Berlin’den yükselen bir caz yıldızı; Michael Wollny

Berlin’den yükselen bir caz yıldızı; Michael Wollny

Bilindiği üzere müzik de tıpkı diğer tüm sanatlar gibi yaratıcılarından bir üslup ister. İçinden keşiflerin geçtiği, yeniliklere gebe bir anlatımla kurgulanacak olan bir sanatsal ifade ise zamanla bir imzaya dönüşür. Bu noktada Arjantinli Astor Piazzolla’nın şu sözlerine kulak vermek yerinde olur: “Bir eseri ortaya koyduğunuz zaman bunu kendi stilinizde yapmalısınız. Eğer stil yoksa müzikte yoktur.” Bu satırların konuğu olan Micheal Wollny de kendi adına kaydettiği 11 albüm ile sözünü ettiğim yenilik düşüncesinden kişisel bir imza, bir üslup yaratmayı başarmış bir isim. 1978 yılında Almanya’nın Bavyera eyaletine bağlı Schweinfurt kentinde dünyaya gelen Wollny’nin etraflıca bir portresini çizmek yerine şimdilik birkaç eskizle yetinmek istiyorum. Detaylı bir bütünü kapsama iddasından uzak durarak, Wollny’nin kariyerine birkaç farklı pencereden bakmak, onun sesler denizinin farklı limanlarında yol almak var aklımda.

 

Micheal Wollny ismi her ne kadar Türk cazseverler tarafından pek bilinmese de Avrupa caz sahnesini epeyce bir süredir icraatlarıyla etkisi altına almış durumda. Genç piyanist ülkesi Almanya’nın en önemli caz siması olan tromboncu Albert Mangelsdorff’dan (1928-2005) bu yana yetişmiş en önemli isim olarak değerlendiriliyor. Hamburger Abendblatt gazetesinde yer alan bu görüş ilk bakışta hayli iddalı gibi gelse de, bu genç piyanisti yakından tanıdıkça bu düşüncede haklılık payı olduğunu görmek mümkün. Her albümüyle sesler gezegenindeki müzikal coğrafyaları yeniden tanımlayan Wollny, tıpkı heykeltraş Giacometti’nin bir örümcek ağını andıran iç içe geçen çizgilerden bir bütüne ulaşması gibi müziğinde birbirini sarmalayan notalar yoluyla daha önce eşine rastlamadığımız işitsel bir bütüne ulaşır. Şüphesiz Wollny’nin albümlerini dinlemek birazda hiç bilmediğimiz kokulara rastlamaya, damağınızda yeni tatlar bulmaya ya da daha önce görmediğimiz coğrafyaları tanımaya benzer. Müzikal zamanlar ve türler arası yaptığı keşif dolu yolculuklarla Wollny, bir anlamda müziğin Darwin’i gibidir. Sanatçı kendi triosu Michael Wollny’s [em] ile olan albümlerinin yanısıra Almanya’nın caz efsaneleri Joachim Kühn (piyano) ve Heinz Sauer (saksofon) ile olan duo kayıtları ve solo projeleriyle adeta müzikal bir atlası andırır.

 

 

Genç Kuşak Alman Cazında Bir İşaret Fişeği

 

Triosuyla 2005 yılında ACT etiketiyle yayınladığı çıkış albümü “call it [em]” ile hatırı sayılır bir müzik basınının ve dinleyici kitlesinin dikkatini çekmeyi başaran Wollny, bu albümdeki eklektik yaklaşımıyla İsveçli e.s.t ile kıyaslanır. Bu kayıt ACT’in patronu Siggi Loch’un kendi ülkesinin genç kuşak caz müzisyenlerine uluslararası areneda şans yaratmak adına başlamış olduğu Genç Alman Cazı serisinin ilk albümü olur. Bu çalışmayı Wollny’nin 26 yaşındayken Alman cazının köşe taşlarından biri olan Heinz Sauer ile yaptığı duo albüm takip eder. Melancholia ismini taşıyan bu albüm farklı kuşaklardan gelen iki caz müzisyeninin çok özel bir buluşmasıdır. Üçer dakikalık müzikal minyatürlerden oluşan albüm, sessizliğin de notalara dönüşebileceğini göstermesinin yanısıra; iki müzisyen arasındaki incelikli dışavurumun serbest doğaçlamadan zene uzanan başarılı bir örneğini oluşturur.

 

2006 yılını Heinz Sauer ve kendi triosuyla kaydettiği 2 yeni albümle geride bırakan Wollny, ertesi yıl Gotik müziğin sınırlarında dolaştığı solo piyano albümü Hexentanz’ı (Cadı Dansı) yayınlar. Björk’ün 3 parçasının özgün bir caz diliyle yeniden yorumlandığı albümün omurgasını aynı zamanda albüme ismini de veren Hexentanz isimli 5 bölümlük süit oluşturur. Fransız Jazz Magazine dergisinin 2007 tarihli bir sayısında “ayın albümü” seçilen bu çalışmayla genç müzisyen uluslararası caz arenasındaki yerini daha da sağlamlaştırır. Wollny’nin İsveç’in en büyük adası olan Gotland’a yaptığı bir ziyaret sonucunda şekillenen bu albüm, müziğin yanısıra edebiyat ve sinemadan da referanslar taşır. Piyanistik bağlamda göz alıcı bir derinliğe sahip olan Hexentanz’da sanatçı Franz Schubert’den Steve Reich’a, Werner Herzog’dan Edgar Allen Poe’ya uzanan bir ilham skalasına sahiptir. Ken Russell’ın 1986 tarihli “Gothic” filminden de izler taşıyan albümde, Wollny hiçbir kısıtlamaya takılmaksızın tonalitenin hem içinde hem de dışında kalarak karanlık ses tabloları yaratmayı başarır.

 

 

Bu çalışmanın ardından 2002 yılında kontrbasçı Eva Kruse ve davulcu Eric Schaefer ile kurduğu üçlüsüyle yeniden stüdyoya giren Wollny, bu ekip ile olan üçüncü albümünü kaydeder. Post modern cazın sınırlarında dolaşan bir albüm olarak değerlendirilen bu çalışmanın sonrasında Wollny Avrupa cazının en saygın piyanistlerinden biri olan Joachim Kühn ile bir duo albüm gerçekleştirir. 2008 yılında Münih yakınlarındaki Schloss Elmau otelinde canlı olarak kaydedilen bu albümde Kühn ve Wollny’nin eserlerinin yanısıra Bach’ın Chaconne eserinin 2 piyano için yapılmış bir düzenlemesi yer alır.

 

2009 yılına gelindiğinde önceki çalışmalarından oldukça farklı renkler taşıyan yeni bir duo albüm ile huzurlara gelen Wollny bu kez klavsenci Tamar Halperin ile aynı stüdyoyu paylaşır. “Wunderkammer” ismini taşıyan albümünde piyanonun yanısıra çelasta, harmonyum, fender rhodes ve klavsenin başına geçen Wollny barok tınılardan minimalist doğaçlamalara uzanan bir albüme imza atar. Bu albümün çıkışını takip eden süreçte sanatçı (2010) şimdiye kadar üzerine en fazla yazılan albümlerinden biri olan “[em] Live”ı kaydeder. JazzBaltica festivalinde canlı olarak kaydedilen albüm için, İngiliz caz eleştirmeni Stuart Nicholson, Jazzwise için kaleme aldığı yazıda “olasılıkla geçtiğimiz 25 yılın en iyi caz albümü” yorumunu yapar. Diskografisinin onuncu albümü olan bu çalışmasıyla uluslararası caz basınının birkez daha ana gündem maddelerinden biri haline gelen Wollny, bu dönemdeki başarılarını ECHO Jazz Award’da aldığı “En İyi Ulusal Piyanist” ödülü ile iyiden iyiye pekiştirir.

 

Uzun bir aradan sonra üçlüsü ile yaptığı bu albümün sonrasında İsveçli tromboncu Nils Landgren’in The Moon, the Stars and You (2011) albümünde konuk müzisyen olarak yer alan Wollny, aynı dönemde her zamanki yenilikçi ve kaşif yaklaşımıyla üçlüsüyle birlikte “Wasted & Wanted” albümünü kaydeder. Avrupa caz geleneğini, çağdaş müzik, punk, indie rock ve onlarca farklı işitsel deneme ile harmanlayan albüm, Wollny’nin müzikal anlamda yeni fikirler yaratma konusundaki başarısının kayıt defteri gibidir. 2007 yılında kaydedilen son stüdyo albümününden 5 yıl sonraya tarihlenen albümde Wollny, Krause ve Schaefer bestelerinin yanısıra müzik tarihinin farklı dönemlerinden isimlerin birer eseri yer alır. Gustav Mahler 5. Senfonisi’nin cenaze marşı bölümünün özgün bir yorumu, Franz Schubert’den bir lied, İtalyan besteci Luciano Berio’nun “Wasserklavier” isimli piyano eseri ve Alman elektronik müzik topluluğu Kraftwerk’in “Das Modell” parçası albümde yeniden yorumlanan çalışmalar arasında yer alır.

 

Yazımın sonuna yaklaşırken Almanya’nın caz tarihine dair genişçe bir parantez açmak istiyorum. Hatırlanacağı gibi Almanya 1950’lerden bu yana uluslararası caz arenasına aralarında Klaus Doldinger ve grubu Passport, Joachim Kühn, Till Brönner, Peter Brötzmann, Der Rote Bereich, Albert Mangelsdorff’unda bulunduğu farklı kuşaklardan isimlerle katkıda bulundu. Adını andığım tüm bu ustalar arasında şüphesiz Micheal Wollny ismi de şimdiden yerini almış durumda. Almanya’nın Berlin şehrinden parlayan bu caz yıldızı sesler kosmosunu notalarıyla aydınlatma devam ediyor.

 

Sürekli olarak kendini yenileyen bir ses ressamının yarattığı yeni renklere, birinci elden tanışmak için 22 Haziran Çarşamba akşamı saat 20.00’de Akbank Sanat salonundaki yerinizi alın. Avrupa cazının uç beyliklerinde at koşturan yaratıcı bir kaşifi daha yakından keşfetmek için usulca koltuğunuza yerleşin, arkanıza rastlanın, isterseniz gözlerinizi yumun ve bırakın müzik sizi alıp götürsün.

 

Sami Kısaoğlu
Müzikolog

 

Cazkolik.com / 18 Haziran 2012, Pazartesi

 

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sami Kısaoğlu

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.