"Caz, geçmişten günümüze birikerek, beslenerek geliyor" diyen Ravi Coltrane`le arkadaşımız Burak Sülünbaz konuştu.

"Caz, geçmişten günümüze birikerek, beslenerek geliyor" diyen Ravi Coltrane`le arkadaşımız Burak Sülünbaz konuştu.

Türkiye`de günü değil ânı dahi öyle hızlı yaşıyoruz ki bir gün öncenin gündemi hemen eskide kalıveriyor. Biz cazseverler için mesela Cuma gecesi özel bir ayin gibiydi. Ravi Coltrane konserini kastediyorum ama hemen ertesi gün Türkiye`nin vicdanı, büyük yazarımız Yaşar Kemal`in vefatı haberine uyandık. Ravi Coltrane konserine ilişkin renkli izlenimleri ve notları arkadaşımız Burak Sülünbaz`ın kaleminden aşağıda okuyacaksınız ama size bir kaç cümleyle sevgili arkadaşımız Burak`dan bahsetmem gerek zira açık yüreklilikle söylüyorum ki Burak`la birlikte ülkemiz gerçek bir caz muhabiri ve genç bir yazar kazandı. Mümkün olan her konseri izlemesi, notlar tutması, fotoğraflar çekmesi, başta müzisyenler olmak üzere konserin tüm taraflarıyla yakın temasta olması, bilgileri ilk elden tarafların ağızlarından derlemesi, kurduğu ilişkileri o insanlar ülkelerine, evlerine döndükten sonra da sürdürmesi, sosyal medya üzerinden sürekli temasta kalması onun bu içten, karşılıksız ve sadece caz sevgisine dayanan çabasını çok değerli kılıyor. Tıpkı, aşağıda okuyacağınız notlar ve bunların caz çevresinin ilk kez onun kaleminden duyacağı gibi... Cazkolik olarak Türkiye`nin sınırlı caz basınının daha da çoğalması, genişlemesi ve etkinliğinin artması sürecinde sevgili Burak gibi başta caz müziğini koşulsuz seven genç kanlara çok ihtiyacımız var, bu yüzden bu notu tam yeri gelmişken kaydetmeyi önemli buluyorum.

Feridun Ertaşkan / Cazkolik.com




Ravi Coltrane ve ekibini konser sonrası muhteşem performanslarından ötürü tebrik etmek için sahne arkasına adeta koşa koşa gittim. Bana göre o akşam yaptıkları müzik kelimenin tam anlamıyla "caz"ın gerçek karşılığıydı ve eminim babası John Coltrane oğlunu izleseydi gurur duyardı. Bu düşüncemi bizzat kendisine ilettiğimde gurur duyduğu ailesinden övgüyle bahsederek iltifatlarımı iltifatla karşıladı. Zaten, isminden de anlayacağımız gibi Ravi Hint kültüründen, daha doğrusu baba Coltrane`nin hayran olduğu Ravi Shankar`dan geliyor ve o coğrafyanın inanışlarının özündeki saygı Ravi Coltrane`in bizzat kimliğinde anlamını bulmuş durumda.

Sanatçının daha önce ülkemize bir kaç daha yolu düşmüştü ama bizim sanatçılarımızla konuşmak, tanışmak dışında ortak bir çalışma içinde olma imkanı gelişmemiş. Coltrane`nin gündeminden bir diğer not ise sanatçının bugünlerde aklının ve kulağının hep klasik müzikte olmasıymış. Klasik müzikte doğaçlama için kökleri yere sağlam tutunan armonik elementler araştırdığını söylüyor. Konser öncesi yaptğımız röportajdan (röportajı yazının devamında okuyabilirsiniz) çok keyif aldığından bahsederek dünün bugünün, Avrupa ve Amerikan cazının farklılıkları ve kesişen yönlerini konuşarak sohbetimizi sonlandırıyoruz. Cazın en güzel performanslarından birinin icra edildiği geceden kulaklarımızda nefis soundlar ve cebimizde konserdeki davul performansıyla beğenimizi kazanan Jonathan Blake`nin 21 Nisan`da Tom Harrell`le İş Sanat`a yeniden geleceğinin bilgisiyle ağzımız kulaklarımızda hep birlikte evlerimizin yolunu tutuyoruz.

Konserde öne çıkan notlar:

• Dikkatinizi çekiyor mu bilmem ama son yıllarda yurtdışından gelen triolarda, dörtlülerde, beşlilerde hep yeni ve genç isimler keşfediyoruz. Ravi Coltrane konserindeki isimler elbette bilinmedik isimler değil ama örneğin piyanist David Virelles`in tekniğini yakından izlemek ayrı bir caz keyfi oldu.

