Chivas Jazz Nights Kasım ayına damgasını vuruyor. Jazz gecelerinde bu kez Christian McBride`ı izleyeceğiz.

Chivas Jazz Nights Kasım ayına damgasını vuruyor. Jazz gecelerinde bu kez Christian McBride`ı izleyeceğiz.

Dinlemekte olduğunuz müzik Christian McBride`ın Big Band albümü The Good Feeling`den seçtiğimiz Brother Sister`dır.


Nardis Jazz Club, Chivas Jazz Nights ile muhteşem bir işe imza atıyor. Roberta Gambarini ile başlayan Jazz Nights Dee Dee Bridgewater geceleri ile devam etti, vokal cazın bu iki kraliçesi (bu durumda Dee Dee ana kraliçe oluyor) cazseverlerin evlerine günlerce mutlu gezecek kadar güzel duygularla dönmelerini sağladı. Sırada bugün ve yarın (24-25 Kasım) Christian McBride var.

39 yaşındaki McBride bir çok nedenle erken yaşta cazın en dikkat çeken isimlerinden biri oldu. Biraz Wynton Marsalis`in üstlendiği role benzer bir durum sanki onunkisi. Kişiliğinden gelen liderlik yönü güçlü biri olabilir. İçinde bulunduğu şartları zorlamayı ve elindeki malzemeden daha çok yemek çıkarmayı iyi biliyor. Şimdiye kadar söylediklerimizin onun müzisyenliği ya da cazla pek ilgisi yok aslında. McBride`ın (elbette uzaktan yansıyan algısı nedeniyle) başka insanlardan daha fazla olan sahiplenme ve üstlenme kapasitesi daha güçlü. Şöyle bir örnek var bildiğimiz, sevgili Volkan Hürsever anlatmıştı, yıllar önce Açıkhava sahnesinde müzisyenler arasında Christian McBride`ın da olduğu bir caz konseri yapılacaktır ama konserin başlamasına bir gün kala haber gelir ki kontrbasın duayen ismi Ray Brown vefat etmiştir. McBride tüm organizasyondan özür dileyerek Ray Brown`ın tabutunu tutanlardan biri olmalıyım der ve cenazeye yetişmek için ayrılır. Sözünü ettiğimiz şey böyle bir sahiplenme duygusu. Kimbilir, bunun sebebi belki yukarda yazdıklarımız, belki de babasının ve amcasının da iyi birer kontrbasçı ve caz müzisyeni olmasıdır. Kendinden önceki kuşaklara olan bağlılığını biz bile buradan izleyebiliyoruz...

Cazın yaşlanan efsanelerine hürmette kusur etmeyen usta basçı artık kendisi de bir caz efsanesine dönüşme yolunda... Henüz yaş olarak çok genç belki ama onun bu mirası nasıl sahiplendiğini görünce ve devamında daha hiç sözünü etmediğimiz müzisyenliğini de ekleyince resim daha da netleşiyor olmalı.

* * *

Bu ve yarın akşam McBride Nardis sahnesinde izleyecek olan şanslı cazseverler karşılarındaki müzisyenin bu yıl iki yeni albüm yayınladığını unutmasınlar. Bir çok müzisyen için riskli bir karardır bu, deli misin derler adama. Daha birinin tanıtımını yapmadan ikincisini bir kaç ay sonra çıkarmakta ne demek? Ama işte işler öyle değil... Her ikisinin de yeri ayrı! MackAvenue firmasından yayınlanan ve kendi adına olşuturduğu Big Band formatlı albümü The Good Feeling`den daha buralarda bahsetme imkanımız bile olmadı. Dün kadar yeni olan albümü Conversation With Christian ise The Art Of Duo formatlı bir çalışma. Yani, iki yeni albümün ilki kalabalık bir kadroya sahip iken daha yeni olanı tam tersine iki kişilik müzikal ilişkilere sahip çalışma olmuş.

Ama sanırız bu yeni olanı Big Band kaydından çok daha fazla ses getirecek gibi. Niyesi şundan; Parçalarda duo olarak yer alan isimler müthiş çarpıcı. Resmen resmi geçit gibi... Mesela ilk parçada Angelique Kidjo, ardından Regina Carter, üçüncü parçada popun süperstarı Sting sesiyle, Roy Hargrove, geçenlerde vefat eden Billy Taylor, Chivas Jazz Nights`ın bir önceki konudğu Dee dee Bridgewater, Eddie Palmieri, caz dünyasının geçen yıl kaybettiği Hank Jones, George Duke, Chick Corea, Russell Malone, Ron Blake ve (herhalde yanılmıyoruzdur) Hollywood oyuncusu Gina Gershon. Böyle bir kadro elbette çok daha fazla ses getirir. Albüm çok yeni olduğu için maalesef henüz dinleme fırsatımız olmadı ama en merak ettiğimiz parça belli bile, Chick Corea ile kaydettikleri Tango Improvisations isimli kayıt. Eminiz çok güzel bir şeyle karşı karşıyayızdır...

* * *

Bir önceki yeni albümü The Good Feeling ise daha tanıdığımız bir albüm. Son yıllarda caz müzisyenlerini yeniden Big Band formatının heyecanı sarmış olmalı, bir başka basçı Ron Carter`ın da Big Band albümü çıkmadı mı daha yeni... Biz buralarda ikibinli yıllar dörtlü, beşli formatlara dönüş yılları oldu diye yazıp dururken yeni bir dönüm noktasına mı ulaştık acaba...

Yaklaşık yirmi kişilik bir kadroyla kaydettiği albümde müthiş isimler var. Kimi parçaları vokalli olan kayıtlarda vokali Melissa Walker üstlenmiş. Albüm bir stüdyo kaydı olmasına rağmen Amerikan caz çevrelerinin çok dikkat ettiği bir konu olan `konser kaydı gibi stüdyo albümü` meselesi burada özellikle dikkati çekiyor doğrusu. Yani şunu demeye çalışıyoruz, stüdyo kaydı olmasına rağmen konser dinliyormuşsunuz gibi bir kayıt. Aslında bu tür gruplar stüdyo kaydı yapsa da zaten canlı kayıtlar olur bunlar, bir tek izleyici eksiktir, gerisi bildiğiniz canlı kayıt... Zaten daha ilk parça Shake `N` Bake`in kırıtkan enerJisinden albümün devamında neyle karşı karşıya olduğunuz anlıyorsunuz. Müthiş sıcak bir giriş olmuş. Trombondaki Steve Davis ya da Michael Dease hangisi ise kocaman bir teşekkür.

Evet, bu ve yarın gece Chivas Jazz Nights kaPsamında Nardis`te olacak Christian McBride 1995 yılında Gettin` To It ile başladığı albümlerLE dolu hayat yolculuğunda bu yıla iki albüm ve bir de Nardis konserlerini sığdırmayı bildi. Daha küçücük bir çocukken elektrik basla başladığı yolculuğunda zaten babasının izdüşümünden fazla öteye düşmesi beklenmemeliydi, öyle de oldu, işin aması ise Christian McBride`ın babasından aldığı bas mirasını çok çok çok daha ötelere taşıma becerisi ve yaratıcı vizyona sahip olmayı bilmesinde yatıyor. Bu önemli sanatçıyı mutlaka daha bir çok kez inşallah buralarda izleyeceğiz ama Nardis`teki kadar yakından olması herhalde pek mümkün olmayacaktır. Bu yüzden, her iki gecede orada olacaklar bunun kıymetini bilseler iyi olur...

Cazkolik.com / 24 Kasım 2011, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.