Louis Armstrong otuzlu yılların Londra'sında ilk konserini vermek üzere soğuk ve yağmurlu bir gece uçakla şehre iner. İlk kez geliyor ve apronda karşılayan hiç kimse yoktur, elinde bavulu önce kendine kalacak bir yer arar, bulduğu ilk otelden içeri girer ama siyah olduğu için kabul edilmez...
İlk günlerin sıkıntısı bir şekilde atlatılır ama kimse bana İngilizler o dönem ABD'liler gibi ırkçı değildi demesin, adamı otele almamışlar. Bu hatırayı Armstrong kendi anlatmıştı, ben de ya bir röportaj ya bir anı kitabında okumuştum.
Armstrong'un kıta Avrupasıyla ilişkisi yoğundu ama İngiltere ile galiba daha mesafeli idi, araya 2. Dünya Savaşı girince on yıla yakın kesinti oluştu.
Bu haberin amacı aslında büyük bir müjde vermek; Louis Armstrong'un 1968 yılında BBC için verdiği konserin kaydı ilk kez yayınlandı
Haberi duyunca bu Armstrong anısı aklıma geldi. Şehre ilk geldiğinde alınmadığı otelden otuz küsur yıl sonra bu kez baş tacı edildiği bir konser vermişti ama o ilk kalp kırıklığı unutulmuş mudur? Sanmam!
"Louis in London" yayınlandı
BBC'ciler ve eski kayıt uzmanları bu konser albümü için 'daha önce yayınlanmamış bir kayıt'tan çok daha fazlası diyor. Bu notu düşmelerinin nedeni Armstrong'un yaşarken son büyük performanslarından biri olması ve gerçekten çok iyi, kaliteli bir kayıt olması ve günümüze aynı kalitede gelebilmesi.
Albüm hakkında verilen bilgilere göre Louis'in elindeki kasetlerin kopyasında bu kayda dair "for the fans" yazıyormuş. Bu not da kaydın değerini ve özelliğini artırıyor, ayrıca, albümü dinlemeye başlayınca bu özelliklerin tümünün, hatta fazlasının konserde yaşandığına kulaklarınızla şahit oluyorsunuz. Bu konsere dair videolar da varmış ama onların nerde olduğunu bilmiyorum, belki onlar da duyurulur.
1968 yılında BBC için kaydedilen bu konserin kaydı sanatçının canlı performans kayıtları bakımından tüm zamanların en temiz ve kaliteli kayıtlarından biri olarak biliniyor. Louis'in kendine has neşesi, canlılığı ve seyirciyi avucunun içine alan tarzı her notada, her kelimede hissediliyor.
Dijital platformda 13 parçanın yer aldığı albüm bilinen Armstrong klasiklerinin tek tek geçit yaptığı bir konser olma özelliğine sahip. 56 yıllık kayıtta Armstrong'un sesi kadar trompetin, trombonun, klarnetin kısaca her enstrümanın kristal berraklığında işitilmesi dinleyiciye dua ettirecek kadar mutluluk veriyor.
Albümde dikkat çeken parçalar:
"When it's Sleepy Time Down South" çok hoş bir açılış parçası. Harika bir Armstrong klasiği, trompet sesi ve geriden ona eşlik eden enfes klarnet... Çok çok bir hoş balad.
"Hello Dolly!" işte tipik bir Armstrong şarkısı daha. Filmi de çekilmişti. Albümün şimdiye kadar en fazla dinlenen şarkısı olmuş ama hakkını vermişler.
"You'll Never Walk Alone" yorumu ve seyirciyi de koroya çevirmesi güzel olmuş. Bu şarkı o tarihlerde Liverpool'un taraftar şarkısı mıydı bilmiyorum ama orijinali 1930'ların Amerikan bestesi olan şarkının adı sonradan Anfield Road'un kapısına yazılmıştı.
"Mack the Knife"ı Armstrong'dan dinlemek hep başka olmuştur, bu konser de öyle, bilhassa parlak trompet intro, swingli kreşendo ve elbette kendi sesi emsalsiz!
"What a Wonderful World" zaten çok bilinen sevilen bir Armstrong klasiği. Bu klasiği romantik pop yorumuna çevirmeden sesinin kendine has özelliklerini öne çıkararak söylemesi güzel olmuş.
"When the Saints Go Marching in" Armstrong'un konserlerinin sonunda salonu coşkuya kaptıracak şekilde eller çırpılarak, hançereler yırtılarak hep birlikte söylettiği eşsiz bir klasik, bu konser de geleneği bozmamış.
Albüm: Louis in London
Sanatçı: Louis Armstrong
Müzisyenler:
Louis Armstrong, trumpet, vocals
The All Stars:
Tyree Glenn, trombone
Joe Muranyi, clarinet
Marty Napoleon, piano
Buddy Catlett, bass
Danny Barcelona, drums
Recorded on 2nd July 1968 for “Show Of The Week – Louis Armstrong” on BBC TV
Produced by Roger Hurll
Feridun Ertaşkan
Cazkolik.com / 16 Temmuz 2024, Salı
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.
Aykut Öğer
Feridun Ağabey, yazınızı okuduktan sonra albümü dijital platformda dinlemeye başladım. Doğduğum yıldan bu yana BBC garantisi altında bizlere miras kalmış olan bu billur gibi kaydın tınısı gerçekten harika. Orkestranın icrası ve üstadın doğallığı ile "Greatest Hits" tadındaki çalma listesi mest ediyor. Mükemmel ötesi! Plak formatında da bassalar keşke :)
Bu Yoruma Cevap Yazın »