• Konserin basçısı Dezron Douglas`ı konserin en başında bir an Omar Hakim`le çalan Solomon Dorsey`e benzettim ama o değildi tabii, hem tarzı, hem fiziği bakımında bir anlık yanılmaymış. Üstelik teknikleri hele hiç benzemiyor ama ikisi de çok iyi isimler o ayrı.

• Davulcu Jonathan Blake`e ayrı bir not düşmek şart çünkü onun gibi bir davul setup`ı daha önce hiç görmedim. Tüm ziller ve davullar mutfak tezgahına sıralanmış gibi hepsi aynı hizada dizilmişti. Muhtemelen fiziğinin de gerektirdiği bir dizi zorunluluklar  da bu stilde rol almıştır ama müthiş dikkat çektiğini ve sempati topladığını söylemeden geçemeyeceğim.

• Son not Ravi Coltrane`in mikrofonla olan mücadelesi notu olsun, mikrofon mu yoksa dilimi takıldı bilmiyorum ama harflerle, kelimelerle arası düzelmedi ama o bunu sempatik bir oyuna çevirmeyi bildi.

Burak Sülünbaz
twitter.com/buraksulunbaz
buraksulunbaz@cazkolik.com

Cazkolik.com / 01 Mart 2015, Pazar

(Aşağıda Ravi Coltrane`le konser öncesi yaptığımız söyleşiyi okumayı unutmayın, daha zengin sohbet aşağıda sizi bekliyor)

Üstte gördüğünüz resim davulcu Dezron Douglas`ın el yazısından konserin setlist`idir. Geceden bir hatıra.






Geçen yılın heyecanla beklenen konserlerindendi Ravi Coltrane konseri. Son albümü "Spirit Fiction"ı sahnede bizzat ondan ve grubundan dinleyecektik ama çok üzücü bir olay oldu, aradan bir yıl geçti ama hala üzerine konuşulan ve içimizi sızlatan bir acı; Soma faciası. Hayat durmuştu. Konserler ve tüm eğlence içeren etkinlikler doğal olarak iptal edilmişti. O konserlerin arasında Ravi Coltrane`nin konseri de vardı ve İş Sanat yönetiminden konserin 1 yıl sonraya ertelendiği bilgisi geldi. İşte o gün bu gün... Yani konser günü... En son iki ya da üç yıl önce izlediğimiz sanatçıyı -yanlış hatırlamıyorsak Joe Lovano ve Dave Liebman`lı konseriydi ve her anını hala hatırladığımız güzellikte bir konserdi- şimdi başka bir kadroyla İş Sanat`ta olacak... Arkadaşımız sevgili Burak Sülünbaz konser öncesi büyük sanatçıyla özel bir söyleşi yaptı ve konser öncesi az bir süre kala olsa da yetiştirmeyi başardık.

* * *

Bu noktada, röportajın gerçekleşmesinde büyük katkıları olan İş Sanat yönetimine ve Lobby PR`dan sevgili Işıl Gerek`e içtenlikle teşekkür ediyoruz.


Ravi Coltrane: "Elektronik

veya Rap gibi müziklerin

cazın kimyasını sulandırdığını

düşünmüyorum."

Burak Sülünbaz: Hatırladığınız ilk müzikal an, müzisyen veya parça nedir?

Ravi Coltrane: Sanırım bu soru her sorulduğunda zihnimde canlanan hatıralar aynı oluyor. Annem… Annemin çocukluğumda bize mırıldandığı ezgiler. Annemin piyanoda çaldıkları… Mesela Stravinsky’nin Firebird süiti hatırladığım en eski melodilerdendir. Annem Alice Coltrane’in aktif bir müzik hayatı vardı, piyano çalardı, kayıtlar yapardı. Ama tabii klasik müzik ağırlıktaydı. Dolayısıyla evde duyduğum ilk melodiler bunlardı. 4-5 yaşındaydım ama bu melodilerde bana dokunan bir şeyler olduğunu bugün bile hissedebiliyorum.

Burak Sülünbaz: Sizce caz müziği sanat mıdır yoksa ustaca icra edilen bir zanaat midir?

Ravi Coltrane: Tüm sanat dallarının ustalık gerektirdiğine inanıyorum. Zaman, sebat ve tutku da gerekiyor tabii. Tekniğinizi sürekli geliştirmeniz, kendi stilinizi bulmanız gerekiyor. Sonuçta ortaya yeni bir şey koyuyorsunuz, bir şeylere yatkınlığınızın yeteneğinizin olması elbette gerekli. Ama aynı zamanda çok çalışmak ve sürekli daha yeniyi ve daha iyiyi aramak da önemli. Zaten bir noktadan sonra sanat sizin mesleğiniz değil, hayatınız haline geliyor. Caz benim kendimi, duygularımı ifade etme şeklim…

Burak Sülünbaz: Geçmişten günümüze müziğin evrimleşmesini nasıl değerlendirirsiniz? Örneğin McCoy Tyner, John Coltrane ve bugün Ravi Coltrane`e ulaşana kadar geçen süreci nasıl değerlendirirsiniz?

Ravi Coltrane: Müzik süregelen bir olgu, geçmişten günümüze birikerek, beslenerek geliyor. Ben de bu saydığınız isimlerle beraber bu tarihsel sürecin bir parçası olabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. Bizden önceki bu muhteşem insanlar bize ilham kaynağı oldu, biz onların yaptığı müzik üzerine yeni bir şeyler inşa ettik, dilerim biz de gelecek nesiller için aynı şansı yaratabiliriz. 1940’lar, 50’ler, 60’lar bu anlamda çok özel ve önemli isimler yetiştirmiş, müzik dünyası için inanılmaz verimli bir dönem olduğunu düşünüyorum. Aralarında Charlie Parker, Miles Davis gibi isimlerin de yer aldığı müzisyenler gerçekten bambaşka bir dil oluşturmuşlar. Şimdi de bizler bunun sürekliliği ve gelişmesi için üretmeye çabalıyoruz.

Burak Sülünbaz: Genellikle caz elementi kabul etmediğimiz elektronik müzik, rap veya sözlü müziğin caz içine adapte edilmesini nasıl değerlendirirsiniz? Sizce geliştirici mi yoksa cazın kimyasını sulandıran şeyler midir?

Ravi Coltrane: Cazın kimyasını sulandırdığını düşünmüyorum. Caz canlı ve aktif bir müzik türü, zaman içerisinde birtakım evrelerden geçiyor. Farklı müzik türlerinde üretim yapan iyi müzisyenlerin katkılarıyla daha farklı ve modern bir çizgi yakalıyor. John Coltrane zamanında örneğin, müzisyenler kayıt yapmak için farklı ülkelere gittiklerinde, oradaki diğer türlerden esinleniyorlardı ve bu onların müziklerine yansıyordu. Şimdi de öyle… Hip-hop, rock, rap ve diğer tüm türlerin müziğe değerli bir katkı sağladığını düşünüyorum. Müzisyenlerin yeni şeyler denemeye cesaret etmesi gerektiğini, dinleyicilerin de bu yeni denemelere açık olması gerektiğini düşünüyorum.

Burak Sülünbaz: Efsane mertebesine ulaşmış birçok müzisyenle çalışma fırsatınız oldu. Bunlar arasında McCoy Tyner, Pharoah Sanders, Steve Coleman gibi isimler var. Bu müzisyenlerin geçmişin değerini geleceğe taşıma anlamında yapmakta olduğunuz müziğe katkıları nelerdir?

Ravi Coltrane: Onlar bizim ustalarımız, mentorlarımız, bizim yolumuzu aydınlatan müzisyenler. Kendi stilimi oluşturmaya çalışırken, onlardan elbette ki çok etkilendim. Bu değerli isimlerle çalışabildiğim, onlardan öğrenebildiğim için çok şanslıyım. Onlarla geçirdiğiniz kısacık bir an, sizin zihninizde inanılmaz büyük pencereler açabilir. Onların bilgisi, tecrübesi, birikimi benim müziğe olan yaklaşımımı belirleyen en önemli etkenler arasındadır.

Burak Sülünbaz: Müziğinizin görsel sanatların diğer kollarından beslendiğini düşünür müsünüz? Sanatın birbiriyle benzeşen ve ayrışan yönleri vardır. Yarattığınız müziği görsel olarak imgelemek isterseniz hangi sanatçının eserlerine benzer eserler yarattığınızı söyleyebilirsiniz?

Ravi Coltrane: Ooo, ilginç bir soru. Bilmem, belki soyut resim çalışan bir ressamın eserleri... Bir düşüneyim.. Belki Salvador Dali olabilir. Çünkü Dali’nin eserlerinde insanı şaşırtan, çarpıcı öğeler vardır. Onun sürrealist yaklaşımı size yeni ufuklar açar, farklı hissettirir. Sonra fotoğraf ve heykelle de uğraşmış bir sanatçı, yani çok yönlü bir yaklaşımı var. Dolayısıyla onun bakış açısına yakın olabilirim. Çünkü ben de diğer tüm sanat dallarından beslenirim. Bir fotoğraf, bir dize ya da bir resmin hissettirdiği duygular benim zihnimde bir melodi, bir ezgi olarak somut bir hal alabilir.

Burak Sülünbaz: Plak şirketiniz RKM’nin sizin ve benzer müzikal kimlikler taşıyan müzisyenler için bir özgürlük çatısı (sığınağı) olduğunu söyleyebilir miyiz?

