Cazın dününe ve bugününe dair yeni bir dergi çıktı: We Jazz Magazine

Cazın dününe ve bugününe dair yeni bir dergi çıktı: We Jazz Magazine

2016’da kurulan Helsinki merkezli We Jazz Records, güncel Finlandiya cazının en seçkin örneklerini yayınlamasıyla kısa sürede haklı bir üne ve sadık bir dinleyici kitlesine kavuştu. Albümleri, 2017’den bu yana Kudos Distribution tarafından başta Britanya, dünyanın dört bir yanına ulaştırılıyor. Helsinki’de her yıl düzenlenen caz festivalinde aktif rol alan We Jazz Records, bu şehirde bir de plâk dükkanına sahip. Albümlerini yayınladıkları en dikkat çekici grup ve müzisyenler arasında Joona Toivanen Trio, Koma Saxo, Ilmiliekki Quartet ve Timo Lassy gibi isimler yer alıyor. Bu albümler, klasik Kuzey Avrupa cazı kalıplarına sığmıyor ve avangart cazdan daha klasik ve elektronik ufuklara açılan çok geniş bir yelpazede bize yeni fikirler, yeni tatlar sunuyor.

 

 

 

We Jazz Magazine

 

 

Ama bugün ele alacağımız konu, We Jazz Records’ın yakınlarda başladığı bir başka ve çok değerli girişimi: bu ay, üçüncü sayısı çıkacak olan We Jazz Magazine. 2021 yılında ilk iki sayısı çıkan bu yeni caz dergisi, yayınlanmaya başladığı ilk andan itibaren cazseverlerin büyük ilgisine mazhar oldu. Öyle ki, ilk sayı kısa zamanda tükendi. Son derece kaliteli bir baskı ve mizanpajla birinci sınıf kağıda basılan bu dergi, içeriğiyle de büyük bir boşluğu dolduruyor.

 

2021 yılı sonunda yayınlanan Pursuance isimli ikinci sayının içeriğini kısaca gözden geçirmek, derginin caza hiç de muhafazakar olmayan, çok disiplinli bakış açısı hakkında bir izlenim verecektir. İlk olarak dergide yeni ve duayen birçok müzisyen ve grupla söyleşiler yer alıyor. Sun Ra Arkestra’nın en önemli saksafoncusu Marshall Allen, özgür caz kolektifi Irreversible Entanglements, yeni İngiliz cazının en ümit vaat eden seslerinden Emma-Jean Thackray, Belçikalı tromboncu Nabou Claerhout ve Finlandiya cazının en yaratıcı isimlerinden saksafoncu Linda Fredriksson söyleşi yapılan isimler arasında. Dergide ayrıca ünlü müzik tarihçisi ve ‘The House That Trane Built: The Story of Impulse Records’ ve ‘A Love Supreme: The Story of John Coltrane’s Signiture Album’ kitaplarının yazarı Ashley Kahn’ın, Coltrane’in çok yakınlarda keşfedilen "A Love Supreme Live In Seattle" başlıklı kayıtları hakkında çok ayrıntılı bir makalesi bulunuyor. Uzun zaman Fransız Guyana’sında bulunan Fransız uzay ajansında çalışan Markus Karlqwist, okuru tam bir Karayip gezisine çıkarıyor. Yıllar içinde edindiği plaklar eşliğinde kalipso, biguine, zouk gibi yerel müziklerden, yerel plâk şirketlerinden ve Haiti, Guadeloupe, Martinik gibi Karayip ülkelerinden önemli müzisyen ve gruplardan söz ediyor. Buralarda yapılan müziklerin cazla olan yoğun alışverişini Koute Jazz kavramı bağlamında anlatıyor.

 

Bir başka önemli makalede, 2021 yılında yeniden basılmış ve çoğu 1970’lerden gelen efsane caz albümlerine, kapaklarıyla birlikte yer veriliyor. Benzer şekilde çoğunluğu Kuzey Avrupa cazından olmak üzere yeni yayınlanan albümler de tanıtılıyor. Dergide ayrıca Avrupa’nın farklı köşelerinde düzenlenmekte olan caz festivallerine, küçük bağımsız plak dükkanlarına, yeni çıkan müzik kitaplarına da yer veriliyor. Dergide ayrıca 2021 yılında Amsterdam’da nehir üzerindeki yüzer evinde 84 yaşında hayatını kaybeden ve son derece deneysel müziklere imza atan caz piyanisti Burton Greene hakkında albüm kapaklarıyla süslenmiş son derece ayrıntılı bir uğurlama yazısına yer verilmiş.

 

 

Dergide son derece ilgi çeken bir köşe de 1950 ve 1960’larda yapılmış çeşitli caz festivallerine ve caz konserlerine dair afişlerin, broşürlerin ve kitapçıkların resimlerinin olduğu köşe. Çekoslovakya’dan, Polonya, Almanya, İsviçre ve Hollanda’ya değin birçok ülkeden her biri yaratıcı grafiklerle bezenmiş bu afiş ve broşür tasarımlarını incelemek,  okuru caz tarihinde uzun ve ilginç bir yolculuğa çıkarıyor. Belçikalı bir caz koleksiyoncusundan alınan bu eserler, bilhassa Avrupa’da caz festivallerinde ve bazı konserlerde organizatörlerin o günkü etkinlikle ilgili kitapçık dağıtmalarının ve hatta satmalarının bir gelenek olarak yerleştiğini gösteriyor. Ayrıca derginin ‘foto-makale’ köşesinde bu kez Tampere Caz Festivalinin 1980’lere değin uzanan tarihi, festivalin fotoğrafçısının yıllar içinde çektiği enfes ve açıklamalı fotoğraflar eşliğinde anlatılıyor. Derginin çeşitli makaleleri ve köşeleri boyunca yer verilen malzeme, onu tam bir görsel şölene ve arşive dönüştürüyor. Görselliği verilen bu önem, kağıt ve baskı seçiminde de kendisini gösteriyor ve dergiye benzer yayınlar arasında istisnai bir yer açıyor.

 

Tam bu noktada aşağıdaki söyleşide de göreceğiniz üzere derginin her bir sayısına farklı bir isim verildiğini ve her bir sayının kendine özgü bir karakterinin olmasının düşünüldüğünü belirtelim. Şimdi sözü daha fazla uzatmadan We Jazz’ın kurucusu Matti Nives ile Cazkolik okurları için yaptığımız söyleşiye bağlanalım.

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber

 


 

 

 

 

Yeni bir caz dergisi fikrini pek çok insana ulaştırabildik

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Düzenli bir caz dergisi basmanın ve satmanın önündeki ekonomik ve diğer bazı zorluklara rağmen yeni bir caz dergisi çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

 

Matti Nives: We Jazz’ın ne olduğuna ve ne yapacağına dair kararlarımıza dönüp baktığımda bunların büyük çoğunluğunun caz sahnesine bir şeyler eklemeye çalıştığını, yani yeni fikirler için uygun bir boşluk olduğunda o boşluğu doldurmaya çalıştığını görüyorum. Dergi piyasasında görselliğiyle de göz dolduran yeni bir basılı dergiye ihtiyaç olduğunu hissettim. Görsel yanıyla ilgili ilhamımız, sanat dergilerinden geliyor ve inanıyorum ki hem yazıları hem görselleriyle dergimiz yeni fikirlerin yeşerdiği güzel bir platform oluyor. Elbette dergi basmak günümüz dijital yayıncılık ortamında kolay değil; ama aynı zamanda We Jazz sayesinde attığımız temeller, bize sağlam bir altyapı kazandırdı ve böylelikle yeni bir dergi fikrini pek çok insana ulaştırabildik. Şimdiye dek her şey yolunda!

 

 

 

Konulara yeni açılardan yaklaşmaya çalışıyoruz

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Yeni derginizle nasıl bir boşluğu doldurmayı amaçlıyorsunuz?

 

Matti Nives: Sanırım bunu anlamak için biraz beklemek gerekecek. Şimdiye dek görünen o ki insanlar dergiyi sevinçle karşıladılar. Demek ki özellikle basılı olmak üzere iyi yayınlara özlem duyuluyormuş. Konulara pek duyulmadık, yeni açılardan yaklaşmaya çalışıyoruz ve daha fazla ilgiyi hak eden kişi ve konulara eğilmek istiyoruz. Amacımız, özellikle bağımsız yayıncılık standartlarında yazıların ve mizanpajın seviyesini yüksek tutmak. Dolayısıyla dergiyi sürekli gelişme gösterecek bir yayın olarak görüyoruz.

 

 

 

Katkıda bulunmak isteyen, yeni fikirlerle gelen herkese açığız

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Derginizi özel ve farklı kılan nedir? Konuları ve yazıları seçerken nasıl bir yayın politikası izliyorsunuz?

 

Matti Nives: Bana göre kendi kimliğini başarılı biçimde şekillendirebilen her şey özeldir. Biz de bu fikirden yola çıktık. Derginin kendine özel bir dokunuşu olması, bunu yaparken çok yönlü ve sürprizlerle dolu olabilmesi hedefimiz. Seçme konusunda ise “içimizden gelen sesi” dinliyoruz. İyi bir fikir ortaya atılırsa ve ilgi duyarsak ona eğiliyoruz. Ayrıca şunu da söylemeliyim: dergi sayesinde yeni yazarlarla, illüstratörlerle, fotoğrafçılarla ve diğer yaratıcı insanlarla tanışmak bizim içim muhteşem bir bonus oldu. Bu nedenle katkıda bulunmak isteyen, yeni fikirlerle gelen herkese açığız.

 

 

 

Dergiye olan ilgi bizi cesaretlendirdi

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Kaç kopya basıyorsunuz? Tüm ülkelere dağıtılıyor mu? Dergiye olan ilgiden memnun musunuz?

 

Matti Nives: Her sayıyı 2.000 kopya basıyoruz. Londra’da Kudos ve Antenne Books aracılığıyla ve Amsterdam’da Rush Hour sayesinde pek çok ülkeye dağıtıyoruz. Dergiye olan ilgi tüm beklentilerimizi, umutlarımızı ve hayallerimizi aştı. Bu da bizi çok cesaretlendirdi.

 

 

 

Her sayı farklı bir isim altında

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Her sayıyı “World Galaxy”, “Pursuance” gibi farklı isimlerle çıkarıyorsunuz. Bunun ardında yatan mantık nedir?

 

Matti Nives: Her sayıyla yeni bir marka yaratabilmek çok eğlenceli bence. Ama bunun pratik bir nedeni de var. Yeni dergimiz için bir isim ararken olası tüm isimlerin zaten kullanılmış olduğunu gördüm. Artık isim konusunda bir çıkmaza girince derginin ana konusuna bağlı olarak her sayıya farklı bir isim vermenin eğlenceli ve maceracı olacağına karar verdik. Sanırım bu tercih ilk başta biraz karışıklık yaratabilir ama sayılar ilerledikçe her birinin kendi enerjisinin olduğu oldukça havalı bir başlıklar dizisi ortaya çıkacak.

 

 

 

Dergiyi nasıl satın alacağız?

 

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber: Dergiyi dijital olarak da satışa sunmayı düşünüyor musunuz? Türk caz dinleyicisi dergiye nasıl ulaşabilir? Sadece Bandcamp üzerinden mi alınabiliyor?

 

Matti Nives: Evet, dijital yönümüzü de güçlendirmek istiyoruz ama bunun üzerinde biraz çalışmamız gerek. Fikrimiz, önce güzel bir baskı yapmak, sonra gidişata göre diğer seçeneklere bakmaktı. Bandcamp iyi ama bazı ülkelerdeki müzik mağazalarında da satılıyor. Belki bunu Türkiye’de de yapabiliriz.

 

Alper Kaliber - Esra Kaliber

 

Cazkolik.com / 22 Mart 2022, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Alper Kaliber

  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.