16 Ekim Cuma gecesi Zorlu PSM sahnesinde müziğin yaşayan en önemli virtüözlerinden Lubomyr Melnyk'i izleyecek müzikseverler. Açık söylemek gerekirse Melnyk piyanoda virtüözitenin ötesinde bir sanatçı. "Continuous Music" adını verdiği tekniği kendisini sahnede izleyen/dinleyen herkesi büyüleyecek nitelikte. Her iki elini kullanmadaki olağanüstü becerisi sadece 'teknik' tabiriyle açıklanamayacak denli yaradılışla ilgili. Ve Lubomyr Melnyk bunun yanında müziğiyle insanlık için kaygı duyan bir sanatçı. Zorlu PSM konseri öncesi bu önemli sanatçıyla söyleşi yapma imkanı bulduğum için mutluyum. Melnyk ile müziğinden yaşadığımız salgına, insanlığa, geleceğe dair kaygılarına, İstanbul'a ve Türk insanına dair konuştuk, bundan sonrası 16 Ekim gecesi onu sahnede izlemek olacak. Siz de orada olun.

Feridun Ertaşkan

Bence dünyanın sefaleti koronadan kaynaklanmıyor!

Feridun Ertaşkan: Müziğinizden heyecan duyan biri olarak sizinle İstanbul Zorlu PSM konseriniz hakkında röportaj yapmaktan dolayı çok mutluyum. Teşekkürler. Karantina günlerini nasıl geçirdiniz? Umarım hastalığa yakalanmadınız.

Lubomyr Melnyk: Sağlığımı merak ettiğiniz için teşekkür ederim ama ben şanslıydım, hasta olmaktan kurtuldum!

Feridun Ertaşkan: Pandemiden kaynaklanan karamsar günler müziğiniz için yeni ilham kaynaklarına sebep oldu mu?

İnsanların itibarının bu şekilde yok edilmesi beni o kadar üzdü ki

Lubomyr Melnyk: Salgın bu sefer milyonlarca insan için korkunç bir ıstırap oldu, sadece kendimin değil, dünyanın sefaletini de hissediyorum. Bence dünyanın sefaleti Corona virüsünden değil, bu hastalığı insanlar üzerindeki güçlerini artırmak ve insan özgürlüğünün yok edilmesi için bahane olarak kullanan dünya hükümetlerinden kaynaklanıyor. İnsanların özgür ve düşünen varlıklar olarak itibarının bu şekilde yok edilmesi beni o kadar üzdü ki, hayır, çok çok üzücü şeyler dışında müzikal olarak hiçbir şey yazamadım.

Feridun Ertaşkan: Bir cazsever olarak şunu sormak istiyorum; Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Bir çok kişinin sandığı gibi 'minimalist' bir müzik mi? ve bağlantılı bir başka soru, klasik müzik, caz ve sizin müziğiniz arasında geçişkenlik mümkün mü?

Lubomyr Melnyk: Müziğim KESİNLİKLE "minimalist" DEĞİLDİR! Her ne kadar 1968'de dünyayı değiştiren Terry Riley'nin müziğinden doğmuş olsa dahi daha fazla benzerliği yoktur. Benim müziğim, içinde 1968'in birkaç unsuru olan klasik bir müziktir. İçinde hiç kimse Ravel'i aramaz. "Piano Concerto in G" bir "caz" konçertosu mu? Hayır, öyleyse neden müziğime "minimalist" deniyor? Müziğim aslında her şekilde minimalizmin KARŞISINDA! Müziğim Chopin, Brahms, Bach, Mozart ve Beethoven bu isimlerin hepsinin 2021 yılında birbirinin içine geçmiş halidir, piyanoda onların 'HEPSİ'yim ancak bunun çok açık olmasını beklemeyin! Benden Beethoven'ı çalmamı beklemeyin ama eğer dikkatli dinlersen Beethoven'ı duyarsın!

Feridun Ertaşkan: 2013 yılında Nils Frahm ile sahnede müzik yaparken bir ressam da öbür tarafta tuvale resim yapıyordu. Farklı sanatçılarla işbirliği önümüzdeki dönemde de olacak mı? Bu konuda yeni sürpriz bir haber var mı?

Lubomyr Melnyk: Evet, bir bakıma olacak. Bazı eserlerde resimlerin filmlerinin gösterilmesi için çalışıyorum.

Feridun Ertaşkan: 2018 tarihli albümünüzde yer alan “Fallen Trees” isimli beş bölümlü müziğinizin iklim değişikliği ve çevre felaketleriyle ilgili bir anlamı var mı?

Dünyanın sonu?

Lubomyr Melnyk: Tam öyle sayılmaz... "Fallen Trees" ağaçlara olan sevgimle ilgilidir ama "The End of the World" kesinlikle yaklaşan sonla ilgilidir. "The Greens" ise dünyanın kurtuluşunu arayan insanların aslında dünyada yaşamı yok etmekten sorumlu olmalarının korkunç farkındalığı ile ilgilidir.

Feridun Ertaşkan: Konserde son albümünüzden müzikler mi dinleyeceğiz?

Lubomyr Melnyk: Bir parça belki olabilir evet ama esasen 16 Ekim akşamı Zorlu PSM'de "THE END OF THE WORLD"den çalmak istiyorum.

Feridun Ertaşkan: Konserlerinizde doğaçlama müziğe de yer veriyor musunuz?

Lubomyr Melnyk: Müziğimin tamamında farklı derecelerde olsa da küçük doğaçlama unsurları mutlaka var... Chopin'de de vardı, piyano tarihindeki tüm büyük piyanistler için piyano yaşayan bir enstrümandır ve bu canlı, yaşayan enstrümanı ne zaman çalsak aslında yeni bir şarkı söylemiş oluruz.

Feridun Ertaşkan: Bu soru eminim size çok sorulmuştur ama doğrusu ben de merak ediyorum. Bir Ukrayna’lı olarak Tolstoy’un romanlarındaki karakterler gibi görünüyorsunuz. 19. Yüzyılın sanatı, müziği ve edebiyatı sizin için önemli mi?

Lubomyr Melnyk: Evet, önemli tabii ki. 19. yüzyıl edebiyatıyla büyüdüm; O zamanlar şiirde ve kitaplarda yazılı sözün en görkemli dönemiydi, 19. yüzyılın düşüncesi ve kitapların kendisi dahi en yüksek ihtişamına ulaşmıştı, bunun Beethoven'dan Rachmaninoff'a, Ravel ve Debussy'ye kadar uzandığını hatırlayın, muhteşem bir yüzyıldı, elbette, edebiyat benim de içime işledi.

Feridun Ertaşkan: Aynı coğrafyanın insanlarıyız, Türk müziği ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyim? Takip ettiğiniz besteciler var mı?

Lubomyr Melnyk: Türk tarihi Ukraynalılar için çok önemlidir. Yüzyıllardır savaşıyor olsak da aramızda tuhaf bir "kardeşlik" vardı, birbirine saygılı düşmanlardık ve Türk mistik düşüncesinin Ukraynalılar üzerinde  etkisi vardır, bu etki, tarihin veya savaşların da ötesine geçer. Ama doğrusu diğer müzikleri pek takip etmiyorum, hayatım kendi müziklerime bağlı şekilde gelişiyor.

Sizler özverili ve çalışkan insanlardan oluşan bir milletsiniz

Feridun Ertaşkan: Benzer soruyu İstanbul için de sormak istiyorum. Bu şehir hakkında ne düşünüyorsunuz?

Lubomyr Melnyk: İstanbul neredeyse bütün dünya tarihi boyunca oldukça önemli bir şehir olmuştur ve Türkiye'ye gelmeyi hep çok seviyorum, doğrusu sizler çok çalışkan ve özverili insanlardan oluşan bir milletsiniz.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 12 Ekim 2021, Salı

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN