Kurbağalar, kelebekler, atlar, tavuslar, aslanlar... Baba Zula'dan "Hayvan Gibi"

Yirmi beş yıl önce kendi müzikal dilleriyle konuşmaya başlayan Baba Zula'nın kendi dili dediğimiz, esasen bu toprakların has dili, alışkanlığı, huyu, suyu, hayatı, müziği, her şeyi... En düğünlerde göbek atanımızdan en yerim darcısına, en halay başından en asker uğurlayanına, en meyhanecisinden en umrecisine herkesin müziği bu müzik.

Baba Zula 25. yılını geride bırakırken yeni stüdyo albümü "Hayvan Gibi"yi yayınladı. Gülbaba Records'un ilk albümü olarak çıkan çalışmanın çift plâk baskısı Ekim sonu raflarda olacak.

Daha ilk parçanın ilk notalarında Ankara havasıyla lafa giren Baba Zula'cılar, yani; elektro sazda Murat Ertel, kaşık, zil, kimi makineler ve her türlü elektronikte Levent Akman, darbuka, davul ve perküsyonda Ümit Adakale, kendi enstrümanı elektrikli bariton udu tasarlayan Periklis Tsoukalas'tan oluşan Baba Zula 15 dakikalık "Küçük Kurbağa" ile 25 yıllık bir manifesto gibi açılıyor. Hemen arkasından gelen "Sipa Dub" da uzun bir devam. Amaan aman'lar Rembetiko geleneğinden gelen yakarmaları andırırken elektro sazın kültürel kodları coğrafyanın müzikal derinliğine dair sayısız çağrışım üretiyor.

Türkiye'nin adını ilk defa duymuş, sınırdan içeri az önce girmiş en bîhaber turiste bu ilk iki parçayı dinletseniz onbeşerden yarım saatin sonunda hızlandırılmış olarak bize dair herşeyin kodlarını çözerek ayağa fırlayıp sıkı bir 'ulaaan' çekebilir. Öylesine memleket freski gibi müzikal tablolara sahip "Hayvan Gibi" albümü.

Hem eski yıllarda olduğu, hem kendilerinin de beşinci kez alıştıkları gibi tümüyle canlı, o anda çıkan soundu kesip biçmeden doğrudan diske kaydeden sanatçılar bu sayede dinleyiciyi bulunduğu yerde Baba Zula konserindeymiş gibi hissettiriyor.

Yazıya, "Tavus Havası"na hep beraber omuzları ileri geri sallayarak veda ederken müzikseverler olarak Baba Zula'ya komple içten bir teşekkür gönderiyoruz.

Cazkolik.com / 05 Ekim 2020, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN