Cumartesi (24 Ocak 2015) gecesi Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu`nun Londra konserindeydim. Üçlü, 900 kişilik Union Chapel kilisesini doldurdu. Sahneye önce bilindik ikili Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu çıktı ve güzel türkülerini söyledi. Bunlardan "Tükenmeyiz kırma ile" gibi anlamlı sözlere sahip olan Ruhi Su türküsü "Zahit Bizi Tan Eyleme" özellikle dikkat çekiciydi. Seslendirilen diğer eserler arasında "Yarim Senden Ayrılalı", "Bugün Ben Bir Güzel Gördüm" ve benim gözdelerimden "Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram" da bulunuyordu. Bu türkünün hem bestesini, hem de Ömer Hayyam`ı hatırlatan dizelerini severim. Özellikle de "Senin aklın ermez, bu başka hesap, meyhanede bulduk biz bu kemali" kısmını!
* * *
Konsere genel olarak ağır tempolu Alevi deyişleri hakim oldu. Zaten Oğur da bu durumun farkındaydı, "Gördüğünüz gibi pek eğlenceli değiliz" diyerek hepimizi güldürdü.
Daha sonra ise sahne Bülent Ortaçgil`e kaldı. Hiç bilmediğim "Memurun Şarkısı" ile başladı konserin Ortaçgil bölümü. Hit’lerinden "Değirmenler" ile de devam etti. Herkesin çok sevdiği bu parça, aynı zamanda Ortaçgil`i "müzisyen yapan şarkı" olma özelliğine sahipmiş söylediğine göre.
* * *
Daha sonra Erkan Oğur yeniden sahneye gelerek "Mavi Kuş", "Fark Etmeden" sırasında gitarıyla Ortaçgil`e eşlik etti. Yine daha önce duymadığım ama duyar duymaz sevdiğim "Zamana Sıkışmış"ı da öğrenmiş oldum böylece. Rahmetli olmuş değerli müzik adamlarımızdan Fikret Kızılok`la birlikte yaptıkları "Uyusun da Büyüsün" ise kulak aşinalığımın olduğu, ama iyi bilmediğim başka bir şarkıydı. Ortaçgil bu şekilde Kızılok`u da anmış oldu. Sözleri hem hiciv hem de benim açımdan nostalji doluydu. Bugün artık tarih olmuş Michael Jackson, SHP, AET gibi kişi ve kavramlardan bahsediyordu çünkü. Bir de TRT gibi tarih olmamış, beşinci viteste (bak gördünüz mü, gene yaşım ortaya çıkıyor, eskiden otomatik araba mı vardı? :) kabuk değiştirdiği için tanınmaz hale gelen kavramlar. Ruhlarına el-Faaatiha... Konserin Ortaçgil’e ayrılan kısmı kendisinin değil, Müslüm Gürses`in ünlü hale getirdiği "Sensiz Olmaz" ile sona erdi.
* * *
Biz hem üst katta, hem de arkalarda oturduğumuz için konser fotoğraflarımız çok kötü çıktı. Ama ortamı görmeniz için, gecenin anısı olarak buraya bir tane koyayım. Sade ama iyi müzik yapan bu üçlüye de böyle sade ama güzel bir mekanın sahnesi yakışırdı. Mor ışıkların aydınlattığı mekan, kilise pencerelerinin estetiğiyle birleşince ortaya bu görüntü çıktı.
(Fotoğraf: Özgür Yüzak)
Daha sonra üçlünün tüm üyeleri sahneyi paylaştı. Yine benim favorilerimden "Bülbülüm Altın Kafeste" ve "Zeynebim" bu son bölümün öne çıkan türküleri oldu. Sonra “Beni öldürende yoktur din iman.. uyan Ali`m Uyan" şeklinde sözleri olan "Mağusa Limanı", hem Gezi, hem de seneler önce yine bir 24 Ocak günü hainlerin aramızdan aldığı rahmetli Uğur Mumcu için seslendirildi. Demircioğlu "Gezi" demeye yeltendiği anda salonda bir alkış kopmaya başlamıştı bile. Sonra sözleri değerli devlet adamımız, rahmetli Bülent Ecevit`e, müziği Kızılok`a ait "Yağmur Duası"na geldi sıra. Demircioğlu bu şarkıyı seslendirirken öyküsünü de anlattı: Ortaçgil ve Kızılok`un birlikte yönettiği Çekirdek Sanat Evi`nde ona zamanında bir albüm yapmışlar, bu eser de o albümde yer alıyormuş.
* * *
Ortaçgil ise konserin büyük bölümünde olduğu gibi bis`te de söylemedi, ikiliye gitarıyla ayak uydurmakla yetindi. Artık yaştan mı, yorgunluktan mı bilemem. Ama sadece Ortaçgil için oraya giden ben, arkadaşlarım ve başka birçok kişi için konserin biraz hayal kırıklığı yarattığını söylemek mümkün. Çünkü Ortaçgil hem çok az şarkı çaldı, hem de çaldığı bu şarkılar arasında en güzellerinin çoğu yoktu. Neredeydi “Deniz Kokusu”, “Dalyan Deltası”, “Benimle Oynar mısın?”, “Oyuna Devam”, “Şık Latife”, hele hele “Eylül Akşamı”... En sevdiğim yeni şarkısı “Denize Doğru”yu söylerken bile acele eder gibi bir hali vardı. Dolayısıyla konser aslında üç değil, iki sanatçının konseri haline geldi diyebiliriz. Ortaçgil’e karşılık Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu iki saatin üzerinde sahnede kaldılar ve konserin esas yükünü üstlendiler. Bis’te çalınan ikinci türkü ise yoğun istek üzerine "Kerpiç Kerpiç Üstüne" oldu.
* * *
Eminim Oğur-Değirmencioğlu hayranları için bu daha coşkulu bir konser olmuştur. Ama yine de, her ne kadar Ortaçgil’i istediğimiz kadar dinleyememiş olsak da, Londra’da iyi müzisyenlerin icra ettiği anlamlı türkülerle dolu bir akşam geçirmek de hoş bir deneyimdi.
Filiz Taylan Yüzak
Kişisel blog: http://londranotlari.wordpress.com
İletişim: filiztaylanyuzak@gmail.com
Cazkolik.com / 31 Ocak 2015, Cumartesi
Siz de yorum yazarak programcımıza fikirlerini bildirin. Yorumlar yönetici onayından sonra sitede yayınlanmaktadır. *.