Haftalık meraklar...

Haftalık meraklar...

Aslında resim hatalı, konser yok ki salon boş olsun!

Caz konserleri nereye gitti?

Bilmem farkında mısınız ama caz dünyası olarak son on yılın en zayıf, en az sayıda caz konseri izlediğimiz sonbaharını yaşıyoruz. Gelin hesap yapalım. Yeni sezon eylülde başladı. Akbank Caz Festivali dışında (ki bu sene festivalin en zayıf yıllardan biriydi), bir-iki konser Zorlu PSM’de, yine bir-iki konser CRR’de (ki aslında o kadar bile yok), başka? Babylon’da koskoca sonbahar boyu hadi bir-iki konser oldu diyelim, o kadar var mıydı? Peki, Salon İKSV’de var mıydı? Belediyelerin salonları sinek avlıyor. İş Sanat’da geçen hafta bir konser vardı, başka? Başka yok. Kulüplere gelelim, Avrupa yakasında allahtan Nardis var, Kaset Mitanni galiba henüz açılmadı, böyle başka güzel yerler olurdu, onlardan da henüz ses yok. Kadıköy tarafında da The Badau, Yeldeğirmeni Sanat ve Living Room’u sayalım dikkatten kaçan bir-iki yer daha vardır diyelim. Toplayın... Festival hariç toplam -mekân sayısı demiyorum- sonbaharda izlediğimiz toplam konser sayısı on-onbeşi geçmez. Koskoca İstanbul’dan sözediyoruz. 17 milyonluk şehir. Ben size söyliyim; 2011, 12, 13’lü yıllarda özellikle 2011 ve 12’de takvime girdiğimiz günlük etkinlik/konser sayısı emin olun bazen yirmiyi aşardı. Nereye gitti o konserler?


Müziğin tamamı önemlidir

Editörün 20 yıl önce sorduğu soru hâlâ geçerli

Her sayısını takip ettiğim müzik dergisi Rolling Stones yılın son sayısında kapağa daha önce ismini bile duymadığım genç bir sanatçıyı taşımış. Değineceğim şey o çocuğun kim olduğu değil, derginin editörü Jason Fine’ın editoryal yazısı. Yazısına ‘müziğin tamamı önemlidir’ diye başlık atmış. Yıllar önce editör olarak derginin başına geçtiğinde bir rock dergisi olan Rolling Stones`un yeni editörü Fine kendi şunu sormuş; “biz bir rock dergisiyiz ama rock artık yok gibi, grunge, alt rock, sentetik pop, elektronik dans, rap, hip hop vs. dinlenen müzikler bunlar, peki, biz şimdi ne yayını yapacağız?" Sonra şu formülü bulmuşlar, kapağa rock efsanelerini taşıyacağız ama içerde gündemdeki tüm müziklere yer vereceğiz. Aslında yıllardır hem öyle yapıyorlar (ikide bir Bob Dylan girmek gibi) hem son sayısındaki gibi yeni dönem genç birini giriyorlar. Ama sorun şu, tüm genetik kodları ellilerden itibaren ana akım rock müziğe kodlanmış bir dergi hâlâ kendisini bugüne taşıyan mirası dönüşerek nasıl aktaracak? Hepsi yetmişli yaşlarını aşan rock starlarını kapağa daha ne kadar taşıyacak?


Facebook ne kadar güvenilir?

Sosyal medya devi manipülasyonlardan kurtulamıyor

Bu soru yanlış. Hiçbir sosyal medya aracı güvenilir değildir. Nokta. Doğrusu bu. Ama bu tespitten kasıt ne? Rolling Stones dergisinin son sayısında Matt Taibbi isimli bir yazar “Facebook’u kim düzeltecek?” başlıklı bir yazı yazmış. Biliyorsunuz, Facebook son dönem fena çuvalladı. Zuckerberg özür üzerine özürler diledi, kongrelerin önüne çıktı ama sorunlar hâlâ düzelmiş değil, sanırım, öyle kolayına düzeleceği de yok. Taibbi diyor ki, ‘Facebook, Rus ve neo Nazi trolleri durduramadığı için masum kullanıcıları yasaklayarak korumaya çalışıyor’. Bir yerde, özrü kabahatinden büyük denir buna. Yazar, yazısının bir başka yerinde spotluk bir tespitte bulunarak diyor ki; “Facebook hikâyesi medeni hakların askıya alındığı, iktidar yoğunlaşmasına maruz kalındığı, acil durumların kötüye kullanıldığı bir siyasi anlatıya dönüşebilir.” Yazarın bir başka tespitiyse Facebook’un kuruluş felsefesine odaklanan bir nokta atışı olabilir mi? Şöyle diyor; “İroni şu ki, Facebook’un iş modeli partizanlık ve dışlayıcı ayrımcılık üzerine tıklama avcılığı yapmaktan ibaret”.


Herkes ölür. Herkes geri gelir.

Amy Winehouse`un sesini yeniden duyabilir miyiz?

Ne tuhaf bir dünya. Yine Rolling Stones dergisinden devam. Renkli malzemeler var. İçerde ufak bir haber; Amy Winehouse nasıl geri gelir? Amy Winehouse’a zaafı olan biri olarak ismini görünce kulaklarım, gözlerim dikiliyor. Meğer anlattığı görsel efektlerle hayatta olmayanların hayattaymış gibi filmlerin, videoların içine yerleştirilebilmesiymiş. Bu yeni bir olay değil. Doksanlardan beri yapılıyor, ama durun, bu kadar basit değil. CGI isimli firma işi öyle ilerletmiş ki, bir insanın geçmişte kaydedilmiş hareketli görüntülerini alıyor, satır satır okuyarak adeta yeniden yaratıyor. Hani sesle yapılan var ya, onun gibi. Bu şekilde 1977 tarihli ilk Star Wars filminde oynayan Peter Cushing isimli oyuncu 1994 yılında ölmesine rağmen yeniden rol almış mesela. Başka pekçok örnek var. Tabii bu çok pahalı bir teknoloji. Öyle siz-biz olcak iş değil ama benim aklım hemen John Coltrane, Miles Davis için çalıştı, Coltrane’in yeteri kadar filmi var mı bilmiyorum ama Miles’ın vardır, acaba yapılsa nasıl bir şey olur?


