Genç neslin sesi ve yorumlarıyla dikkat çeken caz şarkıcılarından Ece Göksu, Bill Evans projesiyle Nardis`te.

Böyle bir söyleşi müziksiz olmaz, hele ismi geçen kişi Bill Evans ise. Dinlediğiniz müzik Bill Evans`ın 1962 tarihli albümü "Moonbeams"den albümün ikinci sırasında yer alan "Polka Dots and Moonbeams"dir.

Caz tarihi olağanüstü özellikleri olan pek çok müzisyene sahiptir ama sayıları çok daha az olan John Coltrane, Miles Davis, Bill Evans gibi bir grup müzisyen var ki bu isimler tarihin akışına yön vermiş, cazın dönemler arasında yeniden tanımlanmasını sağlamış isimlerdir.

Ece Göksu, Türkiye de caz söyleyen kadın seslerin önde gelen isimlerinden. Bu yazının yayına giriş tarihi itibariyle (yarın) 1 Nisan`da Nardis`te Bill Evans şarkılarından oluşan bir geceye imza atacak. Cazkolik olarak sevgili Ece Göksu ile Nardis`te gerçekleştireceği projeyi konuştuk. Kendisini, Bill Evans`ı ve projeyi anlatmasını istedik...

Ece Göksu: "Bill Evans`ın ilk kez Tony Bennett`le olan duo albümlerini dinlediğimde şarkıların sözlü versiyonlarının güzelliklerine inanamamıştım ve sonra hep Evans`ın şarkılarını repertuvarımda bulundurdum..."

Cazkolik: Merhaba Ece Göksu, ilk olarak sizden bahsedelim dilerseniz, sizinle âlâkalı olarak genellikle müzik eğitiminizle ilgili ayrıntılar ön plana çıkıyor, bu anlamda `Ece Göksu ve Jazz` diye bir tanımlama yapsak siz kendinizi nasıl anlatırsınız?

Ece Göksu: Ben çok küçük yaşta piyano çalmaya başladım ve 11 yaşında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, piyano bölümüne girdim. Prof. İlhan Baran solfej hocamdı ve onun 4 saatlik solfej derslerinin sonunda mutlaka caz seansları olurdu. 11 yaşında onun sayesinde caz söylemeye başladık hepimiz. O yaştan beri bir şekilde hep cazın içinde oldum. Evde sürekli dinlenen Sinatra`lar, Fitzgerald`lar yıllar boyunca kulağıma yerleşmiş ve 17 yaşında profesyonel olarak ilk kez caz soylemek üzere sahneye çıktığımda gayet iyi bir repertuvarım vardı.

Klasik müzik kökenli caz şarkıcısı olarak "Ece ve Jazz" dediğinizde beni en çok heyecanlandıran tanımlama şarkı söylerken kendimi ne kadar özgür hissettiğim olabilir. Her zaman için o ana kadar olmamış bir şeyler ortaya çıkartmak fikri, sözlü veya sözsüz emprovizasyon, melodilerle ve sözlere oynamak beni cok heyecanlandırıyor.

Cazkolik: Caz müziğini evin içinde yaşayan bir aileden geliyorsunuz demek ki, peki, Nardis`te ki Bill Evans gecesini soralım, bu konsepti ilk kez yapmıyorsunuz, daha önce de seslendirdiniz. Bill Evans söyleme fikrinin nasıl oluştuğundan bahsedebilir misiniz? Sorunun devamını da şöyle getirelim; Seslendirdiğiniz "Waltz For Debby" olsun, "Very Early", "Two Lonely People" gibi parçaların tümü aslında sözleri olmadan bestelenmiş parçalar, peki siz sözlü versiyonlarını ilk kimlerden dinlediniz, bu parçaları sevmenizde Bill Evans`ın yanısıra bu isimlerin de önemli olduğunu sanıyoruz, o yüzden sormak istedik.

Ece Göksu: Amerika`da yüksek lisansımı tamamlarken mezuniyet resitalimi Evans besteleri üzerine vermiştim. Bill Evans; melodilerine, armonik yaklaşımlarına, özgünlüğüne ve ruhuna hayran olduğum bir piyanist ve besteci. İlk kez Tony Bennett`le olan duo albümlerini dinlediğimde şarkıların sözlü versiyonlarının güzelliklerine inanamamıştım ve sonra hep Evans`ın şarkılarını repertuvarımda bulundurdum. Bu parçaların çok fazla şarkıcı tarafından söylenmiyor olması da daha hoşuma gidiyor ayrıca...

Şarkı söylemeyi enstruman çalmaktan ayıran en büyük unsur sözler. Tabii ki sadece melodinin güzelliği yetmiyor, sözlerin de çok önemi var. Roger Schore, Gene Lees, Carol Hall gibi söz yazarları Evans`ın en güzel melodilerini çok iyi ifade edebilmişler ve bu da bana daha büyük bir zevk veriyor bu şarkıları söylerken.

Cazkolik: Peki, Bill Evans dışında başka hangi müzisyenleri böyle özel bir konseptin içine almayı düşünürsünüz, ya da düşünür müsünüz?

Ece Göksu: Dediğim gibi Bill Evans`ın çok başka bir yeri var. Evans dışında yakında bir Be-Bop gecesi de yapmak istiyorum. Charlie Parker, Dizzy Gillespie, Thelonious Monk ve Clifford Brown bestelerinden oluşan bir konser hoş olabilir... Kesinlikle "Kurt Weill" konseptli bir konserim olacak en yakın zamanda ve Cole Porter, George Gershwin, Stephan Sondheim, Leonard Bernstein, Rodgers & Hart gibi usta Amerikan şarkı yazarlarının şarkılarını içinde bulunduran bir Broadway gecesi yapmak istiyorum... Yani yapmak istediğim çok şey var :)

Cazkolik: Harika projeler, o zaman sizinle sık sık buluşacağız demektir. Peki, Cazkolik`te bir kaç kez işlediğimiz bir konu olarak size de sormak isterim, genç bir caz şarkıcısı olarak dünyada kadın seslerinde ciddi artış var, bu konuda neler söylemek istersiniz? Sizin bir gözlemeniz var mı, katılır mısınız?

Ece Göksu: Büyük bir artış olduğuna katılıyorum ve bu artışı destekliyorum, daha da çok caz şarkıcısı olsun umarım, kimsenin sesi, enterpratasyonu, nefesi, sahnedeki duruşu birbirine benzemiyor, hepimizin gırtlak yapısı birbirinden farklı, bu da her şarkıcıyı özel kılıyor. Fazla olmakta sorun görmüyorum iyi işler çıkartılabilindiği sürece..

Cazkolik: Son olarak önümüzde sizi bekleyen neler var, yeni bir albüm var mı, kimlerle hangi projelerin içinde yer alacaksınız, bu detayları da alsak...

Ece Göksu: Geçen hafta Yavuz Akyazıcı`nın albümünü kaydettik, albümde bütün parçalarda ben söyledim, yaza çıkacak sanırım... Ayrıca bu yaz ilk albümümü kaydedeceğim, çok büyük bir ihtimalle en sevdigim caz standartlarından oluşan bir albüm olacak bu, çok büyük bir ihtimal diyorum çünkü aklımda yapmak istediğim çok şey var sıraya koymakta zorlanıyorum.. :) Bir yandan bestelerim ve aranjmanlarımla uğraşıyorum. Önümüzdeki sene senfoni orkestrasıyla hem çalıp hem söylemek gibi bir planım var... Umarım hepsini gerçekleştirebilirim... :)

Cazkolik: Hayatın en güzel yanlarından biri hayal etmektir, az evvel bir çok güzel proje saydınız, hepsini dileriz tek tek gerçekleştirirsiniz ve biz de hepsini tek tek yazar, sizinle söyleşiriz. Çok teşekkür ediyoruz. Yarın gece için cazseverleri de Ece Göksu`nun sesinde yeniden hayat bulacak Bill Evans şarkılarına davet ediyoruz.

Cazkolik.com / 31 Mart 2011, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN