Bu yaz festivalin yıldız haritası her neslin ustalarıyla dolu

Bu yaz festivalin yıldız haritası her neslin ustalarıyla dolu

Dün akşam (25 Nisan 2012) İstanbul`un en asûde semti Karaköy`ün değişen çehresinin en yeni binası Salt`ta yaz aylarının boğazdan esecek ılık caz rüzgalarıyla dolu geçeceğinin ilk işaretini veren harika bir basın toplantısı izledik. Salt`ın mücevher gibi ışıl ışıl ortaya çıkmış binası apayrı bir yazı konusu, methini duymuştuk ama görmek inanın bir başka oluyor. Pencerelerinden bakınca Haliç`e düşecekmişsiniz hissi veren Salt`la İstanbul eşi benzeri olmayan tarihi bir binayı yeniden kazanmış, yapanların elleri dert görmesin. Görmesin ama bu yıl 19. kez düzenlenecek kadim dostumuz İstanbul Caz Festivali ve festivale emeği geçenler içinde öyle.

 

Festival bu yılın sloganını "Cazın Yıldız Haritası" olarak belirlemiş müsadeleriyle biz bir adım ileri götürerek `cazın yıldız haritası her yaşın ustalarıyla pırıldıyor` diyoruz. Birazdan aşağıda detaylarını okuyacağınız programda başka bir yerde rastlayamayacağınız detayları okuyacaksınız ama sözün hemen başında size öne çıkan bir kaç noktanın altını çizerek geçmek istiyoruz.

 

Malumunuz festival her yıl bir ustamıza başarı ödülü veriyor. Bu yıl ödülü caz gitarın efsane ismi Neşet Ruacan 3 Temmuz akşamı düzenlenecek törenle alacak. Her yı bir usta ismin böyle ödüllendirilmesi biz cazseverleri en memnun eden şeylerden biri, en az alan isimler kadar seviniyoruz. Cazkolik olarak sevgili Neşet Abi`mizi gönülden kutluyoruz.

 

Cazseverler için Keith Jarrett`ın yeri ayrıdır. Her bakımdan ayrıdır. Her yıl gelse başımızın üstünde yeri var ama her yıl gelmediği gibi üstelik uzun yıllardır gelmiyor. Zor bir insan evet, ama her şeyiyle olağanüstü bir müzisyen. Hayatının en önemli albümlerinden biri olarak tanımlanan Rio isimli çalışmasını geçen yıl yayınlayan Jarrett İstanbul`a çok alışkın olduğumuz kadrosuyla geliyor. Gary Peacock ve Jack DeJohnette ile Sütlüce`deki Haliç Kongre Merkezi`nde sahne alacak bu büyük ekip için hiç vakit kaybetmeden biletlerinizi almaya bakın.

 

Bu yılki festivalin tartışmasız en önemli etkinliklerinden biri festivalin `premier` çalışma olarak hayata geçireceği The Istanbul Project. Marcus Miller ve festival yönetiminin kurgusuyla gelişen proje hiç kuşkusuz bu yaz basında en çok konuşulan konular arasında yer alacak, şimdiden söyleyelim ve projeyle ilgili tüm detayları aşağıda iyi inceleyin lütfen.

 

Benzer bir projede Anthony and the Johnsons`ın 39 kişilik Filarmonia Orkestrası`yla birlikte vereceği konser olacak. Aşağıda detaylara özel dikkat!!!

 

Kontrbas gibi gövdeli bir enstrümana Esperanza Spalding gibi ufacık ve çıtı pıtı bir kız bu kadar mı yakışır, ona bu kadar mı hükmeder. Tüm dünyanın gözü önünde ilk kez bir caz müzisyeni olarak En İyi Genç Sanatçı ödülü Grammy`sini alan Spalding cazda her bakımdan konuşulan, attığı her adım olay olan bir fenomen olmaya doğru ilerliyor ama kendisini görseniz hiç de öyle biri değil. Esperanza Spalding büyük bir İstanbul konserine hazırlanıyor, tabii siz de.

 

Türk caz müzisyenlerinin bu sene festivalde belirgin bir ağırlığı var. Özellikle Marcus Miller ile aynı sahneyi paylaşacak müzisyenlerin yanısıra European Jazz Club projesindeki konserler ve "Ustalarla Buluşmalar" etkinlikleri bu konuda hayli iştah açıcı konserlerin bizi beklediğini müjdeliyor.

 

Jamaika gecesinde piyanist Monty Alexander`a ayrı gözle bakın... Bu kısmı o kadar diyelim ve geçelim festivalle ilgili detaylara.

 


 

Festival programında neler var?

 

 

Cazın yıldız ekibi 16 yıl sonra yeniden İstanbul`da: Keith Jarrett, Gary Peacock ve Jack DeJohnette Haliç Kültür ve Kongre Merkezi`nde çalacak

 

 

 

Yaşayan en önemli caz piyanistlerinden, Amerikalı besteci ve müzisyen Keith Jarrett, yıldız ekibiyle 18 Temmuz Çarşamba akşamı İstanbul Caz Festivali’nde olacak! Muhteşem doğaçlamaları ile caz standartları ve klasik müzik eserlerine getirdiği benzersiz yorumlarıyla tanınan Keith Jarrett, 1996 yılında 3. İstanbul Caz Festivali’nde verdiği konserden sonra ilk kez yine festival için geliyor. Keith Jarrett, o yıl birlikte çaldığı efsane ekip Jack DeJohnette ve Gary Peacock ile birlikte saat 20.00’de Haliç Kongre Merkezi’nde sahneye çıkacak.

 

Müziğinde sadece klasik caz ile sınırlı kalmayarak, klasik batı müziği, gospel, blues ve etnik halk ezgilerinden de yararlanan Jarrett, 1968’den yetmişli yılların sonuna dek solo albümler yayımladı ve konserler verdi, halen de devam ediyor. Miles Davis’in beş albümünde birlikte çalıştığı usta piyanist, 1983 yılından bu yana Jack DeJohnette ve Gary Peacock ile birlikte pek çok önemli kayda imza attı. ‘Standards Trio’ ismini alan üçlünün bir araya gelerek kaydettikleri Standards Volume 1, Standards Volume 2 ve Changes büyük başarılar elde etti ve üçlü 25 yıldır caz müziğinin en önemli, en çok albüm çıkaran ve en çok turne yapan gruplarından oldu. Bugüne kadar birlikte beş kez Grammy adayı olan üçlü, aralarında Downbeat ve Jazz Times dergilerinin “En İyi Akustik Caz Grubu” ödülü de bulunmak üzere dünyanın dört bir yanında birçok ödülün sahibi.

 


 

 

Festivalde hafta sonları özellikle kaçırılmamalı

 

 

Tünel şenliği müziğin coşkusunu kentin sokaklarına taşımaya devam edecek

 

 

Festival kapsamında bu yıl üçüncü kez gerçekleştirilecek Tünel Şenliği müzikseverlere “festival içinde festival” sunmaya devam ediyor. Farklı mekânlarda ve açık hava sahnelerinde düzenlenecek birçok konser, etkinlik ve atölye çalışmasıyla müziğin coşkusunu kentin kültür - sanat yaşamının nabzının attığı Tünel - Galata - Şişhane hattına yayan Tünel Şenliği, bu yıl da festivalin ilk hafta sonunda önde gelen sanatçı ve topluluklara ev sahipliği yapacak.

 

Galata ve Tünel’de kurulacak iki ana sahnedeki ücretsiz konserlerle bütün bölgede festival atmosferi yaşanırken gece boyunca seyirciler değişik mekanlar ve sahneler arasında mekik dokuyarak, birbirinden farklı etkinliklere katılma fırsatı bulacaklar. Salon, Nardis, SALT Beyoğlu, Alt, Pera Palace Oteli Balo Salonu, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi gibi Beyoğlu bölgesinin renkli mekanlarında gece boyunca sahne alacak sanatçılar arasında Phronesis, Jo Stance, Jülide Özçelik, Gevende, Daniel Zamir ile Hollanda ve Türkiye diplomatik ilişkilerinin 400. yılı kutlamaları kapsamında festivale konuk olacak Eric Vloeimans, New Cool Collective, Lefties Soul Connection, Jungle By Night ve Ntjam Rosie de bulunuyor. Şenliğin en özel mekanlarından, sınırsız biletle girilebilecek Hollanda Konsolosluğu bahçesi de etkinliğe ayrı bir renk katacak.

 


 

 

Müziğin yeni ufukları `Caz İçin Tuhaf Bir Yer`de

 

 

Magnus Öström, Bugge Wesseltoft, Erik Truffaz, İlhar Erşahin, Joaquin “Joe” Claussell ve Ninety Miles Sakıp Sabancı Müzesi`nde olacak

 

 

Her yıl etkileyici programı ile olduğu kadar, sıra dışı mekan seçimleri ve farklı etkinlikleri ile gündeme gelen İstanbul Caz Festivali, geçen yıl başladığı “Strange Place for Jazz” / “Caz İçin Tuhaf Bir Yer” etkinliğine bu yıl yeni bir mekanda hayat veriyor.

 

Adını ünlü caz topluluğu E.S.T’ye ait bir albümden (Strange Place For Snow) alan “Strange Place for Jazz - Caz için Tuhaf Bir Yer”, bu yıl 14 Temmuz Cumartesi akşamı Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde Volvo Car Türkiye sponsorluğunda gerçekleştirilecek. Saat 20.00’de başlayacak gecede, yenilikçi ve yaratıcı projeleri ile caz müziğine yeni ufuklar kazandıran dünyaca tanınmış gruplar arka arkaya sahne alacak.

 

Gecenin ilk topluluğu, Avrupa cazının en önemli topluluklarından olan E.S.T. grubunun kurucularından perküsyoncu Magnus Öström’ün kendi adını taşıyan yeni grubu olacak. Sonrasında kadrosunda Stefon Harris, David Sanchez ve Nicholas Payton gibi üç usta cazcının yer aldığı Ninety Miles’ın vereceği konserle devam edecek gecenin kapanışını ise, Norveç’in yaratıcı elektronik-caz müzisyenlerinden Bugge Wesseltoft ve “arkadaşları” Erik Truffaz, İlhan Erşahin ve Joaquin “Joe” Claussell’in vereceği konserle tamamlanacak. Üç konserin bir arada gerçekleşeceği bu gece boğaz kıyısında eşsiz bir konumda yer alan Sakıp Sabancı Müzesi’nin güzel atmosferinde gerçekleşecek. Müzikseverler için son dönemlerin en ilginç ve etkin topluluklarını dinleme veya keşfetme imkanı sağlayan, unutulmayacak bir gece olmaya aday.

 


 

 

Güncel müziğin efsaneleri ve cazın yıldızları Açıkhava sahnesinde

 

 

İKSV’nin 40. yılında Marcus Miller ve arkadaşlarından festivale özel bir prömiyer: “THE ISTANBUL PROJECT”

 

 

 

Festival izleyicisi tarafından yakından takip edilen dünyaca ünlü müzisyen Marcus Miller, İKSV’nin kuruluşunun 40. yılında özel bir projeye imza atacak. Marcus Miller’ın İstanbul Caz Festivali’nin siparişi üzerine bestelediği son eseri, “The Istanbul Project”in dünya prömiyeri, Türkiye’den değerli müzisyenlerin de katılımıyla, 5 Temmuz Perşembe günü Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde saat 21.00’de gerçekleştirilecek. İstanbul Caz Festivali’nin eser siparişi vererek, dünya yıldızları ile Türkiye’den sanatçıların buluşturacağı prömiyerler serisi önümüzdeki yıllarda da devam edecek.

 

Marcus Miller’a bu konserde Türkiye’den önde gelen klarnet virtüözlerinden Hüsnü Şenlendirici, vurmalı çalgılar ustası Burhan Öcal, en basit ritimleri çarpıcı bir anlatıma dönüştüren usta sanatçı Okay Temiz (vurmalı çalgılar), ülkenin yetiştirdiği en iyi caz trompet sanatçılarından İmer Demirer (trompet) ve kendine has tekniği ve ileri seviyedeki müzikal bilgisiyle gitar virtüözü Bilal Karaman (gitar) eşlik edecek. Ekibin diğer üyeleri ise üstün yetenekleri sebebiyle Marcus Miller tarafından desteklenen genç müzisyenler Louis Cato (davul), ve Alex Han’ın (saksafon), yanı sıra Miller’ın üyesi olduğu bir başka topluluk SMV ile birlikte birçok konser veren önemli müzisyen Federico Gonzalez Peña (tuşlu çalgılar).

 


 

 

Anthony And The Johnsons, 39 kişilik Filarmonia İstanbul Orkestrası’yla bir kez daha festivalin konuğu oluyor

 

 

Günümüzün en önemli seslerinden, çok yönlü sanatçı Antony Hegarty, çok özel bir proje için İstanbul’a geliyor. 2007 yılında yine İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak tarihi Şan Tiyatrosu’nda hafızalardan silinmeyen bir konser veren Antony and the Johnsons, dinleyicileriyle bu kez 39 kişilik Filarmonia İstanbul Orkestrası ile birlikte Açık Hava’da buluşacak.

 

Antony and the Johnsons, 9 Temmuz Pazartesi akşamı saat 21.00’de Açık Hava Sahnesi’nde düzenlenecek olan “Cut the World” konserinde bugüne kadar yayımlanmış dört albümünden seçme şarkılarının Nico Muhly, Rob Moose ve Maxim Moston tarafından yapılan senfonik aranjmanlarını Anthony Weeden yönetimindeki Filarmonia İstanbul eşliğinde seslendirecek.

 

Müzik topluluğuyla birlikte adını ilk kez 1998 yılında duyuran Antony and the Johnsons, 2005 yılında yayımladıkları I Am A Bird Now adlı albümleriyle Mercury Ödülü’nü kazandı. 2009 yılında yayımlanan The Crying Light eleştirmenlerden büyük takdir toplarken, 2010’da yayımlanan Swanlights için beş yıldız veren The Sun Antony’i “yaşayan en büyük seslerden biri” olarak tanımladı. Birlikte müzik yaptığı isimler arasında Björk, Boy George, Yoko Ono, Laurie Anderson, CocoRosie ve Lou Reed gibi isimler olan Antony Hegarty, 2008 yılından bu yana Londra Senfoni Orkestrası, Brooklyn Senfoni Orkestrası ve Sidney Oda Orkestrası gibi dünyanın önemli orkestraları ile de konserler verdi. Antony Hegarty, yalnızca müzik dünyasının gördüğü en güzel seslerden olmanın yanı sıra Belçika’da Palais Des Beaux Arts’ta, Londra’daki Isis Gallery’de ve Milano’daki Triennale’de eserleri sergilemiş görsel sanatçı kimliğiyle de tanınıyor.

 


 

 

Neo-Soul’un kraliçesi Erykah Badu ilk kez İstanbul`da

 

 

Uzun zamandır beklenen bir ilk, 19. İstanbul Caz Festivali kapsamında gerçekleşecek. “Neo-Soul’un kraliçesi”, dört Grammy sahibi Erykah Badu, etkileyici sahne performansı, eklektik müzik arzı, derin, renkli ve özgün sesiyle Matraş sponsorluğunda 13 Temmuz Cuma akşamı saat 21.00’de Açık Hava Sahnesi’nde ilk kez İstanbullu hayranlarının karşısında olacak.

 

İlk albümü Baduizm’i 1997 yılında yayımlayan ve bu kaydıyla Billie Holliday ile kıyaslanan Badu, yıllar içerisinde soul, neo soul, RnB ve hip hop türlerini harmanladığı kendine özgü müzik tarzını oluşturdu. OnOn ile ‘En İyi RnB Performansı’ dalında Grammy almayı başaran Badu ikinci albümü Mama’s Gun’ı 2000 yılında yayımladı; bu kez de “Bag Lady” isimli şarkısı ile iki Grammy ödülüne aday gösterildi. Dördüncü Grammy’sini Brown Sugar filminin müziğindeki “Love of My Life” şarkısı ile 2003 yılında aldı. Aynı yıl üç senelik bir aradan sonra Worldwide Underground”u yayımladı. 2008 yılında yayımladığı ve Irak Savaşı’nın başladığı döneme denk gelen New Amerykah Part One: 4th World War’u 2010 yılında yayımladığı New Amerykah Part Two: Return Of The Ankh takip etti.

 


 

 

Grammy`li Esperanza Spalding ve caz vokalin parlayan yıldızı Lyambiko aynı sahnede

 

 

 

Açılışını caz standartları ve özgün besteleri, ipeksi vokaliyle seslendiren Lyambiko’nun yapacağı konserin ikinci yarısında kontrbasın genç dahisi, vokalist ve besteci Esperanza Spalding sahneye gelecek. Bu mükemmel caz gecesi 16 Temmuz Pazartesi akşamı saat 21.00’de Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde gerçekleştirilecek.

 

Gecenin açılışını yapacak, 2003 yılında Boston Globe tarafından “Caz müziğinin uzun zamandır gördüğü en büyük vokal” olarak nitelendirilen Lyambiko, Echo Jazz 2011’de de yılın en iyi kadın şarkıcısı seçildi. Lyambiko’ya piyanoda Marque Lowenthal, bas gitarda usta basçı Robin Draganic ve davulda Heinrich Koebberling eşlik edecek.

 

12 kişilik zengin bir orkestrayla izleyicilerin karşısına çıkacak Esperanza Spalding, 2011 yılının Grammy Müzik ödüllerinde “Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı” ödülünü kazanarak, bu dalda ödül kazanan ilk caz sanatçısı unvanını da elde etti. Spalding hem Oscar ödüllerinde hem de Nobel Barış Ödül Töreni’nde sahneye çıkmıştı.

 


 

 

Rock müziğin efsane ismi Morrissey`den Açık Hava`da unutulmayacak bir konser

 

 

 

İngiliz alternatif müziğinin ikonlarından, efsanevi topluluk The Smiths’in kurucusu, duyarlı ve protest şarkıların söz yazarı Morrissey, vereceği konserle festivalin muhteşem finalini gerçekleştirecek. Şiirsel şarkı sözlerinin yanı sıra, güçlü sahne karizması ile İngiltere ve Amerika’da olduğu kadar ülkemizde de geniş bir hayran kitlesine sahip olan sanatçı 19 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.00’da Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. Konserin açılışını ise genç ozan şarkıcı Kristeen Young yapacak.