Doğru söyle, bu beste senin mi?

Yeni bestecilerimizle tanışın

Yapay zekânın hayatımıza ne yoğunlukta girmeye başladığı en çok konuşulan konulardan. Genellikle olumlu yanlarıyla bahsi geçen yapay zekâ artık olumsuz olarak [da] konuşulmaya başlandı. Galiba, yakın gelecekte ürkütücü gelişmeler görebiliriz. Müzik, yapay zekânın en yoğun kullanıldığı alanlardan biri aslında, hem de yeni değil. Dijital yayıncılık istasyonları yıllardır zevkinize göre playlistleri nasıl yaratıyor sanıyorsunuz, elbette beğenilerimizi analiz eden yazılımlar sayesinde. İşte, şimdi o yazılımlar artık beste de yapıyor. Bir aldatmacayla karşı karşıya mıyız diye düşünüyoruz, müzik endüstrisindeki bazı uyanıkların bilgisayar bestelerini kendi besteleri diye bize satmadıkları ne malum? Peki, bu sistem nasıl çalışıyor? Şöyle, bu programlara belli bir türde ya da belli bir kişinin, [mesela Beethoven olsun] bütün bestelerini yüklüyorsun, program bestelerdeki akor ilerleyişlerini analiz ediyor, optimize edilmiş melodilerden yeni sonuçlar çıkarıyor ya da öneriyor da diyebiliriz. Ürkütücü değil mi? İntihaller yıllarca müzik sektörünün en gözde konularından biriydi, devir değişti e tabi Çelik de değişti!


Basının belli isimlere, konserlere merakının nedeni ne?

Evgeny Grinko İstanbul konserinde

Siz de farkında mısınız bilmiyorum ama basında bazen şöyle şeyler oluyor. Özellikle yurtdışından gelen kimi sanatçı ya da kimi konserlere basının genelinde olağan dışı bir ilgi oluyor. Gelen bu isimlerin birçoğu hakikaten ünlü isimler, kastettiğim onlar değil, onlar kadar ünlü olmayıp (güzide basınımızın genel ilgisizlik hali nedeniyle) normalde bir sütun kadar ilgi görmeyen kimi isimler gelmesinden gitmesine haber üstüne haber oluyor. Şimdi bir örnek vereceğim ki dediğim havada kalmasın. Geçen hafta Evgeny Grinko isimli bir genç piyanist geldi. Klasik müzik piyanisti. Muhtemelen iyi bir piyanist. Ben sadece ismen tanıyorum. Ama, gelmesi, konser vermesi ve gitmesi üstüste haber oldu. Allah allah dedim, çok acaip biri de ben mi bilmiyorum. Sonra, şunu farkettim. Basınımız genellikle Anadolu Ajansı’nın hazırlayıp paylaştığı haberleri noktasına dokunmadan yayınladığı için bu haberlerin kaynağı da Anadolu Ajansı oluyor. Ajanstan gelen haberlerin üstünlüğü oluyor, yayınlanma şansı yüksek oluyor. Yani, PR’cı dostlara söyliyim, konser haberlerinizi Anadolu Ajansı’ndan geçirmeye bakın, bu şekil çok sayıda haber olma şansınız çok daha artar. Bilginize.


Caza dair fazlasıyla fantazi bir soru ne olabilir?

Composer yeterliydi niye caz eklemişler ki?

Bazen, fantazi de olsa böyle sorular ilginç olabilir. Soru şu; Devletin sanat alanında verdiği en üst düzey ödüller olan Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülleri’nde birgün bir caz müzisyeni ödül alabilir mi? Bunun cevabını vermesi zor ama şu bir cevap olabilir, sittin sene alamaz. Kültür sanat alanında bu ödülleri sinema, tiyatro, plastik sanatlar, edebiyat, müzik aldı mı? Aldı. Bu yıl açıklanan ödüller arasında kimler var? Tarih ve sosyal bilimlerden Mehmet İpşirli, sinemadan Türker İnanoğlu, fotoğraftan İzzet Keribar, müzikten Erol Sayan ve vefa ödülü olarak Mehmet Akif Ersoy. Bu ödüllere pek itiraz çıkmaz ama birgün, bir caz müzisyeni bu ödülü alabilir mi? Gelin saçmalığa varabilecek bu fantazi soruyu bir kenara bırakıp daha gerçekçi bir şey söyliyim, Kültür Bakanlığı caz müziği için her yıl tek bir şey yapsın bize yeter. Daha uzağa bakmaya gerek yok. Mesela bir beste yarışması düzenlesin ve sonunda görkemli bir gala konseri olsun. Sırf bu olay bile bütün bir yılı nasıl olumlu etkiler ve hareketlendirir değil mi... Bu arada bu fantazi konu arasında daha fantazi bir durum buldum, yandaki resme bakın lütfen. Türk Sanat Müziği`nin ünlü bestecisini arama motoruna sorduğunuzda genre kısmının karşısında "Jazz" yazıyor.


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 10 Aralık 2018, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com kurucusu, editör ve yazar.

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.