Ravi Coltrane: RKM’i 1999 yılında kurduk. Bu oluşum sayesinde kendimi müzik dünyasında farklı bir kimlikle daha ifade etmiş oluyorum. Prodüktör olarak birtakım kayıtlarda yer almak beni farklı müzisyenlerin dünyasına bağlıyor, onlarla iletişim halinde olmamı sağlıyor. RKM’de bir müzisyenin ticari kaygılardan uzak, özgür bir şekilde üretebilmesi benim için çok önemli. Kurulduğu dönemde de bu yaklaşım çok önemliydi. Kayıt yapmak o zaman bu kadar kolay değildi çünkü. Şimdi I-phone’u olan herkes bir şeyler yapabilir. 15 yıl önce imkanlar daha kısıtlıydı ve RKM önemli bir boşluğu dolduruyordu. Dolayısıyla böyle bir işe kalkışıyorsanız, müzisyenlere o özgürlüğü sunabilmelisiniz.

Burak Sülünbaz: Albümlerinizde birlikte çalıştığınız bazı isimlere yenileri eklenirken yanlış bilmiyorsam 10 yıldır birlikte çalıştığınız Drew Gress, Eric Harland, Ralph Alessi, James Genus, EJ Strickland gibi bazı isimler yerlerini koruyor. Sound’unuzu yaratırken aynı müzisyenlerle çalışmanın garantili yolunu mu yoksa farklı müzisyenlerle farklı tatlar denemenin keşfedici yolunu mu tercih edersiniz?

Ravi Coltrane: Her ikisinin de farklı katkıları oluyor. Uzun zaman birlikte çalıştığınız müzisyenlerle mükemmel bir uyum yakalamış oluyorsunuz, sahnede organik bir bağ oluşuyor, bu müzikal diyaloğun tadı dinleyiciye yansıyor. Zaten bu insanlar bir noktadan sonra benim kardeşim, ailemden biri oluyor. Yeni müzisyenlerle çalışmak ise yeni lezzetler, farklı dünyalar, farklı alanlar keşfetmenize olanak sağlıyor. Yaratıcılığınıza katkı sağlıyor. Önemli olan her ikisinden de beslenebilmek diye düşünüyorum.

Burak Sülünbaz: Geçmişte neler yaptığınızdan bahsettik, geçmişinizin günümüze etkilerinden de bahsettik , isterseniz birazda bu ay içinde İş Sanat’ta sizi birlikte izleyeceğimiz müzisyenlerden bahsedelim. Küba kökenli piyanist David Virelles’i ECM plak şirketinden çıkardığı son albümü Mbókò ile tanıyoruz bildiğim kadarıyla Afro Cuban bir stili var , davulda Jonathan Blake’i Chris Potter, Mark Turner ve Ben Street ‘le kaydettikleri benim son dönemlerdeki favori “Criss Cross Jazz” plak şirketi albümlerinden Gone, But No Forgetten’le dinlemiştik, kontrabasta ise Dezron Douglas olacak .Hepsi birbirinden muhteşem müzisyenler. Bildiğim kadarıyla onlarla birlikte kaydettiğiniz bir albüm yok, bizim için sürpriz bir yolculuk olacak. Bize bu yolculuk hakkında tüyolar vermek ister misiniz?

Ravi Coltrane: Evet, David, Jonathan ve Dezron ile son üç- dört yıldır birlikte birtakım performanslar yapıyoruz. İyi bir grup ruhumuzun olduğunu söyleyebilirim. Hepsi çok yetenekli ve mükemmel müzisyenler, benim yaratıcılığımı çok besleyen müzisyenler. Sahnede iyi bir müzikal diyalog-bağ kurduğumuzu düşünüyorum. Ben bu yıl 50. yaşıma girdim ama müzisyen arkadaşlarım çok daha gençler. Dolayısıyla onların enerjisi ve dinamizmi bana da yansıyor. Kendi müzikal yaklaşımımızı özgür bir şekilde ama aynı zamanda uyumlu, organik bir bağ ile dinleyiciye aktarabildiğimiz bir konser olmasını umuyoruz.

Burak Sülünbaz: Geçen sene planlanan ve maalesef iptal olan konser son albümün Spirit Fiction’ın lansman konseri olacaktı. Bu senenin belki de en prestijli konserlerinden biri olacak 27 Şubat konseri öncesi Türk dinleyicisine mesajınız var mı?

Ravi Coltrane: Ben ve arkadaşlarım İstanbul’daki konseri iple çekiyoruz. Geçen sene buluşmayı umuyorduk ama maalesef konserimizi ertelemek durumunda kaldık. Şimdi bu gecikmeyi güzel bir performansla telafi etmeyi umuyoruz ve herkesi konsere bekliyoruz.

Burak Sülünbaz
twitter.com/buraksulunbaz
buraksulunbaz@cazkolik.com

Cazkolik.com / 26 Şubat 2015, Perşembe

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.