Hollanda Caz Panoraması 1

Hollanda Caz Panoraması 1

Birinci Bölüm

 

Geçtiğimiz sonbahar (2012) Hollanda – Türkiye Diplomatik İlişkilerinin 400. yılı olması nedeniyle Amsterdam’a, ülkenin caz sahnesini tanımaya yönelik 5 günlük bir gezi gerçekleştirdim. Muziek Centrum Nederland’ın (MCN) daveti üzerine gittiğim bu keşif yolculuğunun odak noktasında “Dutch Jazz & World Meeting” yer alıyordu. Hollanda’da icra edilen caz ve dünya müziklerini sektör profesyonellerine tanıtmak adına düzenlenen bu fuar sırasında konserlerden panellere birçok etkinliğe katılma fırsatım oldu. Gezi boyunca Hollandalı sanatçılar ve plak şirketleri temsilcileriyle röportajlar yapmanın yanı sıra bazı festival direktörleriyle toplantılar gerçekleştirdim. Türkiye’ye döndüğümde Amsterdam röportaj ve izlenimlerimin bir kısmını gerek Cazkolik gerekse diğer yayınlar üzerinden paylaşmıştım. Ayrıca TRT Radyo 3, Caz Hayat’a konuk olduğum programlarda günümüz Hollanda cazını anlatan programlar yaparak ülkenin caz sahnesine ışık tutmaya çalışmıştım. Şimdiye kadar farklı yazı ve röportajlarda Hollanda caz sahnesine dair dillendirmeye çalıştığım bu zengin hikaye kuşkusuz farklı noktalarda eksiklikler içeriyordu. Bu nedenle birkaç gün önce yeniden yazı masamın başına oturdum. Hollanda caz kültürüne dair büyük resmin ayrıntılarını biraz daha netleştirebilmek ve o unutulmaz yolculuktan kulağımda kalan sesleri anlatabilmek adına.

 

 

Hollanda Caz Sahnesi: Kökler / İlk Kırılma / Sonrası

 

Hollanda’da cazın sesleri ilk kez duyulmaya başladığında Amerikan cazını takip eden bir müzisyen kuşağı söz konusu idi. Be-bop çalan bu kuşağın ardından 1960’larda avangart ve Avrupa serbest cazı çalan bir kuşak ortaya çıktı. Caz müziğinde `Hollandse School` (Hollanda Ekolü) olarak bilinen piyanist Misha Mengelberg, davulcu Han Bennink, ve saksofonist Willem Breuker oluşturdukları ilk kırılma da bu dönemde gerçekleşti. 1960’ların “New Dutch Swing” akımından onlarca bireysel yaklaşımın filizlendiği günümüz Hollanda caz bahçesine uzanan bu sürecin başlangıç noktalarından biri de 1969 yılında Rotterdam Music School’da başlayan ilk caz dersleri oldu. 1950’ler ve öncesinde kendi müzikal dilini bulmak adına kayda değer bir üretime rastlayamadığımız Hollanda caz sahnesi 1970’ler ve 80’ler boyunca özgün kimliğini bulmaya başladı. Rotterdam Music School’da başlayan ilk caz dersleri kısa zamanda diğer konservatuarlar tarafından da takip edildi. Hollanda Kraliyet Konservatuarı (Den Haag) ve Amsterdam Konservatuarı’nın caz alanında eğitim vermeye başlaması ile diplomalı caz müzisyenleri de piyasaya adım atmış oldular. 1986’ya gelindiğinde Hollanda’daki konservatuarların caz bölümlerinden 1.000 kadar konservatuar mezunu oldu.

 

 

Amsterdam, 2 Ekim Salı 2012

 

Amsterdam Caz Günlüğü: Başlangıç

 

Uçağım Schiphol Havalimanı’na doğru inişe geçtiği sırada kuzeyin Venediği olarak anılan Amsterdam’ın caz adına sunduklarını düşünüyorum. Kanallar şehri Amsterdam bu müziğe gönül veren her insanı mutlu etmeye yetecek derecede çeşitliliğe sahip. Her ne kadar cazın Roskilde’si olarak selamlanan North Sea Caz Festivali’ne Rotterdam ev sahipliği yapsa da, Amsterdam gerek uluslararası caz sahnesindeki çeşitlilik gerekse ulusal caz sahnesinden yurtdışına gönderdiği isimlerle Hollanda’nın en önemli iki caz merkezinden biri konumunda. Gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki Hollanda’da tıpkı daha kuzeydeki Norveç gibi caz ihraç eden ülkelerden biri. Üstelik bu durum sadece Avrupa caz sahnesiyle sınırlı değil. Okyanusun öte yakasındaki Kuzey Amerika’da düzenli olarak performanslar sergileyen ve Amerikalı sanatçılar ile ortak projeler gerçekleştiren Hollandalı caz müzisyenlerinin sayısı hiç de az değil. Dianne Reeves, Esperanza Spalding ve Terri Lyne Carrington ile birlikte çalışmalar gerçekleştirmiş olan saksofonist Tineke Postma, kıtalar arası kulvarda ortak işler yürüten Hollandalı sanatçılardan sadece biri.

 

Havalimanından çıktıktan sonra doğruca Amsterdam günlerime ev sahipliği yapacak olan Llyod Hotel’e gidiyorum. Burada Hollanda Müzik Merkezi’nden Cees de Bever ile buluşuyorum. Öğlen yemeği sırasında Amsterdam programımın kısaca bir üzerinden geçiyoruz. Otelden ayrıldıktan sonra Hollanda’nın en büyük müzik eğitim kurumu olan Amsterdam Konservatuarı’nın yolunu tutuyorum. Caz, klasik müzik, kompozisyon, vb. alanlarda lisans ve yüksek lisans eğitiminin verildiği konservatuar şehirdeki birçok yapı gibi denizin kıyısında yer alıyor. Mezunları arasında Alman kemancı Frank Peter Zimmermann, Hollandalı pop – caz vokalisti Caro Emerald, Türk klarnetçi Oğuz Büyükberber’in de yer aldığı Amsterdam Konservatuarı’nı ziyaret nedenim okulun caz bölümü başkanı Ruud van Dijk ile gerçekleştirecek olduğum röportaj. Sohbetimiz esnasında Amsterdam Konservatuarı’nın farklı eğitim kurumları ile işbirlikleri gerçekleştirdiğini öğreniyorum. Bu işbirlikleri arasında Brezilya’dan bile bir müzik okulu yer alıyor.

 

 

Amsterdam, 3 Ekim Çarşamba 2012

 

Kuzeyin Venediğinde Plak Safari

 

Öğlene doğru şehrin müzik dükkanlarını keşfetmek üzere kendimi dışarı atıyorum. ikinci el plak dükkanları yıldan yıla her ne kadar zamana yenik düşse de Amsterdam halen plak severler için bir plak cenneti. Geride kalan birkaç mağaza 1950’lerden günümüze uzanan bir tarih çizgisinde keyifli bir plak safari yapmanıza imkan verebilir.

 

Amsterdam’da kaldığım süre boyunca Hollandalı ressam Rembrandt’ın evine de çok yakın olan Concerto benim için bir merkez istasyondu adeta. Elli yılı aşkın bir zamandır Utrechtsestraat 52 numarada hizmet vermekte olan işletme, gıcırdayan ahşap merdivenleri ve adeta zaman tünelindeymişsiniz hissini yaşatan engin plak arşivi ile kolaylıkla kendinizi kaybedebileceğiniz bir yer. İstediğiniz plağı dinlemenize imkan veren işletme çalışanlarının, sorduğunuz sorulara verdikleri detaylı bilgiler ile bir anlamda gayri resmi bir müzik okulu işlevi görüyor.

 

Amsterdam’ın keşfedilmesi gereken bir diğer önemli plak tapınağı ise Rush Hour Records. Kendi yayınlamış olduğu plaklara da raflarında yer veren Rush Hour özellikle elektronik müzik ve türevleri, hip hop, latin, dupstep ve Latin Amerika kıtasından yayılan müzikler konusunda geniş bir arşive sahip. (http://www.rushhour.nl)

 

2005 yılında kapılarını açan Waxwell Records görece olarak daha yeni olmasına rağmen dünya çapında bir üne sahip. Özellikle DJ ve kulüp kültürü için önemli kayıtların yer aldığı dükkanda Beatles, Rolling Stones gibi grupların farklı ülkelerde basılmış plaklarını bulmak mümkün. Birçok ünlü müzisyen de Amsterdam’ı ziyaret ettiğinde buraya uğruyor. İnternet sitesi üzerinden de satış yapan mağaza müşterilerinin özel siparişleri konusunda da yardımcı olmaya çalışıyor. (http://www.waxwell.com)

 

 

Günümüz Hollanda Caz Sahnesinden Bir Albüm Seçkisi

 

2000’li Yıllar / Volume I.

 

Post-bop’dan 1960’ların Avrupa avangart cazına onlarca farklı aşamadan geçen Hollanda caz sahnesinde genel olarak 1990 kuşağı olarak adlandırabileceğiz bir grup müzisyen sanatsal ifade biçimlerinin zenginleşmesi ve farklılaşması bağlamında önemli işlere imza attı. Özellikle 2000’lerin başından günümüze kaydettikleri albümlerle uluslararası caz basınında da oldukça ses getiren bu müzisyenlerin bir kısmı ile Amsterdam’da olduğum süre zarfında tanışma fırsatı buldum. Konserlerine gidip, röportajlar gerçekleştirdiğim bu isimlerin yakın dönemde kaydettikleri albümlere bu yazı kapsamında yer vermenin de günümüz Hollanda caz sahnesinin sunmuş olduğu işitsel zenginliklerin tanıtılması bağlamında faydalı olacağına inanıyorum.

 

Yuri Honing, True, Challange Records, 2012

 

Hollanda’nın en prestijli caz ödülü “The VPRO/Boy Edgar Award”ı kazanan en genç isimlerden biri olan Yuri Honing’in geçtiğimiz yıl çıkan True isimli albümü cazın zen düşüncesiyle buluştuğu ender çalışmalardan biri. Sadece sanatçının değil günümüz Hollanda caz sahnesinin de en ilginç kayıtlarından biri olan albüm onlarca farklı işitsel rengin izlenimci bir bakış açısıyla ele alınmasından oluşuyor. Enstrümanında şiirsel bir ses rengi elde etmeyi başaran usta müzisyen olan Honing, albümün her notasında “az çoktur” düşüncesinin altını ustalıkla resmediyor. (www.yurihoning.com)

 

Sanatçı: Yuri Honing Acoustic Quartet
Albüm: True
Parça: Bring Me The Disco King

 

 


 

Wolfert Brederode, Post Scriptum, ECM, 2011

 

1974 doğumlu piyanist Wolfert Brederode’nin dörtlüsü ile kendi adına ECM için kaydetmiş olduğu ikinci albüm olan Post Scriptum, Avrupa caz piyano okulu içinde yer alan en kalburüstü piyanist albümlerinden biri. Brederode’nin “Hazırlanmış Piyano” ve klarneti de işin içine dahil ederek zengin bir ses paleti oluşturduğu albüm gerek sololarıyla gerekse bütünlüklü kompozisyonlarıyla uzun yıllar dinlenebilecek bir çalışma. (www.wolfertbrederode.com)

 

Sanatçı: Wolfert Brederode Quartet
Albüm: Post Scriptum
Parça: Meander
 

 

 


 

Tony Overwater, “OP”, Turtle Records, 2001

 

Caz alanında yazdığı eserlerin yanı sıra modern dans, belgesel, sinema, çocuk müzikleri gibi farklı türlerde de müzikler yazan basçı Tony Overwater, Hollanda caz sahnesinin en üretken isimlerinden biri. Sanatçının kendi triosuyla meslektaşı Oscar Pettiford anısına kaydetmiş olduğu “OP” isimli albümü 2001 yılında “Best Dutch Recording” dalında Edison Prize’ın sahibi olmuştu. Turtle Records etiketiyle çıkan bu albüm Overwater’ı tanımak içinde güzel bir alternatif oluşturuyor.

 

 


 

Tineke Postma, The Dawn Of Light, Challange Records, 2012

 

2012’nin Downbeat okur anketinde soprano’da “Yükselen Yıldız” kategorisinde 5. sırada yer alan alto ve soprano saksafonist Tineke Postma (d.1978) diskografisinin beşinci albümü “The Dawn Of Light” (2012) ile gerek dinleyiciler gerekse müzik eleştirmenlerinden olumlu eleştiriler aldı. Amerikalı basçı Esperanza Spalding’in de konuk sanatçı olarak yer aldığı albüm geçtiğimiz yıl Edison Prize’da “Best Dutch Recording” ödülünün sahibi oldu.

 

Sanatçı: Tineke Postma
Albüm: The Dawn Of Light
Parça: The Dawn Of Light
 

 

 


 

Martin Fondse & Eric Vloeimans, Testimoni, Basta Music, 2012

 

Piyanist ve besteci Martin Fondse’nin vatandaşı Hollandalı trompetçi Eric Vloeimans ve yaylı çalgılar dörtlüsü Matangi Quartet ile 2012’de kaydettiği Testimoni albümü çağdaş müzik ile doğaçlamayı buluşturan en iyi çalışmalardan biri. 2013 yılının Edison Prize ödüllerinde caz müzik kategorisinde “Best Dutch Recording” ödülünün sahibi olan albüm, gerek bestelerdeki usta işi düzenlemeler gerekse Fondse’nin ikinci enstrümanı olan melodikada göstermiş olduğu yaratıcı buluşlarla kaçırılmaması gereken bir albüm.

 

Sanatçı: Martin Fondse, Eric Vloeimans, Matangi Quartet
Albüm: Testimoni
Parça: O Mar

 

 


 

Kepera Trio & Yoram Lachish, Levantasy, Kepera Records, 2011

 

Hollanda hükümeti tarafından yurtdışında tanıtılması gereken 35 yaş altı müzisyenlerden biri olan piyanist ve besteci Rembrandt Frerichs özellikle orta doğu ve Türk müzik kültürlerine hakim bir besteci. Sanatçının kültürlerarası projelere ilgisinin bir sonucu olarak şekillenen Levantasy (2011) isimli çalışma Musevi, İran ve Arap geleneksel müziklerini caz ve klasik müzik ile buluşturan bir çalışma. Zurna, tombak, vb. geleneksel enstrümanlarında yer aldığı albüm, son olarak Hollanda Devlet Televizyonu tarafından son 10 yılın en iyi caz çalışması seçildi.

 

Sanatçı: Kepera Trio & Yoram Lachish
Albüm: Levantasy
Parça: Apadana

 

 


 

Michiel Borstlap, Gramercy Park, Universal, 2001

 

Thelonious Monk Competition beste ödülü ve Edison Prize sahibi olan piyanist ve besteci Michiel Borstlap Hollanda’nın ülke sınırları dışında en çok bilinen 3 caz müzisyeninden biri. 1990’larda Hollanda cazındaki değişimin öncülerinden biri olan Borstlap’ın, Gramercy Park isimli 3 CD’lik albümü caz piyano tarihine saygı duruşu niteliğinde olan bir çalışma. Albümde Herbie Hancock, Cole Porter gibi isimlerin yanı sıra Chopin’den bir Scherzo yer alıyor.

 

Sanatçı: Michiel Borstlap Trio
Albüm: 88
Parça: Cherish Your Sunshine

 

 

(Fotoğraflar: Burcu Orhon) 

 

Sami Kısaoğlu
Müzikolog

 

Cazkolik.com / 05 Temmuz 2013, Cuma

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Sami Kısaoğlu

  • Instagram
  • Email

YORUMLAR

  • Fatih Kapılar
    05 Temmuz 2013 Cuma 10:04

    Avrupa Caz"ı hakkındaki yazılarınızı keyifle takip ediyorum.Seyahat günlüğü gibi okuması çok keyifli ve aynı zamanda bilgilendirici. Setlist sayesinde Hollanda adına bilmediğim isimleri tanıma fırsatı da oldu.Emeğinize , bilginize sağlık.

    Bu Yoruma Cevap Yazın »

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.