat eleştirmenlerince Kendrick Lamar`a atılan bir kement olduğunu farketmişsinizdir. Lamar`ı doğrudan caz kategorilerinin içine almamışlar ama beyond diyerek ilişkilendirmişler ki bu da önemli. Aynı kategoride derginin bir önceki seçimi David Bowie olmuştu hatırlarsınız. Lamar ayrıca, bu yılın başında klasik ve caz harici Pulitzer ödülünü kazanan ilk isim olmuştu hem de şu cümleler eşliğinde; "modern Afro-Amerikan yaşamının karmaşıklığını yakalayan vinyetlerin etkilerini sunan, yerel özgünlüğü ritmik dinamizmiyle birleştiren virtüöz bir şarkı koleksiyonu". Lamar`ın en büyük yeteneği dili kullanmadaki becerisi, bir hip hop şarkıcısı için olmazsa olmaz elbette ama yüzyılda bir gelen bir yetenek deniyor onun için. Vakti zamanında Bob Dylan için Wiliam `Smokie` Robinson`dan daha iyi demişlerdi, aradan yaklaşık 60 yıl geçti, yeni nesil benzer mukayeseyi şimdi Lamar için yapıyor.


Wayne Shorter yeni bir albümle geliyor

Çocukluk hayali çizgi romanlar

Sizce de bu büyük bir haber değil mi? Ama bu kez çok değişik bir hediyesi var albümün; bir çizgi roman! Meğer büyük usta çocukluğundan beri çizgi roman hayranıymış, hatta, çocukken kendi de çizermiş. "Emanon" adını verdiği albüm (ismi tersten okuyun) yanında bir çizgi romanla satılacak. Romanı yazan Shorter ama ona Monica Sly isimli bir yazar yardımcı olmuş, çizense Randy DuBurke. Shorter albümde klasik kadrosunuş kullanmış, yani; Perez, Patitucci ve Blade. Aslında, albümdeki müziği beş yıl önce Carnegie Hall konserinde çalmışlar ama müthiş etkilenmiş ve hemen albümyapmaya girişmiş. Albümde bir de Orpheus Oda Orkestrası var. Albüme adını veren beste bebop döneminden bir bestenin adıymış, Dizzy Gillespie bu ismi birçok anlama geldiği için kullanmayı tercih ediyormuş. Anlaşılan, albüm ve çizgi roman `universe` çağrışımlarla dolu olacak, bunlara Shorter`ın Budist inançlarına dair göndermeler de dahildir.

 


 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 30 Temmuz 2018, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.