Bu makale, Art Ensemble of Chicago'nun 1979 tarihli "Nice Guys" albümü üzerine müzik yazarı Hank Shteamer tarafından Pitchfork müzik portalı için kaleme alınmıştır.
8 Mayıs 1965 yılında bir grup müzisyen Chicago'nun güney yakasındaki bir evde toplandı. Dört yerel müzisyen tarafından gönderilen kartlar aracılığıyla, kısaca "yaratıcı müzik" (creative music) olarak adlandırılan bir işle uğraşan sanatçılar için yeni fırsatlar yaratmaya adanmış yeni bir kolektifin kuruluşunu konuşmak üzere oraya davet edilmişlerdi.
Toplantı esnasında bir noktada saksafoncu Gene Easton, oradaki katılımcıların çoğunun paylaştığı hayal kırıklıklarını özetledi. "Bir döngünün [sistemin] içine hapsolmuş durumdayız" dedi "ve eğer bilinen döngü içinde çalmazsanız eğer dışlanıyorsunuz".
"Ama" diye ekledi, "çok daha iyi sistemler var".
Bu zamana kadar, bazı önde gelen müzisyenler ana akım caz kalıplarına karşı çıkmış, incelikli ya da gösterişli devrimler gerçekleştirmişti (bkz. Miles Davis'in "Kind of Blue" ve Ornette Coleman'ın "The Shape of Jazz to Come" albümleri gibi). Ancak, cazda değişim yine de tartışmaları beraberinde getiriyordu: Örneğin John Coltrane, giderek soyutlaşan tarzıyla bazı eleştirmenleri ve meslektaşlarını kendinden uzaklaştırıyordu. Özellikle New York'un dışında, bir yandan konser vermeye devam etmek isterken bir yandan öncü sound'larla ilişki kurmayı arzulayan ortalama bir caz müzisyeni için, hele ki 1965'teki South Side toplantısında bulunanlar gibi caza ya da başka bir tarza bağlılık yemini etmekten çekinen biri için açık anlatımın neden hâlâ riskli olduğunu anlamak kolay.
Easton kendini "hapsedilmiş" hissettiğinden bahsederken müzikal terimlerle konuşuyordu ancak yaratıcı kısıtlamaları aşma arzusu, Chicago'da oluşan yeni kolektif için daha yüksek bir amaca işaret ediyordu; bu amaç, kategori veya türün ötesinde gelişmek isteyen Black müzisyenler için yeni yollar açacaktı. Kısa süre sonra Yaratıcı Müzisyenleri İlerletme Derneği (Association for the Advancement of Creative Musicians) ya da AACM adını alacak olan grup, 1960'ların ortalarından günümüze kadar caz, deneysel müzik, çağdaş klasik ve sınıflandırılamayan diğer tarzların gidişatı üzerinde ölçülemez bir etkiye sahip olmaya devam edecekti.
AACM'den çıkan önemli sanatçıların kısa bir listesi; iki Pulitzer Ödülü sahibi (2016 kazananı Henry Threadgill ve 2013 finalisti Wadada Leo Smith), çeşitli NEA Caz Ustaları (grubun kurucu ortağı ve uzun süredir müzikal ve entelektüel dayanağı olan Muhal Richard Abrams'ın yanı sıra Anthony Braxton, Amina Claudine Myers ve Threadgill dahil) ve Nicole Mitchell, gitarist Jeff Parker ve çellist Tomeka Reid gibi daha genç yıldızları içeriyor. Ancak, organizasyonun daha iyi bir sistem için bayrak taşıyan tüm müzisyenler arasında belki de hiçbiri sınırsız estetik, kendi kaderini tayin etme ve bireyler arasında dayanışma gibi temel ilkelerini, sonunda Chicago Art Ensemble olarak güçlerini birleştiren ilk üyeler Roscoe Mitchell, Joseph Jarman, Malachi Favors ve Lester Bowie kadar uygun bir şekilde somutlaştırmadı.
Eğer AACM bir galaksi ise, ömür boyu incelenmeye değer ve bir yıldız haritası arayan herkes için, tromboncu-besteci ve uzun süreli üye George Lewis'in 2008 tarihli eleştirel tarihi A Power Stronger Than Itself, yukarıda alıntılanan toplantı metninin kaynağı, Chicago Art Ensemble'ın en azından bir gezegen ya da uydu projelerinin zenginliği göz önüne alındığında daha doğru bir ifadeyle bir güneş sistemi olması esastır. Grubun 50 yılı aşkın sürede 15'ten fazla plâk şirketi için 40'tan fazla albüme yayılan diskografisine erişmek zor olabilir.
