Yılbaşı günlerinin popüler müziklerde (hatta klasikte) artan konser ivmesinin aksine her yıl caz etkinliklerinin dönemsel olarak iyice azaldığı günlerin nihayet sonuna geldik. Aralık 15 ile Ocak 15 arası bir ay yerli caz projeleri dahil cazın genelinde görülen belirgin azalma yerini yine canlı ve güçlü projelere bırakmaya hazırlanıyor. Dün gece Akbank Sanat sahnesinde izlediğimiz Caroline Henderson konseri yoğun geçecek şubat, Mart döneminin habercisi gibiydi.
Bizzat kendisi de konserde bu ilk buluşmadan sözetti. Heyecandan olsa gerek arayı kapatmaya çalışır gibi enerjik, içten ve yoğun bir sahnesi vardı başarılı vokalistin. Aslına bakarsanız, oldukça tecrübeli sesi niye şimdiye kadar buralarda izlememişiz sebebi meçhul... Denk gelmemiş diyelim... Cazda böyle isim o kadar çok ki!
* * *
Seksenlerin sonundan itibaren caz ve pop sularında oldukça başarılı işler yapan Caroline Henderson sadece caz vokalisti olmanın ötesinde farklı sanat sektörlerinde yeteneklerini sergilemekten çekinmeyen bir sanatçı. Bildiğimiz kadarıyla TV dizilerinde küçük rollerden, farklı sanat disiplinlerine, müziklere kadar değişik işleri başarıyla yapıyor ama elbette esas işi sesi... Bunu dün gece gördük zaten...
* * *
Doksanların ortasında üyesi olduğu RayDeeOh isimli pop & jazz gurubundan ayrıldıktan sonra yoluna solo kariyer olarak devam etmeyi tercih eden Henderson ilk albümünü yayınladığı 1995 yılından bu yana 2013 tarihli son albümü "Lonely House" ile tam onbir kayda imza atmış. Şimdiye kadar Danimarka Music Awards`larından altı tanesini evine götüren tecrübeli sesi dün akşam oldukça güçlü bir trio ile izledik...
* * *
Geceki konserde özellikle trionun altını kalın kalın çizmek lazım. Bizler Caroline Henderson`un sesini heyecanla dinlerken aslında bir yandan trio konseri de izliyorduk. Yani, sadece vokal arkası `lounge` tarzı trio eşliği değil, güçlü bir trio soundu vardı sahnede. Konserin bu yanı cazseveri oldukça mutlu etti, Henderson`un gerek vokal standartlar arasına, gerek kendi şarkıları ya da popüler isimlerden yaptığı coverlarda özellikle piyanist Nikolaj Hess`in heyecan verici pasajları kulaklarımızın bir aylık pasını sildi götürdü.
* * *
Konsere, -muhtemelen- Kurt Weil bestelerini seslendirdiği son albümü `Lonely House`dan "Mack the Knife", "September Song", "Speak Low" gibi vokal standartlarla başlayan Henderson ve triosu İstanbul izleyicisine hoş bir repertuvarla hazırlanmış. Herkesin iyi bildiği ve sevdiği vokal standartların yanısıra Quentin Tarantino`nun "Kill Bill" filminde dünyaca ünlü hale gelen "Bang Bang"in jazzy yorumu, Nina Simone`dan, Bob Dylan`dan seçtiği şarkılar ve kendi besteleri ortaya bir buçuk saatlik harika bir repertuvar çıkarmış. Keyifle dinlenen, aralarda trionun doğaçlamalı pasajlarıyla swing groove duygusuna tavan yaptıran, Ocak ortasından yıl sonuna kadar pek çok böyle konserle güzel geçmesini dilediğimiz bir yılın başlangıcını Caroline Henderson`un gözlerinin içi gülen heyecanıyla yapmış olduk.
* * *
Bu vesileyle, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da pek çok kez ziyaret edeceğimiz belli olan Akbank Sanat`a ve emeği geçenlere de sevgilerimizi iletelim...
Cazkolik.com
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.