Her yıl festivalde o yılın en yeni projeleri ve birlikteliklerine yer vermeye gayret ediyoruz

Her yıl festivalde o yılın en yeni projeleri ve birlikteliklerine yer vermeye gayret ediyoruz

Festival dosyalarına özel röportajla başlıyoruz. Konserler ve müzisyenler hakkında hazırlayacağımız yazıların fark yaratması için festivalin yıl boyu telaşını ve heyecanını yaşayan kadronun önde gelen ismi ile konuşalım ve bir durum değerlendirmesi yapalım, işte bu o röportaj, festival yöneticisi Pelin Opçin Çorumluoğlu’na teşekkür ediyoruz.

 

16. İstanbul Caz Festivali’ne sayılı gün kaldı, bir aydan az bir süre sonra konserler başlayacak, müzikseverler gününü konserlere göre düzenleyecek, önce nerede buluşulacak, nerede yemek yenecek hepsi ayarlanacak, randevular verilecek, sonra neler yapılacak, nerelere gidilecek konuşulacak, gece ve müzik hakkında tartışılacak.

 

Festivalin bir yıllık serüvenini, neler yaşandığını ve bizi festivalde nelerin beklediğini sorduk, işte cevaplar.

 

Cazkolik.com

 


 

Cazkolik: Pelin Hn., ‘Festival Özel’ dosyalarına bu söyleşi iyi bir başlangıç olacak. Bütün bir yıl boyunca gerek sitenin günceli takip etmesinden gerek kişisel meraktan dolayı dünyada yıl boyu “kriz” ve “festival” tartışmalarını takip ettim, elini taşın altına koyan yönetici ve bu durumu bizzat yaşayan biri olarak dünyada ve ülkemizde yıl boyu yaşanan krizin bu yılki programa yansımaları olup olmadığını öğrenebilir miyiz?

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Öncelikle ben de festivalimize olan ilginiz ve sayfalarınızda yer ayırdığınız için teşekkür ederek söze başlamak isterim.

 

Bu yıl yaşanan küresel ekonomik kriz elbette ki festival programlamamızı etkiledi.

 

Festival programı için hazırlık çalışmaları yaklaşık bir yıl öncesinden başlar. 2008’in son çeyreğinde 2009 festival içeriğini ve bütçelerimizi tasarlarken krizin etkisini öngörerek, temkinli bir programla yola çıkmayı hedefledik. Bu yılki program da bu önlemler paketi çerçevesinde ortaya çıktı. Hedeflediğimiz nitelikte bir programı oluşturabildik. Nitelikten ödün vermeden, konserleri sayıca azaltarak orta bir formül bulduk. Normalde programın lokomotif sayılabilecek daha kitlesel isimleri olur; bu lokomotifin sürüklediği, tarz olarak kemik caz kitlesine hitap eden, daha yenilikçi isimleri bu şekilde finanse ederiz. Bu sene kaliteden ödün vermeden, sadece “lokomotif” isimler düzeyinde kaldık. Ayrıca alamet-i farikamız haline gelen yeni ve farklı mekanlarda konser yapma yaklaşımına, risklerimizi azaltmak adına bu yıl ara verdik.

 

Ancak ne yazık ki gelirler cephesinde öngördüğümüzden daha da olumsuz bir sonuç almış bulunuyoruz. Sponsorluk gelirlerimiz geçen yıla oranla yaklaşık %50 oranında azaldı. Uzun yıllardır devam eden sponsorlarımızdan çekilenler veya desteğin oranını azaltanlar oldu. Bu anlamda bu yılki festival tam anlamıyla bir kriz festivali diyebiliriz.

 

Neyse ki 12 yıldır desteğini sürdüren Garanti Bankası festival sponsoru olarak yine yanımızda. Yine uzun yıllardır gösteri sponsorlarımız arasında yer alan Matraş bu yıl da SMV konserini destekliyor. DHL, Maraca’s Otra Vision, İstinye Park Peter Cincotti ve Pirelli ise Brad Mehldau konserlerinin sponsoru oldular. Ayrıca İstanbul 2010 Kültür Başkenti çalışmaları çerçevesinde, İstanbul 2010 ajansının Festivalimize önemli bir katkısı oldu.

 

Biletler uzunca bir süredir satışta: en azından izleyici ilgisinde ve bilet satışlarında bir azalma gözlemlemedik. En azından bu bizi biraz rahatlatıyor.

