Cazkolik Best of 2024 listesinde dostların seçkilerinden harika keşifler yapıyorum

Aptülika'nın listesini görene kadar Rod Stewart'ın son albümünden haberim yoktu. Rod Stewart'ı severim, müzikal olarak fazla ilgim olmasa da seksenli yıllardan beri "Maggie May" gibi bir kaç hit şarkısı dilime pelesenk olmuştur. Bir de, adamın eğlenceli hınzır bir herif olmasını severim. Uzun yıllar önce bir röportajını okumuş, açık sözlülüğü güldürmüştü. Röportajcı, Stewart'a, 'başladığınız yıllarda -yani yetmişlerin başı- sesiniz eleştiri konusu olmuştu ama yine de vazgeçmediniz, şimdi büyük bir starsınız, müziğe neden başladınız?' gibi bir soru sormuştu, Stewart'ta, 'hayatta iki tutkum vardı, futbol ve kadınlar. Futbolcu olamadım ama kadınlara yakın olmak için şarkı söylemeye başladım. O yıllarda biri bana şarkıcı olursan kızları daha kolay tavlarsın demişti, onun sözünü tuttum' diyordu. Malum, Stewart'ın sesi değişiktir hakikaten ama klasik bir güzelliği yoktur ayrıca yakışıklı bir adam da sayılmaz. Neyse, bu kısım bu kadar.

Sonra yıllarca Stewart'ı takip etmeyi bıraktım, ta ki ikibinler civarı American Songbook serisine başlayana kadar. Bu kez işin içinde kısmen caz klasikleri de olduğu için radarıma girmişti ve allah için bazı şarkılarını da sevmiştim (mesela Time After Time gibi). Orkestral düzenlemeleri fena değildi, zaten eğlenceli bir tarzı vardı, rahattı ve kasmıyordu. Bu albümler satış ve ilgi bakımından yataya geçmiş kariyerini zıplattı. Kendisi de bunun farkına vardı ve çözülmüş papyon bağı elinde viski kadehiyle sayısız fotoğraf çektirip soul, smooth caz, pop ve R'n'B dünyasına selam gönderip durdu.

Rod Stewart yeni albümünde Louis Prima'ya hınzırca göz kırpıyor

Bu dediğim nerden baksanız yirmi sene önceki şeyler. Tam o günlerde bir şey daha oldu. Gelin onu da anlatayım sonra albüme değinirim zaten albüme dair söyleyecek fazla şey yok.

Ahmet San konserlerinin fırtına gibi estiği günler. San, uluslararası stad konserleri serisine Rod Stewart konserini de katmaya hazırlanıyordu. Yanılmıyorsam konser Beşiktaş'ın stadında olacaktı ve ben de San'ın şirketinin bir takım poster tasarımlarını yaptığım için konsere önden davetiye almıştım. Basında Stewart geldi gelecek diye haberler çıkıyordu ama şöyle bir şey vardı. Galiba Stewart Uzakdoğuda bir konserden geliyordu ve gece İstanbul'da kalmadan konser verip gidecekti, haliyle kısa bir konser olacaktı. Ahmet San bu sebeple olmalı konserin hemen öncesine hem dönemin, hem bugün de ünlü iki pop starımızın konserini koymaya karar verdi ama kulağımıza öyle laflar geliyordu ki, iki starımızda hangimiz Stewart'tan hemen önce çıkacağız diye çekişme içindeydi. Ben de bu yüzden konsere gitmiyeyim madem adam kimbilir kaçta çıkar diye iç geçirdim ve gitmedim -hem de aile boyu davetiye idi- fakat hayatımda gitmediğim için pişman olduğum iki konserden biridir, diğerini merak eden olursa söylerim.

Evet, konser günü geldi çattı, yanlış mı hatırlıyorum bilmiyorum ama galiba canlı yayın olacaktı, ben de TV başına geçtim (Star TV olabilir mi?). Önce bizim starlarımız çıkacak, en az iki konser izleyeceğiz ardından, Stewart ta belki bir kaç şarkı söyleyip gidecek diye düşünürken tam tersi oldu, adam geldi ve sahneye ilk o çıktı. Hem de nasıl bir konser verdi, gitmediğime bin pişman oldum. Galiba iki saate yakın sahnede kaldığı gibi konserin sonunda sahneden onlarca futbol topunu volelerle seyirciye doğru şutlayıp duruyordu, hem kendi eğleniyordu hem seyirci çıldırmıştı ben de tabi ekran başında kızgınlıktan ama şimdi gülerek hatırlıyorum. O pop yıldızlarımız nasıl hatırlıyordur acaba?

Rod Stewart with Jools Holland "Swing Fever"

En başta dediğim gibi, Stewart'ın albümü bu yılın Şubatında çıkmış. Aptülika'nın listesinde gördüm ve dinlemeye başladım. Belli ki Songbook serisi gibi bir albüm evet öyle ama farklılıklar var. Arkasında İngiliz eğlence fabrikatörü Jools Holland ve orkestrası var. Şarkılar ve icralar da eskilerden Louis Prima'ya çok benziyor hatta "Oh Marie" nerdeyse taklit denecek kadar Prima'ya benziyor. Albüme dair söyleyeceğim fazla şey yok. Songbook serisinin mirasını yiyor Stewart ama hem kendi eğleniyor hem dinleyeni eğlendiriyor. Neşeli bir 40 dakika geçirmeniz garanti.

Feridun Ertaşkan

Cazkolik.com / 16 Aralık 2024, Pazartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN