Giovanni Mirabassi, Brooklyn Rider ve Jan Bang`in yeni albümlerine dair notlar

Giovanni Mirabassi Trio & Strings

VIVA V.E.R.D.I. (CAM Jazz) (8.5 / 10)

Paris'te yaşayan İtalyan piyanist Giovanni Mirabassi’den İtalyan şıklığına ve Fransız zerafetine yaraşır güzellikte bir albüm. Giovanni Mirabassi Trio ve South Korean Bee String Orchestra’nın 27 Kasım 2011’de Güney Kore’nin Goyang şehrinde canlı olarak kaydettikleri albüm başlıkta yer alan kelime oyununun aksine 2013’de 200. doğum yılı kutlanan İtalyan opera bestecisi Verdi’nin bestelerinden yola çıkılarak yapılmış bir çalışma değil. Albümde Mirabassi’nin özgün bestelerinin yanısıra bir Güney Kore geleneksel şarkısı olan Arirang’ın orkestra ve caz trio için uyarlanmış versiyonu yer alıyor. Kayıt Akdeniz coğrafyasına özgü bir müzikal duyarlılık ve usta işi yaylı düzenlemelerinin yanısıra birinci sınıf bir müzisyenliği bir arada sunuyor. Huzur duygusunun seslerden örülü bir portresini sunan çalışma içermiş olduğu derin duygusallık ile dinleyenleri hayal perdelerinde onlarca farklı romantik filmi canlandırmaya davet ediyor. Kontbasçı Gianluca Renzi, baterist Lorenzo Pagliei ve Giovanni Mirabassi’den oluşan üçlünün albümü bittiği vakit İtalya’nın güney sahillerinde keyifli bir tatili geride bırakmış olduğunuzu düşünebilirsiniz. Albüm geçtiğimiz yıl yayınlanmış olan piyano trioları ile yaylı orkestralarının flörtünü içeren çalışmaların en güzel örneklerinden biri olarak geride kalıyor.

Brooklyn Rider

A Walking Fire (Mercury Classics) (8 / 10)

Amerikalı’nın genç kuşak yaylı çalgılar dörtlülerinden Brooklyn Rider’dan yine dalgan dala atlayan, renkten renge bürünen bir çalışma. Kemancı Colin Jacobsen, çellist Eric Jacobsen, kemancı Johnny Gandelsma ve viyolacı Nicholas Cords’dan oluşan topluluk klasik yaylı dörtlüleri repertuvarının ötesinde oluşturdukları programlarıyla ünlenmişti. Topluluk yeni albümlerinde de bu yaklaşımı sürdürüyor. Albüm repertuvarı kapsamında Macar besteci Béla Bartók’un II. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün yanısıra topluluğun üyelerinden çellist Eric Jacobsen’in dörtlü için yazdığı minyatürleri, Rus besteci ve kemancı Lev "Ljova" Zhurbin’in bir eserini içeriyor. Şimdiye kadar beş albüm yayınlayan ve Kayhan Kalhor’dan Yo Yo Ma’ya birçok farklı isim ile aynı sahneyi paylaşan Brooklyn Rider’ın yeni albümünde Balkanlardan İrana uzanan bir kültürel çeşitlilik söz konusu. Albümde Lev Zhurbin’in Romanyalı çingene kemancı Nicolae Neacsu’dan esinlenerek yazdığı Balkan coğrafyasının müzikal renklerini taşıyan beş bölümlü “Culai” isimli eserin yanısıra Eric Jacobsen’in İran müziğine referanslar veren üç eseri yer alıyor. Mevlana’nın bir şiirinden yola çıkarak “A Walking Fire” ismini alan albüm 1970’lerden bu yana Amerikan modern müzik sahnesinde görülen çok kültürlü, etnik referanslar içeren oda müziği çalışmalarına iyi bir örnek oluşturuyor. Özellikle oda müziği alanında yeni lezzetler arayan dinleyicilerin ve Kronos Quartet’ti takip eden müzik dostlarının kulak vermesi gereken bir çalışma.

Jan Bang

Narrative From The Subtropics (Jazzland) (9.5 / 10)

Norveç’in elektronik sesler gurusu ve Punkt Festival’in eş sanat yönetmeni Jan Bang’dan çizgi üstü bir albüm. Sanatçı kendi adına kaydettiği albümde elektro akustik oda müziğinden ambient müziğe uzanan engin bir sesler denizinde yol alıyor. Kayıt için ambient, deneysel, elektro-akustik gibi türler üzerinden yapılacak olan bir tanımlama her ne kadar albümün nasıl bir sounda sahip olduğu konusunda fikir verecek olsa da bu tanımların hiçbiri çalışmanın meraklı kulaklarda bıraktığı etkiyi anlatmak için yeterli olmayacaktır. Norveç’in caz ve deneysel müzik sahnesinden Nils Petter Molvæer (trompet), Eivind Aarset (gitar), Sidsel Endresen (vokal), Arve Henriksen (trompet) gibi isimlerin yanısıra Fransız piyanist Tigran Hamasyan ve İsveçli basçı Lars Danielsson gibi sürpriz isimlerin de yer aldığı çalışma işitsel bağlamda oldukça güçlü sinemasal referanslar içeriyor. Oluşturmuş olduğu müzikal evrende doğada yer alan seslerden elektronik tınılara oldukça geniş sesler sarmalına yer veren Jan Bang her yeni parçada büyüleyici güzellikte ses tabloları boyamayı başırıyor. Açılış parçası "Iron Balcony”den kapanışta yer alan “Life Boat"a her parçada ayrı bir rüya atmosferinin hakim olduğu albüm tıpkı bir Pieter Bruegel ya da Marc Chagall resmi gibi onlarca farklı detayı içeriyor. Narrative From The Subtropics karmaşık olduğu kadar yalın, elektronik olduğu kadar akustik de olmayı ustalıkla başaran bir çalışma. İçerdiği gerçek üstü sesler, yanyana gelmeyen seslerde başarıyla kurgulanmış olan kolaj estetiği ile albüm şimdiye kadar eşine pek rastlamadığımız bir sesler kosmosu yaratıyor. Şüphesiz 2013’de bu türde çıkan kayıtların en iyi örneklerinden biri.

Sami Kısaoğlu
Müzikolog

Cazkolik.com / 08 Şubat 2014, Cumartesi

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN