Caz Portresi: Tanrıyla gitar çalan adam; Charlie Christian

Caz Portresi: Tanrıyla gitar çalan adam; Charlie Christian

“O, dünyanın en heybetli figürü değildi belki ama tanrıyla gitar çalmak için oturduğunda olağanüstü biriydi… Zamanının çok ötesindeydi ve dinlemesi büyük bir zevkti.”


Benny Goodman


Tüberkülozu kötüleşti. Doktorların tavsiyesinin aksine, alkol ve sigara içmeye devam etti. Sanatoryumda bile sigara içiyordu. Öldüğünde, çağının pek çok müzisyeni gibi, adı olmayan bir mezara gömüldü. Ölümünden sonra hatırlanması yıllar sürdü. Ölümünden yetmiş yıl sonra bir müzik mağazası size "The Genius Of The Electric Guitar" isimli bir albüm satacak. Belki üzerinde “Erkek… siyah… 24 yaşında” aslında 26 yaşında olmasına rağmen 24 yaşındaydı diye yazıyor olacak. Böylesi albüm kartonetlerinde olduğu gibi anonim ifadeler olacak kadar rutin bir trajedi anlatıyor olacak. Yazar size kısaca; 'bir vizyonerdi: müziği ve çalma şekli içinde yaşadığımız dünyayı işaret etti' diyecek.


Charlie Christian, gitar çalmanın öne çıkmadığı erken dönemlerin gitaristiydi. O ortaya çıkmadan önce Django Reinhardt akustik gitarı cazda öne çıkardığı için alkışlanıyordu. 30 yaşında ölen Eddie Lang isimli bir Filadelfiyalı onu takip eden ilk Amerikalı oldu. 1938'de, Teksas'lı olan ve Glenn Miller'ın In The Mood isimli parçasının aranjesini yaptığı için ünlü olan Eddie Durham, Hittin' The Bottle isimli bir şarkıyla hayli sakar şekilde elektrikli bir gitarda kaydedilmiş solo çalan ilk müzisyen oldu ancak Christian, elektro gitarı cazın temel solo enstrümanlarına geri dönülemez şekilde yerleştiren hatta çok daha ileri giden biriydi. Gitara dair yeni olasılıkların önünü açan bir vizyonu vardı. Yaptığı şey sadece Wes Montgomery, Kenny Burrell ve diğer büyük caz gitaristlerin değil, Buddy Guy, Scotty Moore, Jimi Hendrix, Eric Clapton, Mick Ronson, Jonny Greenwood gibi isimlerin de önünü açtı ve tüm bunları ortalama iki yıl gibi bir sürede başardı.


Temel vizyonun caz parametrelerinin çok ötesine geçmesi ne garip. Elektro gitar hem müziğin hem tasarımın simgesi olmayı sürdürüyor. Yarım yüzyıl önce icat edilen gitar modelleri hâlâ tartışmasız en iyi olanlar. Elektro manyetik bir toplayıcıdan amfilikatöre geçirilen titreşimli ses sanayileşmiş dünyanın önde gelen seslerinden biri olmayı sürdürüyor. Gitar sesinin 20. yüzyılın sonlarında özgür insan ifadesinin sesi olarak anlaşıldığını söyleyebiliriz.


En büyük üreticilerin isimleri Gibson, Fender, Rickenbacker vs. İnsanlar gitar soloları hakkında konuşmayı seviyor, gitaristler tanrı muamelesi görerek selamlanıyor peki bütün bunlar ne zaman başladı? Philip Larkin'in açıkladığı gibi 1930'ların sonunda Kaliforniya'da bir gece.


Eleştirmen John Hammond 1939 yılı Ağustos ayında bir gece gitarist Charlie Christian'ı Los Angeles'da dönemin önemli mekânlarından Victor Hugo'ya mutfaktan soktuğunda farkında olmadan cazın efsanevi gecelerinden birini hazırlıyordu. Orkestra şefi Benny Goodman o sıra yemek yiyordu. Yemekten döndüğünde 20 yaşındaki gangster kılıklı genci gördüğünde öfkelendi. Goodman fikrini değiştirerek Rose Room isimli parçayı çalmaya başladılar. Bu besteyi çalmayı tercih etmesi akıllıca bir karar olmuştu. Christian stilist bir tavırla besteyi heyecan verici yeni bir hale dönüştürmüş, solo bir çizgiye getirmişti. O sıra kimse bilmiyordu ama Christian'ın uzun süredir devam eden tek nota cümleleri ve bitmek tükenmez riff dağarcığı tümüyle çağdaştı. Charlie Christian'ı sadece cazın ilk elektro gitaristi olarak görmek doğru ama eksiktir, cazın yaratıcı anlamda son derece gelişkin bir sanatçısıydı aynı zamanda.


Charlie Christian 1916 yılında Bonham Teksas'ta dünyaya geldi. Ailesi kısa süre sonra Oklahoma'ya taşınacaktı. Siyahî roman yazarı Ralph Ellison'ın çocukluk arkadaşıydı. Ellison daha sonra çocukluk arkadaşının puro kutularına teller geçirerek nasıl gitar yaptığını anlatmıştı. Christian ve iki erkek kardeşi kör babalarının para kazanamaması nedeniyle sokak müzisyenliği yapmaya başladı. Charlie Christian önce dans eden çocuk oldu ancak babası öldükten sonra gitarı ona kaldı. Henüz 12 yaşındaydı. Christian’ı tanıyanlar onun çekingen biri olduğunu biliyordu. Eğitimsiz bir köylü olması kimi zaman aşağılanmasına neden oluyordu. Elimizde Christian’a dair kaydedilmiş hiçbir film görüntüsü yok, karmaşık makineleri kullanan biri gibi gitarına bakarken birkaç fotoğrafı hariç elimizde doğru düzgün görüntüsü de yok.


Gibson ES-150 model gitar çalıyordu. Bu model ilk elektrikli gitar olarak bilinir. 1936 yılında duyurulmuş bir modeldi. Tonu sıcaktı, ağır bası vardı. Christian vibratosuz çalan bir gitaristti, notaları eğip bükmeye yeltenmedi. Herşeyi olduğu gibi çalmayı seviyordu, bu durum bazen küstahlık gibi karşılanırdı ama Solo Flight parçasındaki o 168 saniyede olduğu gibi gerçekten uçmaya başladığında oldukça incelikli ses üretirdi. Bu parça 1941 mart ayında Benny Goodman orkestrasıyla kaydedilmişti.


Patronu ve orkestra şefi Goodman aynı zamanda Christian’ın akıl hocasıydı. Goodman cazı Carnegie Hall’e getiren ilk caz müzisyenidir. 16 Ocak 1938 akşamı müziğin nereye doğru gittiğini sergileyen konseri bir sanat formu olarak karşılanmıştı. Goodman sadece Christian’ı değil aynı zamanda Lionel Hampton gibi sıradışı bir enstrüman olarak vibrafonu çalan birini de orkestrasına katmakta cesur, hatta deneysel davranmıştı. Goodman klasik repertuvarını genişleten dinamik bir yenilikçiydi. Keşfettiği yeni şeylerden zevk alıyordu ama caz müziğin daha sonraki önemli isimlerine verilen yüksek övgüler ona verilmemişti.


Benny Goodman’ın trio gibi küçük gruplardan big band’lere uzanan topluluklarınca yapılan müzikler cazı çıktığı noktadan itibaren Duke Ellington ve Count Basie gibi isimlerin yarattığından daha sofistike bir müziğe yöneltmişti. Sadece daha sofistike değil, daha modern ve kentli bir müzikti onun yaptığı. Bu anlamda bakarsak eğer Charlie Christian’ın bu müziğe katkısının önemi daha iyi ortaya çıkıyor. Bu sürecin içinde Christian’ın elektrikli soundu kullanan ilk kişi olması bu büyük hikayenin sadece bir kısmıdır. Goodman gerek getirdiği armonik yenilikler, gerek kimsenin yapamadığı kadar riff’ler ve klarnet yürüyüşlerinin hemen ardından köşeyi döndüğünüzde karşınıza bebop çıkmıştı. Şüphesiz tüm bu kıpırdanmalar esnasında Charlie Christian hep oradaydı.


Bu süreç de bizi Harlem’deki Cecil Hotel’in giriş katındaki Minton Playhouse’a getiriyor. Burada Dizzy Gillespie, Thelonious Monk ve Kenny Clarke gibi isimlerin bu sıkışmışlıktan ürettiği yeni müzikal formlara. 1941 yılı yaz başında Christian, Goodman ile çalmak için şehri dışına çıkmıştı. Clarke, Christian ile birçok kez buluştuklarını anlatır. Eğer yaşasaydı gerçek bir modern olurdu der. Minton’da gerçekleşen üç kayıttaki solo performansları, özellikle Eddie Durham parçası Topsy versiyonunda inanılmaz soundunu duyabilirsiniz Parmakları hiç kimsenin tasarlamadığı, henüz düşünmediği olasılıkları bulmakta mahirdi. Bebop’ın özlerini de orada bulabilirsiniz. Bu müzikal muhafazakarların şikayet ettiği gibi ahenksizlik ve yıkım değil bilakis, sevinç ve özgürlük dolu bir müzikti.


Christian o gece çalarken rahatsızlık geçirdi. Goodman ile çalmadığında genç bop’çularla çalmak üzere Minton’a gelirdi. 1941 yılının sonunda hastaneye yattı. Mart 1942’de hayatını kaybetmişti. 1966 yılında Amerikan caz dergisi Down Beat Charlie Christian’ı geleneksel onur listesine dahil etti. 1990 yılında da elektrikli gitarın öncüsü olduğu için Rock’n Roll onur listesi’ne alındı. Mezarının yeri bilinmiyordu ama 1994 yılında ‘müziğiniz asla unutulmayacak’ yazan bir mezar taşı mezarının olduğu varsayılan yerine konuldu Oklahoma’da bir caddeye adı verildi. Eski ve sevimsiz bir sokak ama unutulmamış olması bile bir şeydir. Hakettiği ilgiyi görmemesi üzücü. Hakkında çok fazla şey söylenen çoğu caz müzisyeninden çok daha fazla hakettiği şeyler vardı.


John Harris


(Bu yazı 29 Nisan 2020 tarihinde Medium.com isimli web sitesinde yayınlanmıştır)


Cazkolik.com / 06 Mayıs 2020, Çarşamba

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.