Grubun kolektif kimliğini oturtmadan önceki ilk kayıtları - Mitchell'in adıyla yayınlanan 1966 tarihli ve şaşırtıcı derecede sağlam bir albüm olan "Sound" gibi grubun 1969'da geçici olarak Fransa'ya yerleştikten sonra orada yaptığı çok sayıda uzunçalar gibi kilit öneme sahiptir. Bir başka önemli nokta: "Fanfare for the Warriors", üyeleri akıl hocaları Abrams ile yeniden bir araya getiren 1973 Atlantic seti. Ancak Chicago Art Ensemble, 70'lerin caz sound'unun tanımlanmasına yardımcı olan Alman plâk şirketi ECM ile yaklaşık altı yıl süren ilk birlikteliklerinde zirveye ulaştı ve bu birliktelik, hem tavizsiz hem de avangart müzik kadar davetkâr olan "Nice Guys" adlı mütevazı bir albümle başlamıştı.
Albüm bazı açılardan grubun müzikal ve kavramsal gündeminin temel taşlarını ortaya koyan bir manifesto niteliğindedir. Arka kapakta beşlinin Ludwigsburg, Almanya'daki Tonstudio Bauer'de birbirlerine dönük ve ekipmanları odanın dört bir yanına yayılmış halde çekilmiş fotoğrafı yer alıyor. Mitchell ve Jarman'ın saksafonları, Bowie'nin trompeti, Favors'ın bası ve 1970'te gruba tam zamanlı olarak katılan Don Moye'un davulu gibi her müzisyeni birincil enstrümanıyla görüyoruz; ancak odanın ortasında tokmaklı klavyeler ve Favors'ın yanında, grubun "küçük enstrümanlar" dediği, her üyenin çeşitli zamanlarda kullandığı gonglar, tefler, shakerlar ve çeşitli üflemelilerle dolu bir masa da görülüyor. Sağ altta, hem grubun memleketiyle olan gurur verici bağını - "The Art Ensemble of Chicago bir AACM grubudur" - hem de misyon beyanını ifade eden iki önemli metin parçası yer alıyor: “Great Black Music-Ancient to the Future”.
Bowie ve Favors tarafından 60'ların sonunda AACM'nin sloganı olarak ortaya atılan ve daha sonra Favors tarafından zenginleştirilen bu görkemli cümle birçok anlam içeriyordu. İlk olarak, bu bir öz-değer jestiydi. Paul Steinbeck'in 2017 tarihli Chicago Art Ensemble biyografisi "Message to Our Folks"ta alıntılanan bir röportajında Bowie bu terim için "Jazz damgasından kaçınmak istiyoruz" diyordu. "'Jazz' dediğinizde 'uh-oh' anlamına geliyor: Konserdeki en düşük maaşlı adamlar sizsiniz, en kötü otelde kalırsınız, saygının en azını görürsünüz. ‘Great Black Music’ ismi daha fazla saygı uyandırır".
İkincisi, estetik üzerine bir açıklamaydı. Grubun üyelerinin hepsi zengin müzik gelenekleri içinde yetişmişti: Favors ve Mitchell ailelerinin gittiği kiliselerde ve Büyük Göç (Great Migration; ABD'nin ırkçı güney eyaletlerinden Birinci Dünya Savaşı öncesi daha özgürlükçü ve daha refah olan kuzey eyaletlere yönelen, 1916 ile 1970 arası toplam 16 milyon kişinin göçtüğü varsayılan büyük göç) sırasında Chicago'da siyahların kültürel yaşamının merkezi olan canlı güney yakası mahallesi Bronzeville'deki kulüplerde; Jarman evde gospel, caz dinleyerek ve Chicago'daki DuSable Lisesi'nde efsanevi müzik eğitmeni Yüzbaşı Walter Dyett ile çalışarak; Bowie ise St. Louis caz öncülerini, özellikle de Ornette Coleman'ın çalışmalarını benimsedi, ancak onlar için yeni olanla ilişki kurmak, daha önce gelenleri veya etraflarında hâlâ çalınan müziği reddetmeyi gerektirmiyordu. Grubun 1969 tarihli albümü "Message to Our Folks"ta mesela gospel'in vazgeçilmezi sayılan "Old Time Religion" ve Charlie Parker'ın bebop standardı "Dexterity"nin yorumlarının yanı sıra James Brown'vari "Rock Out" da yer alıyordu. Aynı dönemde grup, "Rescue Me"nin arkasındaki hit R'n'B şarkıcısı ve Bowie'nin eşi Fontella Bass ile avangart bir funk melodisi üzerinde işbirliği yapmıştı.
Jarman daha sonra yazar Martin Johnson ile yaptığı röportajda "Rhythm'n blues, rock and roll, spiritüeller, swing, Dixie, reggae, bebop, funk vs tüm bunlar Great Black Music'in uygulayıcıları olarak bizim için mevcuttu" demişti.
Dahası, müzisyenler doğu yakasında özgür cazın hızla şekillenen estetiğini sınırlayıcı buluyordu. John Coltrane ile Albert Ayler ve Pharoah Sanders gibi New Yorklu'ların ateşli, kendinden geçmiş bir maksimalizme yöneldiği dönemde yayınlanan Mitchell'in "Sound" albümü negatif alanını güçlü şekilde kullanarak ve doğaçlamayı eğlenceli, vodvilvari bir ruhla zıtlaştırarak ince ama sağlam bir kontrpuan oluşturmuştu.
Mitchell, George Lewis ile yaptığı röportajda "Chicago, New York ekolünden tamamen farklı bir ekol geliştirdi" demişti. Lewis kendisine bu ayrımı sorduğunda Bowie, "Temel fark durmamızdı", diye cevap verdi. "Dinlenmelerimiz vardı. Tam notalarımız vardı. Melodilerle de uğraşıyorduk."
The Art Ensemble'ın "Nice Guys" albümünün tamamında sergilenen kendine has çarpıcı bir görsel kimlik de vardır. İç kapakta, müzisyenleri performans için hazırlanırken görürüz. Moye'un bir zamanlar ifade ettiği gibi, bazı üyeler için "renkli, Afrikalı, Üçüncü Dünya tipi projeksiyonlar", yüz boyası ve göz alıcı kıyafetlerle kendini gösteriyordu. Davulcunun sözleriyle, bu görsel unsurlar sahneye hazır olma zihniyetini harekete geçirerek "müzikle başa çıkabilecek kadar yüksek bir seviyeye evrilmesine" yardımcı oluyordu. (Benzer şekilde, 1970'lerin ortalarında Moye hayranı olduğu Gineli bir davulcudan Famoudou adını alırken, Favors da hem bir Mısır tanrısı hem de bir firavuna ithafen Maghostus soyadını aldı). Ancak albüm kapağında dünyaca ünlü bu beş müzik ikonoklastı sadece kahve, sohbet ve gazete okuyarak dinleniyordu. Art Ensemble of Chicago'nun masasında törensel olandan gündelik olana kadar tüm mood'lar hoş karşılanıyordu.
Müzikal olarak, bu albümün 44 güzel eklektik dakikası benzer şekilde kapsayıcı bir mesaj gönderiyordu. Bowie'nin bestelediği açılış parçası "Ja"da grup birçok etki ve stratejiyi bir araya getirirken ne kadar rahat olduklarını hayranlık uyandırıcı bir kolaylıkla gözler önüne seriyordu. Huzursuz bir ses bulanıklığıyla başlayan müzisyenler bir Nino Rota film müziği alıntısı olabilecek kadar dalgın bir tema üzerine yerleşiyorlardı. Tuhaf ıslıklar ve ses efektli perküsyon dokunuşları eğlenceli bir sürrealite havası katıyordu. Ardından, yaklaşık iki buçuk dakika içinde, hızlı bir Moye dolgusu grubu hızlı reggae ritmine götürürken sahne dramatik şekilde değişir. Joseph Jarman vokalde devreye girer ve Jamaika aksanıyla "St. Louis'den tanıdığım bir adamın hikayesi"ni anlatır. Bowie 70'lerin ortalarında yaklaşık bir yıl Jamaika'nın Portland Parish kırsalına yerleşmişti ancak Great Black Music'in küresel elçisi olarak oradan ayrılmak zorunda kalır. Jarman ve Mitchell'ın saksafonları zengin bir fon oluştururken, Favors ve Moye şarkının sallanan ritmik derinliklerine iner ve Bowie melodi üzerinde kükreyen patlamalar, yumuşak varyasyonlar arasında gidip gelir. Burada virtüözite söz konusu elbette, ancak genel etki rahat bir plaj partisine katılmak gibidir.
"Ja" Art Ensemble'ın türe saygılı ama muzipçe radikal bir yaklaşım sergilediğini gösteriyorsa, Moye'un uzun parçası "Folkus" da saf sesle uğraşmakta ne kadar usta olduğunu gösteriyor. Bowie'nin trompeti ve çeşitli nefeslilerin üst üste binmiş haykırışlar ve sesler halinde konuştuğu parça, sade bir yakarıştan bir tür işitsel trafik sıkışıklığına doğru yavaş yavaş ilerliyor. Ardından vibes, gonglar, çanlar, tokmaklı davullar ve nihayetinde deforme edilmiş, güçlendirilmiş sese benzeyen ürkütücü bir perküsyon interlude geliyor. Sona doğru, grup vites değiştirerek birbirine kenetlenmiş ritmik bir örüntü çalan sıkı orkestrasyonlu bir davul korosuna dönüşüyor. Soyut ve sezgisel yapısına rağmen eser, beş müzisyenin bir dizi farklı ruh hali yaratmak için birlikte çalışmasının belgesi olarak tamamen kasıtlı bir çalışma hissi uyandırıyor. Pat Metheny'nin "Bright Size Life"ından Don Cherry ve Ed Blackwell'in "El Corazón"una kadar düzinelerce başka ECM klasiğinin de mühendisliğini yapmış olan Martin Wieland'ın kaydının canlılığı, sizi grubun dünyasının kalbine daha önceki hiçbir Chicago Art Ensemble albümünde olmadığı kadar yaklaştırıyor: Büyüleyici bir sonik ayin gerçekleştirirken kendinizi müzisyenlerin tam ortasında oturuyor gibi hissediyorsunuz.
Mitchell'ın "Cyp"u, trompet ve saksofon seslerinin keskin sessizliklere karşı çınladığı bir başka usta işi soyut parça. Jarman'ın "597 - 59"u ise albümün en sert parçası; sıkı bir şekilde düzenlenmiş çok parçalı bir temadan güçlü, çalkantılı bir doğaçlama egzersizine geçiş yapıyor ve albümün New York ekolü olarak adlandırılan serbest caza en yakın parçası. Mitchell'in albümün adını taşıyan parçası da tamamen farklı bir şey; melodika tınıları, gevezelik eden nefesli kornolar ve neşeli bir sözlü bildiri ile süslenmiş, 50'li yılların cool cazından çok da farklı olmayan, hareketli, gösterişli bir minyatür: “They’rrre soooo niiiice”.
Jarman tarafından kaleme alınan basit bir bluesy riff'i olan kapanış parçası "Dreaming of the Master"da grubu klasikçi modda, atalarının modunda Great Black Music'i sunarken duyuyoruz; Bowie'nin trompet solosu yaklaşık 20 yıl önceki Miles Davis'i güçlü şekilde çağrıştırıyor. Jarman'ın tenoru, Art Ensemble'ın en saygılısından en radikaline kadar seçtiği müzikal alanlardan herhangi birinde tam bir otoriteyle yaşayabileceğini bir kez daha vurgulayarak, temanın yüce ve soğukkanlı bir şekilde yeniden toparlanmasıyla kapanış yapmadan önce grubu bir kez daha serbest biçimli bir koşu boyunca yönlendiriyor.
"Nice Guys" albümünün üzerinden kırk yılı aşkın süre geçtikten sonra, Bowie, Favors ve Jarman'ın ölümlerinin ardından, Mitchell ve Moye'un aralarında ünlü şair ve türler arası deneyselci Moor Mother'ın yanı sıra AACM üyeleri Nicole Mitchell, Tomeka Reid ve basçı Junius Paul'un da olduğu çeşitli genç sanatçıları da aralarına almasıyla Art Ensemble hâlâ varlığını sürdürüyor. Yine de grubun izini sürmek zor olabilir. Son yıllarda John ve Alice Coltrane ile Pharoah Sanders'ın müziğine ve estetiğine yeni bir ruhanî caz dalgasında geniş çapta hayranlık ve öykünme duyulurken, Art Ensemble'ın soyundan gelenlere çok daha az rastlanıyor. (Onların mirasının bazı yönlerini inşa eden birkaç kişi arasında geniş bir stilistik yelpazeyi, ritüelistik performans tarzını ve güçlü bir tarihsel temeli tercih eden Moor Mother'ın önderliğindeki Irreversible Entanglements; Reid, Nicole Mitchell ve davulcu Mike Reed'in kolektif Artifacts Trio'su, açıkça AACM'nin geçmişini ve bugününü yüceltmeye adanmış bir grup; ve avangardizmin zorlayıcı ama kutlayıcı markasıyla tanınan merhum Jaimie Branch yer alıyor).
Bir bütün olarak ele alındığında "Nice Guys", üyelerinin kendilerini kısıtlayıcı formlardan kurtarmasına izin veren, hem deneyselliği hem de evet, geleneği kendi şartlarıyla kucaklayan daha iyi bir sistemin bulunabileceğini açıkça gösteriyor. Albüm, Great Black Music'in ciddi olduğunu, kendinizi alıştırmanız gereken bir ritüel olduğunu ama aynı zamanda çok iyi vakit geçirebileceğinizi savunuyordu. Müzik ve imaj kombinasyonu, masamıza bir sandalye çekin diyor gibiydi. Ne de olsa, we’rrre soooo niiiice.
Yazan: Hank Shteamer
(Hank Shteamer New York'ta yaşayan freelance yazardır. Çalışmaları The New York Times, Pitchfork, Rolling Stone ve diğer çeşitli yayın organlarında yer aldı. 2011 yılında 33 1/3 serisinin bir parçası olarak Ween'in "Chocolate and Cheese" albümü üzerine bir kitap yayımladı.)
Çeviri Cazkolik.com / 14 Ağustos 2024, Çarşamba
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.