 

Morrissey, ismini ilk kez seksenlerde, kurucusu ve vokalisti olduğu ünlü İngiliz alternatif rock müzik grubu The Smiths ile duyurdu. Gruptan ayrılmasını takiben solo kariyerine başladı. Bugüne kadar Vauxhall I, You Are The Quarry, Ringleader Of The Tormentors, Years Of Refusal gibi albümlerle solo kariyerine başarı üstüne başarıyla devam eden sanatçı “Everyday Is Like Sunday”, “The More You Ignore Me, The Closer I Get”, “Let Me Kiss You”, “First Of The Gang” ve “You Have Killed Me” gibi hitlere de imza attı. Radiohead, Jeff Buckley gibi müzik efsanelerinin de örnek aldıklarını söyledikleri Morrissey, Rolling Stones dergisinin yaptığı gelmiş geçmiş "En İyi 100 Şarkıcı" listesinde yer alıyor.

 


 

Festival, bu sene de Kıyı Amfi’de

 

 

Caro Emerald`dan Bossa Nova, caz ve mambo dolu bir gece

 

 

Hollanda’nın en başarılı şarkıcılarından Caro Emerald samba, caz, bossa nova ve mambo türlerini birleştiren, 40’lı ve 50’li yılların filmleri ve müziğini harmanlayan sıcak ve hayat dolu şarkılarıyla festivalin bu seneki konuklarından. Caro Emerald, birbirinden göz alıcı sekiz müzisyenle birlikte 10 Temmuz Salı günü saat 21.00’de Bilgi Üniversitesi santralistanbul Kıyı Amfi’de olacak.

 

2010 yılında yayımladığı kırklı ve ellili yılların tınıları ile harmanlanmış olan albümü Deleted Scenes From The Cutting Room Floor ile sadece Avrupa’da bir milyonu aşkın albüm satışı yakalayan Caro Emerald, Hollanda müzik listelerinin bir numarasında 30 hafta boyunca kalan “Back It Up” ve “A Night Like This” gibi hit şarkılarıyla hem Avrupa’da hem de Türkiye’de geniş bir dinleyici kitlesi edindi.

 


 

 

Muhteşem sahne performansıyla Sharon Jones The Dap Kings ilk kez İstanbul`da

 

 

Soul ve funk’ın efsanevi ismi, James Brown’ın en önemli mirasçısı, Mark Ronson ve Amy Winehouse gibi sanatçıların temsil ettiği sound’un öncüsü Sharon Jones, birlikte muhteşem sahne performanslarını gerçekleştirdiği grubu The Dap-Kings ile İstanbul’u hareketlendirecek. 17 Temmuz Salı akşamı saat 21.00’de santralistanbul Kıyı Amfi sahnesinde olacak olan Sharon Jones The Dap Kings coşkulu ve dans dolu bir gecede ilk kez İstanbullu hayranlarıyla buluşacak.

 

2002 yılında kurulan New Yorklu soul, funk ve RB grubu Sharon Jones The Dap Kings’in güçlü vokali Sharon Jones, üstadı James Brown ile aynı topraklardan, Augusta, Carolina’dan geliyor. Seksenlerin ünlü klasik Soul grupları Soul Providers and the Mighty Imperials’ın üyelerinden kurulan The Dap Kings ise soul müziğin en revaçta olduğu yetmişli ve seksenli yılların en derin savunucuları.

 

Soul müziğe tutkularını peş peşe çıkardıkları Naturally (2005) ve kendilerine büyük bir hayran kitlesi edindiren 100 Days, 100 Nights (2007) gibi başarılı albümleri ile gösteren Sharon Jones The Dap Kings, 2010 yılında I Learned the Hard Way’i yayımladı. En iyi film dalında Oscar ve Golden Globe adayı olan Up in the Air filminin müziğinde yeniden yorumladıkları Woody Gurthie şarkısı “This Land Is Your Land” ile büyük ses getirdi. Bugüne kadar dünyanın birçok festivalinde sayısız konser veren ekip, “soul” kardeşleri Prince’in birçok konserinde de sahneye enerji kattı. Ekibin, geçtiğimiz sene yayınladığı canlı konser kaydı Soul Time! tüm eleştirmenlerden tam not aldı.

 


 

 

Jamaika’nın Reggae efsaneleri The Marmara Esma Sultan’da

 

 

 

Jamaika’nın bağımsızlığının 50. yılında gerçekleştirilen bu özel proje ülkenin efsane isimleri gitarist Ernest Ranglin, piyanist Monty Alexander, Sly Robbie ve Jamaika kökenli İngiliz reggae sanatçısı Bitty McLean 4 Temmuz Çarşamba akşamı saat 21.00’de DHL sponsorluğunda The Marmara Esma Sultan’ın etkileyici atmosferinde bir araya getirecek.

 

1950’li yıllarda ska türüne şekil veren en önemli isim olan ve Avrupa festivallerinde fırtına gibi esen gitar virtüözü Ernest Ranglin, elli yıllık kariyerinde Amerikan cazı, halk şarkıları ve Jamaika’nın müziğini aynı potada etkileyici bir biçimde eriten ve ülke müziğinin büyükelçisi kabul edilen Monty Alexander ve Jamaika’nın önde gelen reggae ekiplerinden Sly Robbie’nin liderleri, bugüne kadar 200 bin kayıtta yapımcı ya da müzisyen olarak yer alan davulcu Sly Dunbar ile basçı Robbie Shakespeare aynı sahnede buluşacak. Topluluğa vokallerde Jamaika kökenli İngiliz reggae sanatçısı Bitty McLean eşlik edecek.

 


 

 

Arkeoloji Müzesi bahçesinde özel caz projeleri

 

 

Kuşağının en iyi trompetçilerinden Till Brönner ile caz dolu bir gece

 

 

Almanya’nın en çok satan caz albümlerine imza atan, kuşağının en iyi trompetçilerinden Till Brönner 6 Temmuz Cuma günü saat 21.00’de Arkeoloji Müzesi’nde İstanbullu cazseverlerle birlikte olacak

 

İlk albümü Generations of Jazz’ı 22 yaşında yayımlayan Till Brönner, 20 yıllık müzik kariyerine birçok albüm, film müziği ve ödül sığdırmayı başardı. Yalnız müzisyenliği ile değil, sesi ve sahne şovuyla da adından söz ettiren Till Brönner 2004 yılında yayımladığı That Summer albümü ile Alman Pop listelerinde 16. sıraya yükselerek Almanya’da tüm zamanların en çok albüm satan caz sanatçısı unvanını da elde etti.

 

Trompet çalmanın ve şarkı söylemenin yanı sıra prodüktörlük de yapan Brönner, 2008 yılında yapımcısı olduğu bass-bariton Thomas Quasthoff’ın albümü ile Grammy müzik ödüllerine aday oldu. İkinci Grammy müzik ödülü adaylığını ise, Take 6 grubunun The Standard albümündeki solosu ile ‘En iyi Enstrümantal Caz Solosu’ dalında aldı. Dave Brubeck, James Moody, Natalie Cole ve Tony Bennett gibi cazın önde gelen isimleriyle aynı sahneyi paylaşan Brönner, Almanya’nın en prestijli müzik ödüllerden Echo Award’ı da beş kez kazandı.

 


 

 

Uluslararası caz festivallerinin yeni yıldızları

 

 

Gretchen Parlato ve Ambrose Akinmusire festivalde

 

 

 

İkinci albümü When The Heart Emerges Glistening’i ünlü Blue Note plak şirketinden yayımlayan Ambrose Akinmusire ve onun ardından tutkulu ve berrak sesiyle modern cazın en yaratıcı genç yorumcularından, besteci ve söz yazarı Gretchen Parlato, Passion Travel sponsorluğunda 11 Temmuz Çarşamba akşamı saat 20.45’te Arkeoloji Müzesi sahnesinde dinleyenlere her yönüyle cazın ruhunu yansıtacak bir gece yaşatacak.

 

The Los Angeles Times’ın 2011 yılında izlenmesi gereken isimler listesinde gösterdiği Ambrose Akinmusire günümüzün en önemli trompetçilerinden biri kabul ediliyor. 2009 yılında yayımladığı In a Dream Billboard dergisi tarafından “en büyüleyici caz albümü” seçilen Gretchen Parlato’nun en önemli özelliği ise benzersiz sesini bir enstrüman gibi kullanabilmesi. Vokalliğinin yanı sıra şarkı sözlerini de kendi yazan Parlato; Wayne Shorter gibi önemli müzisyenlerin bestelerine de sözler yazarak onları yeniden yorumluyor.

 

Çıkışta olan yeteneklere üye festivallerde yer alma imkanını veren Uluslararası Caz Festivalleri Birliği’nin (IJFO) düzenlediği “Talent Opportunity Program” kapsamında ve Passion Travel sponsorluğunda düzenlenecek konser, isimlerini şimdiden geniş kitlelere duyurmaya başlayan, “geleceğin Norah Jones’ları, Joshua Redman’ları” olma yolunda ilerleyen “genç usta”ları gecikmeden tanımak için eşsiz bir fırsat olacak.

 


 

 

Kuzey cazının ünlü ismi Lars Danielsson yeni albümü “Liberetto” ile festivalde

 

 

Kuzey cazının en önemli isimlerinden ünlü kontrbasçı Lars Danielsson festivalin bu yılki konukları arasında. Türk Pirelli sponsorluğunda düzenlenen bu konser 12 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.00’de Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleşecek. Lirik yorumlarla güçlü ve nefes kesici bir virtüözlüğü bir araya getiren Lars Danielsson’un Anadolu ezgilerinden izler taşıyan son albümü Liberetto sonrasında İstanbul’da vereceği konserde kendisine ünlü Fransız piyanist Yaron Herman ve Magnus Öström de eşlik edecek.

 

Lars Danielsson, 18 yıl birlikte çaldığı ve kendi adı ile anılan ‘Lars Danielsson Quartet’ ile birçok başarılı esere ve albüme imza attı. Danielsson kendi grubunun yanı sıra Randy ve Michael Brecker, John Scofield, Jack DeJohnette, Mike Stern, Billy Hart, Charles Lloyd, Terri Lyne Carrington ve Dave Kikosk gibi isimlerle de çalıştı. Halen ünlü perküsyoncu Trilok Gurtu ile birlikte de çalan Danielsson, caz repertuvarına kattığı Libera Me, Melange Bleu gibi önemli albümlerine 2012 yılında Liberetto’yu ekledi. Danielsson Anadolu ezgilerinden izler taşıyan Liberetto’da bir araya getirdiği çeşitli kültürlerin ve müzisyenlerin farklı seslerini etkileyici bir bütünsellikle harmanlıyor.

 


 

 

Ustalarla Buluşmalar

 

 

Dhafer Youssef "Dance Of The Invisible Dervishes" adlı projesinde Hüsnü Şenlendirici ve Aytaç Doğan`(la aynı sahnede buluşacak

 

 

İstanbul Caz Festivali kapsamında 2006 yılından bu yana İstanbul’un tarihi mekanlarında düzenlenen ve dünyaca ünlü sanatçıları, yeni ve özgün üretimler sergilemek üzere bir araya getiren “Ustalarla Buluşmalar” konserleri bu yıl yine özel bir projeyle devam ediyor.

 

19 Temmuz Perşembe akşamı, saat 21.00’de İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirilecek konserde, Tunus avangart müzik sahnesinin en önemli isimlerinden, bugüne dek Bugge Wesseltoft’tan Omar Sosa’ya dek birçok usta isimle düetlere imza atan, udi, besteci ve vokalist Dhafer Youssef, “Dance of the Invisible Dervishes” adını taşıyan konserde, kendi deyimiyle “İstanbul’a aşkını ilan edecek.”

 

Gecede Dhafer Youssef’a, kendi jenerasyonunun en önemli piyanistleri arasında kabul edilen Kristjan Randalu (piyano), Norveç’in en önde gelen gitaristi Eivind Aarset (gitar), bas virtüözlüğünün yanı sıra besteci, aranjör ve eğitimciliğiyle öne çıkan Chris Jennings (bas) ve dünyanın adı en önemli vurmalı çalgılar virtüözleri arasında sayılan Londra`da yaşayan Amerikalı Marilyn Mazur eşlik edecek. Türkiye’de klarnet denince akla gelen ilk isim olan, yerel müziği yurtdışına taşıyan isimlerden Hüsnü Şenlendirici ve mükemmel tekniği ve kompozisyonlarıyla dünya çapında tanınan kanun ustası Aytaç Doğan da ayrıca projeye eşlik edecek.

 


 

 

İstanbul Modern`de "Yeni Ozanlar"

 

 

“Yeni Ozanlar”ın bu yılki konuğu The Dears, ilk konseri için İstanbula gelecek

 

 

Kanadalı indie rock grubu The Dears, “Yeni Ozanlar” serisinin konuğu olarak ilk kez İstanbul’a geliyor. 12 Temmuz Perşembe akşamı saat 21.00’de başlayacak konserde The Dears, İstanbul Modern’in avlusunu bir açık hava şölenine çevirecek.

 

6 kişilik grubun üyeleri, vokal ve gitardaki Murray Lightburn, klavyede Natalia Yanchak ve Robert Benvie, gitarist Patrick Krief, bas gitarist Roberto Arquilla ve perküsyoncu Jeff Luciani’den oluşuyor. The Dears’in zaman zaman kabareye varan sahne şovuyla bu konser, kaçırılmaması gereken bir gece vaat ediyor.

 

Ozan şarkıcı ve grubun vokali olan Murray Lightburn’un liderliğinde kurulan topluluk indie rock ve pop’ı bir araya getiren etkileyici müzikleri ve “Omega Dog”, “You And I Are A Gang Of Losers”, “Hate Then Love” gibi liste başı şarkılarıyla dünya çapında sadık bir dinleyici kitlesi edindi. 2003 yılında yayımladıkları ikinci albümleri olan No Cities Left ile NME tarafından “son zamanlarda çıkan en iyi grup” olarak tanımlanan The Dears, 2006 yılında üçüncü albümlerini kaydetmeye başlayana kadar dünyayı turladı. Sloan, The Tragically Hip, Keane, The Secret Machines ve Morrissey gibi çok önemli sanatçı ve gruplar ile birlikte dünya turuna çıkan The Dears, 2007 yılında yayımladıkları dördüncü albümleri Gang of Losers ile 2007 Polaris Music Ödülü’ne aday oldu. The Dears 2011 yılında yayımladıkları son albümleri Degeneration Street ile de Polaris Music 2011 listesine girmeyi yine başardı.

 


 

 

European Jazz Club geceleri Salon`da devam edecek

 

 

Festivalde Türkiye caz sahnesinin başarılı isimlerini Avrupalı ustalarla özel projelerde buluşturan “European Jazz Club” serisi festival boyunca Salon’da devam edecek ve konserler saat 22.30’da başlayacak.

 

European Jazz Club konserleri kapsamında 09 Temmuz Pazartesi akşamı Baki Duyarlar Quartet feat. Eric Vloeimans, 10 Temmuz Salı akşamı Oğuz Büyükberber feat. Simon Nabatov, Wolter Wierbos  Tobias Klein, 11 Temmuz Çarşamba akşamı Bilal Karaman feat. Lars Danielsson ve 17 Temmuz Salı akşamı Ayşe Gencer Band feat. Dimitri Baevsky’in konserleri yer alıyor. Tamer Temel ve Yahya Dai konserlerinin tarihleri ise daha sonra açıklanacak.

 


 

“Genç Caz” konserleri

 

Son dokuz yıldır genç caz müzisyen ve topluluklarına İstanbul Caz Festivali programında yer alabilecekleri bir platform oluşturan “Genç Caz” Konserler Dizisi, bu yıl da devam ediyor. Bu yıl onuncu kez düzenlenen Genç Caz konserleri 7 Temmuz Cumartesi günü gerçekleştirilecek Tünel Şenliği kapsamında ücretsiz olarak izlenebilecek.

 

“Genç Caz” Konserler Dizisi’ne katılacak gruplar, Salon’da yapılacak değerlendirme konseri ile belirlenecek. 27 Mayıs Pazar günü 13.00’de başlayacak ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek Genç Caz Değerlendirme Konseri’ne tüm cazseverler davetli. Festival kapsamında gerçekleştirilecek Genç Caz konserlerine katılacak grupları seçecek olan kurul, Hülya Tunçağ, Kerem Görsev, Önder Focan, Pelin Opçin, Sevin Okyay, Elif Çağlar ve Ferit Odman’dan oluşuyor.

 

“Genç Caz” Konserler Dizisi`ne 9 yıl içerisinde 100’ün üzerinde caz sanatçısı ve topluluk başvurdu ve 30’un üstünde dünyaca ünlü caz sanatçılarıyla aynı festivalde yer alma imkanı sağlandı.

 

 

Nardis Jazz Club’da festivale paralel konserler

 

 

İstanbul’un sevilen caz kulüplerinden Nardis Jazz Club bu yıl festival heyecanına, festivale paralel olarak düzenleyeceği konserlerle dahil olacak. Nardis’te festival süresince tarihleri arasında Türkiye caz sahnesinin önemli isimleri konser verecek.

 


 

 

İstanbul Caz Festivali biletleri 28 Nisan Cumartesi günü satışa çıkıyor

 

 

19. İstanbul Caz Festivali’nin biletleri 28 Nisan Cumartesi saat 10.00’da satışa çıkıyor.

 

Festival biletleri; BİLETİX satış noktaları, BİLETİX çağrı merkezi (0216 556 98 00) www.biletix.com ve İKSV’den (Nejat Eczacıbaşı Binası, Sadi Konuralp Cad. No: 5 Şişhane) alınabilecek.

 

19. İstanbul Caz Festivali’nin bilet fiyatları 20 TL. ile 350 TL. arasında değişiyor. Bilet alımlarına kredi kartı geçerli olacak.

 

Cazkolik.com / 26 Nisan 2012, Perşembe

BU İÇERİĞİ PAYLAŞIN


Cazkolik.com

  • Instagram
  • Email

Yorum Yazın

Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.