 

Cazkolik: Festival programına bakınca dikkatimi çeken dünyada popülaritesi yüksek isimler var; George Benson, son yılın en popüler ekiplerinden SMV, Peter Cincotti, Brad Mehldau, Melody Gardot... Bu isimleri cazseverlere nasıl özetlersiniz?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Festivalde o yılın en yeni projeleri ve birlikteliklerine yer vermeye gayret ediyoruz.

 

George Benson, Avrupa’da yaz aylarında ilk kez sahneleyeceği Nat King Cole projesiyle aramızda olacak. Stanley Clarke, Marcus Miller ve Victor Wooten (SMV) dev bir kadro ve çok başarılı "Thunder" albümündeki birlikteliklerini ilk kez festival sahnelerine taşıyacaklar. Peter Cincotti, yıldızının ilk parladığı günlerden bu yana, yaklaşık 4 yıldır peşinden koştuğumuz bir isimdi. Cazdan beslenerek, farklı bir tarza yönelse de, yetenekli bir piyanist ve usta bir şarkıcı olarak türünü farklı kitlelere sevdirmeyi başarmış bir müzisyen.

 

Brad Mehldau için tarif gerekmez, yorumlar yetersiz kalır. Tekrar festivalde ağırlamaktan onur duyuyoruz.

 

Melody Gardot blues, akustik folk vb türlere değen farklı yorumu ile caz vokalinde yeni bir sayfa açıyor. Norah Jones veya Diana Krall gibi sanatçıların tahtına aday gösteriliyor.

 

Festivalin böylesi değerli keşifleri izleyiciyle ilk kez buluşturan mecra olması alışılagelmiş bir durum haline geldi. İzleyiciler sonradan pişman olmamak için Melody Gardot konserini kaçırmasınlar.

 

Cazkolik: Bu yıl programının dikkat çeken yanlarından biri yerli ve yabancı müzisyenlerin Nardis’de ortak performansları olacak, bu özel bir düşünce miydi ve isimler nasıl buluştu?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Bu seriyi son 4 yıldır gerçekleştiriyoruz. Türk sanatçıların birlikte çalmayı arzuladıkları solistlerden yola çıkarak bağlantıları kuruyoruz. Bu bir anlamda geleceğe yönelik bir ilişkiyi de başlatmış oluyor. İKSV Avrupa’da düzenlediği etkinliklerle artık Türkiye’de üretilen sanatı uluslararası platformlarda da sergiliyor. Bu çok kültürlü projeler gelecekte farklı Avrupa kentlerinde gerçekleşecek etkinliklerde sergilenmek üzere güzel bir başlangıç oluyor.

 

Cazkolik: Festival programı açıklandığı zaman yayınladığımız mini ankette Ali Sönmez sponsor desteğinin çekilmesi sonucu aylar öncesi üzerinde çalıştığımız isimlerden mahrum kaldık demişti, bu isimler sır değilse kimlerdi, hep merak edip durdum? Bir de konser sayısında önceki yıllara göre azalma yaşadığı görülüyor, sanırım sponsor desteği azalmasının sonucu bu durum?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Aslında teyit olmuş bir konseri finansal gerekçelerle iptal etmiş değiliz; ama teklifleri yükseltip isimleri ikna edebilme gücümüzün azaldığı doğru. Örneğin Pat Metheny ile bir “artist in residence” planlıyorduk, olamadı.

 

Cazkolik: Sizce, Avrupada ki festivallerin Amerika da ki festivallerden daha az etkilendiğini söylemek mümkün mü? Eğer öyle ise devlet desteği gibi daha az bildiğimiz ayrıntılar mı belirleyici oluyor acaba?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Avrupa’daki festivallerde de etkilenme oldu. En azından benim bildiğim ve yakından tanıdığımız, birlikte çalıştığımız IJFO (www.ijfo.org) festivallerinin çoğunda bütçesel anlamda sıkıntılar var. Bu festivallerin çoğu İstanbul Caz Festivali gibi kar amacı gütmeyen STK’lar tarafından organize edildiği için, olağan çizgilerinden ödün vermeden, misyonları gereği yola devam ediyorlar. Ancak tabii ki bu festivallerin yerel yönetimlerden ve devletten aldıkları destek çok yaşamsal. Neredeyse bütçelerinin %35- 40’ı bu kaynaklardan karşılanıyor. İstanbul Caz Festivali içinse ne yazık ki böyle bir olanak da söz konusu değil.

 

Cazkolik: Müzisyenlere ve cazseverlere sorduğumuz 4 sorudan biri siz hangi konserleri mutlaka tavsiye edersiniz idi, konumunuzdan dolayı size böyle sormak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama kişisel olarak bu yıl geldiği için mutlu, gelmediği için de mutsuz olduğunuz 2 isim alsak!

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Aslında hepsi için çok mutluyum. İlle de isim seçmek gerekirse Peter Cincotti ve George Benson konserleri diyebilirim. Gelmediği için mutsuz olduğum isimler de; Tony Bennett ve caz dışı bir isim ama konfirmasyona çok yaklaştığımız, fakat son anda fikir değiştiren Morrissey.

 

Cazkolik: Festival mekanları müzikseverlerin müzisyenlerle ilgili algılamasına yönelik eşleşmeler yaşıyor gibi; Bunun en belirgin örneği Peter Cincotti ve İstinye Park gibi duruyor ve bana da sorarsanız iyi bir buluş! Geçen yıl Blanchard ve Sepetçiler Kasrını da sevmiştim.

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Mekan seçimlerinde, sanatçıya ve müziğine göre eşleştirmeler yapıyoruz. Peter Cincotti’nin konseri İstinye Park’ta Markalar Caddesi’nde gerçekleşecek. Sanki Rodeo Drive’de bir açık hava konseri dinler gibi olacağız. Peter Cincotti’nin bir dönem modayla da flört ettiği düşünülürse esprili bir gönderme oldu. Müzikal olarak da çok yakışacak.

 

Cazkolik: Siteye yazılarını girdiğimiz son iki konuk cazkolik son dönem kriz ve festivaller üzerine yazan kişilerden bulup çıkardım. Variety’de yazan Elsa Keslassy Nice Caz Festivali yönetimi örneğinden yola çıkarak durum değerlendirmesi yaparken, Kanada’lı Peter Hum’ın ise yönetimleri daha ziyade eleştiren muhalif yanı var, tam bu noktada kritik bir soruya geçeyim; Son yıllarda tartışılan bir sorun olarak dünyada ve bizde cazın daha az tercih edildiğini gözlemliyor musunuz?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Kesinlikle gözlemlemiyorum. İstanbul Caz Festivali olarak, Türkiye gibi, batı müziği adına zor bir pazarda bile oldukça başarılı bir izleyici katılımı tutturduğumuzu düşünüyorum. Şimdiye kadar hemen hemen her festivalde 2 bin ila 4 bin izleyici çeken caz konserlerimiz oldu. Bu müthiş bir sayı.

 

Elbette, bu daha popüler, rüştünü ispatlamış ve kitlesel isimlerle mümkün oluyor. Geleneksel kalıplar dışında, avant-garde işler yapan sanatçıların daha az ilgi çekmesi de çok doğal. Zaten bu tarz müziklerin daha küçük mekanlarda daha az seyirciyle tadının çıkabileceğini düşünüyorum. O zaman denklemde bir terslik yok. Ayrıca türü biraz daha ana akıma yaklaştırarak, takipçi kitlesini artırmak için popüler isimleri de çok destekliyor plak şirketleri; Diana Krall, Jamie Culum, Michael Bublé gibi. Normalde caz dinlemeyip bu isimlerle türe adım atacak müzikseverler için, gençler için vs bence olumlu bir yaklaşımAslında cazı az insan dinliyor diye hayıflanmamak gerekir. Özünde Amerika kaynaklı bir müzik türü ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada yaygınlaşmış, müzisyenlere ilham kaynağı olmuş, tüm dünyada üretilen ve takip edilen bir tür. Başka ülke kaynaklı müziklerle karşılaştırıldığımda, çoktan evrenselleşmiş ve yeterince yayılım yapmış durumda bana kalırsa.

 

Cazkolik: Festival yapılarında öncelikle Amerika’dan yayılan bir eğilim gözlemliyorum; Yıl boyu festival gibi bir kavram! Doğru mu tanımladım bilmem, bizde İş Sanat’ın farklı bir anlamda yaptığı gibi! Böyle bir tema hakkında ne düşünürsünüz? Santana, Cohen gibi majör konserler böyle bir kapsama girer mi?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Festival dönemi sanatçıların turneleri açısından verimli bir dönem. O yüzden Temmuz ayındaki olağan periyodumuzdan hoşnutuz. Ancak İstanbul diğer Avrupa kentlerine göre ulaşımı, turne lojistiği zor bir kent. Her zaman her sanatçıyı istenen tarihlerde denk getiremiyoruz. Şansımızı kaçırmamak ve bu sanatçıları festivalde es geçmemek için zaman kısıtlamalarını göz ardı etmeye başladık. Örneğin bu yıl festival şemsiyesinde, ancak ilan edilen tarihlerden çok sonra, 27 Temmuz’da George Benson “Nat King Cole Tribute” projesini gerçekleştireceğiz. Loreena McKennitt, Santana ve Leonard Cohen konserleri gibi münferit etkinliklerle faaliyet alanımızı genişletiyoruz. Umarız İKSV’nin yeni binası Deniz Palas’ta açılacak çok amaçlı salonumuzda gerçekleştireceğimiz etkinliklerle yıl boyunca festival deneyimini biz de yaşatacağız.

 

Cazkolik: Hangi konserlere elimizi çabuk tutalım? Hangisi için geç kaldık!

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Tüm etkinlikler için hala bilet var ama belki de bu röportajın okunduğu zamanda biletleri biten konserler olabilir. Brad Mehldau, George Benson,  Melody Gardot, Peter Cincotti, Caz ve Balkan Vapurları, Erkan Oğur  biletleri hızlı gidiyor.

 

Festival dışında da Santana (özellikle sponsorumuz Wings’in indirim olanağından yararlanarak) ve Leonard  Cohen biletleri için izleyicimiz elini çabuk tutsun.

 

Cazkolik: Gelecek projeksiyonu yaptığınızda sizce 10 yıl sonra neler olacak?

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Aslında müzik dünyasındaki eğilimler festivallerin tercihlerine de yön veriyor. Festival konserlerinin kayıtlarına daha önemle eğilmek söz konusu olacaktır. Dijital olarak bu konserlerin farklı mecralarda yayınlanması yaygınlaşacaktır. Türlerde ve yapıtlardaki değişimler programlamayı etkileyecek. Yukarıda da bahsettiğim gibi, geçmişin caz standartları ışıltını yansıtan şarkıcılar son dört beş yıldır caz camiasına hareket kattı. Bir dönem elektronik müzik ve cazın birlikteliği çok cazip geliyordu. Bir takım türler öne çıktıkça programlar bu eksene kayabiliyor. Festivaller bu tip eğilimleri yansıtacak. Kayıtlı müziğin az tüketilmesiyle canlı müziğe ayrılan bütçeler artmaya devam edecek. Sanatçılar tüm kariyer planlarını bunun üzerine kuracak. O yüzden festivallerin güçlenerek yaşaması sektörün her kanadını memnun edecektir.

 

Önümüzdeki birkaç yıl küresel krizin ardından yeniliklerin az olduğu, az risk alınan programlar görülebilir.

 

Avrupa festivallerinde şu anda 35-40 yıldır festivali yöneten duayen festival direktörleri var (Montreux, Umbria, Vitoria Caz Festivalleri gibi.) Bu yöneticilerin emekli olmasıyla, yeni ve genç ekipler festivallere taze kan getirebilir. Ancak bu yöneticilerin sanatçılarla müthiş kişisel kontakları var ve bu yöneticilerin ellerini çekmesiyle festivallerin bu avantajları azalabilir.

 

Cazkolik: New York Times’dan Ben Sisario’nun JVC festivaline atıfta bulunarak yazdığı gibi ‘bu yaz festivalsiz bir New York ne oluyor bu dünyaya böyle’ dedirtecek bir şey sanki! Varolan sorunlara rağmen festivali bu yaz da bize verdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Bir caz sitesi ve bir cazsever olarak emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

 

Pelin Opçin Çorumluoğlu: Biz de bu röportajı fırsat bilip, bizden desteğini esirgemeyen mevcut sponsorlarımıza, festivali haber yaparak bizi gönülden destekleyen basın yayın kuruluşlarına ve en önemlisi festivalin asıl itici gücü olan sadık izleyicimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.

 

Feridun Ertaşkan

 

Cazkolik.com / 20 Mayıs 2009

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • NEŞE KURALKAN
    19 Haziran 2009 Cuma 03:19

    PELİN HANIMA BİR YERDE KATILIYORUM, CAZI AZ İNSAN DİNLEDİĞİ İÇİN DERTLENMEMEK LAZIM, MERAKLISI ÇOK OLAN İYİ BİR ŞEY DEMEK DEĞİLDİR AMA BİR YANDANDA BAKIYORSUNUZ ÖYLE AZ SAIDA İNSAN DA DİNLEMİYOR BANA KALIRSA, KONSERLER DOLU HAA GİDENLERİN HEPSİ CAZA DÜŞKÜNMÜ SANMAM, YUKARDA ANKET VAR ŞİMDİ BENDE KATILDIM YARIYA YAKIN ORANDA KATILIMCI ÜÇTEN FAZLA ALBUM ALDIĞINI SÖYLEMİŞ DEMEKKİ ALANDA ALIYOR....... BENCE DURUM İYİ GORUNUYOR!!

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.