Cennetin yeryüzündeki sesi Dhafer Youssef ve arkadaşları festivale mükemmel bir konser ve İstanbul gecesi armağan ettiler.

Cennetin yeryüzündeki sesi Dhafer Youssef ve arkadaşları festivale mükemmel bir konser ve İstanbul gecesi armağan ettiler.

Dün akşam İstanbullu müzikseverler birbirinden güzel konserlerle unutulması zor bir gece yaşadılar. Bunu sadece tek bir konsere bakarak söylemiyoruz, şehrin bir ucunda Ahmad Jamal cebinde yeni albümüyle çıkıp gelmişken, bir diğer ucunda Pink Martini, ortada Morissey ve tarihi yarımada da ise Dhafer Youssef. Cazkolik takımı olarak tüm konserlere dağıldık, kimi arkadaşlarımız Morissey`de zıplarken, kimi denizin kokusunu içine Pink Martini`nin melodilerini katarak çekiyordu. Bu satırların yazarı olarak biz de bu sene Arkeoloji Bahçesi`ndeki birbirinden güzel konserlerin sonuncusunu büyük bir heyecan ve zevkle izliyorduk. Velhasılı, caz ve müzikseverler açısından uzun süre hatırlanacak bir gece oldu... Evet oldu ama biz gelin bu yazının konusuna bakalım, yani Dhafer Yousseff`e...

* * *

Her insan kaderiyle doğar ama kimi müzisyenler için kader kaçınılmaz, değiştirilemez, bozulamaz ilahi yazgıdır. Dhafer Youssef için de kuşkusuz öyle. Biz cazseverler Youssef ile kaderimizin kesiştiği geceye gitmiştik. Öyle randevulaşmıştık... Onun udu ve sesi son yılların en heyecan verici ikilisi. Udu bir başka ama elini çenesine yaslayıp söylemeye başladı mı allah hepimizi korusun çünkü içimizde bir yeri kesinlikle parça parça edecek demektir.

Youssef zaman içinde hayli kişisel ve özel bir müzik üretmeyi başardı. Mağribin çocukları Batıyı belki ekonomisi, demokrasisi ve teknolojisiyle etkileyemiyor ama müziği ve müzisyenleri bambaşka... Yıllar önce Fransa da bir müzik dergisine verdiği demeçte `yirmi yıl önce ben henüz genç bir udî iken ud hem batıda hem de benim ülkem ve Kuzey Afrika`da popülaritesini yitirmiş pek kimsenin ilgilenmediği unutulmaya yüz tutan bir enstrümandı. Hatta çok kişi bana udla zaman kaybetmemem gerektiğini söyledi` demişti. Aynı basının önemli kalemleri yıllar sonra Dhafer Youssef`i `uda yeniden hayat veren adam` olarak selamladılar. Uda hayat verdiği doğru ama Youssef özelliklerinde biri bir başka enstrümanla da aynı etkiyi yaratabilirdi, özellikle onda o ses varken.

Marily Mazur`un karşı konulamaz çekiciliği...

Geceye dair davul ve vurmalılarda Marilyn Mazur`a özel bir bölüm ayırmazsak konseri izleyen herkes haklı olarak kızar. Konser henüz başlamamışken kurulu sahnede en çok dikkat çeken davul ve vurmalı ekipmanıydı. Tasarımı ve yerleşimiyle içinde neyin nerde olduğunu sadece sahibinin bildiği karmakarışık çalışma odası gibiydi. Zaten neyle karşılaşacağımızı konser başlamadan tahmin ettiğimiz için sahneye henüz kimsecikler gelmemişken alttaki bu kötü fotoğrafı çektik ne kadar fikir verir bilmiyoruz ama birazcık anlaşılıyordur.

Bu işin bir yanı ama diğer yanı, şimdiye değin bunca iyi davul ya da vurmalı ustası, özellikle perküsif harikalar yaratan, teknik kabiliyet ve yetenek bakımından inanılmaz insanlar izledik ama dün akşamki Marilyn Mazur kadar etkileyici birine inanın rastlaması zor... Asıl mesele işini çok iyi yapması değil, işini iyi yapan çok var, oysa Mazur sanki evinin mutfağında gibiydi. Yemek yapar gibi, çocuklarını sever gibi, kocasıyla başbaşa vermiş konuşur gibiydi. Doğaldı... Zarifti... Mükemmeldi... Bunca enstrümandan nasıl bu kadar etkileyici ama zarif sesler çıkarıyor ve üstelik sanki hiç bir şey yapmamış gibi sakin ve nazik biri tahmin etmesi inanın mümkün değil. Konser sonunda A.K. müziğin standına hücum eden müzikseverlerin Youssef yanında Mazur albümlerini de silip süpürdüklerine eminiz.

Bir cümle de Eivind Aarset`e...

İsveçli gitar ustası bir yandan enstrümanıyla slide tonlar yaratırken bir yandan önündeki elektronik masayla İstanbul`dan, şehirden yansıyan dış sesleri müziğin ruhuna absorbe eden atmosferik fanus oluşturmakla meşguldü. Bir görevi de Youssef`in insana imkansız gibi gelen vokal çığlıklarına elektronik derinlikler katarak gökyüzünde yankılanıp gitmesini sağlamaktı. Üstelik bunları yaparken her halinde Kuzey Avrupalıların hayranlık veren mi dersiniz, insanı çıldırtan mı dersiniz bilmem, alçakgönüllüğü ve sakinliği vardı.

Les Ondes Orientales`de gözlerimiz Tigran Hamasyan`ı aradı...

Gecenin piyanisti Christian Randalu gerçekten iyi bir piyanist, şimdi yazacaklarımızın onunla bir ilgisi yok ama konserin etkileyici anlarından olması gereken Les Ondes Orientales`deki bas & ud & piyano triosunda olmazsa olmaz kişi piyanist Tigran Hamasyan`dı. Genç piyanist Tigran`ın inanılmaz bir tuşesi var. Özellikle bu parçada... Bunu ispat etmek kolay, hemen yukarda Cenk Akyol`un köşesine tıklayarak Cenk`in Youssef yazısının fonunda bu parçayı Hamasyan`lı haliyle dinleyebilirsiniz. Bu parçada Hamasyan`ın kırılgan ve mükemmel doğaçlamasını canlı dinlemeyi doğrusu çok ama çok arzu ederdik...

Hüsnü Şenlendirici ve Aytaç Doğan`ı artık Avrupa müzik dünyasına kaptırdık...

Hüsnü Şenlendirici`yi bu yaz festivalde ikinci kez izledik. Miller`la ayrı bir duygu, dün akşam Youssef ile apayrı bir duygu. Hüsnü her iki konserde de mükemmel ve her iki konserde de kendisi olmayı başararak büyüyor. Zaten sahnede söyledi, bu ekip Avrupa`dan gelmiş yine Avrupa festivallerine gidecekler, son olarak Youssef`in memleketi Tunus`ta festival konserleri var.

Peki ya Aytaç Doğan, Taksim Trio`da sevdiğimiz kanun ustası... Allah bizi affetsin ama şimdiye kadar bu harika insanı sahnede izlememiştik oysa ne büyük kayıpmış. Bizde kanun üstadı çok, gerçekten önemli müzisyenlerimiz var, Aytaç Doğan sahne enerjisi, kanunuyla yaşadığı aşk, zaman zaman flamenkovari perküsif renkleri görülmeye, dinlemeye değerdi.

* * *

Festival boyunca gittiğimiz konserlerin çoğundan festivalin en güzel konseri buydu diye ayrıldık ama anladık ki hepsi acele ve heyecanla verilmiş kararlarmış. Oysa tasnif edip sıralama yapmaya çalışmadan her bir müzik için ruhumuzda ayrı bir pencere açmak yeterliymiş.

Cazkolik.com / 20 Temmuz 2012, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.